ABD Başkanı Trump'ın başkanlık koltuğundaki son günü

ABD Başkanı Trump'ın başkanlık koltuğundaki son günü
TT

ABD Başkanı Trump'ın başkanlık koltuğundaki son günü

ABD Başkanı Trump'ın başkanlık koltuğundaki son günü

ABD'nin seçilmiş Başkanı Joe Biden'ın yarın düzenlenecek tören ile görevine başlaması beklenirken, ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık koltuğunda son gününü geçiriyor.
ABD'nin seçilmiş Başkanı Joe Biden, ABD'de geçtiğimiz yıl 3 Kasım'da gerçekleştirilen Başkanlık seçimlerinin ardından oy üstünlüğü sağlamış ve 6 Ocak'ta ise Seçiciler Kurulu tarafından alınan karar ile Biden'ın başkanlığı resmen onaylanmıştı. Seçilmiş Başkan Biden'ın seçimleri kazanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump destekçileri tarafından Biden'a karşı birçok eyalette protesto düzenlenmiş ve son olarak 6 Ocak'ta Başkan Trump tarafından düzenlenen miting sonrası ABD Kongre binası Trump destekçileri tarafından saldırıya uğramıştı. Kongre binasına düzenlenen saldırının ardından ABD Güvenlik Güçleri alarma geçirilmiş ve son olarak Ulusal Muhafızların desteği ile saldırıya dönen protestolar kontrol altına alınmıştı. Güvenlik güçlerinin protestoculara müdahalesi sırasında aralarında 1'i polis, toplam 5 kişi hayatını kaybetmiş, 14 kişi ise yaralanmıştı. Açıklanan polis raporlarında ise 68 kişinin gözaltına alındığı ifade edilmişti.
Olayları kontrol altına almakta yetersiz kaldığı belirtilen Kongre Polis Şefi Steven Sund'ın ise 16 Ocak'ta görevinden istifa edeceği açıklanmıştı. Kongre binasına düzenlenen baskının ardından Trump, dünya genelinde birçok ülkenin eleştirilerine hedef olmuş, sosyal medya devi Facebook ve Twitter ise Başkan'ın sosyal medya hesaplarını temelli olarak erişime kapatmaya kararı almıştı. Aynı zamanda Trump birçok platformdan da engellenmişti. ABD Kongre binasında yaşanan gerginliğin ardından ülke genelinde güvenlik önlemleri üst seviyelere çıkarılmıştı. Beyaz Saray ve Kongre çevresinde yollar kapatılırken, demir bariyerlerle kapatılan alana zorla girmeye çalışan kişilerin ise gözaltına alınacağı belirtilmişti. Alınan önlemler kapsamında başkent Washington DC'de Ulusal Muhafızlar sokaklarda görev almaya başlamıştı.
Çıkan olaylardan Trump'ı sorumlu tutan Demokratlar, Başkan Trump'ın görevden alınması için harekete geçmişti. Demokratlar, Başkan Yardımcısı Mike Pence'e, Anayasanın 25. ek maddesini kullanarak Trump'ı görevden alınması çağrısında bulunmuştu. Sunulan tasarıyla 223 "evet", 205 "hayır" oyu kullanılmıştı. Demokratlar tarafından Trump'a karşı kullanılan 25. ek maddenin aktifleştirilmesi için Pence ve kabinenin çoğunluğunun Trump'ın görevlerini yerine getiremeyeceğini beyan etmesi gerekiyordu. Ancak Pence oylamadan saatler önce yaptığı açıklamada, 25. ek maddeyi devreye sokmayacağını duyurmuştu. Fakat 14 Ocak'ta yapılan son açıklamada, ABD Temsilciler Meclisinde yapılan oylamada Başkan Donald Trump'ın azil sürecini başlatacak maddenin kabul edildiği belirtilmişti.

