Libya’da çözüm yabancı savaşçıların ayrılmasına bağlı

Libya’nın başkenti Trablus’un merkezinde geçen haftaki günlük yaşamdan bir görüntü (AFP)
Libya’nın başkenti Trablus’un merkezinde geçen haftaki günlük yaşamdan bir görüntü (AFP)
TT

Libya’da çözüm yabancı savaşçıların ayrılmasına bağlı

Libya’nın başkenti Trablus’un merkezinde geçen haftaki günlük yaşamdan bir görüntü (AFP)
Libya’nın başkenti Trablus’un merkezinde geçen haftaki günlük yaşamdan bir görüntü (AFP)

Libya Uluslararası İzleme Komitesi Çalışma Grubu’nun 5+5 Ortak Askeri Komite ile ortak başkanlık toplantısına katılanlar, ateşkes ve yabancı savaşçıların ayrılmasına yönelik bağlılıklarını yinelerken, Libya petrolünün ihracatının durdurulması krizi de tekrar patlak verdi. Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) bağlı Petrol Tesisleri Muhafızları, 24 Ocak’ta maaşlarının gecikmesini protesto etmek için Petrol Hilali bölgesindeki bazı alanlara petrol ihracatını durdurduğunu açıkladı.
Ülkenin doğusunu ve hayati petrol limanlarını kontrol altına alan Halife Hafter için siyasi açıdan ve medyada bir utanç oluşturabilecek bir hareketle Petrol Tesisleri Muhafızları, maaşların ödenmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi hususundaki talepler karşılanıncaya kadar Ras Lanuf, Sidre ve el-Hariga limanlarından petrol ihracatının askıya alındığını duyurdu.
Muhafızlar, 24 Ocak’ta yaptıkları açıklamada, tam ve vaktinde ödeme hususunda maaşlarla ilgili önceden kararlaştırılanlara uyulmaması nedeniyle petrol ihracatını resmi olarak durdurma kararı aldıklarını söyledi.
Öte yandan ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, Libya’daki çatışma taraflarının ülkenin doğu ve batısı arasındaki sahil yolunu açmaları çağrısı yaptı. Norland, Libya’nın karşısında ‘bu yılın Aralık ayında yapılacak seçimlerle taçlandırılacak gerçek bir ilerleme sağlama fırsatı’ bulunduğunu söylemesinden birkaç saat sonra Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac, 24 Ocak’ta seçim sürecinin başarısı için komisyon tarafından yapılan hazırlıkları ve düzenlemeleri gözden geçirmek üzere, başkent Trablus’taki Yüksek Seçim Komisyonu binasına ziyarette bulundu.
Serrac, yaptığı açıklamada, komisyon başkanı İmad es-Sayih ve üyeleriyle cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin belirtilen tarihte yapılmasına yönelik hazırlıkları görüştüğünü söyledi. Serrac, görüşmede komisyon, Birlemiş Milletler (BM) bürosu ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki iş birliği alanlarının yanı sıra tamamlanması gereken teknik ve finansal durumların, bu organların seçimleri en yüksek uluslararası standartlara göre yürütmek için destek ve uzmanlık açısından neler sağlayabileceğinin ele alındığını açıkladı.
Fayiz es-Serrac, hükümetinin komisyonun çalışmalarını verimli ve profesyonel bir şekilde yürütmesini sağlamak için tüm yetenekleri kullanmaya hazır olduğunu yinelerken, UMH’nin seçimler için 50 milyon tahsis ettiğine dikkati çekti. Komisyon ise seçmenlerin, kayıt sürecinde 2,5 milyonu aştığını vurguladı. Serrac, geçen cumartesi günü güney bölgesinden bir heyetle yaptığı görüşmede, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının hükümeti açısından bir öncelik olduğunu belirtirken, bölgedeki tırmanışın tekrarlanmaması için güneyin tüm taraflar ve bileşenler arasında uyum ve barış içinde bir arada yaşamanın önemli olduğunu kaydetti.
Fayiz es-Serrac, geçen cumartesi günü Trablus’ta Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale’nin de katıldığı bir törende, İran da dahil 4 yeni büyükelçinin kimliklerini teslim aldı.
İran’ın Trablus Büyükelçisi Muhammed Şibani, Seyyale ile görüşmesi sonrasında ülkesinin, Libya krizini çözmek için UMH’ye her türlü yardımı sağlamaya hazır olduğunu açıkladı. Büyükelçi, Ticaret Odaları ve İşadamları Konseyi gibi özellikle kamu ve özel ekonomik düzeyde ikili ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine dikkati çekti.
ABD’nin Trablus Büyükelçisi ise geçen cumartesi günü yaptığı açıklamada, 5+5 Ortak Askeri Komite üyelerinin, Libya halkının yabancı güçlerin geri çekilmesi ve ateşkes konulu Ekim anlaşmasının tam olarak uygulanması yönündeki taleplerini savunmak için büyük bir cesaret sergilediklerini belirtti.
Richard Norland, sahil yolunun açılmasını engelleyen meseleleri ele alarak ve bu önemli yolun Libyalıların lehine yeniden açılmasına izin vererek, politikacıların da aynı derecede kanaat göstermesinin zamanının geldiğini vurguladı. Libyalıları, çalışmalarını tamamlamak için Siyasi Diyalog Forumu’nu desteklemeye çağıran Norland, gelecek perşembe günü sona erecek olan 3 üyeli bir Başkanlık Konseyi ve bir başbakanlık pozisyonlarına adaylıkların sunulması için bir haftalık sürenin başlamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Öte yandan Libya Uluslararası İzleme Komitesi’nden doğan işlerle ilgilenen çalışma grubunun 5+5 Ortak Askeri Komite ile ortak başkanlık toplantısına katılanlar, tüm yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin Libya’dan ayrılması için yaklaşan son tarihle birlikte ateşkese yönelik tam ve sürekli taahhütlerini yineledi. BM heyetinin geçen cumartesi akşamı yaptığı açıklamaya göre Afrika Birliği (AfB), Fransa, İtalya, Türkiye ve İngiltere’den oluşan ortak başkanlık, komitenin bugüne kadar ortaya koyduğu başarılara övgüde bulundu.
Ortak başkanlık, Siyasi liderleri de ateşkesin uygulanmasını hızlandırmak için gerekli tüm tedbirleri almaya, Ebu Kurayn ile Sirte arasındaki sahil yolunun açılmasına öncelik verme ve tüm yabancı savaşçı ve paralı askerleri derhal geri göndermeye çağırdı.
Misyon ayrıca, Trablus’taki Garabulli sakinlerini belediye meclisi seçimlerine katıldıkları için tebrik ederken, Belediye Meclisi Seçimleri Merkez Komitesi’nin güvenli ve profesyonel seçimler uygulama çabalarına da övgüde bulundu.
Trablus Yüksek Yargı Konseyi, Fas’ın Bouznika kentinde toplananların yargı pozisyonlarının bölünmesine ilişkin ulaştıkları sonuçları kabul etmedi. Konsey, 24 Ocak’ta yaptığı açıklamada, yargının statüsünün Libya halkıyla test edilmemesi konusunda uyarıda bulundu.
Temsilciler Meclisi ve devlet diyalog ekipleri tarafından yapılan açıklamada, ‘Yargıtay Başkanı ve Başsavcı’ görevlerine ilişkin yürürlükte olan mevzuatın öngördüğü usullerin uygulanması ve çalışma grupları oluşturmanın yanı sıra Libya Merkez Valisi ve vali yardımcısı, Yüksek Seçim Komisyonu başkanı ve üyeleri için açık devlet pozisyonları ile tedbirlerin alınması, bu pozisyonların doldurulmasına ilişkin prosedürel adımları atacak çalışma gruplarının oluşturulması hususlarında uzlaşı sağlandığı belirtildi. Açıklamada, gelecek ayın ikinci günü, adayların formlarını ve özgeçmişlerini yarın (26 Ocak) öğleden sonra teslim almaları için son tarih olarak belirlendi.



