AB, İran'a nükleer anlaşmanın ‘kritik bir noktada’ olduğu uyarısında bulundu

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Pazartesi günü Brüksel'de Avrupa Parlamentosu genel oturumunda (AP)
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Pazartesi günü Brüksel'de Avrupa Parlamentosu genel oturumunda (AP)
TT

AB, İran'a nükleer anlaşmanın ‘kritik bir noktada’ olduğu uyarısında bulundu

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Pazartesi günü Brüksel'de Avrupa Parlamentosu genel oturumunda (AP)
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Pazartesi günü Brüksel'de Avrupa Parlamentosu genel oturumunda (AP)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İran'a nükleer anlaşmanın ‘kritik bir noktada’ olduğu uyarısında bulundu. Nitekim Tahran’ın anlaşmayı ihlal etme yönündeki adımları, ABD’yi anlaşmaya geri döndürme çabalarını tehdit ediyor.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Borrell, Avrupa dışişleri bakanlarına yazdığı mektupta, “Nükleer alanda oldukça endişe verici gelişmelerin yanı sıra ABD yaptırımlarının yeni turlarını da gördük” ifadelerine başvurdu.
Borrell, Pazartesi günü üst düzey diplomatların toplantısı öncesinde gönderdiği mektubunda “Bu, ABD'nin Ortak Kapsamlı Eylem Planı’na (JCPOA) geri dönüşünü kolaylaştırma, İran'ın JCPOA taahhütlerini tam olarak yerine getirmesini sağlama yönünde bizim yürüttüklerimiz de dahil olmak üzere diplomatik çabaları baltalama riski taşıyor” dedi.
AB ve anlaşmanın diğer imzacıları, Donald Trump'ın iki yıl önce anlaşmadan çekilmesi ardından ABD Başkanı seçilen Joe Biden'ın
anlaşmaya geri dönmesini sağlamaya çalışıyor.
Nükleer anlaşma ihlallerini artırıp zenginleştirilmiş uranyum oranını yüzde 20’lere çıkartan İran ise, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) müfettişlerinin nükleer tesislere ulaşım düzeyini azaltacağını bildirdi. Aynı zamanda 2 bin gelişmiş santrifüjü çalıştırmaya hazırlık mahiyetinde Natanz ve Fordo tesislerindeki yeni yer altı bölümleri geliştirme çalışmalarıyla paralel olarak, uranyum madenciliğinde ilerleme kararı aldı. 
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Cumartesi günü verdiği bir röportajda, İran’ın nükleer silah elde etme sürecinde olduğunu söylemişti. Nitekim Tahran'ın uranyum madeni üretiminde ilerlediği açıklaması ardından endişelerini dile getiren üç Avrupa ülkesi, Viyana Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerin daha fazla ihlali yönünde adım atılmaması çağrısında bulunmuştu. Aynı zamanda İran'ın uranyum metalinin güvenilir bir sivil kullanımı olmadığını söyleyen söz konusu ülkeler, uranyum üretiminin tehlikeli askeri sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunmuştu.
İran Dışişleri Sözcüsü Said Hatipzade ise dün düzenlediği basın toplantısında Avrupa üçlüsünün çağrısını reddetti. ISNA’nın haberine göre, “Uranyum metalinin barışçıl kullanımları mevcut. Söz konusu adım, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) ve ülkeler için güvence anlaşması yükümlülükleriyle tutarsızlık teşkil etmiyor” ifadelerine başvurdu.
Ülkesinin IAEA'nın İsfahan'daki uranyum tesisi tasarımına ilişkin sorularına henüz yanıt vermediğini söyleyen Hatipzade, “Bu adımı, belirtilen yasal tarihte gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra atacağız” açıklamalarında bulundu.
Biden yönetimine mesaj gönderen İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii ise “Yarın, kötü Trump hükümeti taleplerinin sonu olacak. Yeni ABD başkanı olacak olan Biden, en az son dört yıldır ABD’de gerilim ve izolasyona yol açan gidişatı değiştirme fırsatını elinde tutuyor” ifadelerine başvurdu.
Trump'ın İran'ın bölgedeki davranışını değiştirme ve balistik füze geliştirme programını durdurma yönündeki azami baskı politikasını suçlu tutan Rebii, yurtdışındaki Farsça medyayı da Trump’ın yaklaşımını desteklemekle suçladı. Video konferans yoluyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Rebii, “Yeni ABD yönetimi, önceki hükümetin mirasını devralmamalı; 2231 sayılı karardaki yükümlülükleri için ön koşul olmaksızın samimi niyet ve eylemle geri dönmelidir” ifadelerine başvurdu. Aynı zamanda ABD’ye İran ve uluslararası toplumla ilişkilerinde ‘yeni ufuklar’ açma çağrısında bulundu.



ABD: Güney Lübnan'da Hizbullah'ın silahsızlandırılmasında ilerleme kaydedildi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, pazartesi günü ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, pazartesi günü ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

ABD: Güney Lübnan'da Hizbullah'ın silahsızlandırılmasında ilerleme kaydedildi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, pazartesi günü ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, pazartesi günü ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın ABD belgesine verdiği yanıttan son derece memnun olduğunu doğruladı ve Washington'un Lübnan'dan Hizbullah'ın silahsızlandırılması için resmi bir taahhütte bulunmasını istediğini belirtti.

Barrack'ın bu hafta Lübnan'a yaptığı ziyareti yorumlayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, iki ülke arasındaki özel diplomatik görüşmeleri açıklamayı reddetti. Ancak Barrack'ın kamuoyuna açıkladığı gibi Lübnan hükümetinin ilk tepkisinden büyük ölçüde memnun olduğunu ifade etti. Bununla birlikte, ‘artık ayrıntılara girme ihtiyacı olduğunu’ da kaydetti.

Sözcü, güvenlik konusunda Lübnan ordusunun güneyde Hizbullah'ı silahsızlandırma konusunda ilerleme kaydettiğini, ancak daha yapılması gereken çok şey olduğunu belirtti. Sözcü, “Lübnan devletinin ülke genelinde Hizbullah ve devlet dışı aktörlere ait tüm altyapıyı silahsızlandırmak için daha fazlasını yapması gerekiyor. Güvenlik reformları tek başına yeterli olmayacaktır” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan, mali istikrarını sağlamak ve uluslararası toplumun güvenini yeniden tesis etmek için temel ekonomik ve adli reformları acilen hayata geçirmeli. Ayrıca parlamento, bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması yasası ile yargı bağımsızlığı yasasını geçirmek üzere harekete geçmeli. Lübnan ilerleme kaydetmek için bu anı değerlendirmeli. Çünkü ABD, Hizbullah'ın ya da Lübnan'daki başka herhangi bir terörist grubun şiddet eylemlerinde bulunma ve Lübnan ya da İsrail'in güvenliğini tehdit etme kabiliyetini yeniden kazanmasını görmek istemiyor.”