İsrail, Biden’ın göreve gelmesinin ardından Suriye’deki ilk saldırısını düzenledi

SANA’nın servis ettiği fotoğrafta İsrail'in dün şafak vakti Hama'ya düzenlediği saldırıda hasar gören bir ev görülüyor (AFP)
SANA’nın servis ettiği fotoğrafta İsrail'in dün şafak vakti Hama'ya düzenlediği saldırıda hasar gören bir ev görülüyor (AFP)
TT

İsrail, Biden’ın göreve gelmesinin ardından Suriye’deki ilk saldırısını düzenledi

SANA’nın servis ettiği fotoğrafta İsrail'in dün şafak vakti Hama'ya düzenlediği saldırıda hasar gören bir ev görülüyor (AFP)
SANA’nın servis ettiği fotoğrafta İsrail'in dün şafak vakti Hama'ya düzenlediği saldırıda hasar gören bir ev görülüyor (AFP)

İsrail’in dün şafak vakti Hama kentinin çevresine düzenlediği saldırı hava savunma sistemleri tarafından püskürtülürken, saldırıda aynı aileden 4 kişinin öldü. Bu saldırı, ABD Başkanı Joe Biden’ın çarşamba günü göreve başlamasının ardından İsrail’in Suriye’ye düzenlediği ilk saldırı olma özelliğine sahip.
Suriye devlet haber ajansı SANA’nın  bir askeri kaynağa dayandırarak aktardığı haberde “Dün (Cuma) sabah saat 04.00 sularında düşman İsrail, Lübnan'ın Trablus kenti yönünden Hama kenti yakınlarındaki bazı hedeflere roketlerle hava saldırısı başlattı” ifadelerine yer verdi. Saldırı düzenlenen hedeflerin hangi amaçla kullanıldığı hakkında bilgi vermeyen Kaynak, “Hava savunma araçlarımız düşman füzelerini püskürttü ve çoğunu düşürdü” ifadelerini kullandı.
Suriyeli askeri kaynak, saldırı sonucunda bir baba, anne ve iki çocuklarının hayatını kaybettiğini, 4 sivilin de yaralandığını belirterek, “Ayrıca Hama kentinin batı tarafında vatandaşlara ait 3 ev yıkıldı” dedi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ise askeri kaynaktan farklı bilgiler aktardı. Gözlemevi Müdürü Rami Abdurrahman, Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada, “Suriye hava savunması birkaç İsrail füzesini düşürebildi. Geri kalan füzelerden bir tanesi kentin çevresindeki meskûn bir mahalleye isabet etti ve 2 sivilin ölümüne neden oldu” ifadesini kullandı.
Gözlemevi’ne göre, İsrail saldırıları sonucu Hama kenti çevresinde Suriye ordusuna ait en az 5 askeri mevzi imha edildi. Gözlemevi, bu mevzilerde rejim askerlerinin yanı sıra İranlı savaşçılar ve Lübnan Hizbullah’ına bağlı unsurların bulunduğunu kaydetti.
İsrail daha önce yaptığı açıklamalarda, kuzey cephesini İran’dan korumak için Suriye’ye düzenlediği saldırıların zorunlu olduğunu belirtmişti.
Eski İsrail Askeri İstihbarat Başkanı ve halihazırda Tel Aviv Üniversitesi bünyesindeki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nün başkanlığını yürüten Amos Yadlin, “İsrail, İran’ın Suriye’de konuşlanmasına karşı bir hamle yaptı. Bu saldırılar, Biden’ın göreve başlamasıyla durmayacak ve ABD’nin bu saldırılarla ilgili şüphelerinin sürmesini beklemiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’de güvenlikle ilgili gelişmeleri takip eden internet siteleri, güvenli bir şekilde bombalanan hedeflerin füze üretim tesisi olduğu izlenimi verdiğini kaydetti. İsrail’in 13 Ocak’ta Suriye’nin doğusundaki silah depolarına ve askeri mevzilere gerçekleştirdiği hava saldırılarında rejim güçlerinden ve İran destekli gruplardan en az 57 kişi öldü. Bu, İsrail’in Suriye’ye saldırı düzenlemeye başlamasından bu yana kaydedilen en fazla ölü sayısı oldu.
Reuters’a göre, İsrail, geçtiğimiz yıllarda Suriye’de İran’ın askeri karargâhı olduğundan şüphelenilen hedeflere veya İran destekli Lübnan Hizbullah’ına yapılan silah sevkiyatlarına yüzlerce hava saldırısı gerçekleştirdi. Reuters’ın bölge kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İsrail’in Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın görev süresinin son haftalarında Suriye’ye yönelik saldırılarını artırdığına dikkat çekiliyor.
İsrail, Suriye’ye yönelik saldırılarını nadiren üstlenir. Fakat İsrail ordusu birkaç hafta önce yayınladığı yıllık raporda, 2020 boyunca Suriye’de yaklaşık 50 hedefi bombaladığına işaret ederek, hedeflerin hangi amaçlarla kullanıldığı hakkında bilgi vermedi.
İsrail, İran’ın, Suriye’de askeri varlığını pekiştirmeyi amaçlayan çabalarını engellemeye devam edeceğini sık sık dile getiriyor.



Saddam Hüseyin'in Ticaret Bakanı ABD yaptırımlarından muaf tutuluyor

 Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
TT

Saddam Hüseyin'in Ticaret Bakanı ABD yaptırımlarından muaf tutuluyor

 Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)

Eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin rejiminin ABD güçleri tarafından devrilmesinden yaklaşık yirmi yıl sonra Washington, onun temel direklerinden biri olan Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih el-Ravi'ye yönelik yaptırımları kaldırıyor.

El-Ravi, eski rejimin devrilmesinden aylar sonra 2003 yılında tutuklandı ve yaklaşık dokuz yıl sonra Irak yetkilileri tarafından serbest bırakıldı. ABD güçlerinin, Saddam Hüseyin liderliğindeki en çok aranan 55 kişiden oluşan listesinde 35. sıradaydı.

El-Ravi, serbest bırakılmasından sonra bir Arap ülkesinde kaldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yıllar sonra, Irak'a abluka uygulanmasından yaklaşık beş yıl sonra BM kararları uyarınca uygulamaya konulan “karne” sisteminin tasarlanmasındaki deneyimlerini anlattığı “Kıtlığı Önlemek” adlı bir kitap yazdı.

Bu sistemin, 1990'larda Irak nüfusunun çoğunluğu için belirli sınırlar dahilinde, temel gıda maddelerine erişimi garanti altına almış olması dikkat çekicidir. Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgalinin ardından uluslararası yaptırımlar kapsamında Irak'a uygulanan ekonomik ablukanın etkilerini hafifletmeye yardımcı olduğuna inanılmaktadır.

El-Ravi, serbest bırakıldıktan ve kendisine yöneltilen tüm suçlamalardan beraat ettikten sonra çeşitli Arap ve uluslararası medya kuruluşlarına röportajlar verdi. Irak dışında herhangi bir mal varlığına veya gayrimenkule sahip olduğunu açıklamamıştır; bu da ABD yaptırımlarına dahil edilmesinin, eski Irak rejiminin tüm unsurlarını kapsayan genel bağlamda gerçekleştiği anlamına gelmektedir.

ABD Hazine Bakanlığı, bu haftanın başlarında, Anbar Vilayeti doğumlu Iraklı bakanın isminin yaptırım listesinden çıkarılmasına karar verdiğini duyurdu.

Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih, 1990'lardaki ablukalara karşı koymak için karne sistemini başlattı (Arşiv)Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih, 1990'lardaki ablukalara karşı koymak için karne sistemini başlattı (Arşiv)

Saddam'la 'tartışma'

El-Ravi 1967 yılında Bağdat Üniversitesi'nden mezun olmuş ve 1978 yılında Birleşik Krallık'ta doktorasını tamamlamıştır. Daha sonra Bağdat'a döndü ve 1981 yılına kadar Planlama Bakanlığı Genel Müdürlüğü ve Bağdat Üniversitesi'nde öğretim üyeliği görevlerinde bulundu.

Daha sonra Cumhurbaşkanı'nın ekonomik işlerden sorumlu danışmanlığı ve Ağustos 1987'ye kadar Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanlığı gibi üst düzey görevlerde bulundu. Çağdaşı gözlemcilerin ve politikacıların ifadelerine göre Ticaret Bakanlığı görevini üstlenecek en iyi isimlerden biri olarak kabul ediliyordu.

El Ravi, televizyon röportajlarından birinde, Saddam Hüseyin'in bir kabine toplantısı sırasında bakanlardan birinin, bakanların karne dağıtım sisteminin dışında tutulmasını istemesi üzerine bu karara itiraz ettiğini iddia etmiştir. Saddam her bakan için kotayı arttırmayı kabul ettiğinde, el-Ravi itiraz ederek, bu önlemin karne sisteminin çökmesine yol açacağını iddia etti. Eski bakana göre, Saddam anayasal yetkilerine müdahale edilmemesini talep etti ve toplantıyı öfkeyle bitirdi. Saddam Hüseyin ertesi sabah tekrar geldi ve bakanın söyledikleri doğru olduğu için emrini yerine getirmemesini istedi.