Pedersen Moskova'yı Suriye Anayasa Komitesi görüşmelerini başarıya taşımaya çağırdı

Suriye Anayasa Komitesi toplantıları yarın Cenevre’de başlayacak... BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, ‘kapıların daha kapsamlı bir siyasi sürece açılmasını’ umuyor

Geir Pedersen (Reuters)
Geir Pedersen (Reuters)
TT

Pedersen Moskova'yı Suriye Anayasa Komitesi görüşmelerini başarıya taşımaya çağırdı

Geir Pedersen (Reuters)
Geir Pedersen (Reuters)

Suriye Anayasa Komitesi,  Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’ın girişimleriyle 5'inci tur görüşmelerine yarın Cenevre’de başlıyor. Toplantıya Suriye hükümeti, muhalefeti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılıyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’la görüşen Pedersen, Cenevre görüşmelerinde bir ilerleme kaydedilmesini sağlayacak uygun bir zemin hazırlanması çağrısında bulundu.
Pedersen,Komitenin rejim ve muhalif eş başkanlarının süreci ilerletmek için net gündemleri ve temaları olan eylem planları üzerinde anlaşmaya varmalarını umduğunu ifade etmişti.
Suriye hükümeti, muhalefeti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri olmak üzere 3 grubun yer aldığı, büyük ve küçük olmak üzere iki yapıdan oluşan Komitenin ‘küçük yapı’ olarak bilinen toplam 45 kişilik yazım kurulunun pazartesi günü İsviçre'de bir araya gelmesi bekleniyor.
Büyük yapı, tüm komite üyelerini kapsıyor ve 150 kişiden oluşuyor. Üç gruptan 15’er kişinin bir araya geldiği küçük yapı ise büyük yapıya yakın bir şekilde çalışıyor ve BM’nin ülkedeki yıkıcı çatışmayı Suriye'nin bütünlüğünü ve egemenliğini koruyarak sona erdirme çabalarının önemli bir parçasını oluşturuyor.
Pedersen, cuma günü Cenevre’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Anayasa Komitesi’nin güven tesis edeceğini ve daha kapsamlı bir siyasi sürecin kapılarını açacağını umuyorum.”
Ancak Anayasa Komitesinin diğer faktörlerden ayrı hareket edemeyeceğini de ifade eden Pedersen, “İlerleme kaydedebilmek için çeşitli tarafların siyasi iradesine ihtiyacımız var” dedi.
Pedersen, Suriye'deki yaklaşık on yıldır süren çatışmaların ardından son 10 ayın daha sessiz geçmesine ve cephe hatlarında neredeyse hiç değişiklik yapılmamasına rağmen, mevcut sakin atmosferin her an bozulabileceği konusunda uyardı.
Pedersen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kırılgan bir sükunet. Tüm bu sorunlar tek başına Suriyeliler tarafından çözülemez. Uluslararası iş birliğine ihtiyaç var. Dediğim gibi çeşitli taraflar oturup bu süreci nasıl ilerletecekleri konusunda gerçekten fikir alışverişinde bulunana kadar gerçek müzakerelere ihtiyaç duyuyoruz.  Bu siyasi irade eksik olursa, süreci ilerletmek çok zor olacaktır.”
BM Suriye Özel Temsilcisi, ‘Şimdiye kadarki siyasi sürecin, Suriyelilerin hayatlarında ne somut değişiklikler ne de gelecek için gerçek bir vizyon getirmediğini’ kabul etti. Barış sürecini ilerletmek için iş birliği arzusunun gerekli olduğuna dikkati çeken Pedersen, “Defalarca vurguladığım gibi, artık hiçbir aktörün veya grubun Suriye'ye iradesini dayatmasıyla veya çatışmalarla Suriye sorununun çözülemeyeceği açıkça ortadadır” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Pedersen, bu haftanın başlarında BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) düzenlediği Suriye konulu toplantısında önümüzdeki pazartesi günü Anayasa Komitesi’nin bir araya geleceği görüşmelerin önemli olduğunu söyledi. BM Suriye Özel Temsilcisi, gündemdeki pek çok konunun Anayasa Komitesi’nde bir yılı aşkın bir süredir görüşülmekte olduğunu da sözlerine ekledi.
Pedersen sözlerine şöyle devam etti:
“Eş başkanların daha etkili ve pratik çalışma yöntemleri olarak nitelediğim adımları uygulamaya koyma zamanı geldi. Ancak böylece görüşmeler daha iyi ve daha odaklı bir şekilde düzenlenebilir.  Komitenin anayasa reformunu hazırlamaktan fiilen taslağını hazırlamaya başlamasını sağlamalıyız.”
Pedersen, Komitenin belirli anayasal konuları ve taslak hükümleri dikkate alarak çalışmalarına başlayabileceğini ve önümüzdeki dönemde de belirli gündemlerle görüşmelerin yapılmasını kararlaştırabileceğini belirtti. ‘Daha ciddi ve iş birliğine dayalı diplomasi’ çağrısında bulunan Pedersen, Suriye ile ilgilenen başlıca ülkelerin anlaşmazlıklara rağmen, Aralık 2015'te kabul edilen BMGK’nın 2254 sayılı kararına halen bağlı olduklarını da vurguladı.
Pedersen, ülke içinde yerlerinden edilen ve yurtdışında mülteci olarak yaşayan milyonlarca Suriyelinin derin travma, aşırı yoksulluk, bireysel güvensizlik ve geleceğe dair umutsuzluk içinde olduğunu söyledi. BM Suriye Özel Temsilcisi,  ‘Suriye'deki çatışmayı ele almanın, en önemli ortak öncelik haline getirilmesi’ çağrısında bulundu.



Mısır'da uzlaşma çabaları sürerken Kahire'deki gruplar toplantısının ertelenmesinin ardındaki üç neden

Gazze şehrine yönelik İsrail hava saldırısında yıkılan bir evin enkazından çıkardıkları cesetleri taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze şehrine yönelik İsrail hava saldırısında yıkılan bir evin enkazından çıkardıkları cesetleri taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Mısır'da uzlaşma çabaları sürerken Kahire'deki gruplar toplantısının ertelenmesinin ardındaki üç neden

Gazze şehrine yönelik İsrail hava saldırısında yıkılan bir evin enkazından çıkardıkları cesetleri taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze şehrine yönelik İsrail hava saldırısında yıkılan bir evin enkazından çıkardıkları cesetleri taşıyan Filistinliler (AFP)

Ateşkes anlaşmasının seyrine paralel olarak, Filistinli grupların katılacağı kapsamlı bir diyalog toplantısının Kahire’de yapılması bekleniyor. Bu süreçte özellikle El Fetih ve Hamas hareketleri arasında görüş ayrılıkları sürerken, İsrail’in Gazze Şeridi’nde 10 Ekim’de başlayan ateşkes anlaşmasından bu yana ihlalleri devam ediyor. Öte yandan Mısır, anlaşmanın tamamen uygulanması yönünde açık ve net taleplerini dile getiriyor.

Medya sızıntılarına göre geçen hafta sonunda yapılması beklenen toplantı henüz gerçekleşmedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Filistin uzmanlarına göre, bu durumun devam etmesi, İsrail’in ihlalleri sürerken, anlaşmanın seyrine zarar veriyor. Uzmanlar, Kahire’nin yakın zamanda Filistin ulusal birliğini sağlama sürecinde daha büyük ve önemli bir rol üstlenmesini ve taraflar arasındaki anlaşmazlık noktalarında uzlaşma sağlanması hâlinde toplantının yapılmasını umuyor.

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli bir kaynağa göre, geçen hafta sonu yapılması planlanan toplantının ertelenmesinin birkaç nedeni var. Bu nedenler esas olarak Gazze Yönetim Komitesi’nin oluşturulması ve bölgede polis teşkilatının kurulmasıyla ilgili iki Filistin içi anlaşmazlık etrafında dönüyor. Ayrıca, komite ve başkanıyla ilgili Amerikan istişarelerinin sonuçlarının beklenmesi de başka bir etken. Kaynak, ‘Kahire ve tüm gruplarla, özellikle de grupların son toplantısına katılmayan El Fetih ile yoğun istişarelerin sürdüğünü ve yoğun baskı altında toplantının yakında gerçekleştirilebileceğini’ doğruladı.

Arap ve Filistinli yetkililer, 2 Kasım'da Amerikan gazetesi Washington Post'a yaptıkları açıklamalarda, Hamas liderliğindeki sekiz Filistinli grubun, geçen hafta sonu Kahire'de düzenlenen toplantıda Gazze Şeridi'nin geçiş yönetiminin temel unsurları üzerinde anlaşmaya varmak için çalıştığını bildirdi.

Filistinli gruplar, El Fetih’in katılmadığı ve geçtiğimiz 24 Ekim’de Kahire’de yapılan bir toplantıda, ‘Gazze Şeridi’nin yönetiminin, bağımsız kişilerden oluşacak geçici bir Filistinli komiteye devredilmesi ve tüm Filistinli güçler ile grupların ulusal bir strateji üzerinde uzlaşmak üzere acil bir toplantı düzenlemesi’ konusunda anlaşmaya vardılar.

Toplantının ardından, Gazze Şeridi'ni yönetecek komitenin başkanlığı konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıktı. İsrail medyası, grupların Emced eş-Şava'yı idari komitenin başkanlığına atamayı kabul ettikleri bilgisini sızdırdı.

sdf
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta İsrail bombardımanı sonucu yıkılan bir evin enkazı arasında oturan Filistinli bir çocuk (AFP)

Buna karşılık El Fetih o dönemde bu karara çekinceli yaklaştı. Hareketten bir kaynak geçen hafta Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Filistin Sağlık Bakanı Dr. Macid Ebu Ramazan, Gazze Şeridi idari komitesinin başkanlığı için adaylar arasında yer almaya devam ediyor. Kendisi hem Filistin hükümetinde bakan olarak görev yapması hem de Gazze halkından biri olması, ayrıca yüksek düzeyde yetkinliği ve sahadaki tecrübesi sayesinde bu sorumluluğu üstlenmeye uygun bir ulusal figür.”

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Yürütme Komitesi üyesi Vasıl Ebu Yusuf’a göre, beklenen Filistin ulusal diyalog toplantısının önemi herkes tarafından kabul edilmekte. Mısır’ın bu toplantıya ev sahipliği yapmasının da büyük bir önemi var. Zira bu, Filistin halkının haklarını, temel ilkelerini, iradesini, siyasi ve coğrafi birliğini koruyacak bir stratejinin hayata geçirilmesi açısından son derece önemli.

Ebu Yusuf, “Bu konunun başarıya ulaşması için sadece toplantının düzenlenmesi değil, bu diyaloğun da başarılı olması gerekiyor. Bu nedenle, Filistin halkını bölünmeden koruyan bu stratejiyi destekleyen bir tutum belirlemek amacıyla bazı taraflarla istişareler yapılıyor” dedi.

Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, Mısır’ın, Filistin çabalarını birleştirecek ve El Fetih’i anlaşmazlıkları aşmaya ikna edecek bir öneri yönünde harekete geçmesini bekliyor. Er-Rakab ayrıca, gerek Yönetim Komitesi gerekse polis teşkilatının kurulması ya da Washington’daki istişarelerle ilgili ortaya çıkan engellerin tümünün aşılabileceğini ve Filistinliler arası bir düzenlemeye gidilebileceğini ifade etti.

xdfrgt
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta İsrail bombardımanı sonucu yıkılan bir evin enkazı üzerinde yürüyen Filistinli bir kız çocuğu (AFP)

Er-Rakab, Kahire'nin bu ay yapılması beklenen yeniden inşa konferansı öncesinde Filistinliler arasında uzlaşma sağlanması için önümüzdeki dönemde çabalarını yoğunlaştıracağını ve bunun uzun süredir ertelenen ikinci aşamanın başlaması için önemli bir fırsat olacağını umuyor.

Kahire'nin çabaları sürerken, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğini sağlamak ve bölgede güvenlik ve istikrarı temin etmek için Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi gerektiğini yineledi. Abdulati, bu açıklamayı dün yapılan iki ayrı telefon görüşmesi sırasında (biri Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, diğeri ise Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile) dile getirdi.

Ateşkes, 10 Ekim'de yürürlüğe girdiğinden bu yana birçok zorlukla karşılaştı. ABD'nin arabuluculuğunda imzalanan anlaşma, Hamas'ın silahsızlandırılması ve İsrail güçlerinin Gazze'den çekilme takvimi gibi çetrefilli sorunları henüz çözemedi.

Ebu Yusuf’a göre, henüz başlamamış olan ikinci aşama, Filistin’in meşru temsilcisi olan FKÖ çerçevesinde birleşik bir Filistin tutumunu gerektiriyor. Bu da İsrail’i, özellikle çekilme ve yeterli insani yardımın girişine izin verme konusundaki taahhütlerine uymaya zorlamak için önemli. Ebu Yusuf, Mısır’ın ikinci aşamaya geçilmesi yönündeki tekrarlanan çağrısının büyük önem taşıdığını, bunun İsrail ihlalleri karşısında anlaşmanın sürdürülme olasılığını güçlendirdiğini vurguladı.

Er-Rakab, Kahire'nin ciddi, ısrarlı ve yoğun çabalarının Filistinliler arasında yakınlaşmaya yardımcı olacağını ve bunun da yakında ikinci aşamaya yol açacağını umuyor. Er-Rakab bunun, özellikle El Fetih olmak üzere tüm grupların Mısır'ın çabalarına uyum sağlamasına bağlı olduğunu belirtti.


İsrail, Lübnan'da sivillerin tarafsızlığı politikasını ihlal ediyor

Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)
Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)
TT

İsrail, Lübnan'da sivillerin tarafsızlığı politikasını ihlal ediyor

Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)
Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)

İsrail'in son birkaç gündür Lübnan'da gerçekleştirdiği saldırılar, "sivilleri hedef almama" ilkesinin ihlal edildiğini ortaya koydu ve kara savaşının manzarasını bir kez daha yeniden şekillendirdi.

İsrail ordusu dün, Şeba Çiftlikleri bölgesini ve Baraachit kasabasını hedef alan hava saldırıları düzenledi. İsrail insansız hava araçları (İHA) ayrıca, Aitaroun ve Blida kasabaları arasında bulunan Kilo 9 bölgesindeki bir ekskavatöre üç adet bomba attı.  

İsrail hava saldırıları, yerleşim bölgelerindeki araçları hedef aldı, evleri ve sivillerin toplandığı yerleri vurdu. Uzmanlara göre bu saldırılar, "Tel Aviv'in Hizbullah'a verilen halk desteğinin maliyetini artırma girişimleriyle bağlantılı stratejik bir tercihi" yansıtıyor; bu, "sivilleri etkisiz hale getirme" ilkesinden vazgeçmek anlamına gelse bile.

Emekli Tuğgeneral Said Kazha, "İsrail'in sarsılmaz hedefinin Hizbullah'ı ve İran'dan Irak, Yemen ve Filistin'e, hatta Lübnan'a kadar uzanan direniş eksenini denetim altına almak" olduğuna inanıyor.

İsrail'in "her şeyden önce kuzeydeki yerleşimcilerin güvenliğini sağlamayı amaçladığını" belirten Mısır Dışişleri Bakanı, İsrail'in "savaşçılar, silah ve mühimmat depoları da dahil olmak üzere askeri hedefler olarak gördüğü yerlere, bunlar yerleşim yerlerinde bulunsa bile, hedefli saldırı taktiği uyguladığını" belirtti.

Bu arada Mısır, "Lübnan'ın egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik her türlü ihlali tamamen reddettiğini" teyit etti ve "Lübnan ve bölgenin güvenliğini ve istikrarını korumak için gerginliğin azaltılmasının ve sükunet yolunun önceliklendirilmesinin önemini" vurguladı. Bu açıklama, dün Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam arasında, gerginliği azaltmaya yönelik devam eden çabaları ele alan bir telefon görüşmesi sırasında geldi.


Tahran'ın gelecek ay "suyun bitmesi" öncesindeki son umudu yağmur

İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)
İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)
TT

Tahran'ın gelecek ay "suyun bitmesi" öncesindeki son umudu yağmur

İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)
İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)

İranlı yetkililer dün, 10 milyonluk nüfusa sahip başkent Tahran'da "eşi benzeri görülmemiş" kuraklık kriziyle mücadele etmek amacıyla su kesintisi yapmayı planladıklarını duyurdu.

Yerel basın, geceleri evlere su verileceğini bildirirken, Enerji Bakanı Abbas Ali Abadi dün devlet televizyonunda vatandaşları "israfı durdurmak" için "zor olsa bile" su kesintisine katlanmaya çağırdı.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da "yıl sonundan önce yağmur yağmazsa" Tahran'ın su sıkıntısı nedeniyle boşaltılması gerekebileceği konusunda uyardı.

Devlet televizyonu, Pezeşkiyan'ın perşembe günü yaptığı açıklamada, "Suyu karneye bağlasak ve aralık ayı başında yağmur yağmazsa suyumuz bitecek ve Tahran'ı boşaltmak zorunda kalacağız" dediğini ancak sakinlerin nasıl tahliye edileceğine dair bir açıklama yapmadığını belirtti.

Tahran Su Şirketi Başkanı Muhsin Ardakani'ye göre, başkente su sağlayan rezervuarlardaki su seviyeleri son yılların en düşük seviyesine düştü. Bölgesel Su Şirketi Başkanı Behzad Parsa da Tahran'a su sağlayan ana rezervuardaki suyun "sadece iki hafta yetecek kadar" olduğunu vurguladı.