BAE: Hindistan’dan gelen ‘AstraZeneca’ aşısı ülkeye ulaştı

Dubai Emirliği’ndeki aşılama operasyonlarının bir kısmı (Reuters)
Dubai Emirliği’ndeki aşılama operasyonlarının bir kısmı (Reuters)
TT

BAE: Hindistan’dan gelen ‘AstraZeneca’ aşısı ülkeye ulaştı

Dubai Emirliği’ndeki aşılama operasyonlarının bir kısmı (Reuters)
Dubai Emirliği’ndeki aşılama operasyonlarının bir kısmı (Reuters)

Dubai Sağlık Otoritesi, aşı yaptıracaklar için çeşitli aşı seçimi fırsatı sunabilmek ve Kovid-19 salgınını kontrol altına almak için yapılan plan çerçevesinde, Hindistan’dan gelen AstraZeneca aşısının ilk sevkiyatının ülkeye ulaştığını duyurdu.
Geçtiğimiz Aralık ayında başlanan geniş aşılama kampanyası kapsamında, 120 aşı merkezi aracılığıyla AstraZeneca aşısının yanı sıra Pfizer-BioNTech ve Sinopharm aşısı da dağıtılacak. Ayrıca yetkililer, toplumun aşılama talebini karşılamak için birkaç merkez daha kurmayı planlıyor.
Dubai Sağlık Otoritesi adına, Tıbbi Destek Hizmetleri ve Hemşirelik (Medical Support Services and Nursing) Müdürü ve Kovid-19 Aşılama Yönlendirme Komitesi Başkanı Dr. Feride Al-Khaja, AstraZeneca aşısının isteyen herkese verileceğini açıkladı.
Sağlık Otoritesi, tüm vatandaşları, aşı olmaları ve toplumun sağlığını korumak için verilen mücadeleyi güçlendirmenin yanı sıra yıl sonuna kadar Dubai’de ikamet eden vatandaşların tamamını aşılama kampanyasına destek vermeleri için teşvik etti.
Pazartesi günü BAE Sağlık Bakanlığı, son 24 saatte 123 bin 740 doz aşı yapıldığını açıklamıştı böylece ülkede düne kadar yapılan toplam aşı sayısı 3,5 milyon dozu aştı. Aşının dağıtılma oranı 36.04 doz olarak kaydedildi.
Sağlık Bakanlığı söz konusu girişimlerin, bakanlığın ‘Kovid-19’ aşısını sağlama planına uygun ve salgını kontrol altına alarak, vaka sayısını azaltmaya yardımcı olacak olan aşı ile bağışıklık kazanma çabası eşliğinde geldiğine işaret etti.
BAE’de son zamanlarda hızlı yayılan koronavirüs salgınını engelleme çabaları çerçevesinde, lokanta ve kafelerde herhangi bir eğlence etkinliği düzenlenmeden en geç gece saat 01:00’a kadar kapıların kapatılması kararı almıştı.
Yapılan açıklamada, dün (Salı) yürürlüğe giren önlemlerin, ilgili makamlarca duyurulan ve uyulması önerilen tedbirlerin ihlal edilmesi sonucunda günlük raporda gözle görülür bir artış olmasının ardından alındığı vurgulandı.
Yetkililer, kapalı salon ve mekanların içindeki sinema, gösteri yerleri, aktiviteler ve eğlence etkinliklerindeki kişi sayısını yüzde 50’ye düşürürken, aynı zamanda otellere, toplam doluluk oranının yüzde 70’ini aşan yeni rezervasyon yaptırmamalarını zorunlu kıldı.
 



Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
TT

Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)

İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların İran'a da sıçramasıyla Ortadoğu'da topyekun savaş riski her geçen gün artıyor. 

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın analizinde, Sünni bir koalisyon oluşturan Körfez ülkelerinin İran'a ya da onun desteklediği milislere doğal olarak sıcak yaklaşmadığı belirtiliyor.

Guardian'ın diplomasi editörü Patrick Wintour'un kaleme aldığı analizde, Körfez ülkelerinin İsrail'in İran'a karşı saldırıları artırmasını istemediği ve gerilimi düşürmek için ABD'nin devreye girmesini talep ettiği aktarılıyor. 

Irak, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının bölgede istikrar ve refaha giden tek yol olduğunu vurguladığı belirtiliyor. 

Ayrıca analizde, Körfez ülkelerinin Filistinlilere insani yardım ve siyasi destek dışında bir şey sağlamamaya yönelik ortak stratejilerini değiştirmeyeceği savunuluyor. 

Son çatışmaların ardından İsrail'in misilleme olarak İran'daki petrol altyapısını ve nükleer tesisleri hedef alabileceği de öne sürülüyor. Wintour, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin (GCC) bu olasılıktan epey tedirgin olduğunu aktarıyor. 

GCC'nin Lübnan'daki saldırılarını durdurması için İsrail'e çağrı yaptığı fakat İran'in İsrail'e misillemesini destekleyen bir açıklamada bulunmadığına işaret ediliyor. 

Analizde, İsrail'in saldırılarını genişletmesiyle Körfez ülkelerinin bir ikilemle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. Bir yandan İran'ın bölgedeki etkisinin uzun vadede zayıflaması, burada sadece İsrail'in egemen olduğu istikrarsızlaştırıcı bir güç boşluğu yaratabilir. Diğer yandan bu boşluk, Körfez ülkeleri için İran'ın zayıflığından faydalanma ve Tahran'ın desteklediği milisleri geri püskürtme fırsatı yaratabilir. 

Analize göre İran'ın zayıflaması, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'ye Tahran destekli grupları dizginlemesi için daha fazla alan sağlayabilir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Lübnan'daki nüfuzunu yeniden kazanabilir.

Wintour, en önemli denge unsurunun Suudi Arabistan-İran ilişkileri olduğunu belirtiyor. İki ülke, Çin'in ev sahipliğiyle 10 Mart 2023'te bir araya gelerek ilişkileri normalleştirme kararı almıştı. 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkiler tekrar başlatılmıştı.

Berlin merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin pazartesi yayımladığı raporda da Riyad ve Tahran arasındaki ilişkilerin bölgede barışı sağlamaya yönelik kilit önem taşıdığına dikkat çekilmişti.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal Bin Ferhan'la Katar'da dün yaptığı görüşmede, İsrail'in bölgedeki saldırganlığına karşı İslam ülkelerine birlik çağrısı yapmıştı.

İsrail'in bir sonraki adımı ne olacak?

İsrail'in önce Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, sonra da Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran da aylardır beklenen misillemeyi salı gecesi yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylerken, ABD de Tel Aviv yönetimine destek veriyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN, "bölgesel savaşın fiilen başladığını" yazıyor. Kimliğinin açıklanmamasını isteyen İsrailli bir eski üst düzey askeri yetkili, Tel Aviv yönetiminin seçeneklerini değerlendirdiğini belirtiyor. 

Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, İran'a kapsamlı saldırı düzenlenmesini savunuyor fakat CNN'e konuşan yetkili, Tel Aviv'in fevri davranmayacağını ve daha ölçülü bir saldırı planı yapabileceğini öne sürüyor. 

Öte yandan Amerikan gazetesi New York Times (NYT), İsrail ordusunun İran'a güçlü bir misilleme düzenleyebileceğini yazıyor. İsrail'in Ulusal Güvenlik Konseyi'nde İran stratejisinden sorumlu eski yetkili Yoel Guzansky, şunları söylüyor: 

İsrail'de ordu, savunma uzmanları, analistler ve siyasetçiler arasında İran'ın saldırısına güçlü şekilde karşılık verilmesine dair fikir birliği var.

NYT'ye konuşan yetkililer, Tel Aviv'in misillemeye yönelik kararını büyük ihtimalle cuma akşamı Roş Haşanah'ın sona ermesiyle vereceğini belirtiyor. Roş Haşanah'ta Yahudiler, İbrani takvimine göre yeni yılın gelişini kutluyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times, CNN