10 milyar yıllık "süper Dünya"nın keşfi, uzaylı avcıları için ne anlama geliyor?

Gezegenin bulunduğu TOI-561, Samanyolu'nda keşfedilen en eski, metal açısından en fakir yıldız sistemlerinden biri (W. M. Keck Gözlemevi)
Gezegenin bulunduğu TOI-561, Samanyolu'nda keşfedilen en eski, metal açısından en fakir yıldız sistemlerinden biri (W. M. Keck Gözlemevi)
TT

10 milyar yıllık "süper Dünya"nın keşfi, uzaylı avcıları için ne anlama geliyor?

Gezegenin bulunduğu TOI-561, Samanyolu'nda keşfedilen en eski, metal açısından en fakir yıldız sistemlerinden biri (W. M. Keck Gözlemevi)
Gezegenin bulunduğu TOI-561, Samanyolu'nda keşfedilen en eski, metal açısından en fakir yıldız sistemlerinden biri (W. M. Keck Gözlemevi)

Gökbilimcilerin keşfettiği, Samanyolu Galaksisi'nden hemen hemen ilk anından beri var olan, sıcak ve kayalık gezegen, akıllı yaşam arayışında dönüm noktası oldu.
Forbes'un deneyimli bilim muhabiri Jamie Carter'ın aktardığına göre, "süper Dünya" diye anılan, TOI-561b isimli gezegen, yıldızının etrafındaki dönüşünü sadece 10,5 saatte tamamlıyor.
Gezegen, Güney Yarımküre göğünde görülebilen, 280 ışık yılı uzaklıkta yer alan Sextant takımyıldızında bulundu. Boyutları Dünya'nın 1,45 katına ulaşan gezegenin kütlesi de Dünya'nın üç katı. Bu nedenle "süper Dünya" diye anılıyor.
İsmini kendi yıldızından alan gezegen, metal bakımından fakir turuncu cüce yıldız TOI-561'in yörüngesinde dönüyor. TOI-561'in isimli yıldızın Samanyolu Galaksisi'nin en eski yıldızlarından biri olduğu biliniyor.
Bu da evrende yaşamış olabilecek akıllı yaşam formlarını araştıran gökbilimciler için önemli bir ipucu. Zira milyarlarca yıl önce doğmuş yaşam biçimleri olabileceğini gösteriyor.

Gezegenin keşfi, "uzaylı" arayanlara ne vaat ediyor?
Söz konusu gezegenin Güneş Sistemi'nden iki kat yaşlı olduğu düşünülüyor.
10 milyar yaşında olduğu aktarılan gezegen, galaksideki ilk yıldızların parlamalarına şahit oldu. Zira Samanyolu, 12 milyar yaşında.
Keşfin ardındaki araştırma ekibinin lideri, Hawaii Üniversitesi'tesinden Lauren Weiss, “TOI-561b, şimdiye kadar keşfedilen en eski kayalık gezegenlerden biri” dedi ve ekledi:
Varlığı, evrenin 14 milyar yıl önceki doğuşundan bu yana kayalık gezegenlere ev sahipliği yaptığını gösteriyor.
Uzmanlara göre tam da bu nedenle TOI-561b'nin keşfi, dünyanın dört bir yanında akıllı yaşam arayan bilim insanlarına yol gösterecek nitelikte. Weiss konuyla ilgili şöyle konuştu:
10 milyar yıldır orada bir yerde varlığını sürdüren kayalık bir gezegende neler olmuştur, bir düşünün. Kesinlikle öğrenmek isterdim.
Ayrıca bu keşif, yaşamın başka gezegenlerde gelişmiş, teknolojik medeniyetlere dönüşmüş ve Dünya'da yaşam ortaya çıkmadan çok önce yok olmuş olabileceğini düşündüren bir dizi araştırmaya da katkıda bulunabilir.
Zira bilim insanları, uzaylılardan gelecek mesajları aramak yerine, gökyüzünü onlara ait fosilleri bulmak için tararsa keşif şansı da artabilir.
Business Insider'a konuşan Harvardlı astrofizikçi Avi Loeb, şunları söyledi:
Mevcut medeniyetlerin yanında, onların geçmişte de var olduğuna dair kanıt ararsanız, bir şeyler bulma şansınız artar.

TOI-561b'de eski yaşam formları var mıdır?
TOI-561b muhtemelen şu anda yaşam formlarına ev sahipliği yapmıyor.
Zira gezegen, Dünya geçen her günde yıldızının yörüngesinde iki kez dolaşıyor. Yani yıldızına o kadar yakın ki yüzeyinde sıvı su bulunamayacak kadar sıcak. Yüzey sıcaklığının yaklaşık 2 bin 500 derece olduğu tahmin ediliyor.
Ancak TOI-561b, galaksimizin en eski yıldızlarının çevresinde hala yaşanabilir durumda olabilecek ve çok köklü yaşam formlarına ev sahipliği yapabilecek daha birçok kayalık gezegenin keşfedilmeyi beklediğine dair bir ipucu.
Çünkü uzmanlara bir gezegen ne kadar olgun ve istikrarlı olursa, bir yaşam formuna ev sahipliği yapma olasılığı da o kadar yüksek. Weiss, bunu şöyle açıklıyor:
Bir milyar yıllık bir gezegen yerine, yörüngesindeki kayalık bir gezegende akıllı bir medeniyetin yaşadığı 10 milyar yıllık bir yıldız bulmamız daha olası.
 
Independent Türkçe, Forbes, Business Insider



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news