Geleceğe Yatırım Girişimi, salgının sonrasından umutlu

Kovid-19 sonrası aşamadaki en ciddi zorluğun enflasyon ve faiz olduğu düşünülüyor

Orta Doğu'nun en kapsamlı ekonomik buluşması olan Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı etkinlikleri dün Riyad'da başladı (Şarku’l Avsat)
Orta Doğu'nun en kapsamlı ekonomik buluşması olan Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı etkinlikleri dün Riyad'da başladı (Şarku’l Avsat)
TT

Geleceğe Yatırım Girişimi, salgının sonrasından umutlu

Orta Doğu'nun en kapsamlı ekonomik buluşması olan Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı etkinlikleri dün Riyad'da başladı (Şarku’l Avsat)
Orta Doğu'nun en kapsamlı ekonomik buluşması olan Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı etkinlikleri dün Riyad'da başladı (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da başlayan Geleceğe Yatırım Girişimi (Future Investment Initiative) Konferansı, küresel ekonominin geleceğine ilişkin iyimser veriler sundu. Konferansta aynı zamanda koronavirüs salgını sonrasının getireceği değişiklikleri ve geleceğin sektörlerini benimsemenin, dengeli yatırım stratejilerine odaklanmanın, pandemi sonrasında ekonomik büyümeye ve beklenen kalkınmaya geçmek için sürdürülebilirlik ilkelerine itimat etmenin önemi vurgulandı.
Dün Kral Abdulaziz Uluslararası Konferans Merkezi’nde “Yeni Ekonomik Kalkınma” başlığı altında düzenlenen ve türünün dördüncüsü olan Geleceğe Yatırım Girişimi oturumları; bakanlar, politika yapıcılar ve uluslararası yatırımcılar dahil olmak üzere en az 140 önde gelen konuşmacının katılımıyla gerçekleşti. Ekonomik büyüme, iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve çevreye yatırım dosyalarının ele alındığı konferansa katılanlar, gelecek aşamadaki en ciddi zorluğun enflasyon ve faiz olduğunu düşünüyor.
Önümüzdeki yıllarda dünyanın daha fazla enerjiye ihtiyaç duyduğu bir zamanda, Geleceğe Yatırım Girişimi oturumları ise karbon emisyonlarının azaltılması ve farklı enerji kaynaklarını ele almanın önemini vurguladı. Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ise konferansta yaptığı konuşmada ülkesinde enerji sektörüne dair oldukça büyük projeler olduğunu doğruladı.

Büyük projeler
Enerji sektörü, yüzde 50’sinin gaz kullanımına dönüştürülmesi, geri kalanının ise enerji kaynaklarına bağlı olması konusunda Suudi Arabistan'ın büyük projeleri olduğuna değinen Prens Abdulaziz, “Yüzde 55 oranında temiz enerjiye bağlı olarak, emisyonları yararlı malzemelere dönüştürerek Almanya gibi olacağız. Yenilenebilir enerji ve gaza geçtiğimizde emisyonlarda önemli bir azalma olacak” ifadelerine başvurdu.
Ülkesinin karbon emisyonlarını azaltmaya kararlı bir hükümet ve ülke olduğunu vurgulayan Suudi Enerji Bakanı, “Salgınla mücadele ettiğimizi vurgularken aynı zamanda bundan yararlanmaya çalışıyoruz. Nitekim Kovid-19 meselesini her şartta insani mesele olarak görüyoruz” dedi. Bununla birlikte iyileşme planlarının olduğunu, ancak herkesin bu konuda hemfikir olması gerektiğini ifade etti.

Paris Anlaşması
Konferansın ikinci diyalog oturumunda konuşan Bakan, “Paris Anlaşması’nı şiddetle savunuyor, devleti ve şirketleri hedeflerine ulaşmaları için destekleme yönünde elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Aramco ve SABIC’i emsalleriyle karşılaştırdığımızda, emisyonları azaltma konusunda birçok hedefe ulaştıklarını göreceğiz” ifadelerine başvurdu. Aynı zamanda Suudi Arabistan’ın koronavirüs salgınının ekonomik yansımalarını azaltmak için hem OPEC+ hem de G20 ülkeleriyle iş birliğinde bulunduğunu dile getirdi.

