Biden yönetimi, Pekin’in Tayvan’a ‘gözdağı vermesini’ ve Moskova’nın Navalni destekçilerini ‘bastırmasını’ eleştirdi.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Çin’e ve Rusya’ya iki sert mesaj göndererek,
demokratik olarak seçilmiş bir hükümete sahip olan ve ABD tarafından da desteklenen ada yakınlarında uçuş yapan Çin savaş uçaklarının, Tayvan’ı ‘terörize’ etmeye yönelik girişimlerini reddetti. ABD aynı zamanda, USS Theodore Roosevelt uçak gemisi ve saldırı grubunu da Güney Çin Denizi’ne gönderirken, Rus yetkililerin, muhalif lider Aleksey Navalni’nin tutuklanmasını protesto etmek için ülkedeki gösteri düzenleyen eylemcileri ‘bastırmasını’ da şiddetle eleştirdi.
Tayvan Savunma Bakanlığı’na göre, Çin’in cumartesi günü Tayvan’ın güneybatısındaki hava savunma bölgesine nükleer silah yüklü sekiz bombardıman uçağı ve dört savaş göndermesi ve 24 Ocak Pazar günü aynı bölgeye farklı modellerde 16 askeri uçak göndermesi sonrasında ABD, Çin’e tepki gösterdi. Bakanlık, Çin’in faaliyetini takip etmek için bölgeye, hava savunma füze sistemleri konuşlandırıldığını açıkladı.
Çin’in söz konusu askeri manevraları, Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen’e baskı yapmak ve Tayvan’ın Çin topraklarının bir parçası olduğunu kabul ettirmek için takip ettiği eski yöntemin bir parçası olarak yorumlanırken, aynı zamanda bu manevraların, yeni ABD yönetiminin kararlılığını ve Başkan Biden’in bölgesel meselelerdeki tavrını test etme girişimi olduğunu belirtildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ABD’nin, Çin’in Tayvan da dahil olmak üzere komşularına gözdağı vermeye yönelik sürekli girişimlerini endişeyle takip ettiğini vurguladı. Price, Pekin’e ‘Tayvan’a karşı askeri, diplomatik ve ekonomik baskılarını durdurma ve bunun yerine Tayvan’ın demokratik olarak seçilmiş temsilcileriyle anlamlı bir diyaloğa girme’ çağrısı yaptı. “Hint-Pasifik bölgesinde ortak refahımızı, güvenliğimizi ve değerlerimizi güçlendirmek için dostlarımız ve müttefiklerimizin yanında duracağız” diyen Price, bu durumun ‘demokratik Tayvan ile ilişkileri derinleştirmeyi’ de içerdiğini vurguladı. Ned Price, ülkesinin Tayvan’daki halkın arzu ve çıkarlarına uygun olarak, boğazlar arası sorunların barışçıl çözümünü desteklemeye devam edeceğini belirtirken, ABD’nin Tayvan ile ‘uzun vadeli taahhütlerini korumaya bağlı olduğunu’ dile getirdi ve kendini savunma yeteğini sürdürmede Tayvan’a yardım etmeye devam edeceği taahhüdünde bulundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Tayvan’a olan bağlılığımız, Tayvan Boğazları boyunca ve bölge içinde barış ve istikrarı sürdürmek için oldukça sağlamdır” dedi.
Bu gelişme, yeni ABD yönetiminin birçok tartışmalı konuda Çin üzerindeki baskısını devam ettireceğine ilişkin ilk gösterge oldu. Tayvan’ın Washington Büyükelçisi Hsiao Bi-khem’in, Biden’in görevlendirme törenine davet edilmesiyle de başka bir gösterge belirdi. Tayvan, 1949’da bir iç savaşla Çin’den ayrıldı. Çin, gerekirse adayı zorla kontrolü altına almaya kararlı olduğunu yinelemeyi sürdürdü.
Uçak gemisi
Söz konusu gelişmelerle bağlantılı olarak Theodore Roosevelt liderliğindeki ABD uçak gemisi grubunun ‘denizlerin özgürlüğünü sağlamak’ amacıyla cumartesi günü Güney Çin Denizi’ne girdiği aktarıldı.
ABD Savunma Bakanlığı’nda (Pentagon) Çin meselelerinden sorumlu eski yetkili Drew Thompson, Çinli askeri yetkililerin, yeni ABD yönetiminin varlığı göz önüne alındığında tatbikatları mutlaka planlamamış olabileceğini ve zamanlamanın da Pekin açısından önemli olabileceğini söyledi. Thompson, tatbikatların ‘askeri açıdan uygun’ olduğunu, aynı zamanda ‘sadece Tayvan için değil, elbette Biden yönetimi için de çok yararlı bir siyasi gösterge’ olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise eski Başkan Donald Trump yönetiminin Çin’e yönelik bazı görüşlerini kabul ettiğini dile getirdi.
ABD’nin Navalni desteği
Öte yandan Rus yetkililer, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en önemli eleştirmeni sayılan Navalni’nin eşi Yulia da dahil, muhalif lideri desteklemek üzere protestolara katılan üç binden fazla kişiyi gözaltına aldı. Navalni, zehirlenme olayı sonrasında birkaç aydır tedavi gördüğü Almanya’dan Rusya’da döndüğünde tutuklanmıştı.
ABD'nin Moskova büyükelçiliği sözcüsü Rebecca Ross, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Rus yetkililerin barışçıl protestocuları ve gazetecileri tutukladığını bildirdi. Ross, “Bu durum, ifade özgürlüğünü ve barışçıl toplanmayı bastırmak için koordine edilmiş bir kampanya gibi görünüyor” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da yaptığı açıklamada, ABD’nin, Rusya’daki barışçıl protestoculara ve gazetecilere karşı sert müdahaleleri şiddetle kınadığını vurguladı. Price, Rus yetkilileri de Aleksey Navalni de dahil, tutukluları haklarını yerine getirmeleri için serbest bırakmaya ve Navalni’nin zehirlenme olayını dürüst şekilde soruşturmaya çağırdı.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Rusya’nın Biden yönetiminin gündeminde ‘oldukça yüksek bir pozisyonda yer aldığını’, milyonlarca Rus’un oylarını kazandığı için,
yönetimin Navalni’yi desteklediğini ve seçmenlerin seslerinin duyulması gerektiğini vurgulamıştı.