Trump'ın veda töreni
ABD Başkanı Trump'ın, Biden'ın 20 Ocak'ta gerçekleştirilecek yemin töreninden bir gün önce başkent Washington'dan ayrılacağı iddia edilmişti. Trump'ın Ortak Üs Andrews'te düzenlenecek bir törenle gönderileceği, törenin kırmızı halı ve askeri bando da dahil olmak üzere ayrıntılı bir şekilde planlandığı öne sürülmüştü, Trump ise daha önce Biden'in yemin törenine katılmayacağını duyurmuştu. Başkan Yardımcısı Mike Pence ise törene katılacağını söylemişti.
“Şiddetin asla bir çözüm olmadığını ve asla haklı çıkarılamayacağını unutmayın”
Son olarak Melania Trump, ABD Başkanı Donald Trump'ın görevi Joe Biden'a devretmesine kısa bir süre kala ABD halkına veda etti. Melania Trump yayınladığı video mesajda, “Unutulmaz bir 4 yıldı. Donald ve ben Beyaz Saray'da zamanımızı tamamlarken, tüm insanları ve onların inanılmaz aşk, vatanseverlik ve kararlılık hikayelerini yüreğimde hissediyorum” dedi. "Yaptığınız her şeyde tutkulu olun, ama şiddetin asla bir çözüm olmadığını ve asla haklı çıkarılamayacağını unutmayın” ifadelerini kullanan First Lady, “Bir aile olarak gelecek nesiller için umut ışığı olmayı ve cesaret, iyilik ve inanç ruhumuzla Amerika'nın ulusumuzu daha da yükseğe çıkarma mirasını sürdürebiliriz" diye konuştu. Melania Trump Amerikan halkına, "Bu ülkenin tüm halkı sonsuza dek kalbimde olacak. Teşekkürler. Tanrı sizi ve Amerika Birleşik Devletleri'ni korusun” sözleriyle veda etti.

Trump, 1 haftadır Beyaz Saray'dan ayrılmadı
Yerel basın, görev süresinin bitmesine bir gün kalan Başkan Trump'ın, halen kendisini terk ettiğine inandığı Cumhuriyetçilerden şikayetçi olmaya ve kaybettiği seçimi kazandığına dair etrafındakilere ısrar etmeye devam ettiği iddia edildi. Yerel basına göre, Trump'ın birkaç gündür kötü bir ruh hali içinde olduğu ve bir zamanlar zevk aldığı başkanlığın performatif bölümlerine olan ilgisini ise kaybettiği belirtilirken, Başkan Trump'ın bir haftadır Beyaz Saray'dan ayrılmadığı ifade edildi. Trump'ın dün akşam, Beyaz Saray'ın Mavi Odası'ndan bir veda mesajı kaydetmişti. Hükümet yetkilileri tarafında yapılan açıklamada, Trump'ın veda mesajının bugün yayınlanacağını belirtilse de, videonun tam yayınlanma tarihi hakkında net bir gün belirtilmedi.

ABD'nin yeni Başkanı Biden
Cumhuriyetçiler safında gerginlik devam ederken, ABD'nin 46. Başkanı seçilen Biden'ın yarın yapılacak yemin töreni için hazırlıklar ise hız kesmeden devam ediyor. Biden'ın Başkanlık görevini resmi olarak devralacağı törene saatler kala törene ilişkin detaylar da netleşiyor. Yerel saatle 11.30 sıralarında başlaması planlanan tören, Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in yemin etmesiyle devam edecek ve ünlü şarkıcıların sergileyeceği performans ile sona erecek. Dünyanın merakla beklediği yemin töreni, Başkan Donald Trump destekçilerinin 6 Ocak'taki Kongre baskını ve korona virüs salgını nedeniyle öncekilerden farklı olacak. Geleneksel olarak açık havada gerçekleştirilen tören, Biden'ın talimatı üzerine bu yıl da açık alanda yapılacak fakat hem korona virüs salgını hem de Kongre baskınının ardından güvenlik gerekçesiyle katılımcı sayısı azaltılırken, ünlü yıldızların yer aldığı program da büyük ölçüde sanal ortama taşındı. Biden ve Harris, 1981'de eski Başkan Ronald Reagan ile başlayan geleneği koruyarak, Kongre binasının önünde yemin edecek.

