İslam Kalkınma Bankası Başkanı Dr. Bandar Hajjar Şarku’l Avsat’a konuştu: Üye ülkelerinin altyapı alanındaki finansman açığı 700 milyar dolar

İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu Başkanı Dr. Bandar Hajjar (Şarku’l Avsat)
İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu Başkanı Dr. Bandar Hajjar (Şarku’l Avsat)
TT

İslam Kalkınma Bankası Başkanı Dr. Bandar Hajjar Şarku’l Avsat’a konuştu: Üye ülkelerinin altyapı alanındaki finansman açığı 700 milyar dolar

İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu Başkanı Dr. Bandar Hajjar (Şarku’l Avsat)
İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu Başkanı Dr. Bandar Hajjar (Şarku’l Avsat)

Merkezi Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde bulunan İslam Kalkınma Bankası’nın (İKB) Başkanı Dr. Bandar Hajjar, üye ülkelerle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele için yapılan finansman anlaşmalarına uyulacağını ve bunu engelleyen temel bir sorun olmadığını söyledi.  Ancak aynı zamanda İKB üye ülkelerinin, altyapı alanındaki finansman açığının 700 milyar dolar olduğunu söyleyen Hajjar, bu açığı tek bir kurumun karşılayamayacağına işaret etti.
Hajjar, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, bankanın üye ülkeler ile bankaya olan mali yükümlülüklerini yerine getirmeleri noktasındaki iş birliğinin, makul bir program üzerinde uzlaşarak aidat ödeme sürecinde karşılaşılan bir takım sorunlarda esneklik sağladığını söyledi. Hajjar, bu esnekliğin, üye ülkeleri yükümlülüklerini yerine getirerek banka ile ilişkilerini sürdürme konusunda daha istekli hale getirdiğinin altını çizdi.
Bundan 45 yıl önce kurulan İKB, Kovid-19’un neden olduğu küresel ekonomik durgunluk çerçevesinde, hayat şartlarını iyileştirmenin yanı sıra sosyal ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek amacıyla dünyanın dört bir yanındaki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi 57'den fazla ülkeyi destekleyerek ve 52'den fazla kişiye ve küçük işletmeye doğrudan destek sağlayarak çalışmalarını ikiye katladı.
İKB Grubu Başkanı Dr. Hajjar Suudi Arabistan’daki projeleri destekleme konusunda, banka tarafından Suudi Arabistan için onaylanan toplam finansmanın yaklaşık 5,4 milyar dolar olduğunu söyledi. Bu arada İKB, kuruluşundan bu yana Suudi Arabistan için yaklaşık 437 projeyi onayladı.

İKB ve Kovid-19 salgını
Hajjar, İKB’nin Kovid-19 salgınıyla mücadele çerçevesinde virüsten kurtulmak ve hayata kaldığı yerden yeniden başlamak amacıyla hem üye ülkelere hem de üye olmayan ülkelerdeki Müslüman topluluklara 2,3 milyar dolarlık bir yardım paketi başlattığını söyledi.
İKB’nin, salgınla mücadele çerçevesinde yenilikçi projeler sunmaları için bilim insanları, yenilikçiler, araştırma merkezleri, üniversiteler ve girişimcilere yönelik bir çağrı başlattığını söyleyen Hajjar, çağrının virüsün yayılmasını izlemek ve kontrol altına almak, hastalık kontrol sistemlerini iyileştirmek ve hastaları takip etmek amacıyla ‘blockchain’ (blok zinciri), yapay zeka, büyük veriler ve 3B baskı robotları gibi dördüncü sanayi devrimi (Endüstri 4.0) teknolojisini kullanarak salgının ekonomik ve sosyal etkilerini azaltmak amacıyla yapıldığını kaydetti. Hajjar aynı şekilde bu çağrının, sağlık alanındaki tedarik zincirlerini yönetmek için yenilikçi sistemler, tıbbi malzemeler için güçlü arama motorları ve biyoteknoloji laboratuarları tasarlamak için yeni teknolojilerden yaralanılmasının yanı sıra erken teşhis konulması ve hastalığın yayılmasını önleyecek çözümlere ulaşılması, operasyonel sağlık bakım cihazları edinilmesi, hızlı testlerin ve düşük maliyetli tarama yöntemlerinin geliştirilmesini de kapsadığını söyledi.

Sağlık sistemlerinin kırılganlığı
Hajjar, salgının sağlık sistemlerinin kırılganlığının yanı sıra ekonomik sektörlerin, özellikle gelişmekte olan ülkelerde gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 40'ından fazlasına katkıda bulunan küçük ve orta ölçekli işletmelerin hassasiyetini ortaya çıkardığını belirtti. İKB’nin salgınla mücadele çerçevesinde yükümlülüklerinin artarak geçtiğimiz Aralık ayı sonuna kadar yaklaşık 3,55 milyar dolara ulaştığını ifade eden Hajjar, İKB’nin İslam Yatırım Sigortası ve İhracat Kredisi Şirketi’ne (ICIEC)  495,9 milyon dolarlık taahhütte bulunduğunu ‘Finansman Fonu - Transform’ çerçevesinde Bilim ve Teknoloji Geliştirme Fonu’na sağlanan finansmanın 1 milyon dolardan 7,33 milyon dolara çıkarıldığını söyledi.

50 milyon kişi istifade edecek
İKB’nin sağladığı finansmandan istifade edenlerle ilgili olarak ise Hajjar, Stratejik Hazırlık ve Müdahale Programı çerçevesinde yaklaşık 52,3 milyon kişinin onaylanan çalışmalardan yararlanacağını söyledi. Bunlardan 43,3 milyon kişinin Kovid-19’un bulaşma yolları ve salgını önleme konusunda bilinçlendirme kampanyaları kapsamında yer alacağını belirten Hajjar, 8,9 milyonunun güvenli gıdaya ulaşamayan ailelerin, gıda ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılan çalışmalarla desteklendiğini kaydetti. Bu iyileştirmelerin, değer zincirlerini ve öncelikli ekonomik sektörleri canlandırmak için 59,6 bin kişiye iş imkanı sağlayacağını ifade eden İKB Grubu Başkanı, ayrıca kapasite geliştirmeyle 23,6 bin sağlık çalışanına destek verileceğini ve 20 bin küçük işletmenin ve ailenin mikrofinans (mikrokredi) hizmetlerinden yararlanacağını kaydetti.

Ödenmeyen fonlar
İKB’nin Kovid-19 salgınıyla mücadele çerçevesindeki ve diğer finansman türleriyle ilgili olarak üye ülkelerle yapılan finansman anlaşmalarına uyacağını belirten İKB Grup Başkanı Dr. Hajjar, “Bu konuda temel bir sorun yok. Üye ülkeler, bankaya olan yükümlülüklerini yerine getirmeye istekliler” şeklinde konuştu. Dr. Hajjar, bu sürdürülebilirliğin, bankanın üç kredi derecelendirme kuruluşundan (Standard & Poor's, Moody's ve Fitch) ‘AAA’ kredi notu almasını sağladığını belirtti.

Durdurulan projeler
Dr. Hajjar’a göre üye ülkelerden herhangi birinin karşılaşabileceği birkaç özel ve istisnai durumda, iki taraf arasındaki iş birliğinin, bankanın mali yükümlülüklerini yerine getirmesi için makul bir program üzerinde anlaşmaya varmalarına imkan veriyor. Bankanın, üye ülkelerle olan ilişkilerindeki duyarlılığını ve esnekliğini vurgulayan Hajjar, bunun üye ülkeleri yükümlülüklerini yerine getirerek banka ile ilişkilerini sürdürme konusunda daha istekli hale getirdiğini belirtti.

Altyapı
İİT üye ülkelerinin altyapı finansman açığını kapatması için gereken miktarın 700 milyar dolar olarak tahmin edildiğini belirten Dr. Hajjar, “Elbette bu açığı tek bir kurum karşılayamaz.  Bu nedenle, bankanın başkanının beş yıllık programı, kalkınmayı finanse etmede geleneksel çerçevelerin ötesine geçebilmeye ve üye ülkelerin küresel yatırım pazarında bol miktarda bulunan ve altyapısını geliştirmeye yönelik olan devasa yatırımlarda bulunmasını sağlayacak diğer araçları keşfetmeye yönelik entegre bir değişim vizyonu sunuyor” ifadelerini kullandı.
Yatırımcılara sunulan projelerin, yatırımcıyı cezbeden finansal ve ekonomik fizibiliteye sahip olması gerektiğini vurgulayan Dr. Hajjar, bölgesel ve uluslararası düzeyde çeşitli ilgili kurumlarla ortaklıkların yoğunlaştırıldığını ve böylece her bir kurumun oynadığı roller arasında koordinasyon sağlanarak finansman engellerinin aşıldığını belirtti. Hajjar bununla birlikte devlet veya finansal kalkınma kurumları tarafından sağlanan geleneksel kaynaklara başvurmadan altyapının desteklenmesi ve geliştirilmesinde büyük katkı sunan kamu ve özel sektör ortaklığının kalkınmaya katılımının aktif hale getirildiğini ve güçlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Suudi Arabistan’ın rolü
İKB’nin Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından her zaman sınırsız destek gördüğünü ve himaye edildiğini vurgulayan İKB Grup Başkanı, Suudi Arabistan’ın bankaya gerekli tüm kolaylıkları inisiyatifler şeklinde sağladığını ve bunların başında banka sermayesinin çeşitli dönemlerde artırılması ve bankanın yapısının entegre bir grup haline getirilmesine verilen destek olduğunu söyledi. Dr. Hajjar, bunun, Suudi Arabistan’ın İslam ülkeleri ortak eylemini desteklemenin yanı sıra hem İKB üye ülkelerindeki hem de üye olmayan ülkelerdeki Müslüman toplumların ekonomik ve sosyal kalkınmalarının sağlanması konusundaki eğilimleriyle uygun olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan’ın İKB’nin ülkenin büyümesini ve gelişmesini destekleyen en önemli kollarından biri olması için elinden geleni yaptığı söyleyen Dr. Hajjar, yine Suudi Arabistan’ın banka sermayesine en büyük katkı sağlayanlardan biri olduğunun altını çizdi. HAjjar Suudi Arabistan’ın bununla birlikte İKB kurumlarına ve İKB çerçevesinde kendi inisiyatifiyle kurulan El Aksa ve Kudüs fonlarına olan desteğinin yanı sıra bir milyar dolarlık sermaye ile desteklediği Üye Ülkelerde Yoksullukla Mücadele için İslami Dayanışma Fonu’nu fikir olarak önerdiğini kaydetti.

Finansman programları
Suudi Arabistan’ın kendi kalkınma projelerini oluşturduğunu ve bunun da çeşitli alanlarda büyük bir gelişme ve medeniyet patlaması yarattığını söyleyen Dr. Hajjar, özellikle kamu ve özel sektör arasındaki ortaklık projelerine ve özel sektördeki projelerin finanse edilmesine yönelik bir eğilim olduğunu vurguladı. Suudi Arabistan’ın kendi özel sektöründeki birçok programı ve projeyi finanse ettiğini belirten Dr. Hajjar, bankanın sektörün potansiyelinden ve uzmanlığından yararlandığını ve bunu üye ülkelerle yatırım, ticaret ve ekonomik alışverişini desteklemek için kullandığını aktardı.
İKB’nin Suudi Arabistan için onayladığı toplam fonun yaklaşık 5,4 milyar dolar olduğunu kaydeden İKB Grup Başkanı, bunun 1,3 milyar dolarının İKB’den, 469 milyon dolarının özel sektör projeleri için bu miktarı onaylayan İslam Özel Sektörünün Geliştirilmesi Kurumu’ndan, 716 milyon dolarının Uluslararası İslami Ticaret Finansman Kurumu’nun (ITFC) ticari faaliyetlerinden ve 2,9 milyar dolarının çeşitli fonlardan elde edildiğini belirtti. Hajjar ayrıca 19,3 milyar dolar değerinde sigorta programlarının da onaylandığını sözlerine ekledi.

Sektör desteği
Projelerin desteklenmesi konusuna değinen Hajjar, İKB’nin kuruluşundan bu yana Suudi Arabistan için  374'ü banka tarafından finanse edilen projeler olmak üzere toplam 437 projeyi onayladığını, Temmuz 2020 itibarıyla banka tarafından finanse edilen 680,7 milyon dolar tutarında yaklaşık 63 aktif proje bulunduğunu ve aynı döneme kadar bu projelere yapılan toplam harcamanın yaklaşık 2,5 milyar dolar olduğunu belirtti.
Sanayi ve madencilik sektörünün bankanın birikmiş finansmanının yüzde 61,9'unu alarak birinci sıradaki yararlanıcı olduğunu ifade eden Dr. Hajjar, ve bunun da kamu ve özel sektör ortaklıkları yoluyla finanse edilen büyük projelerle kanıtlandığına işaret etti. Enerji sektörünün toplam finansmanın yüzde 10,8'ini alarak İKB’nin birikmiş finansmanının ikinci yararlanıcısı olduğunu söyleyen Dr. Hajjar, bunun aynı zamanda kamu ve özel sektör arasındaki ortaklık üzerinde yoğunlaştığını kaydetti. Hajjar, üçüncü sırada yüzde 9,1 ile tarım sektörünün, yüzde 5,3 ile finansman sektörün geldiğini ekledi.
Hajjar'a göre projeler arasında, Saudi Aramco'nun artan talebi karşılamak için üretim kapasitesini artırmayı hedeflediği 142 milyon dolar değerindeki Rebiğ Rafinerisi projesi, Suudi Arabistan Temel Endüstriler Kurumu’na (SABIC) bağlı 125 milyon değerindeki Yansab kimyasal şirketi ve Cidde'deki Kral Abdulaziz Uluslararası Havalimanı Hac Terminali'nin 105 milyon dolarlık genişleme projesi yer alıyor. Ayrıca petrol dışı ihracat faaliyetlerinin artmasına ve ekonomik çeşitliliğin sağlanmasına katkı sağlayan 100 milyon dolarlık Ma’aden gübre üretim kompleksi, Saudi Aramco’ya ait Cubeyl Rafinerisi (SASREF) projesi, yine Saudi Aramco’ya ait (Cubail bölgesindeki) 120 milyon dolar değerindeki Sadara Petrokimya projesi, SABIC'in yaklaşık 3,7 milyon ton çeşitli gübre ve kimyasal madde üretmesini sağlayacak ve Suudi Arabistan’daki ekonomik çeşitliliğin sağlanmasına ve yaklaşık bin 600 kişilik iş imkanı yaratılmasına yardımcı olacak olan 120 milyon dolarlık Ma’aden Wa’ad eş-Şemal Fosfat Şirketi (MWSPC) projesi de bu projeler arasında bulunuyor.

Hurma sektörü
İKB’nin hurma üretimi ve sektörlerinin genişlemesi konusunda büyük çabaları olduğunu vurgulyan Dr. Hajjar, Uluslararası Ticaret Merkezi tarafından 2018-2020 yılları arasında Arap Ülkeleri için Ticaret Yardımı (Aid for Trade For the Arab States - AfTIAS) çerçevesinde ve ITFC gözetiminde uygulanan ‘Medine bölgesinde hurma sektörünün geliştirilmesi’ projesinin onaylanması için İKB ile Medine Ticaret ve Sanayi Odası arasında mutabakat zaptı imzalandığını aktardı. Hajjar bu projenin, sektörün değer zincirini analiz ederek, gelişimi için bir strateji belirleyerek ve 28 uzman hazrılayarak, Medine hurması ihracatını artırmaya katkıda bulunacak bir ortam yaratılmasını hedeflediğini söyledi.
Hajjar ayrıca, üretilen hurma türlerinin iyileştirilmesi, sektörün rekabet gücünün desteklenmesi ve imalat sektörlerini teşvik ederek ham hurmaların başka ürünlere dönüştürülmesini amaçlayan Medine'de ‘kapsamlı bir hurma merkezi’ kurulması için bir anlaşma imzalandığını da açıkladı. Hajjar, Medine Emiri Prens Faysal bin Selman bin Abdulaziz’in kapsamlı hurma merkezinin inşası için arazi tahsis etmeye karar verdiğini, Kral Faysal Üniversitesi Araştırma ve Danışmanlık Merkezi'nin proje için ekonomik fizibilite çalışmasına başladığını da sözlerine ekledi.
Hajjar’a göre Medine hurmasına olan ilgi, hurma üretiminde emsal teşkil edecek özelliklerinden yararlanılmamış olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle İKB, iş olanaklarının yaratılmasına, ihracatın artırılmasına ve büyük bir hurma sektörünün kurulmasına katkı sağlayan tüm aşamalara katkıda bulunarak bu sektörü geliştirmeyi hedefliyor. Medine 4,6 milyon hurma ağacı ile bu sektörde Riyad ve Kasım bölgelerinden sonra üçüncü sırada yer alıyor.



Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
TT

Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)

Bitcoin, kripto para piyasasında yaklaşık iki aydır süren düşüş eğiliminin derinleşmesiyle, kısa süreliğine 85 bin doların altına indi. Teknoloji şirketlerinin aşırı değerli olduğu yönündeki görüşlerin yayılmasıyla dün kripto varlıklarda geniş kapsamlı bir satış dalgası yaşandı.

Bitcoin, gün içinde yüzde 12’ye varan kayıp yaşadıktan sonra yüzde 5,6 düşüşle 86 bin doların biraz üzerinde dengelendi. Bu sabah erken saatlerde ise fiyatın 86 bin 650 dolar civarında seyrettiği bildirildi.

Coinbase platformuna göre bu kayıplar, 6 Ekim’de kaydedilen 126 bin 210 dolar seviyesinden bu yana yaklaşık yüzde 33’lük bir değer kaybına işaret ediyor. Nisan ayından itibaren hisse senedi piyasalarıyla paralel bir şekilde yükseliş gösteren Bitcoin, kısmen Washington’daki daha destekleyici söylemlerden güç almıştı. Ancak dünkü sert satış dalgası, kripto para alım satım hizmeti veren şirketleri ve iş modelini Bitcoin yatırımına dayandıran firmaları ciddi biçimde etkiledi.

Coinbase Global hisseleri yüzde 4,8 gerilerken, Robinhood Markets yüzde 4,1 değer kaybetti. Bitcoin madencisi Riot Platforms’un hisseleri yüzde 4 düştü. Yalnızca Bitcoin satın almak için fon toplayan en büyük ‘kripto hazine’ şirketi olarak bilinen Strategy’nin hisselerinde de yüzde 3,3’lük bir gerileme yaşandı. Şirketin elinde 649 bin 870 adet Bitcoin bulunduğu ve bu varlıkların pazartesi günü ABD doğu saatiyle saat 16.00 itibarıyla yaklaşık 55,7 milyar dolar değerinde olduğu belirtildi.

Strategy’nin önceki tahminleri, Bitcoin’in yılı 85 bin ile 110 bin dolar arasında kapatacağı yönündeydi. Bu beklenti, 30 Ekim’de açıklanan 150 bin dolarlık öngörünün altında kaldı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın oğulları Eric ve Donald Trump Jr.’ın da pay sahibi olduğu Amerikan Bitcoin’inin değeri yüzde 15,6 gerileyerek, 30 Eylül’den bu yana yaklaşık yüzde 47’lik bir düşüş kaydetti. Trump ile bağlantılı diğer kripto projelerinde de benzer kayıplar yaşandı. World Liberty Financial adlı tokenin piyasa değeri, eylül ortasında 6 milyar doları aşmasının ardından yaklaşık 4,14 milyar dolara indi. Trump’ın adıyla çıkarılan TRUMP tokeninin fiyatı ise 5,70 dolar seviyesine gerileyerek, göreve başlama öncesi 45 dolarlık talep fiyatının oldukça altında kaldı.

Bitcoin’e yatırım yapmanın yaygın yollarından biri olan spot Bitcoin borsa yatırım fonları (ETF), yatırımcılara kripto paraya doğrudan sahip olmadan pay edinme imkânı sunuyor. Morningstar Direct verilerine göre yatırımcılar, kasım ayında Bitcoin ETF’lerinden 3,6 milyar dolar çekti. Bu rakam, ocak 2024’te işlem görmeye başlamalarından bu yana görülen en büyük aylık çıkış oldu.

Bitcoin vadeli işlemleri de son bir ayda yaklaşık yüzde 24 değer kaybederken, altın vadeli işlemleri yüzde 7 artış gösterdi. Analistler, yoğun satış dalgasını sonbaharda artan riskten kaçınma eğilimine bağlıyor. Bu durum, yatırımcıları tahvil ve altın gibi güvenli limanlara yönlendirirken, kurumsal satışlar, uzun vadeli yatırımcıların kâr realizasyonu, ABD Merkez Bankası’nın (FED) daha sıkı duruşu ve kripto para düzenlemelerindeki yavaşlamanın yarattığı belirsizliğin etkili olduğu ifade ediliyor.

Deutsche Bank analistleri, mevcut koşulların Bitcoin portföylerinin dayanıklılığını test ettiğini ve yaşananların geçici bir düzeltme mi yoksa uzun vadeli bir uyarlama mı olduğu konusunda soru işaretleri yarattığını belirtiyor.

Düzenleyici açıdan bakıldığında, temmuz ayında Trump’ın imzaladığı yasa, kripto sektörüne destek sağlamıştı. Yasa, stabil kripto paraları (dolar gibi varlıklara bağlı olanları) koruma altına alarak fiyat dalgalanmalarını diğer kripto paralara göre sınırlamayı amaçlıyordu. Ancak, kripto piyasası için yeni bir piyasa yapısı oluşturmayı hedefleyen yasa tasarısı Senato’da hâlâ ilerleyemedi. Bu tasarı, sektörde Trump’ın seçim sürecini destekleyen ve Washington’daki müttefiklerinin göreve gelmesini sağlayan yatırımcılar için öncelikli bir konu olarak görülüyor.


Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Suudi Arabistan’ın kredi notunu ‘Aa3’ olarak teyit etti ve görünümünü ‘durağan’ olarak belirledi. Kuruluş, Suudi ekonomisinin önümüzdeki yıl güçlü ekonomik büyüme göstermesine olumlu bakıyor; özellikle ekonomik çeşitlendirme çabaları sayesinde petrol dışı sektörlerdeki güçlü büyümeyi destekliyor.

Moody’s, Suudi Arabistan’a yönelik düzenli not gözden geçirmesinde, ülke ekonomisinin gücüne ve mali politikalarının istikrarına dikkat çekerek, Aa3 notunun büyük ekonomik hacim, yüksek gelir düzeyi ve güçlü kamu bütçesi ile desteklendiğini vurguladı. Kuruluş ayrıca, ülkenin ekonomik çeşitlendirme programlarında kaydettiği ilerlemeyi de öne çıkardı.

Moody’s’in Aa3 notunu teyit etmesi ve durağan görünümü, Suudi Arabistan’ın kredi değerliliğinin istikrarlı olduğunu gösteriyor. Bu durum, kuruluşun Kasım 2024’te ülke notunu A1’den Aa3’e yükseltmesinin ardından geldi; yükseltme, ekonomik reformlarda sağlanan ilerlemeye dayanıyordu. Diğer büyük uluslararası derecelendirme kuruluşları da Suudi Arabistan’ın güçlü kredi profilini onaylıyor. Standard & Poor’s ve Fitch, ülkeye A+ notu ve durağan görünüm verirken, bu yüksek dereceler ülkenin mali ve dış pozisyonunun gücünü ve artan ekonomik esnekliğini teyit ediyor.

Ekonomik ivme ve beklenen büyüme

Ekonomik momentum güçlü seyrini sürdürüyor; özellikle petrol dışı sektörler güçlü büyüme oranları yakalamaya devam ediyor. Moody’s, Suudi Arabistan’ın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 2025’te yaklaşık yüzde 4 oranında büyümesini bekliyor; bu oran, 2024’teki yüzde 2’lik büyümenin üzerine çıkıyor. 2026 yılında ise büyümenin yüzde 4,5’e ulaşması öngörülüyor. Bu dönemde petrol sektörü, OPEC+ ittifakının üretimi artırmaya başlamasıyla birlikte yeniden büyüme eğilimine girecek.

frg
Riyad'da açık havada futbol maçı izleyen insanlar (Reuters)

Suudi Arabistan hükümeti, gelecek yıl için ekonomik büyüme tahminini önceki yüzde 3,5 seviyesinden yüzde 4,6’ya yükseltmişti. Bu artış, büyük ölçüde petrol dışı sektörlerin beklenen büyümesine dayanıyor. Moody’s de açıklamasında, petrol dışı faaliyetlerin büyük projelerin kesintisiz şekilde yürütülmesini desteklediğine dikkat çekti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Suudi ekonomisinin 2025 ve 2026 büyüme tahminlerini yüzde 4’e yükseltti. IMF, bu büyümenin arkasında petrol dışı sektörlerdeki önemli genişleme ve OPEC+ çerçevesinde kademeli petrol üretim kesintilerinin bulunduğunu belirtti. Kuruluş, Suudi Arabistan ekonomisinin şoklara karşı güçlü bir dayanıklılık gösterdiğini vurguladı ve enflasyonun yaklaşık yüzde 2 seviyesinde istikrarlı kalacağını öngördü.

Kredi derecelendirme gücü

Suudi Arabistan’ın ekonomik gücü, büyük ekonomik hacmi, yüksek kişi başı gelir seviyesi ve düşük üretim maliyetleriyle birlikte bol hidrokarbon kaynaklarına dayandırılıyor. Moody’s’in açıklamasına göre, ülkenin güçlü kurumları ve iyi yönetim yapısı, 2016’dan bu yana uygulanan kapsamlı reform ajandasındaki önemli ilerlemeyi destekliyor. Mali gücü ise nispeten düşük kamu borç yükü, borçlanma maliyetlerini karşılayabilme kapasitesi ve güçlü devlet mali varlıklarına dayanıyor.

frg
Kral Abdullah Finans Bölgesi'ndeki (KAFD) Riyad tren istasyonu dışında yürüyen insanlar (Reuters)

Buna karşın, Suudi Arabistan’ın risklere maruz kalabilirliği, daha çok siyasi risklerden kaynaklanıyor; bu riskler, bölgesel jeopolitik dinamiklerin zorluklarını yansıtıyor.

Moody’s, petrol fiyatlarının yüksek harcamaları destekleme kapasitesinin azaldığını belirtmesine rağmen, hükümetin ekonomik dönüşüm sürecini desteklemek amacıyla ekonomik dalgalanmalara karşı mali politika uyguladığını vurguladı.

