Yasemin Devrimi’nin üzerinden 10 geçerken Tunuslular kurbanların listesini bekliyorlar

Bir ayı aşkın bir süre önce protestocular, nihai listenin yayımlanması için baskı kurmaya çalıştılar

Yasemin Devrimi’nin üzerinden 10 geçerken Tunuslular kurbanların listesini bekliyorlar
TT

Yasemin Devrimi’nin üzerinden 10 geçerken Tunuslular kurbanların listesini bekliyorlar

Yasemin Devrimi’nin üzerinden 10 geçerken Tunuslular kurbanların listesini bekliyorlar

Basil Tercuman
Tunus’ta bundan tam 10 yıl önce, eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali iktidarını deviren Yasemin Devrimi sırasında hayatını kaybeden veya yaralananların nihai listesinin yayımlanması için sürdürülen çabalar sonuçsuz kaldı. Bu durum bazı protestocuların, Devrim Şehit ve Yaralıları ile Terör Operasyonları Genel Kurulu binası önünde, Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Tevfik Buderbala’ya göre 2018'den beri hazır olan nihai listenin yayımlanması talebiyle oturma eylemi yapmaya itti. Oturma eylemleri nedeniyle başkent Tunus’un merkezinde Başbakan’ın talimatıyla terör operasyonları düzenlendi.

Gecikmenin nedeni bilinmiyor
Nihai liste ile ilgili uzun süren tartışmaların yaşanması, ardı ardına kurulan hükümetler tarafından listenin resmi gazetede yayımlanmasını engellerken ‘Tunus’un özgülüğü için canlarını verenlere sevgi ve saygı duyulmasını’ isteyen kurbanların aileleri arasında öfkeye neden oldu.
Kassarin ilinde 8 Ocak 2011 tarihinde, devrim sırasında hayatını kaybeden ilk kurbanın cenazesine katıldığı esnada bacağından vurulan ve bu yüzden bacağını kaybeden Vail el-Karafi, İndependent Arabia’ya bir ayı aşkın bir süre boyunca Devrim Şehit ve Yaralıları ile Terör Operasyonları Genel Kurulu binası önünde yaptıkları oturma eylemini anlattı.
Karafi, şunları söyledi:
“Oturma eylemi, devrim yaralılarının ve kurbanların ailelerinin çektikleri acıların ardından hükümetin 2018'den bu yana hazır olan nihai listeyi yayımlamayı reddetmesi sonrasında başladı. Listede, hayatını kaybeden 129 kişinin yanı sıra 634 yaralının isimleri yer alıyor. Liste, iki yıl önce Tunus İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Yüksek Komisyonu’nun (CSDHLF) resmi Facebook sayfası üzerinden iki kez yayımlandı. Ancak listenin burada yayımlanmasının hiçbir yasak değeri bulunmuyor.”
Karafi, bunun bir ‘erteleme, geciktirme ve sorumluluktan kaçma girişimi’ olduğunu düşünüyor.

Hükümetin kararlılığı
Öte yandan Devrim Şehit ve Yaralıları ile Terör Operasyonları Genel Kurulu Başkanı Abdurrazzak el-Keylani, on yıl boyunca oluşturulan listelerin hazırlanmasına ve kontrol edilmesine katkıda bulunan tüm kurumlara çabalarına karşılık olarak yaptığı açıklamada, Başbakanlığın, listenin 14 Ocak’ta CSDHLF’nin resmi sayfasından yayımlanması talimatı verdiğini ve listenin resmi olarak yayımlanması konusunda herhangi bir erteleme yapılmayacağını söyledi. Protestocuları, Devrim Şehit ve Yaralıları ile Terör Operasyonları Genel Kurulu binası önünde oturma eylemi yaparak çalışmaların durmasına neden olmakla suçlayan Keylani, protestocuların binaya girmek isteyen tüm çalışanları ve vatandaşları engellediklerini, bunun da tüm çalışmaların askıya alınmasına yol açtığını söyledi. Protestocuların meşru taleplerini anladığını da sözlerine ekleyen Keylani,  çalışmaların aksamasının şehit ailelerinin, devrim gazilerinin ve diğer vatandaşların çıkarlarına zarar vereceği konusunda uyardı.

“Liste sosyal medyada değil, resmi olarak yayımlanmalı”
Devrim gazilerinin ailelerine destek veren sivil toplum kuruluşundan bir aktivist olan Abdusselam Hamdi, Facebook’un, devletin işleyişini düzenleyen tüm örf ve adetlere aykırı bir şekilde yalnızca devrimde hayatını kaybedenlerin ve yaralananların listelerinin yayımlanması durumunda adeta devletin resmi bir kaynağı haline getirildiği değerlendirmesinde bulundu. Hamdi, “Liste, resmi devlet kurumları için bir alternatif haline getirilen sosyal medya sayfalarında değil, resmi olarak yayınlanıncaya kadar öfke devam edecek. Bu, son derece önemli olan böylesi bir dosyanın ciddiye alınmamasıdır” ifadelerini kullandı. Bazı siyasi partilerin, söz konusu listeye, Yasemin Devrimi öncesinde Zeynel Abidin Bin Ali rejimine muhalefet eden, ancak işkence gören ve yerinden edilenlerin isimlerinin de eklenmesi amacıyla listenin yayımlanmasının ertelenmesini ve geciktirilmesini istediklerini ima etti. Hamdi, bunu, ‘dosyaya yönelik bir saldırı ve kurbanların ve yaralıların fedakârlıklarını kullanma girişimi’ olarak niteledi.

Dosyaya bakan komisyonlarla ilgili tartışma
Öte yandan, bu dosyada yaşanan bir diğer aksaklık, Devrim Şehit ve Yaralıları ile Terör Operasyonları Genel Kurulu tarafından hazırlanandan farklı olarak Hakikat ve Haysiyet Komisyonu da dahil olmak üzere 2011'den sonra kurulan komisyonlar tarafından birden fazla listenin hazırlanmış olmasıdır. Hakikat ve Haysiyet Komisyonu Başkanı Suham bin Sedrin, hazırladıkları listenin diğer listelerle bir araya getirilip onaylanmasını talep ediyor.
Gazeteteci Vefa el-Hemmami’ye göre ortak bir liste talebini kabul etmek, nihai listenin tanınması ve yayımlanması konusunda daha fazla zaman kaybı anlamına geliyor ve üç binden fazla dosyanın yeniden açılmasıyla bekleyiş hiç bitmeyebilir. Bunun yıllar sürebileceğini söyleyen Hemmami, özellikle yaralıların bir kısmının aldığı yaralar sonucu ölmeleri, haklarını alamamaları ve Tunus’un özgürlü için yaptıkları fedakârlıkların tanınmaması nedeniyle artık bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.

Tarık Duzeyri olayı
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Yasemin Devrimi gazisi Tarık Duzeyri, kendisini 2011 yılında tekerlekli sandalyeye mahkum eden kurşun yarasından 9 yıl sonra 18 Ocak 2020'de hayatını kaybetti. Duzeyri’nin tekerlekli sandalyesi ölümünden sonra listenin yayımlanması için yapılan oturma eylemlerinin sembolü haline geldi.
Tarık Duzeyri’nin bazı yakınları, Duzeyri’nin devrim sırasında yaralananlara sürekli olarak tedavi görmelerini sağlayacak sağlık kartlarının verilmemesi nedeniyle kamu sağlık kuruluşlarında tedavi olamamasından dolayı sağlık durumunun büyük ölçüde kötüleştiğini söylediler. Bu yüzden devrim sırasında aldıkları yaralardan ötürü engelli olarak hayatlarına devam etmek zorunda kalan veya bir uzuvlarını kaybeden ve psikolojik olarak etkilenenlere ihtiyaçları olan sağlık ve psikolojik destek hizmetlerinin sağlanmasını talep ettiler.

“Beklerken daha kaçımız öleceğiz?”
Oturma eylemine katılan ve ismini vermek istemeyen devrim gazilerinden biri, hüzünlü ve acılı bir ses tonuyla  “On yıl sonra acımız daha da katlandı. Devrimde yaralananların çoğunun sağlık durumu kötüleşti. Nihai liste yayımlanmadan önce daha kaçımız öleceğiz? Listenin yayımlanması, devletin gerek kurbanların ailelerini, gerekse başta uzuvları kesilerek hayatları mahvolanlar olmak üzere yaralılar olarak bizi tanımasını sağlayacak. Şuan arkadaşlarımızın yardımlarıyla hayatımızı idame ettiriyoruz. Bazılarımız hayatlarını sürdürmelerini kolaylaştıracak protezleri dahi alamadı. Bütün gençler gibi evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı ve küçük bir aile kurmayı hayal ediyorduk. Ama hepsi rüzgâra kapılıp gitti. Evlatlarını yiyen devrimin başarısına katıldığımız için onurumuzu kırmak ve bizi cezalandırmak istiyorlar” diye konuştu.



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.