Çoklu yaklaşım
Dünyanın karşı karşıya kaldığı durumun çok taraflı bir uyum, tutarlılık ve uyumlu çabalar gerektirdiğini belirten Enerji Bakanı, “İklim değişikliği konusunda uyanık davrandık. Emisyonları azaltma konusunda dolu bir geçmişe sahibiz. Karbon kullanımı ve döngüsel ekonomiyi iyileştirmeye çalışacağız. Hidrokarbonları dönüştürmeyi ve emisyonları azaltmayı sağlayacak, emisyonları boşa harcamak yerine onlardan yararlanacağız” dedi.
Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) Başkanı Yasir er-Rumayyan da dün konferans açılışında yaptığı konuşmada koronavirüs salgınının ekonomik kalkınma alanında muazzam bir fırsata tanıklık eden dünya genelindeki ekonomi algısını değiştirdiğini, aynı zamanda çeşitli teknolojik sektörlerde yatırım fırsatları sunduğunu belirtti.
“Teknoloji sektöründeki gelişmeleri hem birincil hem de ikincil pazarlarda yakından takip ediyoruz. Salgın, hem teknik sektörlerdeki yatırım fırsatlarını, hem de çoğu diğer sektörün çektiği acıları ortaya çıkardı” ifadelerinde bulunan Rumayyan, birçok uluslararası milletvekilinin teknoloji şirketlerinin büyük rolünden korktuklarını ifade etti.

Yatırım stratejileri
Yatırım kararının küresel toplumun çeşitli bileşenleri üzerindeki etkilerine dikkat çekme zamanı geldiğini hatırlatan Rumayyan, “Bugün düşünce, yeni sektörlerin meydana çıkmasıyla paralel olarak doğrudan yatırım stratejileri çevresinde şekilleniyor” dedi.
Vizyon 2030’un hayata geçirilmesi programındaki ikinci aşamanın ilanını da içeren PIF stratejisinin yakın zamanda başlatıldığını açıklayan Rumayyan, bunu finansal piyasalar dışındaki yeni projeleri öne çıkarma yönündeki başka adımların izleyeceğini bildirdi. Tüm bunların Suudi Arabistan’ın gayri safi milli hasılanın büyümesi üzerinde etkisi olacağını, hem daha fazla iş hem de yatırım fırsatlarını beraberinde getireceğini de ekledi.

Yenilenebilir enerji
Kısa süre önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından başlatılan The Line projesi hakkında “Kentsel tasarım dünyasında devrim niteliğinde bir fikir olan bu proje, yüzde 100 yenilenebilir enerji ile çalışacak. Projenin hedefleri arasında gelecek nesillerin bu akıllı şehirde çevrelerindeki doğanın tadını çıkarma arzusu da yatıyor” ifadelerini kullanan Rumayyan, yenilenebilir enerji projelerinin önemini vurguladı.
Dünyanın önde gelen varlık  yöneticisi BlackRock şirketi CEO’su Laurence Fink, dünya genelinde yatırım alanında ciddi miktarda fon akışının olduğunu, çoğu gelişmekte olan ülkede Eylül ayına dek sürü bağışıklığının sağlanmasının beklendiğini bildirdi. Pandemi döneminde tüketimdeki azalma ve tasarruf hacmindeki artışa işaret eden Fink, ekonomik büyümeye eşlik edecek enflasyon baskılarına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Ekolojiye yatırım
Uzun vadede iklim değişikliği ile ilgili yatırımlara dair iyimser olduğunu dile getiren Fink, “İklim değişikliği ve tasarruf yoğunluğu ile ilgili kapsamlı yatırım ihtiyacı ve uzun ömürlü varlıklara olan ciddi ihtiyaç göz önüne alındığında, 2021 ve sonrasına dair temel faktörler, uzun vadeli yatırımcılar için çok avantajlı” ifadelerini kullandı.

Çin para birimi
Goldman Sachs CEO’su David Solomon finans sektöründeki işlere oldukça ilgi gösterildiğini söylerken Bridgewater yatırım müdürü Ray Dalio ise Çin’in dünya ticaret merkezi olma yolunda tarihsel bir aşamadan geçtiğini, Çin para birimini küresel bir para birimine çevirme yönünde açıkça hareket edildiğini ifade etti.
Çevreye uyumlu yatırımlar ve küresel yönetişim yönündeki önemli rolün varlığına rağmen, önümüzdeki aşamadaki en büyük zorluğun yüksek enflasyon ve faiz olduğunu öne süren Credit Suisse Group CEO’su Thomas Gottstein ise, bazı küresel varlıkların yüksek seviyelerde değerlendiğini, 2021’deki piyasaların ise iyi seviyelerde olacağını belirtti.



Kurşunlu benzin, ABD'de 151 milyon kişide ruh sağlığı sorunları yaratmış

Kurşunlu benzinin bazı zararları bilinse de uzun bir süre geniş çapta kullanılmaya devam edildi (Reuters)
Kurşunlu benzinin bazı zararları bilinse de uzun bir süre geniş çapta kullanılmaya devam edildi (Reuters)
TT

Kurşunlu benzin, ABD'de 151 milyon kişide ruh sağlığı sorunları yaratmış

Kurşunlu benzinin bazı zararları bilinse de uzun bir süre geniş çapta kullanılmaya devam edildi (Reuters)
Kurşunlu benzinin bazı zararları bilinse de uzun bir süre geniş çapta kullanılmaya devam edildi (Reuters)

Çocukken kurşunlu benzine maruz kalmanın, en az 151 milyon Amerikalının ruh sağlığı sorunları yaşamasıyla bağlantılı olduğu saptandı. 

1920'lerde motor performansını iyileştirdiği gerekçesiyle benzine kurşun eklenmeye başlandı. Özellikle 1960-1970'lerde çok yaygın kullanılan kurşunlu benzin pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirdi. 

Uzmanlar kurşuna herhangi bir seviyede maruz kalmanın güvenli olmadığını söylüyor. Çok düşük seviyede bile maruz kalınca bilişsel sorunlar yaratabilen madde, çocuklar için daha büyük bir tehdit.

ABD 1996'da kurşunlu benzini yasaklarken, Avrupa ülkeleri de 2000'lerin başından itibaren benzer kararlar aldı. Türkiye de 2004'te kurşunlu benzini yasakladı.

Journal of Child Psychology and Psychiatry adlı hakemli dergide dün (4 Aralık) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, çocukken kurşuna maruz kalmanın ABD halkının ruh sağlığını nasıl etkilediğini masaya yatırdı. 

1940-2015 dönemine odaklanan araştırmacılar, çocukların kan değerlerindeki kurşun seviyesi, kurşunlu benzin kullanımı ve nüfus istatistiklerine ilişkin eski verilerden yararlandı.

Ekip bu verilerden yola çıkarak 2015'te sağ olan bütün Amerikalıların, hayatı boyunca kurşuna ne kadar maruz kalmış olabileceğini hesapladı.

Bilim insanları ayrıca kurşuna maruz kalma ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi inceleyen diğer çalışmalardan da yararlandı.

ABD halkı genelinde, çocukken araba egzozundan kaynaklanan kurşuna maruz kalmayla bağlantılı yaklaşık 151 milyon ruh sağlığı vakası görüldüğü sonucuna vardılar. 

Bunun sonucunda depresyon, anksiyete, dikkat bozukluğu veya hiperaktivite sorunlarının ortaya çıktığı kaydedildi. Araştırmacılar ayrıca insanların ani dürtülerini kontrol etme becerisinin düştüğünü ve onları nevroza daha yatkın hale getirdiğini tespit etti.

Kurşunla bağlantılı ruh sağlığı sorunlarının en çok 1966-1986'da doğan kişilerde görüldüğü saptandı. Bu muhtemelen kurşunlu benzin kullanımının epey yaygın olmasından kaynaklanıyor. 

Duke ve Güney Karolina Tıp Üniversitesi'nde nöropsikoloji alanında çalışan Aaron Reuben, ortak yazarı olduğu çalışmanın "kurşunun zararlı olduğuna dair yeni bir bilgi sunmadığını veya neden-sonuç ilişkisini kanıtlamadığını, sadece mevcut verileri alıp tüm ABD nüfusuna uyguladığını" söyleyerek ekliyor:

Kurşunun zararını herhangi bir şekilde abarttığımızdan hiç endişe duymuyoruz.

Benzinden çıkarılsa da kurşunun bazı oyuncak ve bataryalarda hâlâ kullanıldığını belirten Reuben bu maddenin tamamen yasaklanması gerektiğini vurguluyor:

Daha iyi alternatifler var ve bunlar kullanılmalı. Ne zaman bir şirket kurşun içeren bir ürün üretse, bundan kâr elde ediyor ve bedelini herkes ödüyor. Buna bir son vermenin zamanı geldi.

Aynı ekip başka bir araştırmada, kurşunlu benzine maruz kalmanın ABD nüfusunun yaklaşık yarısının IQ'sunu düşürdüğünü saptamıştı.

Independent Türkçe, NBC News, Newsweek, Science Daily, Journal of Child Psychology and Psychiatry, PNAS, BirGün