Korkunç deniz kertenkelesi 66 milyon yıl önce Afrika kıyılarında yaşadı

Londra Doğa Tarihi Müzesi’nde deniz kertenkelesi türünden olan Pliozor fosili. (Getty Images)
Londra Doğa Tarihi Müzesi’nde deniz kertenkelesi türünden olan Pliozor fosili. (Getty Images)
TT

Korkunç deniz kertenkelesi 66 milyon yıl önce Afrika kıyılarında yaşadı

Londra Doğa Tarihi Müzesi’nde deniz kertenkelesi türünden olan Pliozor fosili. (Getty Images)
Londra Doğa Tarihi Müzesi’nde deniz kertenkelesi türünden olan Pliozor fosili. (Getty Images)

66 milyon yıl önce Afrika kıyılarında dolaşan korkunç deniz kertenkelesinin, bir balığı tek bir ısırıkla iki parçaya bölebilecek güçte köpekbalığının benzeri ölümcül dişlere sahip olduğu keşfedildi.
Yakın zamanda yapılan bir araştırma, tarih öncesi sürüngenlerin 66 milyon yıl öncesinde Afrika kıyılarında dolaştığını ortaya çıkardı.
İngiliz Daily Mail gazetesi, söz konusu canlının dişlerinin, herhangi bir balığı tek bir ısırıkla iki parçaya ayırmasından dolayı köpek balıklarının dişlerine benzediğini aktardı.
Araştırmacılar, dinozor çağına kadar uzanan eski bir deniz kertenkelesi olan yeni tür “Mosazor”’un fosilleşmiş kalıntılarını buldu. Köpekbalığı benzeri dişlere sahip olan söz konusu kertenkele türünün, avlarını öldürücü bir güçle ısırabileceği araştırmacılar tarafından tespit edildi.
Bu keşif Geç Arkaik Dönem’de deniz sürüngenlerinin çeşitliliğine ivme kazandırmış oldu. Ayrıca bu keşif, canlı çeşitliliğin 66 milyon yıl önce dünyaya çarpan ve dinozor ve diğer canlıları yok eden göktaşının düşmesinden önce zirveye ulaştığını da göstermiş oldu.
Yeni keşfedilen türlerin fosil kalıntıları, İngiltere’deki Bath Üniversitesi Araştırmacıları tarafından Fas’ta, Geç Kretase Dönemine ait fosfat yataklarında keşfedildi.
Bath Üniversitesi Milner Evrim Merkezi’nde öğretim görevlisi olan ve söz konusu çalışmayı yürüten Prof. Nick Longrich açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Afrika kıyıları 66 milyon yıl önce dünyanın en tehlikeli denizleriydi. Burada bulunan yırtıcı hayvanların çeşitliliği, dünyanın herhangi bir yerinde bulunan her şeyden çok farklıydı.”
Yeni keşfedilen “Mosazor” türleri, Fas’ta Geç Kretase dönemine ait, bilinen hızla büyüyen deniz sürüngenleri listesine ekleniyor. Bu türlerin yakın zamana kadar Tropikal Denizine battığı bilinmekteydi.
Söz konusu “Mosazor” türü muazzam bir çeşitlilik içerisinde yaşadı. Kimisi ispermeçet balinaları gibi denizin derinliklerine dalan dev yırtıcılardı. Kimisi ise 10 metreye uzanan büyük dişlere sahipti. Bunlar, katil balinalar (Orka) gibi en büyük avcılar arasında sayılıyordu. Diğer bir tür ise su samurları gibi kabuklu deniz hayvanlarını yiyordu. Bir başka tür ise garip ve küçük olan “Xenodens”’lerdi.



Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
TT

Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)

Rachel Dobkin 

Cinsiyet açıklama partileri, yeni çocuklarının kız mı erkek mi olacağını merakla bekleyen aileler arasında giderek daha popüler hale geliyor. Ancak popüler inanışlara karşı çıkan yeni bir araştırmaya göre, bebeklerin cinsiyeti yazı tura sonucu gibi şansla belirlenmiyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta cuma günü yayımlanan bir çalışma, ailelerin erkek ya da kız çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğınu ve bazı faktörlerin bu ihtimali etkilediğini tespit etti.

1956-2015'te iki ya da daha fazla sefer birer bebek doğuran en az 58 bin kadını analiz eden araştırmacılar, aynı cinsiyetten en az üç çocuk yapan annelerin, sonraki bebeklerinin yine aynı cinsiyetten olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu saptadı.

Kız ya da erkek çocuk sahibi olma ihtimali bu kişilerde yüzde 50-50 değil: Üç kız çocuk sahibi ailelerin başka bir kız çocuğu olma ihtimali yüzde 58, üç erkek çocuğu olan ailelerin bir erkek çocuk daha dünyaya getirme ihtimaliyse yüzde 61.

Peki neden böyle oluyor?

Araştırmacılar, annenin doğum yaptığı yaşa ve genetiğe işaret ediyor.

Çocuk doğurmaya 28 yaşından sonra başlayan kadınların aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma ihtimali biraz daha yüksek çıktı. Çalışmada sadece erkek ya da sadece kız çocuk doğurmakla ilişkili iki gen de tespit edildi.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji alanında öğretim üyesi olan Jorge Chavarro, kıdemli yazarı olduğu çalışma hakında Washington Post'a "Bu genlerin neden doğumda cinsiyetle ilişkili olduğunu bilmiyoruz ancak öyleler ve bu da yeni sorular doğuruyor" dedi.

Çalışmanın, babalarla ilgili veri bulunmaması gibi bazı sınırlılıkları var.

Ayrıca çalışmada yer almayan bir uzman, araştırmanın genetik analizi hakkında uyarılarda bulunuyor.

Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi'nde genetik alanında öğretim üyesi olan Iain Mathieson, Washington Post'a yaptığı açıklamada analizin nispeten küçük bir örnekleme dayandığını ve diğer faktörlerden etkilenebileceğini söyledi.

Çalışmadaki araştırmacılar sözkonusu faktörlerin, bazı ailelerin aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığının neden daha yüksek olduğunu ne ölçüde açıkladığını incelemek üzere daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu sonucuna vardı.

Yazarlar şu ifadeleri kullanıyor: 

O zamana kadar, aynı cinsiyetten iki ya da üç çocuğu olan ve farklı cinsiyetlerden çocuk sahibi olmak isteyen aileler, bir sonraki çocuklarını yaparken muhtemelen iki yüzü aynı bir madeni parayla yazı tura attıklarının farkında olmalı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news