Tren seferlerini aksatan zehirli kırkayak sürülerinin gizemi çözüldü

Japonya'da yeni beslenme alanlarına giden bir kırkayak sürüsü (Keiko Niijima)
Japonya'da yeni beslenme alanlarına giden bir kırkayak sürüsü (Keiko Niijima)
TT

Tren seferlerini aksatan zehirli kırkayak sürülerinin gizemi çözüldü

Japonya'da yeni beslenme alanlarına giden bir kırkayak sürüsü (Keiko Niijima)
Japonya'da yeni beslenme alanlarına giden bir kırkayak sürüsü (Keiko Niijima)

Japonya'da zaman zaman tren seferlerinin durmasına yol açan kalabalık ve zehirli kırkayak sürülerinin epey uzun bir yaşam döngüsüne sahip olduğu keşfedildi.
Shizuoka Üniversitesi'nden araştırmacılar, kırkayakların tren raylarını neden her 10 yılda sadece bir kez doldurduğunu anlamak için bir çalışma yürüttü.
Başkent Tokyo'nun batısındaki makinistler, bir avcının saldırısına uğradığında siyanür yayan bu hayvanların 1920'den beri tren raylarının üzerinde "yoğun bir örtü" oluşturduğunu görüyor. Ve bazı durumlarda tren seferleri, kırkayaklar raylardan çekilene kadar askıya alınıyor.
Royal Society Open Science isimli hakemli dergide yayımlanan yeni bir araştırma, kırkayakların özellikle Parafontaria laminata armigera alt türünün, doğumdan ölüme kadar yaklaşık 8 yıllık bir döngüde yaşadığı sonucuna vardı.
Shizuoka Üniversitesi'nde matematiksel biyolog Jin Yoshimura'nın aktardığına göre kırkayaklar büyüdüğünde yeni beslenme alanları bulmak üzere yola çıkıyor. Bu nedenle hareket halindeyken görülen kırkayaklar, neredeyse her zaman yetişkinlerden oluşuyor. Çürüyen yapraklardan oluşan bir beslenme alanına vardıklarında ise çiftleşiyor, yumurtluyor ve ölüyor
Bundan 8 yıl sonra yeni kırkayaklar kuluçkadan çıkıyor, yiyecek aramak üzere yeniden yola düşüyor ve aynı döngüden geçiyor. Uzmanlara göre bu davranış böcek olmayan bir hayvanda ilk kez görülüyor.
Öte yandan araştırmacılar, kırkayakların artık eskisi kadar kalabalık kümeler oluşturmadığını da keşfetti. İncelenen 7 kuluçka grubundan birinin uzun yıllardır görülmediği, diğerlerinin de giderek küçüldüğü ifade edildi.
Dr. Yoshimura, "Uzun yıllardır tren seferlerinin aksatıldığını görmedik, bir şeyler değişiyor” diye konuştu.
İklim değişikliğinin kırkayakların yaşam döngüsünü etkilediğinden şüphelendiğini belirten araştırmacı sözlerini şöyle sürdürdü:
Sayılarındaki azalmasının kesin sebebinin ne olduğunu hala merak ediyoruz.

Independent Türkçe, New York Times, 9news



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe