Paleontolojide ilk: Bilim insanları dinozor 'makatı' buldu

Fotoğrafta Psittacosaurus fosilinin kloak bölgesi görülüyor (Jacob Vinther / Current Biology)
Fotoğrafta Psittacosaurus fosilinin kloak bölgesi görülüyor (Jacob Vinther / Current Biology)
TT

Paleontolojide ilk: Bilim insanları dinozor 'makatı' buldu

Fotoğrafta Psittacosaurus fosilinin kloak bölgesi görülüyor (Jacob Vinther / Current Biology)
Fotoğrafta Psittacosaurus fosilinin kloak bölgesi görülüyor (Jacob Vinther / Current Biology)

Bilim insanları, ilk kez bir dinozorun "makatını" inceleme fırsatı yakaladı. Yaklaşık 120 milyon yıl önce ölen dinozorun kalıntıları çok iyi korunduğu için bilim insanları, hayvanın dışkılama, idrara çıkma ve üremede kullandığı, kloak ismi verilen bölgeyi detaylı biçimde incelemeyi başardı.
Kloak kavramı amfibiler, kuşlar ve sürüngenler gibi bazı canlı gruplarında bağırsağın dışarıya açıldığı, dışkının ve idrarın belli bir süre tutulabildiği, sperm ve yumurta gibi eşeysel ürünlerin dışarı atıldığı vücut açıklığını nitelemek için kullanılıyor.
Bu hafta hakemli bilim dergisi Current Biology'de yayımlanan araştırmaya göre, Psittacosaurus adlı köpek büyüklüğünde bir dinozora ait olan kloakın "sıradışı biçimde iyi korunmuş olması ve hayvanın duruşu" paleontologların bu bölgeyi üç boyutlu olarak yeniden inşa etmesini sağladı.
Bristol Üniversitesi'nden paleontolog Jakob Vinther liderliğindeki araştırmacılar, kuş olmayan hiçbir dinozor fosilinde bu bölgenin korunmadığını ifade etti. Vinther’a göre dinozor derileri çok hassas ve bu nedenle vücut yüzeyinin en zayıf kısmı olan makatları da bugüne ulaşamıyor.
Ancak Psittacosaurus dinozoru bir gölde, çamur ve volkanik küllerden oluşan oksijensiz bir ortamda gömülüydü ve bu da cesedinin çürümesini, mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılmasını engelledi. Hayvanın duruş biçimi de hem makatının hem de makatının içinde dışkı olduğu düşünülen bir fosil parçasının görülmesine olanak tanıdı.
Bu ender rastlanan örnek, dinozor anatomisinin bu bilinmeyen parçasına dair çarpıcı ipuçları ortaya koyuyor. Bunlar arasında dinozorların boşaltım sistemlerinin mekaniği ve hatta cinsel yaşamlarıyla ilgili ipuçları da yer alıyor.
Hayvanın üremede kullandığı penis gibi yumuşak dokularının hiçbiri korunmamıştı. Bu nedenle araştırmacılar dinozorun dinozorun erkek mi, dişi mi olduğunu belirleyemedi. Ancak kalıntılar, bu hayvanların çiftleşme biçimlerine dair fikir verdi.
Araştırmacılara göre bu dinozorlar muhtemelen bugünkü kuşlar gibi, “kloakal öpücük” denen davranışı sergileyerek, yani makatlarını birbirine değdirerek çiftleşmiyordu. Yani bu dinozorların penisleri vardı ve cinsel birleşme (erkeğin spermini dişinin vücuduna, özellikle doğrudan üreme sistemine ilettiği çiftleşme) yoluyla ürüyordu.
İlk olarak Çin’de keşfedilen Psittacosaurus fosili Almanya’da bulunan Senckenberg Doğa Tarihi Müzesi'nde sergileniyordu. Vinther, dinozor kalıntılarını ilk kez 2009'da müzede başka bir fosil grubunu incelemeye geldiğinde görmüştü.
Vinther, "Sergide ona da bir göz attık ve derisindeki renk desenlerinin korunduğunu daha o zaman fark ettim" dedi ve ekledi:
2016'da bu renk desenlerini inceledik ve sonra makatını fark ettim. Şimdi de onu tanımlamayı başardık.

Independent Türkçe, Vice, Livescience, Somag News, Evrim Ağacı



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging