WHO Avrupa Direktörü Hans Kluge, Şarku’l Avsat’a konuştu:Mustasyonlar başka bir salgının başlangıcı değil

Hans Kluge. (AFP)
Hans Kluge. (AFP)
TT

WHO Avrupa Direktörü Hans Kluge, Şarku’l Avsat’a konuştu:Mustasyonlar başka bir salgının başlangıcı değil

Hans Kluge. (AFP)
Hans Kluge. (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, dün (Perşembe) Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “2021 Kovid-19 yılı olarak kalacak ancak yeni sürprizler getirmeyecek” açıklamasında bulundu. Kovid-19’un psikolojik ve sosyal yansımaları nedeniyle ruh sağlığı açısından paralel bir salgının ortaya çıkmasından endişelendiğini belirten Kluge, aşılama kampanyalarındaki ilerlemeye rağmen izolasyon, korunma ve virüsü kontrol altına almaya yönelik tedbirlerde gevşeklik yaşanmaması çağrısında bulundu. Kluge, mutasyonların ve yeni virüs türlerinin başka bir salgına neden olmayacağını ancak ortaya çıkmalarına yönelik dikkatli olunması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Hans Kluge, Liberya, Somali ve Sibirya cezaevlerinde sıtma ve tüberküloz ile mücadele programlarının koordinasyonunu denetimi de dahil halk sağlığı alanındaki otuz yıllık deneyimin ardından, geçen yılın şubat ayından bu yana WHO’nun Avrupa Bölge Ofisini yönetimini üstleniyor.

Kluge, virüsün mutasyonları ve yeni türleri ile ilgili şunları söyledi:
“Mutasyonlar ve yeni türler virüsün halen zarar verebileceğini ancak yeni bir virüs olmadığını, aksine kuluçka ortamına uyum sağlamaya çalışan her patojenin doğal gelişiminin sonucu olduğunu kuvvetli bir şekilde hatırlatıyor. Başka bir salgının başlangıcı değiller ancak iyileşenleri enfekte edebilecekleri, bazı sağlık sistemlerini dayanamayacakları yükler altına sokarak salgının geniş çapta yayılmasına neden olabilecekleri, bunun sonucunda da can kayıplarının yükselmesine neden olmaları sebebiyle dikkatli olunmasını gerektiriyorlar. Bunların yanı sıra genellikle influenzada ortaya çıkan ve her yıl aşılarda değişiklik yapılmasını gerektiren mutasyonlara yönelik deneyimler bize, mutasyonların aşıların etkinliğini etkileyebileceğini gösteriyor. Sonuç olarak dikkatli ve hazırlıklı olmaya devam etmeliyiz. Çünkü virüsün hızla bulaşması ve aşı olanların hareketliliğindeki artış, ölümlerin artmasına neden olur.”

Çoğu sağlık sisteminin muzdarip olduğu yorgunluk ve birçok toplumda görülen depresyon belirtileri, WHO’nun, daha önce benzeri görülmemiş bu krizi yönetirken ilgilendiği ana endişe kaynakları arasında yer alıyor. Gelecekteki krizlere hazırlıkta bunlardan ders alınması gerekiyor. Kluge konuya dair şunları aktardı:
“Aylardır salgının neden olduğu yorgunluktan bahsediyorduk. Ancak sanırım o aşamayı geçtik ve depresyon aşamasına girdik. En çok korktuğum, salgına paralel olarak ruh sağlığında bir salgının ortaya çıkmasıdır. Özellikle de izolasyon ve sosyal mesafe önlemleri nedeniyle ‘büyümeme’ duygusu olan gençler arasında. Belçika Kraliçesi başkanlığında, Birleşmiş Milletler’e bağlı küresel bir akıl sağlığı kampanyası başlattık. Kampanya, 30’dan fazla ülkedeki sağlık sistemlerine, salgından en çok etkilenen nüfus gruplarını belirlenmesi, farklı sosyal ve ekonomik koşullara göre değişen uygun faaliyetleri ve önlemleri planlamada rehberlik edilmesi, sanat ve spor alanında tanınmış kişilerin görevlendirmesi ve yayılması konularında yardım olmaya başladı. Bu kampanyanın temel amacı, salgından ruhsal olarak muzdarip gruplara yardım etmek ve onları eleştirmek yerine destek vermektir.”
Kluge, bazı ülkelerdeki aşılama kampanyaları ve yaz aylarından önce nüfuslarının yüzde 70’ini aşılamayı hedefleyen çoğu ülkenin karşılaştığı zorluklara yönelik şunları söyledi:
“ABD’de nüfusun yüzde 10’unu, İngiltere’de yüzde 15’ini aşan aşılama oranları hakkında birçok şey duyuyoruz. Ancak aşı kampanyasının belirli bir ülkedeki gelişimini, kendi farklı sağlık sistemleri olan ve aşıyı aynı anda 450 milyon vatandaşa makul bir maliyetle dağıtmak zorunda kalan 27 diğer ülkedeki durum ile karşılaştıramayız. Bu çok büyük ve hiç alışılmadık bir görev. Nüfusun yüzde 70’inin yaz sonundan önce aşılanması hedefi konusunda endişeli değilim. Bunun yanı sıra Avrupa’da aşılama kampanyalarının başlatılma aşamasındaki gecikmenin, bugüne kadar birbirleriyle rekabet halinde olan ilaç firmaları arasındaki iş birliği sayesinde yeni ve kaliteli aşıların gelmesi ve üretim kapasitelerinin artması ile telafi edileceğine inanıyorum. Şu anda temel hedef aşıdır, toplum bağışıklığı değil. Virüse karşı zayıf ve savunmasız grupları korumak için aşılama yapılması, ölümlerin sayısında anında bir azalmayı sağlayacak ve sağlık sistemleri üzerindeki baskıyı hafifletecek.”

WHO Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, ülkeler arasındaki vaka ve ölüm oranlarında görülen farklılıklar ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dünya Sağlık Örgütü, ülkelerin salgına yönelik tepkilerini karşılaştırmaya karşı. Çünkü bu tepkiler daima farklı pratik ve politik koşullarla yönetiliyor ve salgın üzerinde nasıl ve ne kadar etkili olduklarını kadar henüz bilmediğimiz başka faktörler var. Ancak virüsün ülkeler arasındaki ve içlerindeki anlaşmazlıkları beraberinde getirdiğini ve virüs hakkında yanlış fikir ve teorilerin yayıldığını biliyoruz. Geçtiğimiz aylardaki deneyimlerden, siyasi tepkinin hızlı ve kesin bir şekilde kanıta ve bilimsel tavsiyelere dayalı olduğu zaman, izolasyon ve önleme tedbirlerinin istenen sonuçları verdiğini ancak siyasetin tüm düşüncelerin önüne geçtiğinde hedeflere ulaşmada başarısız olduğunu fark ettik. Ayrıca proaktif tedbirlerin, reaktif tedbirlere göre çok daha etkili olduğu, izolasyon ve açılmaya yönelik hızlı adımların, her iki yönde aşamalı olarak atılan adımlara göre daha az etkili olduğu da belirlendi.”
Ekonomik gelişme düzeyi ile sağlık krizinin etkileri arasındaki ilişki de WHO uzmanlarından oluşan bir ekibin üzerinde çalıştığı konular arasında . Kluge bu konuda şunları söyledi:
“Geçen yıl mart ayında salgın ekonomik hareketliliği tamamen felce uğrattı. Dünya virüsün yayılmasını engellemeyi başardı ancak bunun maliyeti, özellikle ekonomik ve sosyal açıdan savunmasız gruplar için çok fazlaydı. Bu, krizden çıkardığımız temel derslerden biri. Ayrıca artık kısıtlamalar uygularken ve koruyucu önlemler alırken daha dikkatli olmamız, bundan doğabilecek sosyal ve psikolojik yansımaları hesaba katmamız gerekiyor. Savunmasız gruplara yardım etmek ve eğitim merkezlerini mümkün olduğu kadar uzun süre açık kalması için de tedbirlere, ekonomik önlemleri de dahil etmeliyiz.”



The Last of Us'ta deprem: Kilit isim ayrıldığını duyurdu

50 yaşındaki Pedro Pascal dizide Joel karakterine hayat verirken, Game of Thrones'la çıkış yapan Bella Ramsey de Ellie'yi canlandırıyor (HBO)
50 yaşındaki Pedro Pascal dizide Joel karakterine hayat verirken, Game of Thrones'la çıkış yapan Bella Ramsey de Ellie'yi canlandırıyor (HBO)
TT

The Last of Us'ta deprem: Kilit isim ayrıldığını duyurdu

50 yaşındaki Pedro Pascal dizide Joel karakterine hayat verirken, Game of Thrones'la çıkış yapan Bella Ramsey de Ellie'yi canlandırıyor (HBO)
50 yaşındaki Pedro Pascal dizide Joel karakterine hayat verirken, Game of Thrones'la çıkış yapan Bella Ramsey de Ellie'yi canlandırıyor (HBO)

Neil Druckmann, HBO'nun büyük ilgi gören dizisi The Last of Us'taki yaratıcı rolünden ayrıldığını açıkladı.

PlayStation'a bağlı Naughty Dog stüdyosunun resmi Instagram hesabı üzerinden paylaşılan açıklamada Druckmann, "HBO'nun The Last of Us dizisindeki yaratıcı rolümden ayrılma kararı aldım" dedi. 

"Odağımı yeni projelere veriyorum"

Açıklama şöyle devam ediyor: 

İkinci sezon çalışmaları tamamlanmışken ve üçüncü sezon için kayda değer bir hazırlık süreci başlamamışken, bu geçişi yapmak için en uygun zaman olduğuna inanıyorum. Artık tüm odağımı geleceğe ve yeni projelere veriyorum. Bunlar arasında hem yazarlığını hem de yönetmenliğini üstlendiğim yeni oyunumuz Intergalactic: The Heretic Prophet da yer alıyor. Aynı zamanda stüdyo başkanlığı ve kreatif direktörlük görevlerimi de sürdüreceğim.

Druckmann açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Diziyi birlikte yaratmak kariyerimin en özel anlarından biriydi. Craig Mazin'le birlikte yönetici yapımcılık, yönetmenlik ve senaristlik yapma fırsatını bulmak büyük bir onurdu. The Last of Us Part I'in ve Part II'nin uyarlama sürecinde rol alan yetenekli oyuncu kadrosuna ve ekibe gösterdikleri özen ve bağlılık için minnettarım.

Öte yandan, dizide yönetici yapımcı ve senarist olarak görev yapan Halley Gross da projeden ayrıldığını duyurdu. Gross, The Last of Us Part II oyununu Druckmann'la birlikte kaleme almıştı.

"Bu olağanüstü ekiple çalışmak hayatımı değiştirdi"

Gross, Instagram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: 

Büyük bir özen ve titizlikle, The Last of Us'taki görevlerimden geri çekilmeye karar verdim. Bu deneyimin ne kadar özel olduğunu kelimelerle anlatmak zor. Neil, Craig, HBO ve bu olağanüstü kadro ve ekiple çalışmak hayatımı değiştirdi. Sevgi, kayıp ve korkunç bir dünyada insan olmanın ne anlama geldiği üzerine anlattığımız hikayeler, bu evreni neden bu kadar sevdiğimi özetliyor. Sırada son derece heyecan verici projelerim var. Ancak şimdilik Ellie ve Joel'un dünyasını bu kadar incelikle hayata geçiren herkese şükranlarımı sunmak istiyorum.

Druckmann, The Last of Us video oyunlarının yaratım sürecinde kilit bir rol oynamış, ardından dizinin de Craig Mazin'le birlikte ortak yapımcılığını üstlenmişti.

54 yaşındaki Mazin, daha önce HBO'nun büyük beğeni toplayan mini dizisi Chernobyl'in yaratıcılığını yapmıştı.

The Last of Us'ın 2023'te yayımlanan ilk sezonu dünya çapında büyük övgülerle karşılanırken, ikinci sezon bu yılın başlarında izleyiciyle buluşmuştu. 

HBO, nisanda üçüncü sezon onayını vermişti. 

Druckmann, diziden ayrılmasına rağmen yönetici yapımcı görevini üstlenmeye devam edecek.

"İzleyicilerimizin alıştığı kaliteyi sunmaya devam edeceğiz"

"Neil'la çalışmak ve onun harika işini HBO'da hayata geçirmek benim için yaratıcı anlamda bir rüyaydı" diyen Craig Mazin ise yaptığı açıklamada şunları söyledi:  

Daha cömert bir yaratıcı ortak hayal edemezdim. Naughty Dog'un ve Neil'ın oyun dünyasındaki işlerinin büyük bir hayranı olarak, yeni oyunu için çok heyecanlıyım. Neil bu projeye odaklanırken, biz de dizinin oyuncu ve teknik ekibiyle birlikte, izleyicilerimizin alıştığı kaliteyi sunmaya devam edeceğiz. Neil ve Halley'ye The Last of Us Part II'nin olağanüstü hikayesini bize emanet ettikleri için minnettarız. Ve elbette dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca izleyiciye de aynı şekilde teşekkür ediyoruz.

HBO'nun en yüksek puanlı drama dizileri arasında yer alan The Last of Us'ın ilk sezonu, 24 dalda Emmy adaylığı kazanmıştı.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter