Filistin Dışişleri Bakanlığı Mescid-i Aksa'nın hedef alınmasını kınadı

Mescid-i Aksa avlusunda gezen biri (Reuters)
Mescid-i Aksa avlusunda gezen biri (Reuters)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı Mescid-i Aksa'nın hedef alınmasını kınadı

Mescid-i Aksa avlusunda gezen biri (Reuters)
Mescid-i Aksa avlusunda gezen biri (Reuters)

İsrail güçleri, Mescid-i Aksa’nın sınırları içinde yer alan Kubbetu's Sahra Camisi'ne baskın düzenleyerek, ibadethanedeki mermer ve iç sütunların restorasyon çalışmalarını engelledi.
Mescid-i Aksa İmar Dairesi Müdürü Mühendis Bessam el-Hallak konuyla alakalı yaptığı açıklamada, "İşgal güçleri Kubbetu’s Sahra Camii’sine baskın düzenledi ve işçilerin restorasyon çalışmalarını tamamlamasını engelledi. İşçileri çalışmalara devam etmeleri halinde gözaltına almakla tehdit etti” dedi.
Hallak açıklamasında, “Aynı şekilde bir gün önce Mescid-i Aksa'daki İmar Dairesi’nin Mervani Camii’ndeki bakım ve restorasyon çalışmalarını engelledi. İslami Vakıflar Dairesi’ne bağlı İmar Dairesi personeli çalışmayı bitirmek üzereydi” ifadelerini kullandı. 
İşgal yetkilileri yıllardır Mescid-i Aksa'da çeşitli projelere ve gerekli onarım ve bakım çalışmalarına engel olarak İmar Dairesi personelinin yaptığı çalışmalara müdahale etti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı söz konusu saldırıyı kınayarak şu ifadeleri kullandı:
"İsrail işgal güçleri Kubbet-üs Sahra Camii’sine baskın düzenleyerek restorasyon çalışmalarının tamamlanmasını engelledi ve işçileri gözaltına almakla tehdit etti. Baskın, Mervani Camisi'ndeki periyodik bakım çalışmalarının engellenmesinden 24 saat sonra gerçekleşti.”
 
Filistin Dışişleri Bakanlığı, işgal güçlerinin saldırısını kınadı
Dışişleri Bakanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada, Mescid-i Aksa ve çevresinin zamansal olarak bölündükten sonra mekansal olarak da bölünmesini sürdürmek amacıyla işgal güçlerinin açık ve artan söz konusu saldırısını kınadı. Bakanlık, baskınların Arap ve Müslümanların duygularını provoke ettiğini belirttiği açıklamada, işgal hükümetini camiye yönelik sürekli saldırıların tam ve doğrudan sorumlusu olmakla suçladı. Ayrıca işgal hükümetini, planlanan temeli inşa etmeye hazırlanırken Mescid-i Aksa'yı ve avlularını hedef almaya devam etmesi halinde bu dikkate değer tırmanışın sonuçları konusunda uyardı.
Filistin Dışişleri Bakanlığı, "Mescid-i Aksa'nın karşı karşıya olduğu durumun, bölgeyi dini çatışma alanına sürüklemeye yönelik resmi bir İsrail çağrısı olduğunu” belirtti. Bakanlık ayrıca, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) başta olmak üzere uluslararası kurumlara "Kudüs'te Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsal mekanlara yönelik saldırılar karşısındaki sorumluluklarını yerine getirmeleri" çağrısında bulundu.
Mescid-i Aksa'yı bölme ve yıkma planlarından korumak için hızlı eylem çağrısında bulunan Bakanlık, Ürdün Dışişleri ve Yabancılar Bakanlığı ile temas ve koordinasyon içinde olduklarını vurgulayarak, başta Mescid-i Aksa olmak üzere  kutsal yerler için koruma sağlamayı amaçlayan siyasi, diplomatik ve uluslararası hukuk hareketini harekete geçirmeyi hedeflediklerini belirtti.



İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi iki Filistinli kaynağa göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 40'ını askeri kontrolü altında tutan bir çekilme haritası sunma ısrarı nedeniyle Gazze'deki ateşkes müzakereleri ‘çıkmaza’ girmiş durumda.

AFP'ye konuşan kaynaklardan biri, “Doha'daki müzakereler, İsrail'in dün sunduğu ve Hamas'ın reddettiği Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında askeri güç bulundurmayı içeren, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve yeniden konumlandırılmasını öngören bir çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle çıkmaza girmiş durumda ve karmaşık zorluklarla karşı karşıya” dedi.

İkinci kaynak ise “İsrail yok etme savaşını sürdürmek için oyalama ve anlaşmayı bozma politikasını sürdürüyor” ifadesini kullandı.

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da yedinci gününe girdi.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.