Durağan görünüm

Moody’s, durağan görünümün, ülkenin kredi notunu etkileyen risklerin dengede olduğunu gösterdiğini belirtti. Kuruluş, büyük ölçekli çeşitlendirme projelerinin daha fazla ilerlemesinin, özel sektörü çekebileceğini ve petrol dışı ekonominin mevcut tahminlerden daha hızlı şekilde gelişmesini teşvik edebileceğini kaydetti.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim geçen ay yaptığı açıklamada, ülkenin doğrudan ve dolaylı olarak petrol bağımlılığının yüzde 90’dan yüzde 68’e gerilediğini, bugün petrol dışı faaliyetlerin ise GSYİH’nin yüzde 56’sını oluşturduğunu duyurmuştu.


Kuraklık İran’ı vurdu: Ülkenin en önemli barajlarından biri elektrik üretimini durdurdu

İran'ın kuzeyindeki Elburz sıradağlarındaki Karkheh Nehri kıyısındaki barajın düşük su seviyelerini gösteren fotoğraf (AFP)
İran'ın kuzeyindeki Elburz sıradağlarındaki Karkheh Nehri kıyısındaki barajın düşük su seviyelerini gösteren fotoğraf (AFP)
TT

Kuraklık İran’ı vurdu: Ülkenin en önemli barajlarından biri elektrik üretimini durdurdu

İran'ın kuzeyindeki Elburz sıradağlarındaki Karkheh Nehri kıyısındaki barajın düşük su seviyelerini gösteren fotoğraf (AFP)
İran'ın kuzeyindeki Elburz sıradağlarındaki Karkheh Nehri kıyısındaki barajın düşük su seviyelerini gösteren fotoğraf (AFP)

İranlı yetkililer, ülkenin en büyük barajlarından birinde su seviyesinin önemli ölçüde düşmesi nedeniyle dün elektrik üretimini durdurdu.

İran'ın resmi haber ajansı IRNA'ya göre Karkheh Barajı ve ilgili santralinin müdürü Emir Mahmudi, "Karkheh Barajı rezervuarındaki düşük su seviyesi nedeniyle santralin üniteleri devre dışı bırakıldı" dedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Mahmudi, halkın ihtiyaçlarını karşılamak için barajın alt vanalarından su verildiğini belirtti.

Mahmudi, barajın rezervuarında şu anda yaklaşık bir milyar metreküp su depolandığını belirterek, "Şu an su seviyesi 180 metre olup, elektrik üretimi için normal işletme seviyesinden 40 metre daha düşüktür" dedi.

IRNA'ya göre Karkheh Barajı, dünyanın en büyük toprak barajlarından biri ve İran ile Ortadoğu'nun en büyüğü. Baraj, İran'ın güneybatısındaki Huzistan eyaletinin Andimeşk şehrinin 22 kilometre kuzeybatısındaki Karkheh Nehri üzerine inşa edilmiş olup, suları İran ve Irak sınırında bulunan Hawizeh (El-Azim) bataklıklarına akmaktadır.

Baraj, ülkenin batısındaki nehirleri merkeze yönlendirmeyi amaçlayan birkaç projeden biri.

Bu gelişme, İran'ın altmış yıl önce kayıtları tutmaya başlamasından bu yana en kötü kuraklıklarından biriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde yaşanıyor.

İran medyası son haftalarda, yağış seviyelerinin bu yıl uzun vadeli ortalamaya kıyasla yaklaşık yüzde 90 oranında düştüğünü bildirdi.

Birçok ile su sağlayan barajlardaki su seviyeleri rekor seviyelerde düştü ve son birkaç haftadır birçok şehirde yağmur duası yapılıyor.

İranlı yetkililer ayrıca yağış sağlamak için bulut tohumlama operasyonları başlattı ve tüketimi azaltmak için periyodik su kesintilerine başvurdu. Büyük ölçüde kurak bir ülke olan İran, yıllardır kronik kuraklık ve sıcak hava dalgalarından muzdarip ve bu durumun iklim değişikliği nedeniyle daha da kötüleşmesi bekleniyor.