Savaş yüzünden evlerinden olan Yemenlilerin trajedisi

Mülteci çadırında kızını kucağında taşıyan bir Yemenli. (AFP)
Mülteci çadırında kızını kucağında taşıyan bir Yemenli. (AFP)
TT

Savaş yüzünden evlerinden olan Yemenlilerin trajedisi

Mülteci çadırında kızını kucağında taşıyan bir Yemenli. (AFP)
Mülteci çadırında kızını kucağında taşıyan bir Yemenli. (AFP)

Kenan el-Humeyri
Emniyet ve güveli bir sığınak arayışıyla yeniden göç yollarına düşen Yemenliler bu durumun daha ne kadar süreceğini bilmemenin sıkıntısını yaşıyorlar. Açlıklarını gidermek ve sağlanan yardımlardan faydalanabilmek için göç etmek zorundalar.
Uluslararası Göç Örgütü, Yemen'de yaklaşık altı yıldır süren savaşın bıraktığı insanlık trajedisine ilişkin yaptığı açıklamada çatışmalar nedeniyle 2020 yılında en az 172 bin kişinin evlerinden çıkarıldığını bildirdi.

Sığınma şehri
Örgüt daha önce Yemen’in kuzeydoğusundaki Marib’in en fazla mülteci kabul eden il olduğunu açıklamıştı. Tahminler, geçtiğimiz yıl Marib ili idari merkezinin en az 73 bin mülteci kabul ettiği yönünde.
Yemen’in bazı illerinde birden fazla mülteci kampı bulunuyor. Bunların çoğu Marib şehrinde yer alıyor. Yerel ve uluslararası kuruluşların raporlarına göre Marib evini terk etmek zorunda kalan 2,5 milyonun üzerinde kişiye kucak açtı.

Neden Marib?
Yemen’deki mülteci kamplarını yürütme biriminden bir yetkili yaptığı açıklamada, 2014 yılından 2020’nin eylül ayına kadar ülkenin kuzey ve güneyinden Marib’e gelen mülteci ailelerin sayısının yaklaşık 264 bin 285’e ulaştığını aktardı. Bir çöl şehri olan Marib’de, meşru hükümetin yetki alanına giren bölgelerde evlerini terk etmek zorunda kalanların yaşadığı 130 kamp bulunduğunu kaydetti. Yetkili ayrıca Marib’in, ülke içinde göç etmek zorunda kalan mültecilerin yüzde 48’ine ev sahipliği yaptığı bilgisini verdi. Söz konusu ailelerin Marib’in çeşitli bölgelerine dağıtıldığını söyledi.

Sonu gelmeyen iç göç
Uluslararası Göç Örgütü, iç göçte yoğunluk yaşanan bölgeler de dahil olmak üzere Yemen’in çeşitli yerlerinde hakim olan istikrarsızlık durumunu gözler önüne seren bir açıklamada bulundu. Açıklamaya göre çatışmaların devam ettiği bölgelerde bazı aileler dört, belki de beş kez göç etmek zorunda kaldı. Hayati önem taşıyan yardımların yetersizliği nedeniyle yaşadıkları zorlukların katlandığının belirtildiği açıklamada savaştan en fazla etkilenenlerin de bu kişiler olduğuna dikkat çekildi.

