Ürdün 1 yılın ardından okulları yeniden açıyor

Dün Amman’da öğrenciler okullarına döndü. (Reuters)
Dün Amman’da öğrenciler okullarına döndü. (Reuters)
TT

Ürdün 1 yılın ardından okulları yeniden açıyor

Dün Amman’da öğrenciler okullarına döndü. (Reuters)
Dün Amman’da öğrenciler okullarına döndü. (Reuters)

Korona salgınının neden olduğu ekonomik ve sosyal zararların ele alındığı ve dün akşama kadar devam eden oturumun ardından, Ürdün Hükümeti anayasal denetim altında, hükümetle birlikte tavsiye ve önerileri takip etmek üzere geçici bir meclis komitesi kurdu.
77 milletvekilinin konuştuğu meclis oturumunda, Mart ayının ortasından geçtiğimiz Haziran ayına kadar devam eden kapsamlı bir karantinaya giren Ürdün’de, koronavirüs salgınının neden olduğu birçok kriz konusu ele alındı.
Ürdün’de akşamları sokağa çıkma yasağı uygulaması devam ediyor. Ayrıca hayati önem taşıyan birçok ekonomik sektörde alınan önlemler neticesinde iş yapmaz durumda.
Oturumda, temsilciler meclisi korona salgını ve bundan kaynaklanan ekonomik ve sosyal zararlara değindi. Salgının etkileri ile yüzleşme noktasında hükümete bir takım öneri ve tavsiyeler sunuldu. Ele alınan konular arasında hükümetle birlikte öneri ve tavsiyeleri takip etme noktasında geçici bir meclis komitesinin görevlendirilmesi de bulunuyor.
Ürdün Sağlık Bakanı Nezir Ubeydat, oturumun başında, Ürdün nüfusunun büyük bölümü için gereken aşıları güvence altına alma noktasında, aşılama platformuna kayıt olma çağrısında bulundu.
Bakan, Ulusal aşılama programı uygulanmasının, güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak sağlık güvenliğini sağlamayı hedeflediğini vurguladı.

Ürdünlü öğrenciler okullarına kavuştu
Binlerce Ürdünlü öğrenci 1 yıl aradan sonra dün (Pazar) itibariyle yeniden okullarına kavuştu. Eğitim Bakanlığı vaka sayılarındaki azalmanın ardından 2 milyondan fazla öğrencinin kademeli olarak okullarına döneceğini açıklamıştı. Koronavirüs salgınının 2020 yılının Mart ayında ortaya çıkmasının ardından, Ürdün önlem olarak okullarda ve üniversitelerde eğitime ara verme kararı almıştı.
Ürdün’de Kasım ayı ortalarında 8 binlere ulaşmasının ardından son 4 hafta içerisinde vaka sayılarında hızlı bir düşüş yaşandı. Ürdün şuanda günlük olarak yaklaşık bin vaka sayısı kaydediyor.
Ülkede toplam 333 bin 855 vaka sayısı ile 4 bin 369 ölüm kaydedildi.
Ürdün Milli Eğitim Bakanlığı Sözcüsü Abdulgafur el-Kuran, el-Memleke kanalına verdiği demeçte, özellikle 3 temel sınıftan ve anaokullarından 773 binden fazla öğrencinin devlet ve özel okullara geri döndüğünü söyledi.
Onuncu ve lise birinci sınıflardan yaklaşık 288 bin öğrencinin bu ayın 21’inde okullarına devam edeceği bildirildi. Devlet ve özel okullarda dördüncü sınıftan dokuzuncu sınıfa kadar olan 1 milyondan fazla öğrencinin önümüzdeki Mart ayının 7’sinden itibaren okullarına döneceği belirtildi.
Kuran açıklamasında, “Eğitim şekli yüz yüze veya uzaktan olmak üzere velilere bağlı şekilde olacak. Ancak velilere öğrencilerin okullarda yüz yüze değerlendirme sınavlarına tabi tutulmaları noktasında bir taahhüt imzalatılacak” dedi.
Ulusal Epidemiyoloji Komitesi üyesi Bessam Hicavi, “Ürdün’deki durumun istikrarı ve salgının kontrole alınması, okulların kademeli olarak açılmasını sağladı. Salgının yayılmasını kontrol etmek amacıyla öğrencileri taşıyan sürücüleri ve öğretmenleri içeren kapsamlı bir sağlık protokolü uygulanacak” ifadelerini kullandı.
Söz konusu sağlık prosedürleri arasında maske takmak, elleri sterilize etmek, sınıflarda sosyal mesafe kurallarını gözetmek ile kamu güvenliği önlemlerini sağlama noktasında bir sağlık gözlemcisinin bulundurulması
yer alıyor.
Hicavi, Komite’nin epidemiyolojik duruma göre, kalan diğer öğrencilerin okullara dönüşünü, iki hafta sonra değerlendireceğini bildirdi.

Aşılama, aşamalı olarak yapılacak
Ürdün’de Ocak ayının ortasında ilk aşamada kronik hastalığı bulunanlara, sağlık çalışanlarına ve 60 yaş üzerine yönelik aşılama kampanyası başlatılmıştı. İlk aşamada, 10,5 milyonluk Ürdün nüfusunun yüzde 20 ila 25’ini aşılamayı hedefleyen kampanyada, “Sinopharma” ve “Pfizer-Biontech” aşılarının ilk partisinin gelmesinin ardından bazı hastane ve sağlık merkezlerinde aşılama çalışmaları gerçekleştirildi. Ürdünlüler ve ülkede yaşayan vatandaşlar için aşıların ücretsiz olacağı açıklanmıştı.
Ürdün, 20’den fazla kişinin toplanması ile düğün ve cenaze törenlerini yasaklamış, vatandaşlarının pazarlarda ve halka açık yerlerde maske takmasını zorunlu kılmıştı. Öte yandan kuralları ihlal edenlere para cezası verileceğini açıklamıştı.



Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
TT

Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nin gelecekteki yönetiminden çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin belirsizlik ve kafa karışıklığı, özellikle de hareketin Washington'un kendisiyle doğrudan müzakerelerde siyaset sahnesinden çıkarılmasını istemediği yönündeki iddialarının ardından artıyor. Ancak konu hakkında bilgi sahibi bir Mısırlı kaynak Şarku’l Avsat'a, “Mısır ve Katar'daki arabulucuların sürecin karmaşıklığına rağmen durumla başa çıkabilecek kabiliyete sahip olduklarını” söyledi.

Hamas liderlerinden Tahir en-Nunu pazar günü Reuters'a yaptığı açıklamada, Hamas liderleri ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında birkaç toplantı yapıldığını doğruladı.

En-Nunu, “Doha'da çifte vatandaşlığa sahip bir esirin serbest bırakılmasına odaklanan birkaç toplantı yapıldı. Filistin halkının çıkarları doğrultusunda olumlu ve büyük bir esneklikle hareket ettik” ifadelerini kullandı.

En-Nunu, Hamas temsilcileriyle gerçekleştirilen diyalog oturumlarında ABD tarafının Hamas'ın Filistin siyasi sahnesinden çıkarılmasını önermediğini belirtti.

Bu gelişme, Hamas'ın daha önce Mısır ve Katar'daki arabuluculara savaştan sonra Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmeyi kabul ettiğini bildirmesine rağmen yaşandı.

Söz konusu gelişme aynı zamanda dün Katar'ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes anlaşmasına ilişkin yeni tur müzakerelerin başlamasıyla aynı zamana denk geldi. Anlaşmanın ilk aşaması 1 Mart'ta sona ererken İsrail savaşın sona ermesi anlamına gelen ikinci aşamaya geçmeyi reddetti.

İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki varlığını tamamen sona erdirmekte ısrar ederken, Hamas sadece iktidarı devretmeyi kabul ediyor, ancak Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Filistin topraklarında işgale karşı direnmeye devam etme hakkını koruyor.

xsdfrgt
Savaş sırasında güneye doğru yerlerinden edilen Filistinliler geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine geri dönüyor. (Reuters)

Konuyla ilgili bilgi sahibi Mısırlı bir kaynak, “Washington'un Hamas ile doğrudan müzakerelere başlaması ateşkes görüşmelerine kesinlikle gölge düşürdü. Buradan çıkan sinyaller, ABD'nin on yıllardır terör örgütü olarak sınıflandırdığı harekete karşı tutumunu değiştirdiğini gösterdi” dedi.

Ancak kaynak, ‘buna rağmen Mısır ve Katar'daki arabulucuların en başından beri varılan mutabakata göre ateşkesin uygulanmasına devam ettiklerini, bunun da nihayetinde Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağını öngördüğünü ve hareketin arabuluculara ilettiği ve değişmeyen pozisyonunun bu olduğunu’ belirtti.

Kaynak, ‘değişkenlerin ve çelişkili sinyallerin müzakerelerin karmaşıklığını arttırdığını ve bunlarla başa çıkmak için daha fazla çaba gerektirdiğini, ancak Mısır ve Katar'ın durumu çözme ve bununla başa çıkma yeteneğine sahip olduğunu’ vurguladı.

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Halid Ukkaşe ise Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Washington'un Hamas'la doğrudan müzakerelere başlamasının ardından İsrail ile ABD arasında bir çatışma durumu ortaya çıktı. Zira bundan önce iki tarafın Hamas'a karşı tutumları tamamen uyumluydu. Ancak şimdi Washington'un, Hamas'ın elindeki Amerikalı esirlerin serbest bırakılması için tutumunda bir değişiklik yaptığı görülüyor.”

Ukkaşe sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem İsrail hem de ABD şimdi birbirleriyle çelişen tutumları nedeniyle birbirlerini suçluyor; bu da kesinlikle ateşkes görüşmelerine yansıyan bir kargaşa durumu yarattı. Ancak iyi olan husus, Kahire'nin Hamas'ın Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaştırılması önerisi üzerinde Arapların mutabık olması ve Mısır ve Katar'daki arabulucuların müzakereler sırasında buna güveniyor olması.”

Mısır Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Enformasyon Servisi geçtiğimiz kasım ayında, El Fetih ve Hamas temsilcilerinin Kahire'de yapılan bir toplantıda Gazze Şeridi'nin savaş sonrası yönetimine ilişkin Mısır'ın önerisini kabul ettiklerini duyurdu.

Mısır'ın önerisi, Gazze Şeridi için ‘Gazze Şeridi Halkını Destekleme Topluluğu Komitesi’ adında bir idari organ kurulmasını ve bu organın sivil işlerin idaresinden, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım sağlamaktan, Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasından ve İsrail askeri operasyonlarında yıkılan yerlerin yeniden inşasına başlanmasından sorumlu olmasını öngörüyor.

Suudi siyasi analist Muhammed el-Harbi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'de kısa süre önce düzenlenen Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde Mısır tarafından sunulan ve Gazze Şeridi'ni bir sonraki aşamada Arap desteği ve Filistin şemsiyesi altında yönetecek bağımsız bir komitenin kurulmasını içeren planın onaylandığı açıklandı” dedi.

El-Harbi şöyle devam etti: “Hamas ile ABD arasındaki müzakereler sırasında söylenenler ya da yapılanlar normal. Müzakereler sırasında doğal manevralar gerçekleşir ve her iki taraf da mümkün olan azami menfaati elde etmek için meseleleri çözmeyi sonuna kadar erteler.”

Geçtiğimiz şubat ayında Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt Hamas'a Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmesi çağrısında bulunmuş ve bu çağrı Arap ülkeleri tarafından Filistin halkının menfaatine olduğu gerekçesiyle desteklenmişti.

Washington'daki Ortadoğu Çalışmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Hasan Muneymine ise “Hamas ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında gerçekleşen görüşmeleri ‘Washington ile Hamas arasında müzakereler’ olarak adlandırmanın yanlış olduğunu” söyledi.

Muneymine Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Boehler'in tek bir dosya ile görevlendirildiğini, bunun da rehine dosyası olduğunu, dolayısıyla bu dosyanın tamamlanması ve esirlerin serbest bırakılması için Hamas ile iletişim kurma yetkisine sahip olduğunu, Hamas'ın geleceği ya da ateşkesin geleceği hakkında konuşma yetkisine sahip olmadığını” belirtti.

Hamas'ın durumu istismar etmek ve taleplerini elde etmek için çalıştığını vurgulayan Muneymine, “Ancak Boehler'in elinde hiçbir şey yok. Dolayısıyla Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki siyasi sahneden çekilmesini önermediğine ya da bunu Washington'dan gelen bir pozisyona dönüştürmediğine güvenilemez” ifadelerini kullandı.