Nicole Kidman, Şarku’l Avsat’a konuştu: 'Samimi ve duygusal bir kadınım, takım çalışmasını seviyorum'

Nicole Kidmanı rol aldığı The Prom (Mezuniyet Balosu) filminden bir kare.
Nicole Kidmanı rol aldığı The Prom (Mezuniyet Balosu) filminden bir kare.
TT

Nicole Kidman, Şarku’l Avsat’a konuştu: 'Samimi ve duygusal bir kadınım, takım çalışmasını seviyorum'

Nicole Kidmanı rol aldığı The Prom (Mezuniyet Balosu) filminden bir kare.
Nicole Kidmanı rol aldığı The Prom (Mezuniyet Balosu) filminden bir kare.

Thomas Vinterberg’in, bir buluşmada alkol içen 4 kişinin dağınık iç dünyalarının ortaya çıkmasını konu alan filmi Another Round (Körkütük) sonrasında, The New Yorker eleştirmeni Anthony Lane, The Prom (Mezuniyet Balosu) için kaleme aldığı yazının girişinde şunları söyledi:
“Bu filmi izlemeden önce damarlarınıza ne kadar alkol girmesi gerekiyor? Bunu tahmin etmek kolay değil.”
Lane aynı alaycı havayla devam etti: “Ölümcül bir hata yaptım; sarhoş değilken izledim.”
Lane, yeterince komedisi olmayan bir komedi, iki saatten uzun süren basit konulu hikaye, bir okulun eşcinsel bir öğrencinin baloya katılmasını yasaklama kararını protesto etmek için Indiana’ya gitmek üzere New York'tan ayrılan üç kişi (Nicole Kidman, Meryl Streep ve James Cordon) içeren olay örgüsü ile filmin nasıl bakılırsa bakılsın standartların altında olduğunu düşünen tek eleştirmen değildi.
Elbette, Variety dergisi film eleştirmeni Owen Gleiberman ve The Guardian film eleştirmeni Peter Bradshaw gibi filmi çok beğenenler de var.
Beğenenler arasında, filmi “En İyi Komedi Filmi” adayları arasına dahil eden, birçok Hollywood Foreign Press Association (Hollywood Yabancı Basın Birliği) üyesi de bulunuyor. Ancak ironi, filmin bu adaylık listesine katılması değil. Kidman’ın adı bir dizide veya TV filminde en iyi kadın oyunculuk ölçeğinde parlasa da filmin iki kahramanı, Nicole Kidman ve Meryl Streep'in adaylık töreninden eli boş dönmesi oldu.
Oyuncu, bir katili gerçek doğasını bilmeden tedavi etmeye çalıştıktan sonra kendisini ve ailesini tehlikede bulan bir psikiyatrist rolünü oynadığı polisiye dizisi The Undoing’deki oyunculuğu ile parladı.
Bu film ve dizi Nicole Kidman’ı seyircilere iki farklı görüntüde sunuyor. The Northman adlı yeni filmini de listeye dahil ettiğimizde, 53 yaşındaki oyuncunun halen çalışmalarının ve güzelliğinin zirvesinde olduğunu görüyoruz. Nicole Kidman, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği özel röportajda oyunculuktan yapımcılığa, yönetmenlerden kariyerine kadar birçok başlıkta soruları cevapladı.

Daha iyi bir performans için

- 60’a yakın filminiz, 15'in üzerinde TV yapımınız ve kendi yapımcılığını yaptığınız filmleriniz ile çalışmalarınız var. Bir oyuncu ve bir yapımcı olarak kariyerinizi ilerletirken ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Meselenin, her oyuncunun özel seçimleri olduğunu düşünüyorum. Bana gelince; benim seçimim sevdiğim mesleğe devam etmek. yani oyunculuğa, seçtiğim işlerle onu korumak için de yapımcılığa geçtim. Zorluk, bahsettiğim gibi neyi temsil etmek veya ne üretmek istediğimi seçmek. Bence buradan kaynaklanıyor. (Parmağını sağ şakağına yaklaştırıyor.)

-Rol alacağınız yapımın yönetmeninin kim olacağını da seçimlerinize dahil ediyor musunuz?
Kesinlikle. Daha önceye göre daha fazla. Ayrıca sinemada da televizyondan daha çok. Sinemada size gönderilen senaryoyu nasıl gerçekleştireceğini bilen bir yönetmenle çalışmak istersiniz. Senaryo güzel ama şu ya da bu yönetmen bunu nasıl uygulayacak? Filminde gözükecek sonucu etkileyeceğini bildiğim yönetmenler ile çalışmaya çalışıyorum. “The Prom” filminde Ryan Murphy’nin (Yönetmen) uzmanlığına güvenebileceğime dair bana güvence veren bir deneyimi vardı.

- İlk defa birlikte çalıştınız. Teknik kararlarına müdahale ettiniz mi?
Hayır. Ne ona da diğer yönetmenlere böyle bir müdahalem olmadı.

-Bazı film yıldızları bunu yapıyor, bu nedenle sordum...
Bir görüşü ifade etmek ile müdahalede bulunmak arasında fark var. Yönetmen genellikle ne yapmak istediği konusunda oyuncularına ayrı ayrı danışır. Bu oyuncunun fikrini ifade etmesi için bir fırsattır.

-Ryan Murphy’de bulduğunuz sanatsal nitelikler neler?
Yönettiği oyunları izliyordum. Bir keresinde kendisiyle çalışmak istediğimi söylemiştim. Need adında bir film projemiz vardı ama gerçekleşmedi. Aktör konusunda uzman biri. Bence bu tiyatroda başarılı bir şekilde çalışan herkes için şart. Bana göre ise elimden gelenin en iyisini yapmama yardım edeceğine güvenebileceğim biri.

- The Prom’da güzel bir dans gösterisi yapıyorsunuz. Bu dansın provaları nasıl geçti?
Uzun bir zaman aldı. Bana yardım etmesi için Broadway’de çalışan bir öğretmen olarak işe alınana kadar “Bob Fosse Stili” (Bob Fosse, “Cabaret” de dahil olmak üzere birçok başarılı müzikal filmin yönetmeniydi) denen şey hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Her gün eğitim için saatler ayırıyorduk ve çok zordu. Ama gerekliydi.

-Bu eğitimin başlangıçta düşündüğünüzden daha zor olduğunu düşündünüz mü?
Elbette. Eğitimi tamamlamamayı ciddi olarak düşündüğüm noktaya geldim. Çekilmeyi, bunun benim için çok fazla olduğunu düşündüm. Bale yapabilirim ama Bob Fosse tarzında dans etmek çok zordu. Ama zorluklara teslim olan biri değilim.

- Bu tarzın özellikleri neler? “Cabaret”, “All That Jazz” ve “Lenny” filmlerini izledim ama Fauci’yi bir kalıba koymak benim için zordu...
Biliyorum. Bahsettiğiniz filmlerinden kesitler izlemem gerekiyordu. Sırtı nasıl kullandığını gözlemledim. Örneğin ayakta durduğunuzda, başınızın ve omuzlarınızın sırtınızla ilişkisi vardır. Özellikle başınızı nasıl yönlendirdiğiniz ve nasıl düz duracağınızın... Her şeyin ayrıntılı bir şekilde olması gerekiyor. Çünkü yapacağınız dans hareketinin üzerine inşa etmek için bu “tekniği” kullanacaksınız. Elbette bunu ikinci defa yapmak isteyip istemediğimi bilmiyorum ama faydalı bir deneyimdi.

İrlanda Kraliçesi
Burada (The Northman) çok yüksek bir özgüvene sahip olan bir kadın rolü ortaya koydunuz… Belki de narsisizm noktasına varan. Daha önce birçok kez röportaj yaptık. Bunun karakteriniz olmadığını biliyorum. Ayrıca filmde bu eğilimi neredeyse haklı çıkaran olumlu bir gerekçe var...
Şahsen ben narsist eğilim veya aşırı benlik saygısının destekçisi değilim. Bence bu kişiye olduğu kadar işteki veya özel hayattaki çeşitli ilişkilerine de zarar verebilir. Bu eğilim, başkalarıyla iyi iletişim kuramamanıza neden olur. Yararlı bir sosyal ve insani görev bulmanızı engeller.

-Takım çalışmasına inandığınızı söylediğinizde bahsettiğiniz sebep bu muydu?
Tamamen. Narsisizm, özellikle de bir oyuncu tarafından yapılıyorsa yıkıcıdır. Bu yüzden kendimi her zaman birlikte çalıştığım grubun ortasında ve herkese yakın bir mesafede bulmayı seviyorum. Hayatın siz olmadığını keşfediyorsunuz. Yaptığınız iş siz değilsiniz, aksine iştesiniz ve her şey ortak bir yolda oluyor. Bir oyuncunun topluma nasıl entegre olacağını herkesten daha fazla bilmesi gerekir. Ben samimi ve duygusal bir kadınım. Takım çalışmasını çok seviyorum.

 -“The Northman” filmindeki deneyiminiz nasıldı? Sanırım Kuzey İrlanda’da çekildi…
Evet. Büyükannem ve büyükbabamdan gelen İrlanda köklerim var. 1839'da Avustralya'ya göç ettiler. Ancak yine de uygun İrlanda rengini taşıyorum (gülüyor).

- Peki; Vikingler açısından film deneyimin nasıldı ve bu yolculuk koronavirüs prosedürleri ortasında nasıl ilerledi?
Bu filmden çekilmeyi düşündüm. Seyahat öncesinde ve sırasındaki tüm bu işlemler, çekimler,  yılın bu zamanında sadece birkaç saat parlayan güneş ve soğuk... Ama çekilme fikrini kabul etmedim. Kendime sanatçı olduğumu, bunun işim ve görevim olduğunu söyledim. Oraya ulaştıktan sonra bile bu filmi kabul ederek doğru olanı yapıp yapmadığımı sorgulamaya devam ettim (gülüyor).

-Bunu sorgulamaya ne zamana kadar devam ettiniz?
Çekimlerin ilk günlerinde at sürene kadar. Ata bindim ve her şey değişti. Kendimi iyi hissettim. Savaşçıların o zamanlar kuşandığı metal elbiselerden giyiyordum. Etrafımdaki dağlara baktım, talimatların ve hazırlıkların bitmesini bekleyen kameraya baktım ve kendime şöyle dedim: Evet, yapabilirim.

- Bir Viking ruhunuz var o zaman…
Kesinlikle. Ben filmdeki Kraliçe Gudrun’um ve birinci sınıf bir dövüşçüyüm. Bir kılıç taşıyorum ve düşmanlara karşı saldırılara katılıyorum. Dikkat edin. (Gülüyor)

-Yıllar geçtikçe oyunculuk daha zor bir hale geliyor mu? Demek istediğim; oyuncunun eskisinden daha fazla odaklanmaya veya duygularla dalmaya ihtiyacı oluyor mu?
Annem bana küçüklüğümden beri her zaman duygularımın yoğun olduğunu söylerdi. Beni rahat ettiren şey samimiyettir. Mekanın, anıların ve insanların samimiyetidir. Mesleğimden uzak, hayatlarını bir oyuncunun genellikle sahip olmadığı, mükemmel sakinlikteki sıradan insanlarla buluştuğumda rahatlıyorum. Çünkü oyunculuk daima birçok sorumluluk gerektiriyor. Özellikle de iş ile ilgili.
- “The Undoing” isimli dizinin hem yapımcısı hem de başrolüsünüz. Bu sizi, kendiniz için istediğiniz fazladan bir iş fırsatı olarak televizyona mı yönlendiriyor yoksa normal yolunuzun dahilinde mi yer alıyor?
Bu hem bir fırsat hem de doğal bir yol. Daha önce de belirttiğim gibi yapımcı olmam seçimlerimi destekliyor. Oyuncunun gerçekten rolden önce oynamak istediği his hakkında bir fikri vardır. Çok fazla bir şey okumadan bile onu biraz anlar.

-Son olarak, kızlarınız oyuncu olmak istediklerini söylediler mi?
İstekleri var. Aslında en büyük kızım kendi filmlerini yönetmeye ve yazmaya başladı. Benden ya da kız kardeşinden projelerinde rol almamızı istemediğini fark ettim. Ama bunun için mutluyum. Çünkü bağımsız olarak ayaklarının üzerinde durmak istiyor.

- İrlanda'da sizinle birlikteler mi?
Maalesef hayır. Oyunculuğun seyahat protokolleri, ailesini getirmesini yasaklıyor. Ama önceden evet, sık sık bana eşlik ediyorlardı.. Orada olmalarına ihtiyacım vardı... Nedenini biliyor musun? Bir oyuncu için ailesininkinden daha iyi bir destek olamaz.



Arkeologlar, 2 bin yıllık gizemli cinayeti ortaya çıkardı

Arkeologlar, Sandi Toksvig'in programının çekimleri sırasında 2 bin yıllık gizemli cinayeti açığa çıkardı (Bournemouth Üniversitesi)
Arkeologlar, Sandi Toksvig'in programının çekimleri sırasında 2 bin yıllık gizemli cinayeti açığa çıkardı (Bournemouth Üniversitesi)
TT

Arkeologlar, 2 bin yıllık gizemli cinayeti ortaya çıkardı

Arkeologlar, Sandi Toksvig'in programının çekimleri sırasında 2 bin yıllık gizemli cinayeti açığa çıkardı (Bournemouth Üniversitesi)
Arkeologlar, Sandi Toksvig'in programının çekimleri sırasında 2 bin yıllık gizemli cinayeti açığa çıkardı (Bournemouth Üniversitesi)

Britanya'nın geçmişindeki sırları gün yüzüne çıkaran Channel 4'daki yeni televizyon programının çekimleri sırasında arkeologlar, Dorset'teki bir Demir Çağı yerleşimine 2 bin yıl önce gömülen ergen bir kızın "gizemli cinayetini" ortaya çıkardı.

TV siması Sandi Toksvig ve Bournemouth Üniversitesi arkeoloğu Miles Russell, "Hidden Wonders" adlı programının ilk bölümünü çekerken, Romalılardan önce Dorset kırsalında yaşayan Durotriges adlı bir kabilenin evlerini ve mezarlığını keşfetti.

Araştırmacılar kazı alanının bir bölümünde, bir çukura yüzüstü gömülmüş ergen bir kızın iskeletini buldu.

Daha detaylı analizler, genç kızın kollarında ve gövdesinin üst kısmında, muhtemelen ölümünden önceki şiddet eylemlerinden kaynaklanan hasarlar olduğunu ortaya koydu. O zamanlar birini yüzüstü gömmek yaygın bir uygulama olmadığından ve ölen kişi mezara özenle yerleştirildiğinden, araştırmacılar kızın muhtemelen kurban edildiğinden şüpheleniyor.

Metro'ya konuşan sunucu "Sonunda yüzünü ışığa çevirdiğimde sanki bana bakıyormuş gibi hissettim... O anda, beklenmedik bir şekilde gözyaşlarına boğuldum" dedi.

"Ağlamamı durduramadım. O kişinin başını ellerimde tutmak hayatımın en büyük ayrıcalıklarından biriydi" diye konuştu.

Dr. Russell, "Ekip, bunun bir insan kurban olabileceğini duyduğunda bilhassa şoke oldu ancak Sandi'nin arkeolojiye yönelik ilgisinden, ortaya çıkarılanlardan derinden etkilendiği açıktı" dedi.

Toksvig, kalıntılarla "çok dikkatli bir şekilde" ilgilenildiğini söylüyor. Toksvig, Cambridge Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji bölümünden mezun olduktan yaklaşık 40 yıl sonra 4 alandan elde ettiği bulguları sunacak.

Alandaki kazılarda ortaya çıkarılan kanıtlar kabileye, ritüellerine ve yaptıkları alet-edevat türlerine ışık tutuyor.

Kazılarda yer alan Bournemouth Üniversitesi arkeoloğu Dr. Russell şöyle diyor: 

Genellikle Roma tarzındaki bulgular, Roma'yla geleneksel Demir Çağı adetlerinin karışımını sergiliyordu. Bu da bize bu insanların 2 bin yıl önce nasıl yaşayıp öldüklerine dair bir fikir verdi.

Mezar alanından alınan örneklerin DNA analizi, Demir Çağı'ndaki Durotriges kabilesinin anaerkil bir toplum olduğuna işaret ediyor.

Araştırmacılar bu kabilede kadınların muhtemelen toprak sahibi olduğunu, erkeklerinse Britanya ve Avrupa'nın kuzeybatısındaki çeşitli yerlerden geldiğini belirtiyor.

Arkeologlar ayrıca DNA kanıtlarını kullanarak kabile soyunu tek bir kadına kadar izlemeyi de başardı.

Araştırmacılar bugüne kadarki kanıtlara dayanarak toplulukların, ailelerin anneleri etrafında şekillendiğini ve erkeklerin kadınlarla yaşamaya davet edildiğini söylüyor.

Dr. Russell "Bu, Batı Avrupa tarih öncesi döneminde anasoylu toplulukların kanıtlarının ilk kez belgelendiği anlamına geliyor" diyor.

Independent Türkçe


Adolescence'ın yönetmeninden yeni dizi: Başrolde Adam Driver

41 yaşındaki Amerikalı oyuncu Adam Driver, 2020'de Noah Baumbach imzalı Marriage Story'deki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmişti (Netflix)
41 yaşındaki Amerikalı oyuncu Adam Driver, 2020'de Noah Baumbach imzalı Marriage Story'deki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmişti (Netflix)
TT

Adolescence'ın yönetmeninden yeni dizi: Başrolde Adam Driver

41 yaşındaki Amerikalı oyuncu Adam Driver, 2020'de Noah Baumbach imzalı Marriage Story'deki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmişti (Netflix)
41 yaşındaki Amerikalı oyuncu Adam Driver, 2020'de Noah Baumbach imzalı Marriage Story'deki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmişti (Netflix)

Adam Driver, Netflix'in yeni rehine draması Rabbit, Rabbit'te başrolü üstlenecek.

Dizinin senaryosunu Hırsızlar Şehri (The Town) ve The Batman gibi filmlerle tanınan Peter Craig kaleme alırken, yönetmen koltuğunda Adolescence'la Emmy kazanan Philip Barantini oturuyor. Yapım, bağımsız film ve televizyon stüdyosu MRC tarafından hayata geçiriliyor.

Rabbit, Rabbit, polis tarafından köşeye sıkıştırılan firari bir mahkûmun, özgürlüğünü geri kazanmak için insanları rehin almasını konu alıyor. Ancak bu çatışma kısa sürede "rehineleriyle arasında kontrolden çıkan bir sosyal deneye" ve "taktiksel empati" eğitimi almış deneyimli bir FBI müzakerecisiyle tehlikeli bir psikolojik savaşa dönüşüyor.

Netflix, dizinin doğrudan sipariş edildiğini ve projeyi kazanmak için diğer yayıncılarla "son derece rekabetçi" bir süreç yürütüldüğünü açıkladı.

Craig, dizinin yaratıcısı, senaristi ve yürütücü yapımcısı olarak görev yaparken; Barantini ve Adam Driver da yapımcı kadrosunda yer alıyor.

Craig, gişe rekortmeni Top Gun: Maverick'in senaryosunu yazmış ve Dope Thief adlı Apple TV dizisini yaratmıştı. Kariyerine Ben Affleck'in yönettiği Hırsızlar Şehri'nin senaryosuyla başlamıştı.

Oyunculuktan yönetmenliğe geçen Barantini, Kardeşler Takımı (Band of Brothers), Çernobil (Chernobyl) ve Ned Kelly gibi yapımlarda rol aldı. İlk uzun metraj filmi Kötü Adam'ın (Villain) ardından, tek plan çekim tekniğiyle çektiği Patlama Noktası (Boiling Point) büyük övgü toplamıştı. Aynı formatı kullandığı 4 bölümlük Netflix dizisi Adolescence ise 13 Emmy adaylığı kazanmış, 8 ödül almıştı.

Adam Driver ise Yıldız Savaşları (Star Wars) serisindeki Kylo Ren rolüyle tanınıyor. Ayrıca Marriage Story, Ferrari, Gucci Ailesi (House of Gucci) ve HBO dizisi Girls'deki performanslarıyla da övgü toplamıştı.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter


17 yıl, 16 kurban: Netflix'in İtalyan dizisi sosyal medyayı sallıyor

Floransa Canavarı'nda yetkililer, 1968'de işlenen bir cinayeti masaya yatırarak çiftleri hedef alan meşhur bir seri katili bulmaya çalışıyor (Netflix)
Floransa Canavarı'nda yetkililer, 1968'de işlenen bir cinayeti masaya yatırarak çiftleri hedef alan meşhur bir seri katili bulmaya çalışıyor (Netflix)
TT

17 yıl, 16 kurban: Netflix'in İtalyan dizisi sosyal medyayı sallıyor

Floransa Canavarı'nda yetkililer, 1968'de işlenen bir cinayeti masaya yatırarak çiftleri hedef alan meşhur bir seri katili bulmaya çalışıyor (Netflix)
Floransa Canavarı'nda yetkililer, 1968'de işlenen bir cinayeti masaya yatırarak çiftleri hedef alan meşhur bir seri katili bulmaya çalışıyor (Netflix)

Cadılar Bayramı sezonu resmen başladı ve sizi korkutacak bir dizi arıyorsanız, Netflix'in yeni yapımı tam size göre olabilir.

4 bölümlük suç draması, İtalya'nın ilk seri katilinin hikayesini konu alıyor ve izleyicileri şimdiden epey ürkütmüşe benziyor. 

Floransa Canavarı (Il Mostro) adlı dizi ekimde platformdaki yerini aldı ve kısa sürede sosyal medyada gündem oldu. Bazı izleyiciler, bölümleri yalnız izlememeleri konusunda diğerlerini uyardı.

İzlenme listelerinde hızla zirveye çıkan dizi, 1968'den 1985'e kadar 17 yıl boyunca 16 kişiyi öldüren katilin hikayesini merkezine alıyor. İlk bölüm, arabadaki iki gencin vahşice öldürüldüğü bir sahneyle açılıyor ve bu olay dizinin genel atmosferini belirliyor.

Yayın devinin resmi özetinde dizi şu ifadelerle tanıtılıyor:

8 çifte cinayet. 17 yıllık dehşet. Hep aynı silah: 0.22 kalibrelik Beretta. Ülke tarihinin ilk ve en vahşi seri katiline yönelik en uzun ve en karmaşık İtalyan soruşturmalarından biri.

Diziyi izleyenler sosyal medyada yapımı övgü yağmuruna tutarken, birçok kişi korkudan ekran başında zor anlar yaşadığını itiraf etti.

Bir izleyici X'te şöyle yazdı:

Netflix'teki Floransa Canavarı'na bir şans verin. Gerçekten akıl almaz bir hikaye!

Bir diğeri ise, "Floransa sokakları bir kez daha lanetleniyor. İtalya'nın ilk seri katilinin ürpertici hikayesi yeni bir nesli korkutmaya geliyor. Sakın tek başınıza izlemeyin" ifadelerini kullandı.

Başka bir yorumda, "Netflix'in Floransa Canavarı dizisinin iki bölümünü izledim ve rahatlıkla son 10 yılın en iyi gerçek suç yapımı olduğunu söyleyebilirim. Gerçekçi, sade ve tüyler ürpertici. Mutlaka orijinal İtalyanca dilinde, altyazıyla izleyin" ifadeleri yer aldı.

Bir izleyici de "Harika oyunculuklar, etkileyici sinematografi ve müzikler. Yavaş ilerliyor ama son derece sürükleyici" diye ekledi.

Gerçek bir hikayeye dayanan Floransa Canavarı, bugüne dek üç farklı kişinin cinayetlerle suçlandığı ancak gerçek katilin hâlâ bulunamadığı bir davayı merkezine alıyor.

Independent Türkçe, Express, HELLO!