KKTC’de artan korona vakaları ikinci kez kapanma kararı aldırdı

KKTC’de artan korona vakaları ikinci kez kapanma kararı aldırdı
TT

KKTC’de artan korona vakaları ikinci kez kapanma kararı aldırdı

KKTC’de artan korona vakaları ikinci kez kapanma kararı aldırdı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC)'de koronavirüs vakaları nedeniyle ile ikinci kez kapanma kararı aldı.
KKTC Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi artan yerel vakalar nedeniyle ikinci kez kapanma kararı aldı. Komite akşam saatlerinde yeniden toplanarak ani bir karar ile 18-31 Ocak tarihleri arasında uygulanacak kapanma kararı aldığını duyurdu.
KKTC Bakanlar Kurulu bugün yaptığı toplantı sonrası basına açıklamalarda bulunan Başbakan Hamza Ersan Saner’in “Kapanma yok” açıklamasının ardından Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi Kapanma kararı aldığını gece saatlerinde basına duyurdu.
KKTC Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu bu akşam sondakika yaptığı toplantıda sokağa çıkma yasağı başta olmak üzere tüm etkinlikler, toplantılar, kafe, restoran, eğlence yerlerinin kapatılmasına karar verildi.
KKTC Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada “45/2018 Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kapsamında toplanan Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi tarafından alınan kararlar, aşı uygulamalarının tüm dünya ile eş zamanla ülkemizde başlaması, ülkemizde bulaş sayısının azaltılması ve 01 Nisan 2021 tarihinden itibaren aşılanmış ve enfeksiyon geçirip antikor üreten kişilerin ülkemize kısıtlama olmaksızın girişlerinin sağlanabilmesi ayrıca alınan önlemler kapsamında faaliyeti durdurulan ve/veya azaltılan tüm hizmetlerin yeniden faaliyet gösterebilmeleri amacıyla ülkemizde görülen yerel vaka sayısındaki artış dikkate alınarak ayrıca sağlık çalışanları arasında bulaş sayısının artması ve sağlık sisteminin etkin bir şekilde devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi alınan kararları sıkılaştırmaya karar vermiştir” denildi.
Açıklamada, “Ülkemizde yerel vaka sayısında artış görülmesi ve daha önce alınmış tüm tedbirlere rağmen yerel bulaş vaka sayılarının azalmaması nedeniyle kısmi sokağa çıkma yasağı alınması gerekli hale gelmiştir. Kamuda görevli polis, itfaiye, sağlık, sivil havacılık, elektrik kurumu, belediyeler, Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Rusümat Dairesi’nde görev yapan kamu görevlilerinin hizmetlerine devam etmesi uygun görülmüştür. Belirtilen kurumlar dışında görev yapan kamu görevlilerinin, 18 Ocak 2021 saat:00:01’den 31 Ocak 2021 saat 23:59’a kadar çalışmalarına ara verilmesine karar verilmiştir. Ancak Bakanlıkların gerekli gördüğü dairelerde çalışanları, ihtiyaç duyulması halinde ita amirlerinin çağrısı üzerine minimum personel ile elzem hizmetlerin yürütülmesi amacıyla göreve çağırabileceklerdir”ifadeleri kullanıldı.

Piknik yasaklandı
Özel sektörde; eczane, benzin istasyonu, fırın ve market gibi temel ihtiyaçların karşılanması çerçevesinde hizmet üreten işletmeler, sarı basın kartı sahipleri haricinde aşağıda eğlence yerleri, sinema, barlar, cafeler, kıraathane/kahvehane, piknik alanları ve toplu yapılacak etkinlikler, spor salonları, stadyumlar, düğün salonları, doğum günü, toplu ibadetler, mevlit, gece kulüpleri, kumarhaneler gibi pek çok iş yerleri ve faaliyetlerin 18 Ocak 2021 tarihinden başlayarak 31 Ocak 2021 tarih saat 23:59’a kadar kapalı olacak.

