Irak’ta idam infazları, siyasi tartışmalara yol açarken, insan hakları örgütlerini de endişelendirdi.
Irak cumhurbaşkanlığının geçen pazar günü 340’tan fazla idam cezasını onayladığını açıklaması, siyasi tartışmalara ve insan hakları kuruluşlarının endişelerine yol açarken, Cumhurbaşkanı Danışmanı İsmail el-Hadidi’yi harekete geçirdi.
Hadidi, perşembe günü Bağdat’ta Tayeran Meydanı’nda meydana gelen iki intihar saldırısının ardından bu sayının eski oturumlarda yayınlanan cezaların tamamını içerdiğini açıkladı.
Hadidi, yaptığı açıklamada, “İdam cezaları hususunda cumhurbaşkanlığı ve cumhurbaşkanı üzerinde herhangi bir baskının yapılmadığı bir dönemde Cumhurbaşkanlığı teröristlere ölüm cezası vermekten çekinmeyecektir” dedi.
İdam cezalarının uygulanmasına yönelik talepler, Cumhurbaşkanı Berhem Salih’i engelleme girişimlerinin varlığıyla birlikte, terör eylemlerinin meydana geldiği zamanlarda sık sık gündeme geliyor.
Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, idam cezalarını reddeden bir uluslararası bir belgeyi imzalamış bir avukat olarak idam cezalarının uygulanmasını kabul etmemişti. Cumhurbaşkanlığının ilk döneminde (2006 - 2010) iki milletvekili olan Adil Abdulmehdi ve Tarık el-Haşimi’den birine yetki verirken, ikinci dönemde de (201 2014) bu husustaki yetkiyi cumhurbaşkanlığında bıraktı. Talabani, Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttüğü iki yıl boyunca imza atmazken, Talabani’nin hastalanması ve ölümüne kadar tedavi için Almanya’ya gönderilmesi üzerine cumhurbaşkanlığı görevi, yardımcısı Hudayr el-Hazai’ye (2012- 2014) devredildi. Hazai de idam cezalarına imza atmadı. Zira cumhurbaşkanlığını üstlenmesinden önceki yıllar boyunca ertelenen yüzlerce idam cezasına imza atan Masum (2014- 2018), cumhurbaşkanı seçilene kadar imza yetkisine sahip değildi.
Cumhurbaşkanı Berhem Salih, terör ve ceza davalarını içeren onlarca idam cezasına imza atarken siyasi güçler, bu hükümleri seçim sezonu yaklaşırken hedef kitlesine hitap ettikleri propaganda söylemlerine dahil etti. Irak Güçleri İttifakı, verilen idam cezalarının uygulanması çağrıları karşısında çekincelerini dile getirdi. İttifak, bazı siyasi güçler tarafından burada ve şurada başlatılan siyasi ve partizan çağrılar, sahte ve sıradan seçim kazançları elde etmek için ‘yaralıları, şehitlerin yaralarını, yas tutanların gözyaşlarını ve yetimlerin çığlıklarını’ kullandıkları hususunda endişelerini dile getirdi.
Ancak Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu’ndan bir lider, Irak Güçleri İttifakı’nın açıklamasını ‘Irak yargısını sorgulama’ nitelediği taşıdığı için geri çevirdi. Kanun Devleti Milletvekili Muhammed es-Sihud, Irak Güçleri İttifakı’nın açıklamasının doğru olmadığını ve teröristlerin Irak halkına karşı devam eden suçlarını desteklediğini söyledi.
Hukuk uzmanı Faysal Rikan, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, terör suçları da dahil olmak üzere cezai suçların, bunları değerlendirecek özel mahkemelere sahip olduğunu vurguladı. Rikan, “Bu mahkemeler, delillerin toplanması ve incelenmesi, ardından tanıkların talep edilmesi ve ispat yöntemlerinin her türlü yolla doğrulanması eylemlerini soruşturmakla başlar. Suçun belirli sanıklar tarafından doğrulanması halinde mahkeme kararına kadar dava, yargılama aşamalarına başlamak üzere yetkili ceza mahkemesine sevk edilir” dedi. Diğer aşamaların istinaf ve temyiz aşamaları olduğunu söyleyen Faysal Rikan, “Hüküm giymiş teröristlere yönelik cezaların askıya alınması, toplumsal güvenliğe tehdit oluşturabilir” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nde, Irak hususunda uzman araştırmacı olan Belkis Vali, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, idam kararının açıklanmasının ‘idamların siyasi bir araç olduğunun’ kanıtı olduğunu belirtti. Vali, “Liderler, bu tür reklamları, mahkemenin kusurlarının gerçekliğine bakılmaksızın, insanlara onlar için çalıştıklarını söylemek için kullanırlar” dedi.
Irak’ta İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ali el-Bayati, ülkesindeki hükümetin intikam talep eden kamuoyu ile radikal saldırıları durduramayan siyasi, güvenlik ve yargı sistemi arasında sıkışıp kaldığını söyledi. İnsan hakları hususunda Irak’ın seçeneklerinin sınır olduğunu söyleyen Bayati, “İnsan ve tutuklu haklarını ve özellikle hapishaneleri başkanlarını göreve başlatma merkezlerine dönüştüren teröristleri önemseyen demokratik ülkeler gibi gerçek rehabilitasyon merkezlerimiz olmadığı için idam cezası, Irak hukuk sisteminin bir parçasıdır” dedi. Ali el-Bayati, ‘soruşturma ve yargı oturumlarında açık güvencelerin ve gerçek şeffaflığın olmaması ve insan hakları örgütlerinin rollerini oynamasına izin verilmemesi açısından’ bir kusurun var olduğuna dikkati çekti.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Irak’ın ‘işkence ve kötü muamele suçlamalarıyla’ birlikte adil yargılanma ve etkili yasal temsil hakkının defalarca ihlal edilmesine tanık olduğunu söyledi. Bachelet, bu durumun ölüm cezasını ‘yaşamdan mahrum bırakma ile keyfi bir hükümet tedbiri’ haline dönüştürdüğünü vurguladı.
Irak’ta idamlar siyasi tartışmalara yol açtı
Irak’ta idamlar siyasi tartışmalara yol açtı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة