İngiltere’de dahil olmak üzere dünyanın birkaç ülkesinde milyonlarca kişinin Kovid-19 aşılarının ilk dozlarını olmalarının ardından koronavirüs salgını yeni bir aşamaya girdi. Şimdi milyonlarca kişi, ikinci dozu almadan önce 12 hafta bekleyecek. İkinci dozu ertelemenin amacı, nüfusun korumasında iyi bir seviyenin sağlanmasının en hızlı yolu olması sebebiyle, mümkün olduğunca çok insanı başlangıç dozu ile aşılanmasının istenmesi, ancak bazı uzmanlar, olası sonuçların endişe verici bir şekilde belirsiz olmasından dolayı bu ertelemenin viral evriminde büyük bir risk oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Kaçış varyantı
29 Ocak’ta Science News dergisinde yayınlanan yeni araştırmada, ABD'de bulunan Rockefeller Üniversitesi’nden virolog Paul Bieniasz, ikinci dozlarını bekleyen kişilerin, virüsün mutasyona uğramasına neden olan, yetersiz seviyede bir bağışıklık seviyesine sahip olma şanslarının olduğunu söyledi. Bir kişi, aşının iki dozun uygulanması arasındaki sürede enfekte olursa, bu basınç, “kaçış varyantı” olarak adlandırılan, kişinin bağışıklık tepkisinden kurtulabilen ve kaçabilen mutasyona uğramış bir varyantın ortaya çıkmasına neden olabilir. Böyle bir varyant mutasyonu ciddi bir hastalığın oluşmasına neden olarak, yeni ve yıkıcı bir enfeksiyon ölüm dalgasını tetikleyebilir.
Dünya genelinde koronavirüse karşı ilk aşılama kampanyalarının başlamasından kısa bir süre sonra, Kovid-19’dan daha bulaşıcı olan yeni türler ilgili haberler yayılmaya başladı. İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika ortaya çıkan bu türler gibi bulgular, mevcut aşıların mutasyona uğramış türlere karşı etkinliği hakkında endişenin oluşmasına ve soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.
Rockefeller Üniversitesi’ndeki Howard Hughes Tıp Enstitüsü’nden başhekim Michel Nussenzweig ve Paul Bieniasz’ın yürüttüğü ve 30 Ocak 2021’de “bioRxiv” web sitesindeki bilimsel dergilerde yer alan araştırmada, hakem incelemesinden önceki sonuçlarda, aşıların Wuhan’da ortaya çıkan virüse göre yeni türlerde virüsü etkisiz hale getirmede daha az etkili olduğu ancak hala kritik bir koruma sağlayabilecekleri tespit edildi.
Aşıların şiddetli bir hastalığa karşı koruma sağlamaya devam etmeleri olası, ancak bu sonuçlar, virüsün varyantlarına ayak uydurmak için ortaya çıkan değişkenleri takip etmemiz gerektiği ve aşıların periyodik olarak güncellenmesi gerekebileceği anlamına geliyor.
İkinci dozun gecikmesi
Beyaz Saray Sağlık Danışmanı Dr. Anthony Fauci’nin geçen ayın sonlarında Dünya Ekonomik Forumu’nun sanal olarak düzenlenen panelinde, aşının ikinci dozunun gecikmesi, yeni mutant türlerin ortaya çıkması olasılığını artırabileceğini belirtmişti. İngiliz hükümetine danışmanlık yapan bilim adamları, geçen ay yayınlanan bir araştırmada aynı senaryoyu incelediler. Araştırmacılar “Kısa vadede, ikinci dozun ertelenmesinin, aşı direncinin ortaya çıkma olasılığını bir dereceye kadar artırması ön görülüyor” ifadelerini kullandılar.
Paris'teki Pasteur Enstitüsü'nden Virolog Björn Meyer, dozların gecikmesinin “Kaçış varyantının” gelişmesine yol açması tehlikesine dikkat çekiyor ve “Virüs her çoğaldığında, daha bulaşıcı veya daha ölümcül olabilen bir forma dönüşme olasılığı var. Tek bir bireyde, bunun olması ihtimali çok düşük olur ancak on milyonlarca insanın şu anda ikinci dozunu beklediğini göz önüne aldığınızda resim biraz değişiyor” diyor.
Kaçış şansı
“Pfizer-BioNTech”, “AstraZeneca-Oxford, “Moderna”, Rus aşısı “Sputnik V” ve Çin aşısı “Sinopharm” dahil olmak üzere, şu anda kullanımda olan aşıların neredeyse tümü iki doz halinde kullanımı gerektiriyor. Meyer, ikinci dozun kişinin kanındaki antikor miktarını artırma etkisine sahip olduğunu ancak bunun aynı zamanda bağışıklık tepkisi sırasında antijen afinitesini artırması ile B bağışıklık hücrelerinin antikor üretme işlemini iyileştirdiğini belirtiyor. B hücreleri, virüse bağlanmada ve enfeksiyonu önlemede etkili olan antikorlar üretirler. Öte yandan, virologlar ve immünologlar, virüsün “Kaçış varyantını” evrim geçirmesine ne tür bir ortamın yol açabileceğini henüz bilmiyorlar.
ABD’de bulunan Georgetown Üniversitesi Küresel Sağlık Bilimi ve Güvenlik Merkezi’nden virolog Angela Rasmussen ise ikinci dozun üreticinin tavsiye ettiği zamanı gecikmesi durumunda, örneğin Pfizer-BioNTech aşısında ikinci dozun 21 günden sonra verilmesi önerilirken, bu sürenin aşılması durumunda antikor seviyelerinin bir seviyeye kadar kademeli bir şekilde düşebileceğini ve bunun “kaçış mutantı” için uygun bir ortam sağlayacağını söylüyor.
Aşıdan kaçan mutasyonlar
Genel olarak, viral patojenlerin aşıya dirençlerinin olması nadirdir. Meyer, influenza virüslerinin hızla mutasyona uğradığı bilinmesine rağmen, genel olarak virüsün birçok varyantının aşılama programlarının bir sonucu olarak geliştiğine inanılmadığını belirtiyor. Ancak ABD Pensilvanya’dan bulaşıcı patojenlerin evrimsel genetiği konusunda uzman Andrew Read’in 2017 yılında Proceedings of the Royal Society dergisinde yayınlanan bir araştırma makalesinde, aşıların patojen direncinin ortaya çıkmasına neden olması ihtimalinin daha düşük olabileceğini çünkü enfeksiyonu ve bulaşmasını önlemek için önceden çalıştığını savunuyor. Read aşıların ayrıca, nötralize edici antikorlar olan T ve B hücrelerini aktive etmek gibi çeşitli bağışıklık tepkilerini de uyardığını, virüsün hepsi birlikte çalışan çeşitli bağışıklık tepkisi mekanizmalarının üstesinden gelmesinin zor olduğunu belirtiyor.
Tek dozla bağışıklık
Mevcut Kovid-19 aşılarının aslında enfeksiyonu azaltabileceğine ve ikinci dozun geciktirilmesinin bağışıklıkta önemli bir azalmaya neden olmadığına dair işaretler de var. Büyük bir araştırmacı grubu tarafından yürütülen ve 1 Şubat 2021’de The Lancet dergisinde yayınlanan bir araştırmada, Oxford-AstraZeneca aşısı denemelerine katılan kişilerin verileri incelendi. Araştırma sonucunda, yazarlar 88 katılımcıda, aşının enfeksiyon belirtileri azaltmadaki etkinliği bir dozun uygulanmasından 22 ila 90 gün sonra yüzde 76’ya ulaştığı tespit edildi. Bu, iki doz aşının sadece bir dozundan sonra oldukça düşük bir seviyede bağışıklık riski oluştuğunu gösterebilir. University College London’dan (UCL) Lucy Walker “Aşının yüzde 76'daki etkinliği başlı başına saygın bir konu. Diğer aşıların (kısmi bağışıklık) olduğu bağlamda bahsedilemez.” diyor.
Araştırmada, aşısız kontrol grubuna kıyasla semptomları olup olmadığına bakılmaksızın iki doz aşı enjekte edilen 500 katılımcıdan oluşan farklı bir alt grupta pozitif (Kovid-19) testlerde yüzde 54 azalma vardı, bu, aşının enfeksiyonu azaltabileceği anlamına gelebilir ve mutantlarının oluşmasının genel riskini azaltabilir.