Fosil avcısı kardeşler, tarihöncesinden kalma dev bir kemik buldu

Kardeşler, buldukları fosilin boyutu karşısında şaşkınlığa uğradı (Joe ve Luke Ferguson / BBC)
Kardeşler, buldukları fosilin boyutu karşısında şaşkınlığa uğradı (Joe ve Luke Ferguson / BBC)
TT

Fosil avcısı kardeşler, tarihöncesinden kalma dev bir kemik buldu

Kardeşler, buldukları fosilin boyutu karşısında şaşkınlığa uğradı (Joe ve Luke Ferguson / BBC)
Kardeşler, buldukları fosilin boyutu karşısında şaşkınlığa uğradı (Joe ve Luke Ferguson / BBC)

Britanya'da iki amatör fosil avcısı kardeş, Wight Adası'nın bir sahilinde tarihöncesi dönemden kaldığı düşünülen dev bir fosilleşmiş kemik buldu.
Luke Ferguson ve Joe Ferguson, 1 metre uzunluğundaki kemiği 27 Ocak'ta fırtınanın ardından Brighstone Sahili'ne indiklerinde buldu.
Uzmanlar fosilin yüz binlerce yıl önceden kalmış olabileceğini ve Palaeoloxodon antiquus türünden bir fil ya da bir mamuta ait olabileceğini düşünüyor.
Bu fillerin yaklaşık 4 metre boyunda ve 11-15 ton ağırlığında olduğu ve 781 bin ila 30 bin yıl önce yaşadığı düşünülüyor. Mamutlarınsa soyu yaklaşık 4 bin yıl önce tükenmişti.
Ancak Kovid-19 pandemisine karşı uygulanan tecrit nedeniyle şu anda bilim insanlarının daha detaylı bir inceleme yapabilmesi mümkün değil.
"Yarısı sanki çizgi film dekoru gibi kumdan çıkmıştı" diyen Joe, "İnanılmazdı, kazmak zorunda bile kalmadık, çekince çıkıverdi" ifadelerini kullandı.
Fosili omuzlarında taşıdıklarını anlatan Joe, kemiğin yaklaşık 25-30 kilogram ağırlığında olduğunu söyledi.
Kardeşi Luke ise "Gözlerime inanamadım, hiç böyle bir şey görmemiştim" dedi.
Kardeşler fosil kemiğin fotoğrafını uzmanların inceleme yapabilmesi için Wight'taki Dinozor Adası müzesine gönderdi.
Müzenin genel yönetici ve küratörü Dr. Martin Munt, fosilin bir pazı kemiği olduğunu ve 10 bin ila 125 bin yıl öncesine ait olabileceğini belirtti.
Böyle bir kemiğin adanın bu kısmında "nadir bulunduğunu" söyleyen Munt, fosilin "bozulmadan kalabilmiş olması ve bulunduğu yer bakımından eşsiz" olduğunu ifade etti.
 
Independent Türkçe, BBC, Sputnik



Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
TT

Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)

Disney+'ta sessiz sedasız yayına giren yeni İspanyol dizisi Yo, adicto, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puan alarak son dönemin en çarpıcı yapımlarından biri haline geldi.

İlk olarak İspanya'da izleyiciyle buluşan ve eleştirmenlerden tam not alan dizide, Javier Giner karakterine hayat veren Oriol Pla, kariyerinin en etkileyici performansına imza atıyor. 

Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele eden bir adamın iyileşme sürecini konu alan Yo, adicto, bu süreci hem duygusal hem de insani yönleriyle işliyor.

Diziyi benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, bağımlılığı basitleştirmeden ve ahlaki çerçeve sıkıştırmadan ele alması. Bir izleyici Google yorumunda şu ifadeleri kullandı:

Bağımlılar nadiren oldukları gibi gösterilir, oysa onlar da insan... İzlemesi zor ama çok güzel. Büyük bir sevgiyle anlatılmış.

Aitor Gabilondo ve Javier Giner tarafından yaratılan dizi, yalnızca madde bağımlılığına değil, onu çevreleyen duygusal karmaşaya da derinlemesine eğiliyor: Travma, suçluluk, utanç, bağışlama ve yeniden yaşamayı öğrenmenin günlük çabası...

Javier'le Nora Navas'ın canlandırdığı terapisti arasındaki ilişki, dizinin duygusal omurgasını oluşturuyor. İkili, sadece bir iyileşme sürecine değil; kimlik, aidiyet ve özsaygıyı yeniden inşa etmeye uzanan bir yolculuğa çıkıyor.

Oriol Pla'nın performansı eleştirmenler kadar izleyicilerden de övgü alıyor. Bir kişi şöyle yazmış:

Oriol Pla'nın oyunculuğu kusursuz. Başta nefret ettiğiniz bir karaktere sonrasında tamamen empatiyle yaklaşmanızı sağlıyor... Onunla gülüyor, ağlıyor, bağımlılıkların ötesindeki varlığını hissediyorsunuz... Mutlaka izlenmesi gereken bir dizi.

6 bölümden oluşan mini dizi, Javier'in dünyasını şekillendiren ailevi ve toplumsal dinamikleri de gerçekçi biçimde yansıtıyor. Bir başka izleyici ise şu yorumda bulunmuş:

Gerçekçi şekilde yorumlanmış bir sosyal tablo. Aile, sosyal çevre ve iş ortamı son derece çağdaş ve inandırıcı bir şekilde işlenmiş.

Bir diğer değerlendirme de dizinin duygusal etkisine dikkat çekiyor:

Kafamızda, kalbimizde bir şeyleri yerinden oynatıyor. Kendi yaşadığımız ya da başkalarının deneyimlediği duygularla yüzleştiriyor.

Sürükleyici anlatımı, derinlikli duygusal yapısı ve güçlü oyunculuklarıyla Yo, adicto, evrensel temalara odaklanan uluslararası diziler arasında şimdiden öne çıkan bir yapım oldu. 

Independent Türkçe, Express, Digital Spy