ABD, Libya petrolünün askıya alınmasından endişeli… İngiltere, paralı askerlerin ülkeden ayrılması çağrısı yapıyor

Brega şehrindeki petrol siloları (AFP)
Brega şehrindeki petrol siloları (AFP)
TT

ABD, Libya petrolünün askıya alınmasından endişeli… İngiltere, paralı askerlerin ülkeden ayrılması çağrısı yapıyor

Brega şehrindeki petrol siloları (AFP)
Brega şehrindeki petrol siloları (AFP)

ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, 26 Ocak’ta Libya enerji sektörünün bir kez daha olası kapatılmasının tüm Libya halkına zarar vereceğine ilişkin endişelerini dile getirirken, İngiltere de paralı askerlerin bir an önce ülkeden geri çekilmesi çağrısı yaptı.
ABD Büyükelçiliği, 26 Ocak’ta yaptığı kısa bir açıklamada, görevini Tunus’ta sürdüren Norland’ın, Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı Petrol Kuruluşu Başkanı Mustafa Sanaullah ile endişeleri hususunda görüşmede bulunduğunu duyurdu.
Öte yandan Sanaullah, bu görüşmelerin içeriğini açıklamadı. Ancak Libya’nın önde gelen petrol firmalarından Briga Petrol Pazarlama’nın üst düzey yetkilisi Hayrullah Salih ise, şirketin Trablus’taki merkezinde Sanaullah ile yaptığı görüşmede, Petrol Kuruluşu’na desteğini dile getirdi.
Batı bölgesinde Petrol Tesisleri Muhafızları, UMH’ye bağlı Maliye Bakanı Farac Bumtari’ye maaş ikramiyelerini askıya alma kararını geri çekmesi için bir hafta mühlet vererek, taleplerinin göz ardı edilmesi durumunda ez-Zaviye rafinerisini kapatmakla tehdit etti.
Yerel medya organları göre el-Harika limanındaki bir kaynak, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) bağlı Petrol Tesisleri Muhafızları, maaş ödemelerindeki gecikmeleri nedeniyle limanı kapatmaları sonrasında, faaliyetleri askıya alma sürecinin devam edeceğini belirtti.
Unsurlar, el-Harika limanından ve Petrol Hilali Bölgesi’nden iki ayrı açıklamada petrol ihracatını durduracaklarını ilan etti. Genel Petrol Sendikası da geçen pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, söz konusu adımı ‘nedeni ne olursa olsun’ kabul etmediğini vurgulayarak, adımın vatandaşlara ve geçim kaynaklarına maddi zarar vereceğini belirtti.

Londra: Paralı askerler derhal geri çekilmeli
İngiltere, Libya’daki büyükelçiliği aracılığıyla ateşkes anlaşmasının 23 Ekim’de Cenevre’de sağlanan ateşkes anlaşması hususunda, 5+5 Ortak Askeri Komite tarafından yayınlanan bildiriyi memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Aynı şekilde komitenin anlaşma şartlarının uygulanmasına yönelik attığı önemli adımlara da övgüde bulundu.
Ateşkesin uygulanmasında Ortak Askeri Komite ve Birleşmiş Milletler (BM) misyonuna desteğini sürdüreceğini açıklayan İngiltere, tüm taraflara da ‘Libya’daki tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin derhal geri çekilmesi ve sahil yolunun yeniden açılması da dahil olmak üzere, ateşkes anlaşmasının uygulanması için gösterilen çabaları hızlandırma’ çağrısı yaptı.

Güney Kore Büyükelçisi yeniden Trablus’ta
Serrac’ın yardımcısı Ahmed Maitik ise geçen pazartesi akşamı Trablus’ta, Güney Kore Büyükelçisi Lee Sang Soo ile Trablus’taki büyükelçilik çalışmalarının yakın zamanda yeniden başlaması ve Koreli şirketlerin geri dönüşünü ele aldı. Soo’nun iki ülke arasındaki birçok alanda iş birliği ilişkilerine övgüde bulunduğu ve Koreli firmaların Libya’daki çalışmalarına yeniden başlama arzusunu dile getirdiği belirtildi.

Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi arasında kota tartışması
Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi üyeleri de egemen pozisyonları üstlenecek isimlerin seçilmesi için kota ve coğrafya ilkesinin kabulüne itiraz etti. Üyeler, geçen pazartesi akşamı yaptıkları iki ayrı açıklamada, ilkenin kabulünü ‘vatandaşlar arasındaki eşitlik hakkının ihlali’ olarak nitelendirirken, durumun ilgili egemen kurumları zayıflatacağını ve performanslarını sınırlayacağını vurguladı. Üyeler ayrıca, itirazına da pozisyonları üstlenecek isimlerin, yasaya değil bölgecilik ilkesine tabi olacağını gerekçe gösterdi. Üyeler, “Coğrafi kritere öncelik vermek ve kota ilkesini kökleştirmek; ‘siyasi ve sivil haklardan, fırsat eşitliğinden yararlanmaya ve aralarında herhangi bir ayrımcılığın reddedilmesine ilişkin olarak, Libyalılar arasında eşitlik ihtiyacını vurgulayan’ 8. maddenin önsözünde belirtilen siyasi anlaşmanın hükümlerine aykırı bir husustur” açıklamasında bulundu.
Aynı şekilde siyasi uzlaşı ve değiştirilmiş anayasa bildirgesinin ciddi bir ihlali olarak yorumladıkları bu durumun, insan haklarını ihlal ettiği, ayrımcılığı pekiştirdiğini ve tüm ulusun mensuplarını tek çatı altında birleştiren yurttaşlık kavramını yok ettiğini vurguladı.
Üyeler ayrıca, Temsilciler Meclisi ve Yüksek Devlet Konseyi içerisindeki diyalog komitelerinin, herhangi bir anlaşma imzalama veya herhangi bir mutabakatı tamamlama yetkisi olmadığına da dikkati çekerken, görevlerinin öneri sunmak ve bunları taraflarla bildirmekle sınırlı olduğunu kaydetti.

UMH’den güç gösterisi
UMH güçlerinin yürüttüğü Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) operasyonu odası, geçen pazartesi akşamı, başkent Trablus’ta ‘Terörle Mücadele Gücü Komutanı Muhtar el-Cahari ve UMH Sözcüsü Muhammed el-Kanunu’nun katılımıyla bir toplantının düzenlendiğini gösteren görüntüler yayınladı. Durum, bir güç gösterisi olarak yorumlandı.
Libya Şafağı Operasyonu’nda önemli bir rol oynayan komutana suikast
Libya Devrimcileri operasyon odası komutanlarından biri olan Mahmud Şeva, geçen pazartesi akşamı kimliği belirsiz silahlılar tarafından suikasta uğradı. Yerel medya organlarına göre silahlılar, Şeva’ya ez-Zaviye şehrindeki evinin önünde ateş açtı. Şeva’nın şehrin ileri gelenlerinden biri olduğu ve 2014 yılında Libya Şafağı Operasyonu’nda önemli bir rol oynadığı biliniyor.



Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
TT

Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)

Suriyeli bir kaynak, Hikmet el-Hicri’ye bağlı güçlerin, Suveyda vilayetinin batı kırsalında yer alan kamu güvenlik birliklerine yönelik saldırılarını üçüncü gününde de sürdürdüğünü bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, Alman haber ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Kanun dışı gruplar ya da Hikmet el-Hicri’ye bağlı ‘Ulusal Muhafızlar’ adıyla bilinen unsurlar, dün akşam kamu güvenliği noktalarına saldırı düzenledi” dedi.

Kaynak, “Kanun dışı unsurlarla çıkan çatışmalarda kamu güvenliği personelinden yaralananlar oldu. Saldırganlar arasında ölü ve yaralılar bulundu, silahlı kişileri taşıyan bir araç imha edildi” ifadelerini kullandı.

Aynı kaynak, kamu güvenliği güçlerinin amacının bölgenin istikrarını sağlamak ve halkın geri dönüşünü kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu unsurların tekrar eden saldırıları ve roketli bombardımanı, sivillerin geri dönmesini engellediği gibi, zeytin hasadı yapan çiftçileri dahi hedef aldı” diye konuştu.

Dera’nın doğu kırsalındaki yerel bir kaynak, el-Hicri’ye bağlı silahlı unsurları taşıyan bir aracın roketle vurulduğunu, saldırıda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını, aracın ise tamamen tahrip olduğunu açıkladı.

Suveyda içinden gelen bilgilerde, vilayetin batı kırsalında kamu güvenliği güçlerine yönelik saldırıda en az 5 Dürzi militanın öldüğü, 10’dan fazla militanın da yaralandığı, kamu güvenliği personelinin öldürüldüğü iddiaların ise ‘el-Hicri’ye bağlı güçlerin moralini yükseltmeyi amaçlayan asılsız bilgiler’ olduğu belirtildi.

Suveyda Valisi Mustafa el-Bekkur, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Değerli Suveyda halkı, bugün bazı disiplinsiz silahlı grupların, Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında güvenlik ve istikrarı sarsma girişimiyle, çatışma çözme noktalarına ve iç güvenlik güçlerine saldırdığı bilgisini aldık. Bu eylemler, yalnızca kişisel çıkarlara ve kaos ile yağma eğilimine işaret ediyor; vilayetn değerleriyle ve halkının ahlakıyla bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.

Bekkur açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Sizi bu tür uygulamalara karşı durmaya, halkın güvenliğiyle oynayan ya da insanların kaderini istismar etmeye çalışan herkesi engellemeye çağırıyoruz. Güvenlik ve istikrar ortak sorumluluktur; toplumu korumak her onurlu bireyin görevidir. Çıkar peşinde koşanlara sesleniyorum: Yeter artık. Ülke sizin hayallerinizden büyüktür ve Suveyda halkı, yıkıcı projelerinize kanmayacak kadar basiretlidir.”

Suveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki de sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Çeteler ve milisler, üçüncü gününde de iç güvenlik güçlerinin bulunduğu noktaları hedef almaya devam ediyor… Vilayetteki iç güvenlik komutanlığından talimat net: Ateş geldiği yer tespit edilip görüntülendikten ve ihlal belgelenip doğrulandıktan sonra yalnızca kaynaklara karşılık verilecektir.”

Paylaşımında, sivillere ve ‘toprağını ve namusunu savunmayı amaç edinen şerefli gruplara’ seslenen Abdulbaki, “Güvenlik güçlerinin ihlal gerçekleştirdiği ya da sizi hedef aldığı yönündeki söylenti ve yalanlara kapılmayın. Bu haberler asılsızdır ve nerede çatışma yaşanırsa tamamen bilgimiz dahilindedir. İç güvenlik güçleri, sivillerin güvenliğini korumak, gerginliği artırmamak ve istikrarı sağlamak için çalışmaktadır. Suriye devleti dışında ne bizim ne de sizin için güvenlik ve istikrarın garantisi yoktur. Halkımıza defalarca söyledik: Kan, kanı çeker; fitne ise öldürmekten beterdir. Bizim elimiz her zaman onurlu insanlara açıktır” ifadelerini kullandı.

Suveyda’daki Ulusal Muhafızlar’a yakın sosyal medya sayfalarında yer alan paylaşımlarda, Suveyda’nın batı kırsalında şiddetli çatışmaların yaşandığı bildirildi. Paylaşımlara göre, geçici hükümete bağlı kamu güvenliği güçleri, insansız hava araçları (İHA), orta menzilli silahlar ve havan topları kullanarak el-Mecdel köyünü hedef aldı ve komşu köylere doğru yeni cepheler açmaya çalıştı. Bu durumun, el-Mecdel köyüne yönelik bir baskın girişimini hedefleyen tehlikeli bir tırmanış olduğu öne sürüldü.

Aynı kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın bölgeye takviye gönderdiğini ve el-Mecdel çevresinde bir saatten fazla süren ateş noktalarına karşılık verdiğini aktardı.

Suriye hükümet güçlerinin Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında kontrolü elinde tuttuğu, yerel güçlerin ise Suveyda kent merkezi ile vilayetin güney ve doğu kırsalını denetiminde bulundurduğu belirtildi.


Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
TT

Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail'den 15 Filistinlinin cenazesini aldığını duyurdu.

İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan hastane, yaptığı açıklamada, "Ceset değişim anlaşmasının 13. grubu kapsamında 15 Filistinli şehidin cenazesi Nasır Tıp Kompleksi'ne ulaştı. Teslim alınan cenaze sayısı 330'a ulaştı" ifadelerini kullandı.

İsrail, perşembe günü Gazze'de öldürülen bir rehinenin kalıntılarını teslim aldı ve bugün de on beş cesedi teslim etti.


İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
TT

İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).

İsrail'in açıklamaları ve eylemleri, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Batı Şeria'daki yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik ölümcül saldırılarını eleştirmesinin ardından, mevcut ABD yönetimi içinde nadir görülen bir tutuma ilişkin endişeleri ortaya koydu.

Rubio, bu saldırıların Başkan Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planını baltalayabileceği korkusunu ifade ederken yumuşak bir dil kullansa da İsrail hükümet çevreleri bunları "endişe kaynağı olarak değerlendirdi ve yerleşimlere karşı sert bir tutuma dönüşmelerini önlemek için çaba gösterilmesi gerektiğini" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail'in 12. Kanalından aktardığına göre siyasi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'deki küçük ayrıntılara odaklanma yaklaşımından vazgeçmeli" ifadesini kullandı.

Yerleşimci saldırıları dün de devam etti. Yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Salfit'in batısında, Deyr İstiya ve Kafr Haris kasabaları arasında bulunan Hacı Hamida Camii'ne saldırdı. Caminin bazı kısımlarını ateşe verdiler ve duvarlarına ırkçı sloganlar yazdılar.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, caminin bulunduğu yeri araştırmak üzere asker gönderdiğini ancak herhangi bir şüpheliyi tespit edemediğini, "olayı İsrail polisi ve güvenlik güçlerine ilettiklerini" ifade etti.