Güvenlik arayışı
Yemen’de evlerini terk etmek zorunda kalanların çoğu başka bir seçeneği düşünmeksizin Marib’e sığınmayı tercih ediyor. Yetkiliye göre bu tercihin sebebi, mülteciler açısından en güvenli güzergahın Marib’e giden yol olması. Yetkili ayrıca devlet görevlilerinin varlığı, hukukun egemenliği ve onurlu bir yaşam için gerekli geçim kaynaklarının ulaşılabilirliğinin de Marib’in tercih edilmesinde etkili olduğunu vurguladı. Ancak en önemli gerekçenin çocukların eğitimi, barınma ve yardımların sağlanması olduğunu söyledi. Söz konusu imkanların diğer şehirlerde bulunmadığına dikkat çeken yetkili ayrıca mültecilerin birçoğunun da burada işgücü piyasasına katılma fırsatı yakaladığını kaydetti.  
İnsani yardım görevlileri, savaşın patlak vermesinden bu yana ülke içerisinde en çok mülteciye kucak açan şehir olması nedeniyle Marib ilinin güney ve batı banliyölerinde, petrol şehri üzerinde tam bir egemenlik sağlamak için hükümet güçleri ve Husi milisleri arasındaki çatışmaların artması konusunda uyardı. Çatışmalar geçtiğimiz ağustos ayının başından bu yana çeşitli cephelerde yoğunlaşmasının ardından her iki tarafta da çok sayıda ölüm ve yaralanma meydana geldi.  Bu durum birçok ailenin evini terk etmesine yol açtı.
Marib, Sana’nın yaklaşık 173 kilometre kuzeydoğusunda bulunuyor. 17 bin kilometrekareyi aşan yüzölçümüyle Marib, petrol açısından zenginliği ve Melike Belkıs’ın tahtı, tarihi Marib Barajı, Awam Tapınağı ve halen kumların altında gömülü olan yerleşim alanları gibi tarihi değerleriyle ünlü.
Mültecilerin uluslararası ve yerel insani yardım kuruluşları tarafından tahsis edilen kamplarda barındırılmasına rağmen içme suyu bulunmayışı ve tuvalet yetersizliğinin yanı sıra kışın soğuğundan, yazın kavurucu sıcağından korumayan, yıpranmış çadırlar da şikayetlerin her geçen gün artmasına neden oluyor.
Marib Vali Yardımcısı Abdurabbu Miftah, şehrin savaş yıllarında ülke genelinden bir buçuk milyondan fazla mülteciye kucak açtığını söyledi. Yerel yönetimlerin savaştan önce inşa edilen altyapı ile ilgili hizmet sunma konusunda zorluklarla karşılaştığını belirten Miftah, söz konusu alt yapının belirli sayıdaki bölge halkına yönelik inşa edilmesi nedeniyle sorunlarla karşılaşıldığını belirtti.



Yemen ve Cibuti’nin önlemleri göç oranlarını azaltıyor

Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)
Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)
TT

Yemen ve Cibuti’nin önlemleri göç oranlarını azaltıyor

Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)
Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin trajedisi sürüyor. (Twitter)

Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) bölgesel raporunun verilerine göre Yemen ve Cibuti makamlarının aldığı önlemler, mayıs ayında Afrika Boynuzu’ndan Yemen’e göçmen akışını yüzde 15 oranında azalttı. Söz konusu rapor, çeşitli kaynaklar ve Cibuti, Somali, Yemen ve Etiyopya’daki temsilciliklerle yapılan istişareler baz alınarak bu dört ülkedeki karmaşık göç dinamiklerine odaklandı.

IOM raporuna göre Afrika Boynuzu ve Yemen, dünyanın en yoğun ve en tehlikeli göç koridorlarından biri. Buradan yüz binlerce göçmen seyahat ediyor ve çoğu bunu düzensiz bir şekilde yapıyor. Genellikle doğu rotası boyunca seyahati kolaylaştırmak için kaçakçılara güveniyorlar.

Ancak rapor, mayıs ayında Yemen’e gelenlerin sayısının nisan ayına göre yüzde 15 azaldığını ortaya koydu.

gre
Sana’da Husiler tarafından silah altına alınan Afrikalılar. (SABA)

Raporda bunun nedenleri Yemenli yetkililer tarafından Lahic vilayetinde gerçekleştirilen güvenlik baskınları haberlerine bağlanarak bunun kaçakçıların endişelerini artırdığı ve geçen ay Lahic kıyıları üzerinden gelenlerin sayısında yüzde 25’lik bir düşüşe yol açtığı vurgulandı.

Göçün ekonomik sebepleri

IOM raporu, çoğu göçmenin daha iyi ekonomik fırsatlar aradığını ve bu kişilerin Afrika Boynuzu’ndan gelen göçmenlerin yüzde 83’ünü oluşturduklarını, yüzde 17’sinin ise ülkelerindeki çatışma, şiddet veya zulüm nedeniyle göç etmek zorunda kaldığını gösterdi.

Söz konusu verilere göre kadınlar ve çocuklar, tüm gelenlerin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Ancak raporda, Kızıldeniz’deki Lahic vilayeti kıyılarındaki bu azalmaya karşılık aynı dönemde Somali’den gelen göçmen sayısında yüzde 72’lik bir artış kaydedildiği vurgulandı. Bu artışın, ‘Somali’nin kaçakçıların kullandığı ana yollardan biri olan Bari ilindeki bir bölgede çatışan taraflar arasında yapılan geçici ateşkesin ardından Umman Denizi’ndeki Şabva vilayeti kıyılarına ulaşan göçmen sayısının artmasıyla ilişkili olduğu’ ifade edildi.