Sudan Savaşında yeni umut penceresi: Suudi–ABD Girişimi

Sudan, on binlerce kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların gölgesinde üçüncü yıl üst üste küresel insani krizler izleme listesinin başında yer aldı (Reuters)
Sudan, on binlerce kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların gölgesinde üçüncü yıl üst üste küresel insani krizler izleme listesinin başında yer aldı (Reuters)
TT

Sudan Savaşında yeni umut penceresi: Suudi–ABD Girişimi

Sudan, on binlerce kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların gölgesinde üçüncü yıl üst üste küresel insani krizler izleme listesinin başında yer aldı (Reuters)
Sudan, on binlerce kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların gölgesinde üçüncü yıl üst üste küresel insani krizler izleme listesinin başında yer aldı (Reuters)

Sudanlıların, 15 Nisan 2023’ten bu yana yaşadıkları savaşın ve insani trajedinin yakın zamanda sona ereceğine dair umutları giderek zayıfladı. İlk kurşunun sıkıldığı andan itibaren bölgesel ve uluslararası girişimlerin tıkanması, kamuoyundaki karamsarlığı daha da derinleştirdi.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın inisiyatif alması ve Başkan Donald Trump’tan doğrudan müdahale istemesi, karamsar tablo içinde yeni bir umut penceresi açtı; Suudi Arabistan, kilitlenmiş sürecin çözümünde belirleyici bir aktör olarak öne çıktı.

Veliaht Prens, kısa süre önce ABD’ye yaptığı resmî ziyaret sırasında, savaşın durdurulmasına yardımcı olması için Başkan Trump’tan müdahale talep etti. Trump, 19 Kasım’da düzenlenen ABD–Suudi İş Forumu’nda yaptığı açıklamada bu talebi doğruladı.

dfrgt
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad’daki el-Yemame Sarayı’nda Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan’ı kabul ederken (SPA)

Veliaht Prens’in Sudan’daki savaşı sona erdirmek için kendisinden doğrudan müdahale istediğini ifade eden Trump,  “Prens, Sudan konusunda belirleyici bir adım atmamı talep ediyor” dedi. Trump, ABD’nin çatışmanın bitirilmesinde etkin bir rol oynayacağını da sözlerine ekledi.

Halk ne diyor?

Savaşın harabeye çevirdiği Hartum’da vatandaşlar, Suudi hamlesini “kardeşlerden beklenen” bir adım olarak görüyor. Ahmed Musa, “Veliaht Prens’in yaptığı, kardeş bir ülke olan Suudi Arabistan’dan beklenen bir adımdır” diyor.

Hızlı Destek Güçleri’nin kontrolüne giren Faşir’de yaşayan Hava İbrahim, savaşın yıkımını şu sözlerle anlatıyor: “Savaş yeşili kuruyu yok etti; çok zarar gördük.”

Kuşatma altındaki Kuzey Kordofan’ın başkenti Ubeyd’en İsa Abdullah ise genel ruh hâlini şöyle özetliyor: “Savaştan etkilenmeyen ev kalmadı; bu nedenle kardeşlerin müdahalesini memnuniyetle karşılıyoruz.”

Sudan Kurucu İttifakı'nın (Te'sis) fiilî başkenti konumundaki Nyala’dan F. Cibril, kamuoyunun temel beklentisinin çatışmaların sona ermesi, insani yardımların ulaştırılması ve yerinden edilenlerin geri dönüşü olduğunu belirtti.

sa
Güney Sudan’ın Renk şehrinde bir sınır noktasından ayrılmayı bekleyen, yerinden edilmiş ailelerin kişisel eşyalarını taşıyan bir kamyon (Arşiv – AFP)

Sudanlılar dışarıdan dayatılan bir çözümden ziyade, tarafları yeniden müzakere masasına getirecek, siyasi süreçlerin zaman kazanmak için kullanılmasını engelleyecek “tarafsız” bir arabulucu istiyor. Kamuoyunda Suudi Arabistan’ın bu rolü üstlenebileceği düşünülüyor.

Geri adım sinyalleri

Resmî düzeyde tepkiler tek çizgide ilerlemedi. Trump’ın 19 Kasım 2025’te Veliaht Prens’in talebini açıklamasının hemen ardından, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Abdülfettah el-Burhan adımı memnuniyetle karşıladı ve X’te “Teşekkürler Prens Muhammed bin Selman, teşekkürler Başkan Trump” mesajını paylaştı.

Suudi ve ABD girişimlerine destek açıklayan Burhan hükümeti, barış için hazır olduğunu vurguladı; ancak Dörtlü Grup çerçevesindeki arabuluculuğa mesafeli durarak Suudi Arabistan’ın tek başına yürüteceği bir süreci ön plana çıkardı.

Askerî bir anlaşma mı?

Eski Başbakan Abdullah Hamduk’un liderliğindeki sivil-demokratik ittifak Sumud, Suudi çabalarını “yeni bir yol açabilecek olumlu bir adım” olarak değerlendirdi; ancak çözümün yalnızca askerler arasında kalmaması ve sivil aktörlerin kapsamlı bir uzlaşmaya dâhil edilmesi şartını koydu.

HDK’ye yakın Sudan Kurucu İttifakı da Suudi Arabistan’ın  hamlesini desteklediğini ve bunun krallığın Sudan’ın çöküşünü önleme konusundaki hassasiyetini yansıttığını söyledi.

Girişim başarılı olur mu?

Sudanlılar, Suudi–ABD girişimlerinin ateşkesi zorlayan, insani yardım geçişlerini mümkün kılan ve krizi yeniden üretmeyen bütüncül bir diplomatik çerçeveye dönüşmesini umuyor. Avukat Hatem İlyas, Şarku’l Avsat’a bu yaklaşımın “en büyük ihtiyaç” olduğunu ifade etti.

İlyas, Şarku’l Avsat’a, savaşın en büyük zorluğunun meşruiyet mücadelesi, toplumsal bölünme, kurumların zayıflığı ve çok sayıda aktörün çıkar çatışmalarından kaynaklanan karmaşık yapı olduğunu ifade etti.

rty6
Faşir’den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025’te Kuzey Sudan’daki Debbe kentinde bulunan “El-Ifad” yerinden edilmişler kampına ulaştıktan sonra dinlenirken (AFP)

Tüm belirsizliklere karşın, Sudan’ın doğusundan batısına uzanan kentlerde ortak bir duygu öne çıkıyor. Paris’te yaşayan gazeteci Muhammed el-Esbat, kamuoyunda silahların susmasına ve uzun süredir beklenen barışa giden yola dair temkinli ama güçlü bir beklentinin hâkim olduğunu ifade etti.

Yakın bir çözüme dair umutların zayıflamasının ardından, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan’ın 15 Aralık’ta Riyad’a yaptığı ziyaret ve Veliaht Prens’le gerçekleştirdiği üst düzey görüşme, yeniden iyimser bir hava yarattı.

Riyad’da bu görüşmenin yapılması bile, savaşın durdurulması ve insani felaketin sona erdirilmesine yönelik yeni bir umut kapısı araladı. Genel kanaat, “Suudi Arabistan’ın Sudan’da savaşı durdurma dosyasını önceliklerinin başına aldığı” yönünde.

Savaşın yorduğu, canlar aldığı, geçim kaynaklarını yok ettiği ve milyonları mülteci ile yerinden edilmiş kişi hâline getirdiği Sudanlılar, ülkelerine, evlerine ve özledikleri hayatlarına dönmeyi umut ediyor. Peki bu kez girişimler kalıcı bir barış getirecek mi?


Şam–SDG hattında belirsizlik: Anlaşma iddiaları yalanlandı

Fotoğraf:  Reuters
Fotoğraf:  Reuters
TT

Şam–SDG hattında belirsizlik: Anlaşma iddiaları yalanlandı

Fotoğraf:  Reuters
Fotoğraf:  Reuters

Suriye’nin El Vatan gazetesi, bugün (perşembe) hükümetten bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında yakın zamanda bir askerî anlaşmaya varılacağı yönündeki iddiaların yalanlandığını aktardı.

Kaynak, SDG ile temasların şu anda durmuş olduğunu ve hükümetin, Suriye Savunma Bakanlığı tarafından sunulan bir öneriye SDG’nin verdiği yanıtı değerlendirdiğini vurguladı.

Suriye televizyonu ise bugün, bir kaynağa dayandırarak, ABD arabuluculuğunda hükümet ile SDG arasında, unsurların yıl sonundan önce Suriye ordusu ve iç güvenlik güçlerine entegre edilmesini öngören bir askerî anlaşmaya yakında varılmasının beklendiğini bildirmişti.

Televizyonun aktardığına göre, söz konusu anlaşma Savunma ve İçişleri bakanlıklarına 90 bin unsurun entegre edilmesini ve Rakka, Deyrizor ve Haseke’de Savunma Bakanlığına bağlı güçler içinde SDG’ye tahsis edilecek üç askerî tümeni kapsıyor.

Kaynak ayrıca, hükümet güçlerinin Suriye’nin kuzeydoğusuna girişi, askerî karar alma mekanizması ile görev, yetki ve sorumlulukların dağılımı gibi başlıca ihtilaflı konuların hâlen müzakere edildiğini belirtti.


Katz: İsrail, yerleşimlerini korumak için Gazze Şeridi’nde güvenlik kuşağı kuracak

Batı Şeria’da Cenin kenti yakınlarında bulunan ve tahliye edilen İsrail yerleşimi Sanur’da İsrailli askerler (EPA)
Batı Şeria’da Cenin kenti yakınlarında bulunan ve tahliye edilen İsrail yerleşimi Sanur’da İsrailli askerler (EPA)
TT

Katz: İsrail, yerleşimlerini korumak için Gazze Şeridi’nde güvenlik kuşağı kuracak

Batı Şeria’da Cenin kenti yakınlarında bulunan ve tahliye edilen İsrail yerleşimi Sanur’da İsrailli askerler (EPA)
Batı Şeria’da Cenin kenti yakınlarında bulunan ve tahliye edilen İsrail yerleşimi Sanur’da İsrailli askerler (EPA)

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, bugün (perşembe) Gazze savaşıyla ilgili açıklamalarında, “Gazze’de kazandık” dedi. Hamas ile olası bir ateşkes anlaşmasına değinen Katz, ülkesinin “Gazze’den asla ayrılmayacağını” söyledi. Katz, İsrail Gazze Şeridi içinde, yerleşimleri korumak amacıyla bir güvenlik kuşağı oluşturacağını ifade etti.

Savunma Bakanı Katz, Hamas’ın silah bırakması gerektiğini yineleyerek, aksi takdirde “İsrail’in bu görevi kendisinin yerine getireceğini” ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth gazetesinden aktardığı habere göre Katz, Bnei Akiva, Ulpanot Merkezi ve Makor Rishon’un ortak düzenlediği Ulusal Eğitim Konferansı’nda yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump’ın planı çerçevesinde Hamas silah bırakmazsa İsrail’in bu adımı bizzat atacağını söyledi.

Haberde, ordunun Gazze’den çekilmesini ve bölgenin Filistinlilere devrini içeren anlaşmaya karşın, Katz’ın Gazze Şeridi’ni çevreleyen bir güvenlik kuşağının yerleşimlerin korunması amacıyla kurulacağını ifade ettiği belirtildi.

Öte yandan Batılı ülkeler iki devletli çözümden söz etmeyi sürdürürken, İsrail parlamentosu Knesset, Haziran 2024’te Ürdün Nehri’nin batısında bir Filistin devletinin kurulmasını reddeden kararı resmen kabul etmişti. Kararda, 7 Ekim olaylarının ardından bir Filistin devleti kurulmasının “teröre ödül” anlamına geleceği savunulmuş ve bunun Hamas’ı daha da teşvik edeceği öne sürülmüştü.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile aşırı sağcı dini kanattan bazı bakanlar da defalarca Filistin devleti kurulmayacağını dile getirmişti.