Özel izinle sokağa çıkılacak
Tüm spor antrenman ve müsabakalarının 31 Ocak 2021 tarihine kadar durdurulmasına karar verildi. Zaruri nedenler ile sokağa çıkmak isteyen kişilere Polis ve Kaymakamlığın özel izin alma zorunluluğu getirildi.
Kuzey Kıbrıs’ta ikamet eden ve Güney Kıbrıs’ta rutin tedavi gören/tedavileri başlanmış hastaların mağduriyet yaşamaması ve tedavilerinin tamamlanabilmesi amacıyla Güney Kıbrıs'a günübirlik karantina uygulaması olmaksızın geçiş yapmaları uygun görüldü. Sağlık amacıyla geçiş yapacak olan hasta ve refakatçisinin (gereği halinde) girişte son 3 gün içinde yapılmış negatif PCR test sonuçlarını ibraz etmeleri gerekecek. Ayrıca tedavi sonrasında KKTC’ye dönen hasta ve refakatçiler ülkeye girişlerinin yedinci ve on dördüncü günlerinde yeniden PCR testlerini yaparak sonuçlarını Bakanlığımıza iletilmesi gerekecek.
Kuzey’de ikamet edip Güney Kıbrıs’ta çalışan kişilerin geçişlerinin 31 Ocak 2021 saat:23:59’a kadar karantinaya tabii olmasına karar verildi. Güney’de ikamet edip Kuzey Kıbrıs’ta çalışan kişilerin geçişlerinin 31 Ocak 2021 saat23:59’a kadar karantinaya tabii olmasına karar verildi.
Kuzey’de ikamet edip Güney Kıbrıs’ta eğitim gören öğrenci ve velilerinin geçişlerinin 31 Ocak 2021 saat 23:59’a kadar karantinaya tabii olması uygun görüldü.
Güney’de ikamet edip Kuzey Kıbrıs’ta eğitim gören öğrenci ve velilerinin geçişlerinin 31 Ocak 2021 saat 23:59’a kadar karantinaya tabii olması uygun görüldü.

Yarıyıl tatili uzatıldı
KKTC’deki tüm ilk ve orta eğitim okullarında yarıyıl tatilinin 31 Ocak 2021 saat 23:59’a kadar uzatılırken, dershane, etüt, özel dersler ve kurs faaliyetlerinin, yüksek eğitim veren kurumlarında yüz yüze eğitim hizmetlerinin 31 Ocak 2020 saat 23:59’a kadar durduruldu.
Alınan kararlar pandemi durumuna bakılarak 23 Ocak’ta yeniden değerlendirilecek.



PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?

PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
TT

PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?

PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.

Ömer Önhon

Kırk yıldan fazla bir süredir Türkiye'ye karşı kanlı bir çatışma yürüten silahlı örgüt PKK, pazartesi günü kendini feshetme ve silahlı mücadelesini sonlandırma niyetini teyit ettiği tarihi ve benzeri görülmemiş bir duyuru yaptı.

Geçtiğimiz hafta örgütün konuşlanmış bulunduğu Kuzey Irak'ta düzenlenen kongrenin yayınlanan sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “PKK tarihi misyonunu tamamladı ve pratikleşme süreci Önder Apo (örgütün kurucusu Abdullah Öcalan'a atıfta bulunulmaktadır) tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere örgütsel yapısını feshetme kararı almıştır.”

 Açıklamada şunlar da eklendi: “PKK'nın mücadelesi, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladı, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdi.”

Şubat ayında, Türkiye'de 20 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan örgütün lideri, örgütün feshedilmesini görüşmek üzere bir kongre toplanması çağrısı yapmıştı.

PKK, 5-7 Mayıs tarihleri ​​arasında düzenlenen 12. Kongresi’nin ardından 8 Mayıs'ta kısa bir açıklama yaparak “büyük” bir duyuru yapacağına işaret etti.

Fesih kararının, komşu Irak ve ABD ile müttefik Kürt güçlerinin aktif olduğu Suriye de dahil olmak üzere bölge için geniş siyasi ve güvenlik sonuçlarının olması bekleniyor. Bu duyuru önemine rağmen, kesin bir atılım teşkil etmiyor. Örgüt ile Türk hükümeti arasında devam eden müzakereler hakkında bilgili kaynaklara göre, birçok sorun hâlâ çözülmemiş durumda. Bu kaynaklar, duyuruyu kamuoyu baskısını hafifletmeyi, eleştirileri savuşturmayı ve yavaş da olsa bir ilerleme kaydedildiği mesajı iletmeyi amaçlayan geçici bir adım olarak tanımlıyor.

PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor

Görünüşe göre var olan engeller ortadan kaldırıldı ve örgüt sonunda uzun zamandır beklenen duyuruyu yayınladı. Uygulanıp uygulanmayacağı ve duyurunun Türkiye içinde istenen etkiyi yaratıp yaratmayacağı henüz belli değil.

Terör örgütü olarak tanımlanan örgüt

PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği  (AB) tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor. Öcalan, 1999'dan beri Marmara Denizi'ndeki İmralı Adası'nda bulunan bir cezaevinde mutlak tecrit altında tutuluyor.

Terörsüz Türkiye olarak adlandırılan süreç, aşırı sağcı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin geçen yıl 22 Ekim'de Öcalan'ı PKK ve faaliyetlerini sonlandırma çağrısı yapmaya davet etmesiyle başladı. Hükümet, örgütün resmi bir kongre düzenleyerek kendisini feshetme yönünde bir iç karar alacağından hareketle, süreci sıkı bir şekilde kontrol altında tuttu, seçici ve dikkatli bir bilgilendirme yapmakla yetindi.

 Kongreye yaklaşık 15 kişi katılırken haberler, Öcalan ve örgütün elebaşlarının video konferans yoluyla katıldığına işaret ediyorlar. Paralel olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) üçüncü büyük parti olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) temsilcileri ile hükümet yetkilileri arasında haftalarca gizli görüşmeler yapıldı.

Her iki taraf da bu görüşmeleri müzakere olarak tanımlamaktan çekinse de aslında öyleler. Bu sürecin bir parçası olarak, DEM Parti heyetleri Öcalan'ı cezaevinde ziyaret etti, Kuzey Irak'taki örgütün lider kadrosuyla istişarelerde bulundu ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Irak'taki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Suriye'deki Halk Koruma Birlikleri (YPG) dahil olmak üzere Kürt siyasi gruplarla görüştü.

Duyurunun detayları henüz belirsizliğini koruyor. Örgütün silahlarını ne zaman ve nerede bırakacağı henüz belirsiz bir konu. Kararın uygulandığı nasıl doğrulanacak? Genel af çıkacak mı? Terör ve kasten öldürme suçundan aranan militanların kaderi ne olacak?

Talepler listesi

Siyasi cephede, PKK'nın bir talepler listesi sunduğu ve Türk hükümetinin karşılığında vaatlerde bulunduğu düşünülüyor. Bununla birlikte henüz hiçbir ayrıntı yayınlanmadı. Hükümet, hiçbir taviz verilmediğinde ısrar ediyor ve bu inanılması zor bir iddia. DEM Partisi heyetinin önde gelen üyelerinden Pervin Buldan, şimdi demokratikleşme alanında adımlar atmak için sıranın Türkiye'de olduğunu söyledi. DEM Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu’nun önümüzdeki hafta başında net bir yol haritası ve belirli bir talepler listesi açıklamak üzere toplanması bekleniyor.

PKK'nın duyurusunda, bu kararların pratikleşmesinin Abdullah Öcalan'ın sürece liderlik etmesini ve yönlendirmesini, demokratik siyasi faaliyet hakkının tanınmasını ve sağlam yasal güvencelerin sunulmasını gerektirdiği belirtildi.

Bunlar son derece hassas konular ve aynı zamanda barış için koşullar gibi görünüyor.

Avrupa Konseyi Ankara'yı birçok alanda eleştirdi, ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.

PKK, Öcalan'ın serbest bırakılmasını talep etti ve birçok gözlemci kendisine af çıkarılacağına inanıyor. Ancak Öcalan'ın Türk makamlarına, esas olarak suikast ve provokasyon korkusuyla adayı terk etmek istemediğini ve bunun yerine yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve koruma talebini ilettiği bildirildi.

PKK'ya karşı yıllardır süregelen düşmanlığa rağmen, Türk kamuoyunda bu gelişmelere karşı yaygın bir öfkeye tanık olunmadı. Hükümetin propaganda makinesi hakim olan anlatıyı kontrol etmeyi başardı. Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) hep DEM Partisi aracılığıyla PKK ile iş birliği yapmakla suçlayan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise şimdi aynı taraflarla müzakereler yürütüyor. Türk milliyetçilerinin potansiyel muhalefeti kontrol altında tutuluyor, hatta doğrudan bastırılıyor.

