Hac ve Umre deneyimini geliştirme noktasında Suudi çabaları sürüyor

Suudi yetkililer Hac ve Umre deneyimini iyileştirmenin yollarını görüşürken, bilimsel çalışma sonuçlarını kalabalık yönetimi ve benzeri başlıklarda uygulanmanın ve yaygınlaştırmanın yanı sıra, hacılara hizmetle ilgili paydaşlar ve sektörler arasında etkili iletişim kanallarının oluşturulmasını hedefliyor.
Mekke Emiri Prens Halid el-Faysal üç başlığa dayanan Hac, Umre ve Ziyaret Araştırmaları Forumu’nun 20’inci oturumunu dün (Salı) başlattı.
Söz konusu başlıklardan birincisinde, Hac, Umre ve ziyaret sisteminde sunulan hizmet ve imkanlarla deneyimlerin iyileştirilmesi, hacıların katıldıkları gezi, alışveriş, eğitim ve eğlence etkinlikleriyle, muhtelif bilimsel ve kültürel faaliyetlerin aktif hale getirilmesi görüşülecek.
İkinci oturum tüketimi rasyonelleştirirken yerli üretimi artırma noktasında ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürebilirlik, çevre kirliliğinin azaltılması ve temiz enerji araştırmalarının desteklenmesi gibi konuları ele alacak.
Üçüncü oturum ise tesis ve altyapı kapasitelerinin artırılmasına yönelik çalışmaları ele alacak.
Suudi Arabistan Eğitim Bakanı Dr. Hamad Al eş-Şeyh, Ümmü’l Kura Üniversitesi tarafından organize edilen forumun Hadimu’l Harameyn Hac ve Umre Araştırmaları Enstitüsü tarafından sanal ortamda gerçekleştirileceğini söyledi. Rahman’ın misafirlerine verilecek olan hizmetin iyileştirilmesinin hedeflendiği forum, katılan birçok uzman ve araştırmacıya Hac ve Umre ibadetlerini kolaylaştırma noktasına ilişkin araştırma ve bilimsel çalışmalarını sunma fırsatı ile deneyim alışverişinde bulunma imkanı tanıyor.
Al eş-Şeyh açılış oturumunda, “Enstitü kadro geliştirme noktasında en önemli dijital eğitim platformlardan birini hayata geçirdi. Ayrıca birçok Suudi üniversitesi ile işbirliği içerisinde hacılara sağlanan hizmetlerden memnuniyeti ölçme noktasında yıllık bir proje sunuyor.”
Eş-Şeyh ayrıca, Enstitü’nün son 40 yıl içerisinde araştırmalar, belgeler ve haritalarla dolu zengin bir bilgi bankası oluşturan, tarihi bir kayıt sağladığını belirtti.
Eğitim Bakanına göre, forumda sunulan bilimsel makale sayısı Hac ve Umre’de yönetim ve ekonomi, farkındalık ve bilgi, çevre ve sağlık, bilgi teknolojisi ve uygulamaları, şehircilik ve mühendislik uygulamaları, hacda devlet kurumlarının çabaları ve deneyimleri gibi konuları ele alan özenle seçilmiş 100’den fazla makaleyi içeriyor. Bu kapsamda devlet ve özel sektörden katılan söz konusu kurumların sayısı 25 ‘i geçiyor.
Ümmü’l Kura Üniversitesi tarafından organize edilen ve Hadimu’l Harameyn Hac ve Umre Araştırmaları Enstitüsü tarafından sanal ortamda gerçekleştirilecek olan forum, Rahman’ın misafirlerine verilecek hizmetin iyileştirilmesi noktasındaki kararların desteklenmesine katkı sağlayacak.
Hadimu’l Harameyn Hac ve Umre Araştırmaları Enstitüsü Sorumlusu Dr. Fazıl Osman, ilk günkü oturumda, “yaşlı ve hasta kişiler için tavaf ve sa’y ibadetleri esnasında kullanabilecekleri yüksek kapasiteli kendi kendine giden araçlar” projesi önerisinde bulundu.
Osman, “Söz konusu proje, Suudi Arabistan’ın daha fazla Hac ve Umre ibadetçisini ağırlamak istemesi noktasında, bu konuda alternatif üretilmesi ve projelerin genişletilmesine teşvik içindir. Tavaf ve sa’y için hala kişi sınırlaması olduğundan bu araçlar zamandan tasarruf edecek ve kapasiteyi artırmaya olanak sağlayacak” dedi.
Mescidi Nebevi Genel İdare Başkanlığı Kadın İşleri Genel Başkan Yardımcısı Dr. Fatıma er-Raşud yaptığı açıklamada, Mescidi Haram’da kadınlara ve çocuklara sunulan hizmetlere vurgu yaparak, “Mescidi Haram’da çok sayıda kadın olması garip değil. Kadın ibadethanelerindeki kapasitenin artırılması ve hizmetlerin geliştirilmesindeki istikrarlı artış, iyi ve dikkatli bir planlama gerektiriyor” dedi.
Er-Raşud açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Salgın yılı hariç, son 4 yılda yurt dışından Hac ibadetini yerine getirmek için gelen kadınların sayısında yaklaşık yüzde 52,5’lik bir artış gözlemlendi. Yurt içi ve yurt dışından gelen kadınların yüzdesi 44,4’lere ulaştı. Hac ve Umre Bakanlığı istatistik raporuna göre, Umre için gelenlerde yüzde 7’lik bir artış yaşandı.”
Forum, bugün, Suudi Arabistan’ın, “Kovid-19” salgınının Hac ve Umre ziyaretlerine etkisiyle mücadelesindeki başarı öyküsüne odaklanacak olan büyük bir oturumla tamamlanacak. İki gün boyunca sürecek olan forumda, 15 oturumda hacıların ve ziyaretçilerin deneyimlerini iyileştirmeye yönelik toplamda 38 konu tartışılacak. Hac ve Umre sisteminin gelişimine katkıda bulunan, ibadetleri kolaylaştırmayı ve hacılara akıllı hizmetler sunmayı amaçlayan bilimsel makaleler ve araştırma önerilerine de yer verilecek.

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.

Hac ve Umre deneyimini geliştirme noktasında Suudi çabaları sürüyor