İsrail'in Şam'da İran Devrim Muhafızları’nı hedef alan operasyonunun ayrıntıları açıklandı

Operasyon, İran büyükelçiliğine sadece 500 metre mesafede bulunan Kefersuse mahallesinin merkezinde gerçekleşti. (Intelli Times)
Operasyon, İran büyükelçiliğine sadece 500 metre mesafede bulunan Kefersuse mahallesinin merkezinde gerçekleşti. (Intelli Times)
TT

İsrail'in Şam'da İran Devrim Muhafızları’nı hedef alan operasyonunun ayrıntıları açıklandı

Operasyon, İran büyükelçiliğine sadece 500 metre mesafede bulunan Kefersuse mahallesinin merkezinde gerçekleşti. (Intelli Times)
Operasyon, İran büyükelçiliğine sadece 500 metre mesafede bulunan Kefersuse mahallesinin merkezinde gerçekleşti. (Intelli Times)

Suriye'nin başkenti Şam'daki İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü’nün dış kolu olan “Birim 840” karargahının 4 ay önce gizli bir istihbarat operasyonu ile hedef alınması hakkındaki bilgiler ilk kez yayınlandı.
İsrail merkezli istihbarat sitesi Intelli Times'ın aktardığı bilgiye göre, baskın, İran büyükelçiliğine sadece 500 metre mesafedeki Kefersuse semtinin merkezinde gerçekleşti.
Birim 840’ın karargahı, Suriye'deki Kudüs Gücü operasyonlarından sorumlu Tümgeneral Cevad Caferi tarafından denetleniyor.
İsrail istihbarat sitesi Intelli Times, saldırının detaylarıyla ilgili verdiği bilgilerde, operasyonun 2008 yılında Hizbullah'ın önde gelen askeri liderlerinden biri olan İmad Muğniye'nin suikastına tanıklık eden İran büyükelçiliğinin sadece 500 metre uzaklığındaki Kefersuse mahallesinin merkezinde gerçekleştiğini bildirdi.
İstihbarat kaynaklarının aktardığına göre, operasyonda Kudüs Gücü biriminin Suriye'deki faaliyetleri ve İsrail hedeflerine yönelik planlarla ilgili bilgi ve belgeler ele geçirildi.
İstihbarat operasyonunda ayrıca, güvenlik personelinin tasfiye edilmesine ve silah zoruyla sorgulanmasına tanıklık edilirken, internet sitesi planın uygulanmasına yerel ajanların da katıldığını bildirdi. 
Siteye göre İsrail istihbaratı, geçen yılın Ağustos ve Kasım aylarında başlayan kuzey sınırındaki patlayıcıların varlığına ilişkin soruşturmalar sırasında Kasım 2020'de Birim 840’ın varlığını belgeledi. 
Kaynak, Kudüs Gücü'nün bu biriminin dünya çapında terörizm için bir altyapı planlamak ve oluşturmaktan sorumlu olduğunu belirterek, Batı’nın hedeflerine karşı çalıştığını ve yabancı milis aktivistlerini işe alıp eğitmeye çalıştığını kaydetti.
Birime Sedir Bageri olarak bilinen Yezdan Mir başkanlık ediyor. Ayrıca Yezdan Mir’e sık sık İran ile Suriye arasında seyahat eden Muhtebi Haşimi ve Muhsin Muhammed eşlik ediyor.
Kaynaklar, bu birimin Şam dışında, Suriye Genel Güvenlik üssüne yakın bir şubesi olduğunu açıkladı. Siteye göre bu faaliyet aynı zamanda Suriye rejimi ile koordineli olarak yürütülüyor.



ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
TT

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, geçen hafta yaşanan kanlı mezhep çatışmalarının ardından Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’ya politikalarını gözden geçirmesi ve daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi çağrısında bulundu. Aksi takdirde uluslararası desteği kaybetme ve ülkenin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.

Barrack, özel görüşmelerde eş-Şera’ya savaş öncesi ordunun yapısını yeniden gözden geçirmesini, İslamcıların etkisini azaltmasını ve bölgesel güvenlik yardımı talep etmesini tavsiye ettiğini belirtti.

Beyrut'ta Reuters’a verdiği röportajda Barrack, hızlı bir değişiklik yapılmazsa eş-Şera'nın bir zamanlar onu iktidara taşıyan itici gücü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Eş-Şera, 13 yıldan fazla süren iç savaşın ardından, komutasındaki silahlı grupların aralık ayında Beşşar Esed'i devirmesinden sonra iktidara geldi.

Eş-Şera, Suriye'deki çok sayıda dini azınlık üyesini korumaya söz verdi. Ancak bu söz, önce mart ayında Esed'in mensubu olduğu Alevi mezhebine mensup kişilerin toplu katliamlarıyla, şimdi de güneybatıda yaşanan son şiddet olaylarıyla sınanıyor.

Güneydeki Suveyda vilayetinde Dürzi militanlar, Sünni Bedevi aşiretleri ve eş-Şera'nın kendi güçleri arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişinin öldüğü bildirildi.

Öte yandan İsrail, hükümet güçleri tarafından Dürzilerin toplu katliamına engel olmak için hava saldırıları düzenledi.

Hükümet güçleri Dürzilere karşı ihlallerde bulunmadı

Barrack, yeni hükümetin azınlıkların yönetim yapısına entegrasyonu konusunda ‘daha hızlı ve daha kapsayıcı’ olmayı düşünmesi gerektiğini söyledi.

Ancak Suriye güvenlik güçlerinin Dürzi sivillere karşı ihlallerde bulunduğuna dair haberleri de reddetti. DEAŞ militanlarının hükümet üniforması giymiş olabileceğini ve sosyal medyada yayınlanan videoların kolayca manipüle edilebileceğini, dolayısıyla güvenilir olmadığını belirtti.

Barrack, “Hükümet güçleri şehre girmedi. Yaşanan bu zulümler Suriye hükümet güçleri tarafından işlenmiyor. Onlar şehirde bile değiller. Çünkü İsrail ile şehre girmeme konusunda anlaştılar” ifadelerini kullandı.

Şera’nın varisi yok

ABD, geçen hafta ateşkesin sağlanmasına yardımcı oldu ve 13 Temmuz'da Bedevi aşiretleri ile Dürzi gruplar arasında çıkan çatışmalar sona erdi.

Barrack, Suriye'de yeni hükümet için bir halef veya alternatif planın olmaması nedeniyle risklerin çok yüksek olduğunu söyledi.

Barrack, “Suriye hükümetinde alternatif bir plan yok. Bu Suriye rejimi başarısız olursa, birileri başarısızlığa teşvik etmiştir. Ne amaçla? Ortada bir halef yok” dedi.

Libya'dan ‘daha kötü’

Suriye'nin Libya ve Afganistan'ın durumuna düşüp düşmeyeceği sorusuna yanıt olarak Barrack, “Evet, hatta dahada kötüsü” cevabını verdi.

ABD, İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarını desteklemediğini açıkladı ve Barrack, saldırıların Suriye'deki kaosu artırdığını söyledi.

Şam'daki mevcut yetkilileri tehlikeli radikaller olarak nitelendiren İsrail, hükümet güçlerini Suriye'nin güneybatısından uzak tutmayı ve bölgedeki Dürzi azınlığı korumayı taahhüt ediyor. İsrail'deki Dürzi mezhebinin çağrıları da Netanyahu hükümetini bu yönde teşvik ediyor.

Barrack, İsrail'e mesajının Suriye'nin yeni lideriyle ilgili endişelerini gidermek için diyalog kurması olduğunu ve ABD'nin endişelerin giderilmesine yardımcı olmak için ‘tarafsız arabulucu’ rolünü üstlenebileceğini belirtti.

Barrack, eş-Şera'nın iktidarının başında İsrail'in düşmanı olmadığını ve zamanı geldiğinde İsrail ile ilişkileri normalleştirebileceğini ima ettiğini söyledi.

ABD'nin Suriye'nin nasıl bir siyasi yapıya sahip olması gerektiğini dayatmadığını, ancak istikrar, birlik, adalet ve kapsayıcılık özelliklerine sahip olması gerektiğini ifade eden Barrack, “Eğer sonuçta federal bir hükümet kurulursa, bu onların kararıdır” dedi.