Türkiye'ye temsilci atamayan Twitter, Periscope ve Pinterest'e reklam yasağı geldi

Twitter şirket logosu (arşiv - Reuters)
Twitter şirket logosu (arşiv - Reuters)
TT

Türkiye'ye temsilci atamayan Twitter, Periscope ve Pinterest'e reklam yasağı geldi

Twitter şirket logosu (arşiv - Reuters)
Twitter şirket logosu (arşiv - Reuters)

Türkiye’ye temsilci atamayan Twitter, Periscope ve Pinterest’e reklam yasağının getirildiği kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Resmi Gazete'de yayımlanan 'Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu' kararına göre, Türkiye'de çok sayıda kullanıcısı bulanan Twitter, Periscope ve Pinterest gibi sosyal medya ağlarının, kendilerine belirlenen süre içerisinde Türkiye'ye temsilci atamadıklarından dolayı reklam alması yasaklandı. Türkiye'de daha önce açıklanan ve 1 milyondan fazla kullanıcı sayısına sahip olan sosyal medya ağlarının temsilci ataması gerekliliği sonucunda, temsilci atamayan sosyal ağlara para cezası verilmişti. Temsilci atanmamasının davam etmesi durumunda ise reklam yasağı geleceği bildirilmişti.

“Bant genişliğinin daraltılması en son istediğimiz yol”
Kararı sosyal medya hesabından duyuran Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, “Yükümlülüğe uymamakta ısrar eden sosyal ağların bant genişliğinin daraltılması en son istediğimiz yol” ifadelerini kullanarak karara uymamakta ısrar eden sosyal medya ağlarının sırasıyla bant genişliklerinin daraltılacağını işaret etti. Sayan konuya ilişkin yaptığı açıklamada,
“1 Ekim 2020'de yürürlüğe giren yasanın 3'ncü aşaması olan 'Reklam Yasağı', Resmî Gazete'de yayımlandı. 7253 sayılı yasa gereği Türkiye'ye resmi temsilci atamayan yurt dışı kaynaklı sosyal medya şirketleri, artık ülkemizden reklam alamayacak. Reklam yasağının uygulamasını; BTK, BDDK, TCMB, VDK ve ilgili tüm kamu kurumlarımız hassasiyetle denetleyecek. Ayrıca reklam veren şirketlere de ceza kesilecek. Reklam yasağı uygulanmadan Türkiye'ye temsilci atamayı ve yükümlülükleri yerine getirmeyi kabul eden sosyal ağ şirketlerine teşekkürlerimi sunuyorum. Hiçbir vatandaşımızın ülkemizde sağlanan hizmetlerden mahrum kalmasını istemiyoruz. Lakin milletimizin; verilerini, gizliliğini ve haklarını korumak için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız. Dijital faşizm ve kural tanımazlığın Türkiye'de hakim olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Dileriz ki hala temsilcisini bildirmeyen Twitter ve Pinterest de ivedilikle gerekli adımları atarlar. Yükümlülüğe uymamakta ısrar eden sosyal ağların bant genişliğinin daraltılması en son istediğimiz yol. Taciz, istismar, iftira ve hak ihlalleri bir özgürlük değil suçtur! Hiç kimsenin bu ve benzeri suçları özgürlük kisvesi altında işlemesine asla müsaade etmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.



Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
TT

Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)

Fransız basın ajansına göre, “psikolog” veya “psikolojik danışman” gibi unvanlarla kendilerini tanıtan kişiler, artan talep ve düzenlemelerin eksikliğini fırsat bilerek Fransa'nın ruh sağlığı sektörünü istila ediyor ve bu durum büyük riskler doğuruyor.

“Bu tedavi hayatımı mahvetti”... 25 yaşındaki Marie (gerçek adı değil), durumunu bu sözlerle anlatıyor. Cinsel yaşamını etkileyen psikolojik sorunları olan bu genç kadın, gittiği fizik tedavi uzmanının tavsiyesi üzerine “kadınların bedenlerini geri kazanmalarına yardımcı olan” bir tedaviye yönlendirildi.

Sonuncusu, bir sujufoloji uzmanı (psikolojik bozuklukların tedavisinde nefes, hareket ve görselleştirme tekniklerini kullanan bilim dalı) ve hipnoz uyguluyor. İkinci seansta, Marie'nin zihninde garip bir görüntü belirdi: Kendisi iki yaşında iken dedesinin vücuduna dokunduğunu hayal etti.

 “Tamamen şoke oldum. Ona bunun ne anlama geldiğini sordum, o da ‘Sen ensestin kurbanısın, buna hiç şüphe yok’ diye cevap verdi.”

Bir başka seansta, terapist Mary'nin “ruhlarla iletişim kurma yeteneği” olduğunu söyledi. Mary, sujufoloji uzmanı ile ilişkisini kesti ve “bu teşhisle” yalnız başına yoluna devam etti.

Sekiz ay sonra her şeyini kaybettiğini anlayınca bir psikiyatriste başvurdu. Mary şöyle diyor: "Hemen sinirlendi ve bana, 'Hipnoz gerçek bir bilim değil! Beynin sana sahte anılar gönderebilir, bu yüzden çok dikkatli olmalısın” dedi.

Mary, kapsamlı bir takip sonucunda, uydurulmuş sahte anıların harekete geçirilmesinin kurbanı olduğuna inanmaya başladı.

Mivelodis, son yıllarda çok sayıda benzer vaka bildirimi aldıktan sonra, son raporunda, sahte anıların karmaşık bir kavram olduğunu ve bunların “uygunsuz hatta sapkın” olabilecek tedavilerden kaynaklandığı konusunda uyarıda bulundu.

Mary, “Ona çok kızgınım. Beni uyarmalıydı” dedi.

3 bin 900 Euro’ya destek               

Mivelodis,"Zayıf bir şekilde düzenlenen ruh sağlığı alanındaki artan endişelerden" söz etti.

Fransız İçişleri Bakanlığı'na bağlı kuruluşa göre ruh sağlığı “hızla genişleyen bir pazar haline geldi ve bu pazarda, ciddi psikolojik hasara yol açabilecek denetimsiz psikoterapi yöntemlerine başvuran danışmanlar veya koçlara yaygın olarak güveniliyor”.

Ruh sağlığı, “Kovid” salgınıyla birlikte sahte bilim uzmanlarının tercih ettiği bir alan haline geldi.

Ruhsal bozukluklar konusunda uzmanlaşmış bir halk sağlığı doktoru olan Michael Worms-Irminger, “Profesyonel ve eğlence kanallarında çok sayıda insan, herhangi bir eğitim almadan yapılandırılmış psikoterapi gibi tedaviler sunarak ruhsal sağlık sorunlarını tedavi edebildiğini iddia ediyor” diyor.

Kimisi kaygı ve dikkat eksikliği bozukluklarını tedavi ettiğini iddia ederken, kimisi otizm, şizofreni veya bipolar bozukluğu tedavi ediyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Mivelodis’in başkanı Donatien Le Vaillant yaptığı açıklamada, örgütün "ağır metalleri vücuttan uzaklaştırarak detoks etkisi sağladığını iddia eden besin takviyeleri, esrar veya şelasyon protokolleri" ( vücuttaki toksik metal ve kimyasalların uygun bir “şelatör” ile bağlanarak dokulardan sökülmesi, böbrek ve karaciğer yoluyla vücuttan uzaklaştırılması işlemi) gibi alternatif tedavi seçeneklerine dayalı "son 10 yılda otizm vakalarında iki katına çıkan bildirimlerin" olduğunu belirtti.

Mivelodis'in 2022-2024 yılları arasında aldığı bildirimlerin en büyük kısmını sağlık ve refah oluşturdu (%37) ve vakaların yüzde 80'i sağlık çalışanı olmayan kişileri içeriyordu.

Son zamanlarda, annelerin yorgunluğunu istismar eden ve genç, bitkin anneleri hedef alan yeni bir ticaret ortaya çıktı.

Mivelodis, “sahte koç” vakasından bahsediyor. Bu koçlar, “aşırı duyarlı” olarak teşhis edilen “kırılgan ve depresif” anneleri, 3 bin 900 avro karşılığında internet üzerinden destek almaları için kandırıyor.

'Çok fazla kafa karışıklığı var'

Kendini psikoterapist olarak tanımlayan bu kişilerin işleri, devlet tarafından tanınan ünvanların düzenlenmemesi nedeniyle gelişiyor; yalnızca psikolog, psikiyatrist ve psikoterapist ünvanları korunuyor.

Le Vaillant, "Herkes kendine koç veya danışman diyebilir" diyor. "Yasa kapsamında değil ama çok fazla kafa karışıklığına yol açıyor."

Michael Worms-Irminger, bu isimlerin "psikolojiyle meşru bir bağlantıya işaret ettiğini" belirtiyor.

Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Bakanlık Temsilcisi Frank Bellevier, sağlık otoritelerinin, insanların bu uygulamalara başvurmasına yol açan "cehalet" ile mücadele etmek için "etkili bir şekilde iletişim kurmaya" devam etmeleri gerektiğine inanıyor.

Eski yargıç ve Tarikat Mağdurları ve Aileleri Ulusal Savunma Birliği Başkanı Catherine Katz, “Spiritüel liderlerin folklorik imajından kurtulmalıyız” diyor. Katz, “Günümüzün spiritüel liderleri sınırsız bir hayal gücüne sahip” diye ekliyor.

Mikael Worms Erminiger, tıbbi çölleşmenin “her türden koç”ların işine yarayabileceğini, “pahalı” psikolojik bakım için “bekleme sürelerinin” “korkutucu” boyutlara ulaşabileceğini belirtiyor.