Irak-Ürdün görüşmelerinde enerji ve Mısır ile işbirliği konuları ele alındı

Irak Başbakanı Kazımi dün Bağdat'ta Ürdün Başbakanı Hasavne’yi kabul etti (AFP)
Irak Başbakanı Kazımi dün Bağdat'ta Ürdün Başbakanı Hasavne’yi kabul etti (AFP)
TT

Irak-Ürdün görüşmelerinde enerji ve Mısır ile işbirliği konuları ele alındı

Irak Başbakanı Kazımi dün Bağdat'ta Ürdün Başbakanı Hasavne’yi kabul etti (AFP)
Irak Başbakanı Kazımi dün Bağdat'ta Ürdün Başbakanı Hasavne’yi kabul etti (AFP)

Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasavne, dün Bağdat'ta Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi ile bir araya geldi. Görüşmelerde, enerji ve elektrik başta olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliğinin yanı sıra, Mısır’ın da dahil olduğu üçlü anlaşmayı hayata geçirme konuları ele alındı.
Irak Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, Başbakan Kazimi’nin Bağdat'ı ziyarete başlayan Ürdünlü mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ilişkileri ve ortak çıkarları ilgilendiren bir dizi bölgesel ve uluslararası meseleyi görüştüğü belirtildi. Açıklamaya göre taraflar, "Bağdat ile Amman arasındaki ortak işbirliğinin, iki kardeş ülke halklarının çıkarlarına hizmet edecek ve Irak ile Ürdün Haşimi Krallığı arasındaki ilişkilerin derinliğini ve kardeşlik bağlarını teyit edecek şekilde güçlendirilmesinin önemini" vurguladı.
Toplantıda, iki ülke ile Mısır’ın yer aldığı üçlü işbirliği çerçevesinde ise, geçen yıl Ağustos ayında Amman'da düzenlenen Ürdün-Mısır-Irak üçlü zirvesinin sonuçlarının uygulanmasının hızlandırılması gerekliliği vurgulandı. Ayrıca taraflar, üç ülke arasında endüstriyel entegrasyon, gıda güvenliği, enerji, ulaşım, barınma ve tarım alanlarında Bakanlar düzeyinde toplantılar yapılmasının ve üç ülke arasındaki ekonomik entegrasyonun güçlendirilmesine hizmet edecek stratejik işbirliği projeleri paketinin hazırlanmasının hızlandırılması gerekliliğini ele aldılar. Ürdün Başbakanı Hasavne, Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile Bağdat'taki Cumhurbaşkanlığı es-Selam (Barış) Sarayı'nda bir araya gelerek, iki ülke arasında farklı alanlarda işbirliği olanaklarını görüştü.
Irakiye Üniversitesi'nden Medya Profesörü Fadıl el-Bedrani, konuyla alakalı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasavne için ilk olan ziyaretin amacı, Bağdat ile siyasi olarak ilişkileri güçlendirmek ve ekonomik, ticari ve petrol alanlarında işbirliğini sürdürmekti. Özellikle Ürdün, mali krizleriyle mücadele etmek için Irak'tan destek alarak istisnai tavizlerin bir parçası olarak düşük fiyatlarla petrol ithal ediyor. Ürdün Irak ile mali açıdan Ürdün'e hizmet edecek ve Irak'a enerji sağlayacak bir proje olan elektrik ara bağlantısı konusunu görüşüyor."
Bedrani açıklamasında, Başbakan Hasavne’ye eşlik eden heyetin ekonomi, ticaret, ulaşım, tarım, dış ilişkiler, endüstri, enerji, maden zenginliği ve sağlıkla ilgili tartışmaların ve dosyaların niteliğini açıkladıklarına dikkati çekti. Bedrani, “Bu durum bu heyetin niteliğini ve tüm bu disiplinler ve alanlarda neler tartışabileceğini yansıtıyor" dedi. Bedrani açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Ürdün'ün Irak'la görüştüğü konularla ilgili başka bir mesele daha var. Bu, geçen yıl açıklanan iki ülke ile Mısır arasındaki üçlü işbirliğinin geliştirilmesiyle başlayan Arapların Irak'a açılması meselesi. Üç ülke arasında bu konu üzerine bazı görüşmeler yapıldı.”
Irak geçen yıl Ürdün ile elektrik ara bağlantısı için ilk adımları attı. Ayrıca Irak, İran’ın elektrik ve gazına alternatifler elde etmek için Mısır ve Suudi Arabistan Krallığı ile de bu konuda anlaşmalar imzaladı. Uzmanlara göre Irak ile Ürdün'ün elektrik ara bağlantı süreci, sözleşmenin imzalanmasından itibaren en az iki yıl sürecek.



Bağdat'taki durum: Irak’ın başkenti daha güvenli hale geldi mi?

Bağdat iyileşme yolunda ilerlerken, umutlar devletin ve toplumun bu başarıyı koruma becerisine bağlı kalmaya devam ediyor (Independent Arabia)
Bağdat iyileşme yolunda ilerlerken, umutlar devletin ve toplumun bu başarıyı koruma becerisine bağlı kalmaya devam ediyor (Independent Arabia)
TT

Bağdat'taki durum: Irak’ın başkenti daha güvenli hale geldi mi?

Bağdat iyileşme yolunda ilerlerken, umutlar devletin ve toplumun bu başarıyı koruma becerisine bağlı kalmaya devam ediyor (Independent Arabia)
Bağdat iyileşme yolunda ilerlerken, umutlar devletin ve toplumun bu başarıyı koruma becerisine bağlı kalmaya devam ediyor (Independent Arabia)

Cabbar Zeydan

Medeniyetlerin buluştuğu ve zorlukların çekiştiği Irak'ın kalbinde, Bağdat bugün önceki nesillerin alıştıklarından neredeyse tamamen farklı, yeni bir sahneyle karşı karşıya. Yakın zamana kadar günlük yaşanan patlamalar ve sürekli kaygılarla boğuşan Irak’ın başkenti, sakinleri ve ziyaretçileri tarafından gözlemlenildiği üzere, güvenlik durumunda somut bir değişime sahne oluyor. Bağdat sakinlerinin birçoğu yıllar öncesine göre alışılmadık olan bir güven duygusundan bahsediyor. Patlama sesleri artık her gün şehrin her yerinde yankılanmıyor ve güvenlik kontrol noktaları eskisi kadar çok değil. Başkentin birçok bölgesine ticari faaliyet geri döndü, kafeler ve restoranlar gece geç saatlere kadar müşterilerle dolu. Bir zamanlar güvenlik açısından “sıcak noktalar” olarak bilinen bölgeler, sakinlerinin ifadelerine göre artık daha istikrarlı.

Güncel durum

Karrada bölgesindeki bir dükkan sahibi, “eskiden bombalı saldırılar korkusuyla dükkanlarımızı gün batımından önce kapatırdık. Şimdi gece yarısına kadar, dahası özel günlerde ve bayramlarda bazen sabahın erken saatlerine kadar açık kalıyoruz. Bir zamanlar şüpheli görülen köşelerde bile kendimizi güvende hissediyoruz” diyor.

Sadr bölgesinde yaşayan bir kadın, “Çocuklarım pazara veya okula gittiklerinde artık endişelenmiyorum. Her gün hissettiğimiz gerçek bir değişim var” diye ekliyor.

Bu güvenlik hissi sadece bölge sakinleriyle sınırlı değil; ziyaretçiler de bunun farkında. Mutenebbi Caddesi'nde dolaşan, müzeleri ve kültür kafelerini ziyaret eden Arap ve yabancı turistler görüntüsü artık alışıldık. Oysa birkaç yıl öncesine kadar ender görülen bir şeydi.

Güvenlik araştırmacıları, Bağdat'taki iyileşen güvenlik durumunun, iç içe geçmiş faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığına inanıyorlar. Faktörlerin en önemlisi, yıllarca başkentin güvenliği için sürekli bir tehdit oluşturan radikal silahlı grupların faaliyetlerindeki gerileme.

cdfgthy
Bağdat artık güvenli mi?

Güvenlik uzmanı Tarık Abdulvahid, “Bağdat, radikal gruplar için sembolik ve stratejik bir hedefti. Ancak, bu gruplara batı ve kuzey Irak'ta indirilen yoğun darbelerden sonra, başkentte yüksek profilli saldırılar gerçekleştirme güçleri azaldı” diyor ve ekliyor: “Bugün, istihbarat koordinasyonunun ve entegre saha çalışmalarının gelişmesi sayesinde Bağdat, önceki dönemlerde olduğu gibi terörist faaliyetler için bir kuluçka makinesi veya uygun ortam değil.” Abdulvahid ayrıca, güvenlik tehditleriyle başa çıkma yöntemlerinde niteliksel bir değişime de işaret ediyor. Bu yöntemler artık yalnızca askeri müdahaleye dayanmıyor, bunun yerine çeşitli güvenlik kurumları arasındaki koordinasyonun yanı sıra önleyici eylemler ve elektronik gözetimi de içerecek şekilde genişledi.

Militarizasyondan sivil istikrara

Gözlemcilere göre, Bağdat'ın tanık olduğu en dikkat çekici dönüşümlerden biri, şehir içinde militarizasyonun kademeli olarak azalması. Sokaklarda artık sabit güvenlik kontrol noktaları yok ve silahlar ile silahlıların görüntüleri artık son on yılda olduğu kadar yaygın değil. Güvenlik araştırmacısı Ali el-Hüseyni, “Bağdat'taki güvenlik durumu, kalıcı bir olağanüstü halden göreceli istikrar haline geçişe tanık oluyor. Normal yaşamı yeniden tesis etme ve yerleşim bölgelerindeki gereksiz askeri varlığı azaltma çabaları var. Bu, güvenlikten vazgeçme anlamına gelmiyor, daha ziyade onu rasyonel bir şekilde organize etmek anlamına geliyor” diyor. Şarku'l Avsat'ın  Indepenedent Arabia'dan çevirdiği analize göre Hüseyni, “bu değişimin birdenbire ortaya çıkmadığını, daha ziyade güvenlik çabalarını birleştirmeye ve devlet çerçevesi dışındaki silahlı grupların etkisini azaltmaya yardımcı olan sistematik çalışma ve göreceli siyasi istikrarın bir sonucu olduğunu” düşünüyor.

Geride kalan meydan okumalar

Olumlu göstergelere rağmen, Bağdat güvenlik konusunda bomba yüklü araçlar veya bombalı saldırılarla ilgili olmayan, daha çok denetimsiz silah, aşiretler arası çekişmeler ve organize suç gibi sorunlarla ilgili farklı türde meydan okumalarla yüzleşmeye devam ediyor. Güvenlik analisti Nasır el-Kenani, “genel bir güvenlik duygusuna tamamen teslim olmaya” karşı uyarıyor ve “günlük sahneden kanlı şiddet belirtilerinin kaybolmasına rağmen, devlet kontrolü dışındaki yaygın silahlar, bazı silahlı gruplar üzerindeki kontrol eksikliği gibi diğer meydan okumalar varlığını sürdürüyor. Bu, ciddi bir şekilde ele alınmazsa her an güvenlik durumunun istikrarsızlaşmasına yol açabilir” diye açıklıyor. “Güvenliğin ölçüsü yalnızca patlamaların gerçekleşmemesine değil, aynı zamanda vatandaşların gasp edilmekten veya hukuktan daha üstün ve etkili gruplar veya bireyler tarafından haklarının ihlal edilmesinden korkmamalarına, kendilerini ne kadar güvende hissettiklerine bağlıdır” diye ifade ediyor.

Toplumun güvenliği sağlamadaki rolü

Bağdat'taki güvenlik sahnesinde netleşmeye başlayan önemli yönlerden biri, yerel toplumun kendi güvenliğine katkıda bulunma ve güvenlik servisleriyle iş birliğini teşvik etme rolüdür. Sivil aktivist Mustafa Fazıl, “İnsanlar güvenliğin sadece devletin değil, herkesin sorumluluğu olduğunu fark etmeye başladı. Gençler arasında onları sokaklarını korumaya, şiddet döneminde hakim olandan tamamen farklı bir ortam yaratan kültürel ve sportif etkinlikler düzenleyerek, istikrar ortamını teşvik etmeye iten yeni bir bilinç var.”

Güven durumu devam edecek mi?

Gözlemciler, Bağdat'ta güvenliğin devam etmesinin birkaç faktöre bağlı olduğuna inanıyor. Bunların en başında siyasi istikrar, güvenlik servislerini teknoloji ve eğitimler ile sürekli desteklemek ve silahın sadece devletin elinde olması geliyor. Bu konular hâlâ güçlü bir irade ve titiz bir takip gerektiriyor. Tarık Abdulvahid, “Bağdat güvenlik konusunda iyileşme yolunda uzun bir yol kat etti, ancak bu yol hâlâ tehlikelerle dolu. Umut verici işaretler var, ancak asıl zorluk bunları sürdürmek ve siyasi çekişmeler veya silahlı çatışmalar nedeniyle kaosun geri dönmesini önlemek” diyor. Ayrıca, “gerçek barışın yalnızca şiddetin yokluğuyla değil, aynı zamanda herkesi kapsayan yasaların ve bunları adalet ve şeffaflıkla uygulayabilen kurumların varlığıyla sağlanacağını” vurguluyor.

Korkudan umuda

Bağdat değişti ve belki de onlarca yıldır ilk kez, şehirden yansıyan görüntü daha parlak. Irak başkentinde güvenlik ideal durumda ve meydan okumalardan uzak değil, ancak yalnızca vaatler veya siyasi söylemlerden ibaret kalmayıp, elle tutulur bir gerçeklik haline geldi.

Şehir iyileşme yolunda ilerlerken, umutlar devletin ve toplumun bu kazanımı koruma ve daha istikrarlı ve müreffeh bir gelecek için geliştirme becerisine bağlı kalmaya devam ediyor. Sonuç olarak, Bağdat'ın güvenliği sadece Irak'ta barışın anahtarı değil, aynı zamanda ülkenin tüm evlatlarını kucaklayan, haklarını ve hayallerini koruyan güçlü bir devlet olarak geri dönüşünün de temel taşıdır.