Zafer Partisi lideri ve AKP-MHP ittifakının açıkça muhalifi olan Ümit Özdağ, Ocak ayında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Suriyeli mültecilere karşı nefrete tahrik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etmekle suçlandı. Ancak birçok kişi tutuklanmasının kamuoyunu Öcalan'ın serbest bırakılmasına karşı kışkırtma ve barış sürecini sarsma potansiyeline sahip olmasından kaynaklandığına inanıyor.

xscdfvgrt
12 Mayıs'ta Diyarbakır’daki bir kahvehanede PKK’nın fesih açıklamasını televizyondan takip eden erkekler (AFP)

Özdağ da yargılanması sırasında kendisini Öcalan'ın serbest bırakılmasını kolaylaştırmak için hapse atılan bir “siyasi rehine” olarak tanımladı. Uluslararası alanda süreç ihtiyatlı bir onayla karşılandı. AB ve ABD hâlâ PKK'yı terör örgütü olarak listelese de, varlığını Türkiye'de Kürtlerin özgürlükler konusunda uzun süredir yaşadığı mahrumiyetin bir yansıması olarak görüyorlar ve bu tutum Ankara ile aralarında uzun süredir gerginlik yaratıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere Türk yetkililer, AB'yi Avrupa'daki PKK faaliyetlerine göz yummakla ve böylece terörizmi desteklemekle suçluyorlar.

Önemli bir fırsat

Her şeye rağmen, Avrupalı liderler Türkiye'de devam eden sürece desteklerini ifade ettiler. Avrupa Konseyi, birkaç gün önce yayınladığı son raporunda Ankara'yı birçok alanda eleştirdi ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu siyasi, sosyal, demokratik ve güvenlik düzeylerinde barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.

Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile başa çıkma meselesidir

Türkiye içinde, CHP, hükümete karşı yürüttüğü açık savaşa ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hapse atılmasının ardından gösteri ve protestolar düzenlemesine rağmen, bu sürece karşı çıkmadı. Partisinin Van'da düzenlediği gösteride, CHP lideri Özgür Özel, örgütün yakında silah bıraktığını açıklaması yönündeki umudunu dile getirdi. AK Parti’nin Doğu Anadolu bölgesinde DEM Partisi'nin seçilmiş belediye başkanlarını görevden alma ve yerlerine kayyum atama kararlarını kınadı.

Örgütün kendisini feshettiğini ve silah bırakacağını duyurması ile birlikte, ülke için yeni bir anayasa taslağının hazırlanması da dahil olmak üzere sürecin yeni bir aşaması başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlarından biri olan Mehmet Uçum da temel aşamanın tamamlandığını ve şimdi demokrasi ve hukuk alanlarında kapsamlı reformların uygulanmasına geçileceğini söyleyerek buna işaret etti.

df
PKK’nın kendisini feshettiğini duyurmasının ardından Diyarbakır'daki tarihi Sur ilçesi 12 Mayıs  (AFP)

Bu sürecin hükümete fayda mı zarar mı sağlayacağı ise belirsizliğini koruyor. Ancak kamuoyu yoklamaları, eğer şimdi seçimler yapılırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin neredeyse imkansız göründüğüne işaret ediyor. Çoğu Türk, felç edici ekonomik krizden ve otoriterliğe doğru hızlı kayıştan ciddi şekilde etkilendi. Örgütün kendisini feshetmesi ve Türkiye'de terörün sona erdirilmesi belki Erdoğan'ın popülaritesini yeniden kazanmasının önünü açabilir, ama ekonomik ve politik sorunların devam etmesi onu her zamankinden daha savunmasız bırakabilir.

Suriye boyutu

Suriye boyutu bu denklemde önemli bir unsur. Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de YPG ile nasıl başa çıkacağı meselesi.

Bu birlikler PKK ile yakın bağlarını sürdürüyorlar ve safları içinde bazı kadroları bulunuyor. Şam'ın şiddetle reddettiği bir talep olan merkezi olmayan bir idari sistem kurulması da dahil olmak üzere çeşitli taleplerde bulundular.

Türkiye'deki devam eden gelişmeler büyük olasılıkla Suriye arenasına yansıyacak ve Suriye'deki durum da Türkiye'deki gelişmeleri etkileyebilir.