Macron’dan yeni Libya yönetimiyle iletişim kanalı açmak için ilk temas

Fransa Cumhurbaşkanı, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotaki ile 29 Ocak’ta Elysee Sarayı’nda bir araya geldi (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotaki ile 29 Ocak’ta Elysee Sarayı’nda bir araya geldi (EPA)
TT

Macron’dan yeni Libya yönetimiyle iletişim kanalı açmak için ilk temas

Fransa Cumhurbaşkanı, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotaki ile 29 Ocak’ta Elysee Sarayı’nda bir araya geldi (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotaki ile 29 Ocak’ta Elysee Sarayı’nda bir araya geldi (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen Cuma günü Cenevre'de Libya Başkanlık Konseyi Başkanlığı’na seçilen Muhammed el-Menfi ile Batılı liderler doğrudan temasa geçen tek isim oldu.
Macron’un Menfi ile iletişime geçmesi sadece tebrik etmek için değil, aynı zamanda Libya dosyasına olan kişisel ilgisini göstermesi ve ülkesinin Libya'nın krizden çıkmasını, barış sürecini ve bu amaca ulaşmak için güçleri birleştirme noktasında duyulan ihtiyacı desteklediğini vurgulamaktı. Ayrıca Macron, Menfi’yi en yakın zamanda Fransa'yı ziyaret etmesi için davet etti.
Macron'un bu adımı, Cenevre'de elde edilen başarıyı memnuniyetle karşılayan uluslararası tepkilerin ardından geldi. Ancak bunun açıkça anlaşıldığı üzere, Paris'in Menfi ile doğrudan bir iletişim kanalı açma arzusu çerçevesinde geldiği düşünülüyor. Macron’un aynı şekilde Libya’nın yeni Başbakanı seçilen Abdulhamid Dibeybe ile de iletişime geçmesi bekleniyor.
Paris'teki diplomatik kaynaklar, uluslararası siyasi ve diplomatik çoğunluğun hızlı seferberliğinin öncelikle yeni oluşuma ivme kazandırmayı ve kurulduğu hedefleri gerçekleştirmesinin veya sürekliliğini sağlamasının engellenmesinin önüne geçmeyi hedeflediğini belirtti.
Kaynaklar, iç engeller ve doğu, batı ve güney arasındaki coğrafi bölünme durumu, siyasi parçalanma, Libya devlet yapılarının yıpranması ve çıkarları pahasına otoritenin istikrarına katkıda bulunmayan milislerin ve güçlerin varlığı nedeniyle yeni yürütme otoritesinin görevinin zorlu olacağını ifade ediyor.
Kaynaklar ayrıca, bölünmelere yol açan ve iki rakip güç doğuran Suheyrat Anlaşması'nın gidişatını hatırlattı. Bu duruma aynı şekilde, bugüne kadar iç bölünmeleri derinleştiren yabancı, bölgesel ve uluslararası güçlerin rollerinin etkisi de söz konusu. Yeni bir yürütme otoritesinin oluşturulması konusunda ortaya çıkan fikir birliğine rağmen otoritenin geri çekilmeyeceğinin veya dağılmayacağının bir garantisi yok.
Öte yandan, kendisine mesaj gönderen Macron'un mesajda Türk kuvvetlerinin Libya'dan çekilmesi yönündeki çağrısını şiddetle eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen Cuma yaptığı açıklamalar dikkat çekti. Ancak Elysee Sarayı söz konusu mesajın tarihini veya içeriğini açıklamadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da bir camide kıldığı Cuma namazının ardından çıkışta yaptığı açıklamada, "Görünüşe bakılırsa O da (Macron) bu işi hala öğrenemedi ve öğrenmesi de uzun zaman gerektiriyor" dedi. Türk kuvvetlerinin Libya hükümetinin daveti üzerine bölgede bulunduğunu belirten Erdoğan, Macron'un davetini Libya'ya "paralı savaşçılar" gönderen diğer taraflara yöneltmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Mali ve Çad'da Fransız güçlerinin varlığının nedenini sorgulayarak, "Fransa'nın bu bölgede yaptıklarından sorumlu tutulması" çağrısında bulundu.
Libya’daki durumla ilgili Fransa’daki çevreler, Erdoğan'ın Kasım 2019'da Fayiz es-Serrac hükümeti ile imzaladığı iki anlaşmanın askıya alınmasından veya iptal edilmesinden endişe ettiğini iddia ediyor. Bunlardan ilki, Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası, ikincisi ise Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası.
Erdoğan'ın Macron'a verdiği tepki, geçtiğimiz Aralık ayında başlayan ve iki ülke arasında mesaj alışverişi ve tekrar görüşme taleplerinin öne çıktığı "sakinlik" döneminin ardından geldi.



Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
TT

Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)

Amerikalı bir yatırımcı, iki yıl önce sabotajla patlatılan Kuzey Akım 2 boru hattını satın almaya çalışıyor. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Floridalı yatırımcı Stephen P. Lynch'in, boru hattını satın almak için Washington yönetiminden izin talep ettiğini yazıyor. 

5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump'ın kampanyasına 300 bin dolara yakın bağış yapan yatırımcı, boru hatlarını satın alma projesine dair şunları söylüyor:

İşin özü şu: Bu, Amerika ve Avrupa'nın fosil yakıt çağının geri kalanında Avrupa'daki enerji arzı üzerinde kontrol sahibi olması için hayatta bir kez gelecek bir fırsat.

WSJ'nin incelediği belgelere göre Lynch, Kuzey Akım 2'yi satın almak için ABD Hazine Bakanlığı'na şubatta başvuru yaptı. Yatırımcı, kendisine satın alma işlemleri kapsamında ABD'nin yaptırım listesindeki bazı kişi ve kuruluşlarla görüşme imtiyazı sağlanmasını istiyor. 

Haberde, Trump'ın, boru hattının satın alınmasını Ukrayna savaşını bitirmek için bir koz olarak kullanabileceğine dikkat çekiliyor. Cumhuriyetçi lider, seçim kampanyasında Ukrayna savaşını 24 saatte bitirme vaadiyle gündem olmuştu. 

Toplam maliyeti yaklaşık 11 milyar dolar olan Kuzey Akım 2 projesiyle yılda 55 milyar metreküp Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyordu. Ancak Ukrayna savaşının patlak vermesiyle proje yarım kaldı.

Projeyi, Rus devletine ait Gazprom'un yan kuruluşu olan ve merkezi İsviçre'de yer alan Nord Stream 2 AG yürütüyordu. 

Gazprom liderliğinde tasarlanan ve inşaatı Eylül 2021'de tamamlanan Kuzey Akım 2 projesinin ruhsatlandırma çalışmaları devam ederken, Kremlin'in ayrılıkçı Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti'ni 21 Şubat 2022'de tanıması diplomatik kriz yaratmıştı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 22 Şubat'ta boru hattının sertifikasyon sürecinin durdurulması talimatını vermişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle bundan iki gün sonra Ukrayna işgali başlamıştı.

Rusya'ya yönelik yaptırımların bir parçası olarak ABD Hazine Bakanlığı da Batılı şirketlerden, Nord Stream 2 AG'yle ilgili tüm finansal işlemleri durdurmasını istemişti. 

Nord Stream 2 AG, yaptırımlar nedeniyle Mart 2022'de 140 çalışanını işten çıkarmış ve iflasın eşiğine gelmişti. Daha sonra İsviçre'de yürütülen hukuki süreçte şirkete borçlarını ödemesi için 10 Ocak 2025'e kadar süre verilmişti.  

Amerikan gazetesi Washington Post'un (WP) aktardığına göre Lynch, iflas duyurusu yapması durumunda Nord Stream 2 AG'yi satın alarak Kuzey Akım 2 hattının sahibi olmayı hedefliyor. WP, Gazprom'un ve Alman hükümetinin yorum taleplerine yanıt vermediğini bildiriyor. 

Ayrıca Lynch'in elini güçlendirmek için Alman danışmanlık firması Berlin Global Advisors'dan da destek aldığı belirtiliyor. Şirketin partnerlerinden Rüdiger von Fritsch, 2014-2019'da Almanya'nın Moskova Büyükelçisi olarak görev yapmış, Kuzey Akım 2'nin kurulmasıyla ilgili çalışmalarda da yer almıştı.

Yaklaşık 20 yıl Moskova'da yaşayan 57 yaşındaki Lynch, ABD Hazine Bakanlığı'ndan aldığı izinle, 2022'de Rusya'ya ait Sberbank'ın İsviçre şubesinin Cenevre merkezli M3 Groupe Holding firmasına satışında arabuluculuk yapmıştı. Lynch'in, satıldıktan sonra TradeXBank adı altında faaliyet gösteren bankada yüzde 10 hissesi var. 

Kuzey Akım hatlarına sabotaj

Rusya'dan Avrupa'ya Baltık Denizi'nin altından doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında 26 Eylül 2022'de üç patlama gerçekleşmişti. Kuzey Akım sabotajıyla ilgili New York Times ve Almanya merkezli Die Zeit tarafından ortaya atılan bir teoride, saldırının Ukrayna destekçisi 6 kişi tarafından bir yat kiralanarak gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilmişti.

WP de sabotajı 48 yaşındaki Ukraynalı albay Roman Çervinski'nin yönettiğini savunmuştu. Haberde Çervinski'nin yalnız hareket etmediği ve operasyonu planlayan isim olmadığı belirtilirken, emrin dönemin Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni'ye rapor veren daha üst rütbedeki subaylardan geldiği ileri sürülmüştü. Böylelikle sabotajdan Ukrayna'nın sorumlu olduğu iddiası daha da güçlenmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Washington Post, Interfax, Swiss Info