Lincoln, 1838'de 2021 yılında neler olacağını tahmin etmişti

ABD Kongre baskını (AP)
ABD Kongre baskını (AP)
TT

Lincoln, 1838'de 2021 yılında neler olacağını tahmin etmişti

ABD Kongre baskını (AP)
ABD Kongre baskını (AP)

Fadia Seyyid
Ocak 1838'de, Illinois eyaleti yasama meclisi üyesi olan ve 28 yaşındaki Abraham Lincoln, siyasi hayatının belki de en öngörülü konuşmasını yaptı.
Nitekim bu ifadeleri kullanan yazar Bret Stephens, New York Times’daki yazısında bu konuşmanın zamanının 2021’de yeniden geldiğini söylüyor.
Lincoln’ün siyasi kurumların ölümsüzleştirilmesi konuşmasının neden şimdi önem arz ettiğini sorgulayan Stephens, cevabın açıkça köleliğin varlığı ve yayılması olacağını, Lincoln’ün cevabının ise mobokratik (Güruhun iktidarı) ruh’un yükselişi ve yardakçılık eden lider türleri olduğunu söylüyor.
Söz konusu konuşmasında o sırada Illinois’ta meydana gelen şiddet ve düzensizlikten bahseden Lincoln, köleliği de ele alıyor. 1835’te Vicksburg’taki bir mahalleye baskın düzenleyen bir ayak takımının beş kumarbazı gasp edip astığından bahsediyor. Aynı zamanda bir sonraki yıl St. Louis’te bir polis memurunu öldürdüğü, diğerini ise yaraladığından şüphelenilen özgür siyahi Francis McIntosh’un bir polis grubu tarafından tutuklanmasının ardından zincirlendiğine, sonra da yavaş yavaş yakılarak öldürüldüğüne değiniyor.
Vicksburg çetesinin yaptıklarının kamusal erdeme, St. Louis çetesininkinin ise intikam isteğine dayandığını söyleyen Lincoln, ahlaki arınma yönündeki yüce ruhlu arzu ile fesat ruhlu kan arzusunun madalyonun iki yüzü, etkilerinin ise bir olduğunu dile getiriyor.
Nitekim 6 Ocak’ta Kongre Binası’nda meydana gelen olayları ele alırken Lincoln’ün söz konusu konuşmasından yola çıkan Stephens, görev dönemi sona eren ABD Başkanı Donald Trump’ın diğer her şeyi ateşe vermeye çalıştığı sırada kendi başkanlık dönemini de ateşe vermeyi başardığını ifade ediyor. Oklarını Cumhuriyetçi Senatörler Josh Hawley ve Ted Cruz'a doğrultan Stephens, onların zekadan yoksun olduklarını da vurguluyor.
Aynı zamanda söz konusu üçlünün Lincoln’ün en çok korktuğuna, Sezar veya Napolyon’a benzediğini söyleyen Stephens, zafer susuzluklarını gidermek için savunmaya geçmek yerine cumhuriyetçi kurumları yıkacaklarını söylüyor.
Trump, Hawley ve Cruz'un hangi canavarları uyandırmaya çalıştığını sorgulayan Stephens, Başkan’ın Twitter ve Facebook'ta dijital bir kalabalık toplayarak kendi kendini seçtiğini, Washington’a insan toplayarak 3 Kasım 2020 seçimleri sonuçlarını baltalamaya çalıştığını öne sürüyor.
Çözümün ise ayık bir zihnin elinden çıkan sütunlara dayalı siyasi dinden geçtiğini söyleyen Stephens, araştırmacıların Lincoln’ün akla olan tutkulu inancı ile aklın ötesindeki tutkularla sürdürülmesi gereken politik inanç arasında bir gerilim olduğunu belirtiyor.
Çözümü olmayan bu gerilimin geleneğe ve hükümet sembollerine saygı çerçevesinde kısmen makul bir tartışma alanı olduğunun anlaşılmasıyla sürdürülebileceğini de ekliyor.
Nitekim 6 Ocak'taki görüntülerin bu derece anlamsız olması nedenlerinden birinin Trump döneminde gelenek ve saygı duygularının nasıl kolayca yırtıldığını göstermeleri olduğunu ifade ediyor.
Son olarak ise, Joe Biden’ın bugün başkanlığı devraldığında salgını sona erdirmek ve ekonomiyi kurtarmaktan daha büyük bir görevle karşı karşıya kalacağını, nitekim Trump’ın ABD siyasetine temel katkısı olan mobokratik ruhu kovmak zorunda kalacağını kaydediyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçkin üniversitelerle mücadelesinin başlamasından sadece birkaç gün sonra, federal göçmenlik görevlileri mart ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki yurdunda Filistinli öğrenci Mahmud Halil'i gözaltına aldı.

Trump yönetimi, Filistinlileri destekleyen diğer yabancı öğrencileri gözaltına alarak ve Halil'in en önde gelen aktivistlerinden biri olduğu Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketine tanık olan Columbia, Harvard ve diğer özel eğitim kurumlarına verilen milyarlarca dolarlık araştırma hibelerini iptal ederek mücadelesini artırırken, Halil üç aydan fazla bir süre Louisiana kırsalındaki bir gözaltı merkezinde tutuldu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre 30 yaşındaki Halil, “Soykırıma karşı durduğum için hiç pişman değilim… Doğru olanı savunduğum için, yani savaşa karşı çıktığım ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Halil, hükümetin kendisini susturmaya çalıştığına ama aksine bunun kendisine daha geniş bir platform sağladığına inanıyor.

Halil serbest bırakıldıktan sonra New York'a döndüğünde havaalanında Trump'ın siyasi muhaliflerinden Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez tarafından karşılandı. Gözaltına alındığı için doğumunu kaçırdığı eşi ve küçük oğluyla buluştuğu sırada destekçileri Filistin bayrakları salladı.

İki gün sonra Columbia Üniversitesi'nin Manhattan kampüsü yakınlarındaki katedralin merdivenlerinde düzenlenen bir mitingin yıldızı oldu ve burada üniversite yetkililerini eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta, 2025 New York Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde Demokrat Parti ön seçimini kazanan Filistin yanlısı Zohran Mamdani ile birlikte coşkulu kalabalığın karşısına çıktı.

Halil şunları söyledi: “Bu durumda olmayı ben seçmedim; Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) seçti... Bunun elbette hayatım üzerinde büyük bir etkisi oldu. Dürüst olmak gerekirse halen yeni gerçekliğim üzerine düşünmeye çalışıyorum.”

Mayıs ayındaki mezuniyet törenine katılamayan Halil gözaltından işsiz olarak çıktı. Uluslararası bir yardım kuruluşunun siyasi danışman olarak çalışması için yaptığı teklifi geri çektiğini söyledi.

Hükümet temyiz başvurusunu kazanıp onu tekrar gözaltına alabilir. Bu nedenle Halil önceliğinin oğlu ve diş hekimi eşiyle mümkün olduğunca çok zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil'in eşi Dr. Nur Abdullah ABD vatandaşı. Halil'e geçen yıl ABD'de kalıcı oturma izni verildi.

Yüksek lisans öğrencisi olarak 2022 yılında New York'a taşındı ve Columbia Üniversitesi yönetimi ile üniversitenin İsrail ordusunu destekleyen silah üreticileri ve diğer şirketlere yaptığı yatırımlara son vermesini talep ederek kampüs parkında eylem yapan protestocular arasındaki başlıca öğrenci müzakerecilerinden biri oldu.

Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

Halil herhangi bir suçla itham edilmedi. Ancak ABD hükümeti geniş kapsamlı bir göçmenlik yasasına dayanarak onun ve diğer bazı Filistin yanlısı uluslararası öğrencilerin ‘yasal ancak tartışmalı’ konuşmalarının ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verebileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmeleri gerektiğini savundu.

Davaya bakan federal yargıç, Trump yönetiminin Halil'i sınır dışı etmek için öne sürdüğü temel gerekçenin, ifade özgürlüğü haklarının anayasaya aykırı bir şekilde ihlal edilmesi olduğuna hükmetti. Hükümet karara itiraz ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Abigail Jackson sorulara cevaben şunları söyledi: “Bu ifade özgürlüğü ile ilgili değil, Hamas teröristlerini desteklemek ve kampüsleri güvensiz hale getiren ve Yahudi öğrencileri taciz eden kitlesel protestolar düzenlemek için ABD'de bulunma hakkı olmayan kişilerle ilgili.”

Columbia Üniversitesi'nin politikasına meydan okuma

Halil, antisemitizm bahanesini kınadı ve Yahudi öğrencileri protesto hareketinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olarak tanımladı. Hükümetin, Trump'ın Amerikan karşıtı, Marksist ve ‘radikal sol’ ideolojilerin hâkim olduğunu söylediği Amerikan yüksek öğretimini yeniden şekillendirmek için ‘antisemitizmi’ bahane olarak kullandığını söyledi.

Trump yönetimi Columbia'ya ve diğer üniversitelere, çoğunlukla biyomedikal araştırmalar için verilen federal hibe parasının, hükümet kimi kabul ettikleri, işe aldıkları ve ne öğrettikleri konusunda daha fazla denetime sahip olmadıkça devam etmeyeceğini bildirdi ve ‘daha fazla entelektüel çeşitlilik’ çağrısında bulundu.

Harvard'ın aksine Columbia Üniversitesi, hükümetin hibeleri aniden iptal etmesine itiraz etmedi ve Trump yönetiminin protestolarla ilgili kuralların sıkılaştırılması yönündeki bazı taleplerini, finansmanın yeniden başlatılmasına yönelik müzakerelerin ön koşulu olarak kabul etti.

Halil, Columbia'nın eylemlerini yürek parçalayıcı olarak nitelendirdi. Halil, “Columbia, yükseköğretim kurumlarının nasıl yönetildiğine dair her ayrıntıya müdahale etmesine izin vererek kurumu Trump yönetimine teslim etti” dedi.

Columbia Üniversitesi yönetimi, müzakereler devam ederken akademik özerkliği korumanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi Sözcüsü Virginia L. Abrams, üniversite yetkililerinin Halil'in nitelendirmesine ‘kesinlikle katılmadıklarını’ ifade etti.

Abrams yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi, Halil de dahil olmak üzere, öğrencilerin güçlü bir şekilde inandıkları konularda konuşma hakkını tanır... Ancak üniversitenin, kampüsteki herkesin ayrımcılık ve tacizden uzak bir kampüs topluluğuna katılabilmesini sağlamak için kurallarına ve politikalarına uyması da önemlidir” ifadelerini kullandı.

Halil, Columbia ve Trump'ın hedefindeki diğer üniversiteleri öğrencilerine kulak vermeye çağırdı.

Halil sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Öğrenciler, bu kampüsün insan hakları ve uluslararası hukuka nasıl uyabileceğine ve tüm öğrencileri nasıl kapsayabileceğine dair net bir plan sundular... Meselelerin neresinde dururlarsa dursunlar herkes kendini eşit hissedecek... Üniversite yönetimi öğrencileri dinlemek yerine siyasi baskıya boyun eğmeyi tercih ediyor.”