Müslüman Kardeşler’in Libya’daki kolundan ‘iktidar mücadelesi’ ile ilgili suçlama

Geçtiğimiz günlerde Libya’nın batı kentleri seçimlere sahne oldu. (Merkezi Seçim Komitesi)
Geçtiğimiz günlerde Libya’nın batı kentleri seçimlere sahne oldu. (Merkezi Seçim Komitesi)
TT

Müslüman Kardeşler’in Libya’daki kolundan ‘iktidar mücadelesi’ ile ilgili suçlama

Geçtiğimiz günlerde Libya’nın batı kentleri seçimlere sahne oldu. (Merkezi Seçim Komitesi)
Geçtiğimiz günlerde Libya’nın batı kentleri seçimlere sahne oldu. (Merkezi Seçim Komitesi)

Libya’da bu yılın sonunda yapılması planlanan seçimlere ilişkin oluşan yaklaşım, dini desteğe sahip iki köktendinci taraf arasında derin anlaşmazlıklara neden oldu. Libya Büyük Müftüsü Sadık el-Giryani ve Müslüman Kardeşler’in Libya’daki siyasi kolu Adalet ve İnşa Partisi Genel Başkanı Muhammed es-Savan’ın endişelerini de artırdı. Ayrıca taraflar arasında ‘iktidar çatışması’, ‘yeryüzünde bozgunculuk’ ve ‘fetvanın siyasallaşması’ gibi karşılıklı suçlamalar yapıldı.
‘Dünün ortakları’ olan Giryani ve Savan arasında sözlü atışmalar hız kazanırken Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac ise Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Güvenlik Konseyi (BMGK) başkanlığına bir mesaj gönderdi. Mesajda, BM’nin, Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun sonuçları uyarınca ‘Libyalıların iradesine yanıt olarak’ genel ulusal başkanlık ve parlamento seçimlerini destekleme çağrısı yapıldı.
Giryani, oğlu Suheyl’in sahibi olduğu ‘Tanasuh’ kanalı stüdyolarında göründü. Giryani, Libya çevresinde yaşananların bir diyalog olmadığını, aksine Adalet ve İnşa Partisi de dahil birkaç tarafın önderlik ettiği bir iktidar mücadelesi olduğunu söyledi. Müftü, yaşananların ‘yeryüzünde bozgunculuk’ olduğuna dair de bir fetva yayınlarken Savan ise yayınlananların, ‘siyasi eylemlere karışmak için dini bir fetvadan’ başka bir şey olmadığını savundu.  
Libya’daki Silivium Araştırmalar Kuruluşu Başkanı Cemal Şalluf da açıklamasında şunları söyledi:
“Tarih, Müslüman Kardeşler’in güç kazanmak için bir köprü olarak dini ve aşırılık yanlısı grupları kullanan siyasi bir eğilim olduğunu ve Libya’daki durumun bir istisna olmayacağını gösterdi.”
Şalluf, 22 Ocak’ta Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler’in (Adalet ve İnşa) partisinin, daha önce devam eden Genel Ulusal Kongre içindeki siyasi çatışma sırasında Libya Mücadele Grubu’na yakın Müftü Giryani ile iş birliği yaptığını belirtti. Bu durumu Libya Şafağı darbesi yoluyla koalisyon, ardından gelen siyasi bölünme ve Ulusal Ordu’ya (LUO) karşı savaşın takip ettiğini vurguladı.
Şalluf, Müslüman Kardeşler’in yeni ittifaklar yoluyla iktidar arayışına devam etmesiyle birlikte Müftü (eski müttefiki) akımından ayrılmasının, hatta onu suçlamasının ve suç listesine dahil etmesinin doğal ve bir alışkanlık olduğunu kaydetti.
Cemal Şalluf sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla eski ittifakın dağıldığının ve Müslüman Kardeşler partisinin iktidarı sürdürmek için yeni bir yol olarak gördüğü, uygun bir şekil değiştirmenin ilan edilmesiyle eş değer olan bu çatışma garip değil.”
Diğer yandan Muhammed es-Savan, Adalet ve İnşa Partisi’nin ülkeyi krizden kurtarmak ve ülkeyi birleştiren yeni bir yürütme otoritesi oluşturmak için yurt içindeki ve dışındaki tüm Libyalı muhataplarıyla temas halinde olduğunu belirtti. Savan, Giryani’ye atıfta bulunarak, karışıklık çıkaranlara aldırış etmeyeceğini dile getirdi.
Savan, Giryani’nin fetvasına ilişkin de “Ülkedeki krizle ilgili diyaloglar ve görüşmeler açısından yaşananlar, Libyalılara karşı uluslararası bir komplo ve yeryüzünde bozgunculuktur” değerlendirmesinde bulundu. Aynı şekilde Giryani’nin ifadelerini, ‘parti ve mensuplarına karşı doğrudan provokasyon’ olarak niteledi.
Savan geçen perşembe günü yaptığı açıklamada, Libya’daki çok sayıda alimi de ‘sessizliklerini bozmaya ve fetvanın bu yanlış kullanımına karşı görevlerini yerine getirmeye’ çağırdı.
Serrac, bugünlerde artan söz konusu çatışmalara paralel olarak, başkanlık ve parlamento seçimlerinin bu yılın sonunda planlanan zamanda yapılmasına hazırlık çerçevesinde ciddiyetini yeniden dile getirdi. UMH’ye bağlı Dışişleri Bakanlığı da Başkanlık Konseyi Başkanının BMGK başkanlığına ‘konsey tarafından, bu süreci desteklemek için bir karar yayınlamasını’ talep eden bir mesaj gönderdiğini bildirdi.
Serrac, BM’ye ‘ihtiyaçlarını değerlendirecek bir ekip gönderme, bu önemli ulusal kazanımı başarıya ulaştırmak ve istikrarlı, sivil demokratik bir yapı inşa etmek için Yüksek Seçim Komisyonu ve yetkili makamlarla istişare ve koordinasyon yapma’ çağrısında bulundu.
Serrac, ‘teknik yardım sağlamak, bu kazanımları tüm aşamalarda ortaya koymak için gerekli güvence araçlarını araştırmak ve seçim süreci bitene ve nihai sonuçlar açıklanana kadar takibi sağlamak için kendisine gerekli imkanların tanınması’  gerekliliğine dikkat çekti.
Libya’daki BM misyonu, 24 Aralık’ta Siyasi Diyalog Forumu katılımcıları tarafından kararlaştırılan tarihte ulusal seçimlerin yapılmasına yönelik bağlılığını sürdürüyor.
UMH’ye yakın Libyalı bir yetkilinin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre Serrac tarafından alınan önlemler, kendisinin ‘bir an önce iktidardan vazgeçmeyi ve iktidarı, fonlar ve BM misyonunun çabaları uyarınca seçimle gelebilecek geçici fonlar aracılığıyla seçilmiş yürütme liderliğine teslim etmek istediğini’ kanıtlıyor.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.