Tören için üst düzey güvenlik önlemleri alındı
Tören için başta başkent olmak üzere tüm eyaletlerde güvenlik önlemleri arttırılırken, yarınki yemin töreni sırasında güvenliği sağlamak üzere binlerce polise ek olarak 25 bin Ulusal Muhafız yönetim binalarının önünde görevlendirildi. Ayrıca yemin töreni boyunca, başkent Washington DC'de Kongre baskını nedeniyle ilan edilen olağanüstü hal uygulaması geçerli olacak. Yarın yapılacak yemin töreninin “aşırı derecede sınırlandırıldığını” belirten Biden ekibi, ABD halkına başkent sokaklarından uzak durmaları yönünde çağrıda bulundu. Ayrıca tüm katılımcılara törenin ardından test yaptırma zorunluluğu getirildi. Törene yönelik kısıtlamalar kapsamında geçit töreni güzergahı boyunca inşa edilen seyir stantları kaldırılırken, tören süresince maske takmak zorunlu olacak. Amerikan medyasına yansıyan haberlere göre, törendeki oturma düzeni yaklaşık 200 kişilik ve sosyal mesafe kurallarına uygun olarak şekillendirilecek.



ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
TT

ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki tankere el koyup limanları ablukaya almasıyla gerginlik tırmanırken, analistler bu hamlelerin olası Tayvan işgalinde Çin'in elini güçlendirebileceğine dikkat çekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela limanlarında yaptırıma tabi tankerlere tam abluka uygulanması talimatını salı günü vermişti.

Reuters'a konuşan uzmanlar, Pekin yönetiminin Tayvan'ı ablukaya alması durumunda Venezuela'daki hamleleri Washington'a karşı koz olarak kullanabileceğini belirtiyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Çin uzmanı Craig Singleton şunları söylüyor:

ABD, Venezuela'daki siyasi yapıyı değiştirmek için abluka uyguluyor, Çin de bundan hareketle sözümona güvenlik gerekçesiyle Tayvan'a karşı zorlayıcı önlemler alabilir.

Singleton, ABD'nin olası Tayvan işgaline karşı uluslararası kamuoyunu harekete geçirme kabiliyetinin Venezuela politikası nedeniyle zayıflayabileceğine dikkat çekiyor.

Trump, 11 Aralık'taki açıklamasında Venezuela açıklarında petrol taşıyan bir tankere el koyduklarını duyurmuştu. Beyaz Saray, Skipper adlı tankerin "yasadışı petrol taşımacılığı" yaptığını öne sürmüştü.

Venezuela lideri Nicolas Maduro ise tankerin ülkeden çıkarılan 1 milyon 900 bin varil petrolü taşıdığını belirterek ABD'nin hamlesini "hırsızlık ve korsanlık" diye nitelemişti. 

Venezuela ham petrolünün en büyük alıcısı olan Çin de Karayipler'deki gerginlikte Karakas yönetimini destekledi. Pekin'den dün yapılan açıklamada "tüm tek taraflı ve zorbaca eylemlere karşı olunduğu, ülkelerin egemenliklerini ve ulusal haysiyetlerini savunmalarının desteklendiği” bildirildi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Isaac Kardon da Çin'in Venezuela'daki mevcut durumu, Tayvan'ı destekleyen küresel bir koalisyon kurulmasını engellemek için kullanabileceğini söylüyor.

Ayrıca Çin'in de benzer hamlelerle Tayvan limanlarından çıkan petrol ve doğalgaz tankerlerine el koyabileceğine işaret ediyor. Bunlara ek olarak ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle Tayvan Boğazı'nda oluşabilecek acil bir duruma zamanında müdahale edemeyebileceğini belirtiyor.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 26 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 100'den fazla kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian


Faşir katliamı: Kolombiyalı paralı askerler Londra’dan gönderilmiş

HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
TT

Faşir katliamı: Kolombiyalı paralı askerler Londra’dan gönderilmiş

HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)

Sudan'da orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri'ndeki (HDK) Kolombiyalı paralı askerlerin, Birleşik Krallık'ta (BK) kayıtlı bir şirket tarafından işe alındığı iddia ediliyor.

HDK militanları, ekimde düzenledikleri saldırılarda Faşir'deki Suudi Hastanesi'ni basıp 450'den fazla kişiyi öldürmüştü. 

Ülkenin batısındaki Darfur bölgesinin en büyük kentinde düzenlenen katliamda toplamda en az 60 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Guardian'ın incelemesine göre katliamda rol oynayan Kolombiyalı paralı askerler, Londra'da kayıtlı bir şirket tarafından işe alındı.

Zeuz Global, ABD Hazine Bakanlığı tarafından bu ay yaptırım listesine alınan kişiler tarafından yönetiliyor.

Bu kişilerden biri Kolombiya ve İtalya pasaportlarına sahip Kolombiya ordusundan emekli subay Álvaro Andrés Quijano Becerra. Subayın eşi Claudia Viviana Oliveros Forero da yaptırım listesine alınmıştı.

Şirketin başındaki diğer isimse Kolombiya ve İspanya vatandaşı Mateo Andrés Duque Botero.

Duque ve Oliveros'un Zeuz Global'ı 10 bin sterlin (yaklaşık 573 bin TL) yatırımla 8 Nisan'da kurduğu belirtiliyor. Bundan üç gün sonra HDK militanları, Sudan'daki Zamzam Mülteci Kampı'na saldırı düzenlemiş, 1500'den fazla sivili katletmişti.

HDK, 13 Nisan'da kampın kontrolünün ele geçirildiğini açıklamıştı. Haberde, kampın Kolombiyalı paralı askerlere devredildiği, bu savaşçıların da Faşir katliamını planladığı aktarılıyor.  

Haberde, firmanın Tottenham'daki adresini ABD'nin yaptırımları açıkladığı 9 Aralık tarihinden sonra Londra merkezine taşıdığına dikkat çekiliyor. Şirkete ait iki adreste de otellerin yer aldığı ve bu işletmelerin Zeuz Global'la herhangi bir bağı olmadığını savunduğu belirtiliyor.

Gazete, BK'deki şirketlerin sicil kayıtlarını tutan devlet kurumlarından firmaya dair bilgi taleplerine yanıt alınamadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler Sudan Uzmanlar Paneli'nin eski üyesi Mike Lewis, BK'de kurulan paravan şirketlerin sayısının arttığına dikkat çekerek, "Spor salonuna kayıt yaptırmak BK'de firma kurmaktan daha zor" diyor.

Araştırmacı, Kolombiyalı paralı askerlerin HDK militanlarına drone ve uzun menzilli silah kullanmayı öğrettiğini, bunun Kuzey Afrika ülkesindeki iç savaşın gidişatını değiştirdiğini belirtiyor:

Sudan'daki savaş, güdümlü silahlar ve uzun menzilli insansız hava araçlarının her gün sivillerin ölümüne neden olduğu, yüksek teknolojinin kullanıldığı bir savaş. Bunların çalıştırılabilmesi için dışarıdan destek gerekiyor. Kolombiyalı paralı askerlerin operasyonunun bu dış yardımın önemli bir bileşeni olduğunu biliyoruz.

Kolombiyalı savaşçıların Sudan'daki rolü ilk kez geçen yıl ortaya çıkmıştı. Bogota merkezli medya kuruluşu La Silla Vacía'nın haberinde, 300'den fazla emekli askerin savaşmak üzere sözleşmeyle Sudan'a gittiği belirtilmişti. Bunun üzerine Kolombiya Dışişleri Bakanlığı özür dilemişti.

Independent Türkçe, Guardian, Sudan Tribune


ABD’de kurum isimleri Trump’laşırken tartışmalar büyüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
TT

ABD’de kurum isimleri Trump’laşırken tartışmalar büyüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)

ABD merkezli Axios internet sitesi, Kennedy Merkezi Yönetim Kurulu’nun Washington’un önde gelen sanat kurumlarından birinin adına eski Başkan Donald Trump’ın isminin eklenmesi yönündeki tartışmayı gündeme taşıdı. Siteye göre kurul, merkezin adının “Trump–Kennedy Merkezi” olarak değiştirilmesi seçeneğini değerlendiriyor.

Axios’un değerlendirmesinde Trump’ın, kendisini devlet yönetiminin odak noktasına taşıyarak öncüllerinden ayrıldığı ifade edildi. Site, Trump’ın ticari imparatorluğunda ve kampanya çalışmalarında kullandığı marka yaklaşımını devlet projeleri ile kamusal alanlara da aktardığına dikkat çekti.

df
Washington'daki Kennedy Merkezi binası (Reuters)

Axios, Trump’ın ikinci dönem hazırlıklarında kişisel tanıtım amacıyla kullandığı bazı yöntemleri mercek altına aldı.

Washington'daki binaların isimlerinin değiştirilmesi

Kennedy Merkezi’nin adının değiştirilmesine ek olarak, bu ayın başlarında ABD Barış Enstitüsü’nün adı da ‘Donald Trump Barış Enstitüsü’ olarak değiştirildi.

Axios, Beyaz Saray’ın her iki yeni yapının da Trump’ın görev süresi boyunca yürüttüğü çabaları onurlandırmayı amaçladığını belirttiğini aktardı. Beyaz Saray yetkilileri ve Trump’ın kendisi, önceki yönetimler döneminde zor durumda olduklarını ileri sürdükleri bu iki kurumun ayakta tutulmasında Trump’ın belirleyici bir rol oynadığını vurguladı.

Binalardaki afişler

Trump’ın adının binalara verilmesine ek olarak, yönetimi eylül ayında Washington’daki birçok federal binayı Trump’ın fotoğraflarını taşıyan afişlerle donattı. Bu durum, yetki aşımı ve propaganda yapıldığı yönünde endişelere yol açtı.

Demokrat Senatör Adam Schiff’in ofisi tarafından yayımlanan bir rapora göre, Trump yönetiminin fotoğrafını ya da politikalarını içeren afişlerin hazırlanması için vergi mükelleflerinin parasından 50 bin dolar kullandığı öne sürüldü. Raporda, Tarım, Çalışma ile Sağlık ve İnsan Hizmetleri bakanlıklarının da benzer afişler astığı belirtildi.

Milli Park giriş kartları

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, kasım ayında 2026 yılına ait America the Beautiful ulusal park giriş kartını tanıttı. ABD’nin kuruluşunun 250. yıl dönümü dolayısıyla hazırlanan kartta, George Washington ile Donald Trump’ın fotoğraflarının yan yana yer aldığı bildirildi.

Ancak çevreyi koruma alanında faaliyet gösteren bir grup, kartta başkanın fotoğrafının kullanılmasının federal yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yönetime karşı dava açtı. Davada, 2004 tarihli Federal Arazilerde Rekreasyonu Teşvik Yasası uyarınca giriş kartlarında, Ulusal Parklar Vakfı tarafından düzenlenen yıllık fotoğraf yarışmasını kazanan eserin yer alması gerektiği vurgulandı. Söz konusu programın, kamu arazilerinin yönetimine milyonlarca dolar gelir sağladığı kaydedildi.

asdfr
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Biyolojik Çeşitlilik Merkezi İcra Direktörü Kieran Suckling yaptığı açıklamada, “Ulusal parklar kişisel tanıtım için bir fırsat değildir” dedi.

Axios, Trump’ın doğum gününde (aynı zamanda Bayrak Günü’ne denk geliyor) ulusal parklara ücretsiz giriş uygulanacağını açıklamasından kısa süre sonra söz konusu davanın açıldığına dikkat çekti.

Trump hesapları

Trump yönetimi, 2025-2028 yılları arasında doğan çocuklara sahip ebeveynlerin, Hazine Bakanlığı’ndan bin dolar alınarak ‘Trump hesaplarına’ yatırılması yönündeki başvurularını işlemeye başladı.

Bu plan, Trump’ın daha fazla Amerikalıyı hisse senedi piyasasına çekmeyi ve düşük gelirli Amerikalılar için servet edinme fikrini güçlendirmeyi amaçlayan daha geniş kapsamlı çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda Trump’a, bu girişimi ‘kişisel bir başarı’ olarak tanıtma imkânı da sağlıyor.

sdfrg
ABD Başkanı Donald Trump, bir başkanlık kararnamesini imzalarken. (EPA)

Yönetim, vergiden muaf tasarruf ve yatırım hesaplarının, uygun şartları taşıyan her Amerikalı çocuk için ‘emanet fonları’ oluşturmayı hedeflediğini belirtiyor.

Trump altın kartı

Trump yönetimi, bu ayın başlarında ‘Trump Altın Kartı’ için başvuruları kabul etmeye başladı. Yeni kart, ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na 15 bin dolar ücret ödeyen ve onaylanmaları halinde ilave 1 milyon dolar katkı sağlayan başvuru sahipleri için göçmenlik işlemlerini hızlandırıyor. Kartta, Trump’ın fotoğrafının yanı sıra Özgürlük Heykeli ve kartal görselleri de yer alıyor.

Aynı dönemde yönetim, mülteciler, sığınmacılar ve düşük gelirli kişilerin ülkede ikamet imkânlarını kısıtlamaya yönelik politikalar izledi.