IOM, Yemenli yetkililerin Lahic vilayetinde yürüttüğü operasyonu incelerken, belirli kaçakçılık gruplarını hedef alan tutuklama operasyonlarının yeniden başlatıldığını bildirdi. Ancak bunu ‘kaçakçılar ve yerel makamlar arasında yaşandığı söylenen anlaşmazlıklara’ bağladı.

Bununla birlikte, veriler, kaçakçılar tarafından alıkonulan bazı göçmenlerin serbest bırakıldığını gösterdi. Ayrıca Yemen’deki sıcak hava nedeniyle göçmenlerin vilayetler arasındaki hareketinin azaldığına, birçok göçmenin yürümek yerine karayolu ulaşımını kullanmayı tercih ettiğine işaret edildi.

dsf
Yemen’in Aden vilayetindeki bir göçmen kampında yangın çıktı. (Twitter)

Rapora göre, Aden ve Lahic vilayetleri arasında seyahat eden Afrikalı göçmenler, kalabalık kamyonlara dolduruluyorlar ve genellikle kaçakçılara ulaşımlarını kolaylaştırdıkları için tazminat ödemenin bir yolu olarak ucuz işgücü olarak kullanılıyorlar. Raporda diğer göçmenler ve kaçakçılar tarafından sömürülen ve taciz edilen göçmen kadınların sayısının ‘endişe verici’ olduğu ve bazılarının aylarca hapsedildiklerini söylediği belirtildi.

IOM raporunda Cibuti’de Babu’l Mendeb Boğazı’nın diğer tarafında alınan tedbirleri değerlendirerek nisan ayından itibaren kaydedilen göçmen girişinde yüzde 10’luk bir düşüş görüldüğü bildirildi. Lahic vilayetindeki güvenlik baskını haberlerinin yanı sıra, Cibuti hükümetinin düzensiz göçe yönelik başlattığı kampanyanın göçmenlerin zorla geri gönderilmesinde ciddi bir artışa yol açtığı vurgulandı.

Cibuti sınırında mahsur kalanlar

Rapora göre göçmenlerin yaklaşık yarısı, tutuklamalar ve zorla geri gönderilmeler nedeniyle Etiyopya’nın Cibuti sınırında mahsur kaldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Cibuti makamları, göçmenlerin Yemen Kızıldeniz kıyılarına çıkış noktaları olan Tacura ve Obuk kıyı bölgelerine doğru ilerlemelerini engelledi.

Rapor, Cibuti ve Yemen yetkililerinin Kızıldeniz kıyılarında aldığı önlemlerden kaçmak için kaçakçıların Somali’den Umman Denizi’ndeki Şabva vilayetine deniz yoluyla gitme eğilimlerindeki artışa dikkat çekti. Rapor ayrıca Etiyopya’dan Somali’ye giren kişilerin yüzde 33’ünün kadın ve çocuk olduğuna işaret edildi.

IOM, Somali’den yapılan göçün çoğunun ekonomik nedenlerle olmasına rağmen, insanların yüzde 37’sinin ya gıda güvensizliği ya da doğal afetler nedeniyle zorunlu yolculuklara çıktığını kaydetti.

scdds
Kızıldeniz kıyıları on binlerce göçmen aldı. (Facebook)

Gelen göçmen sayısındaki bu azalmaya karşılık IOM verileri, Yemen’den Cibuti’ye dönen göçmen sayısının yüzde 75 arttığını gösteriyor. Rapora göre 152 göçmen Etiyopya’ya dönmek için yardım aldı. Ayrıca, Somali’ye geçiş yapan göçmenlerin girişi şubat ayına kıyasla yüzde 40 arttı.

IOM, bu eğilimin önümüzdeki aylarda da devam ederek bölgeye artan sayıda düzensiz Etiyopyalı göçmen, mülteci ve sığınmacı gelmesine yol açmasını bekliyor. IOM, birçoğunun Somali’yi Arap Yarımadası’na açılan bir kapı olarak kullanacağını, diğerlerinin ise Hargeisa ve çevresine yerleşmeyi seçebileceğini kaydetti.

IOM, bu yıl içinde Yemen’e gelen Afrikalı göçmen sayısının 160 bini geçmesini beklediğini ve bunun son beş yılda kaydedilen en yüksek sayı olacağını ifade etti.

IOM, Afrika Boynuzu ile Yemen arasındaki doğu göç yolunun, Afrika Boynuzu ülkelerinin maruz kaldığı sürekli çatışmalar ve insani ve ekonomik krizler nedeniyle bu yıl, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesine göre çok daha büyük bir harekete tanık olacağını vurguladı.