Tunus’ta Kovid-19 tedbirleri 3 hafta daha uzatıldı

Aşı kampanyasının şubat ayı ortasında başlaması bekleniyor.

Tunus’ta Kovid-19 tedbirleri 3 hafta daha uzatıldı
TT

Tunus’ta Kovid-19 tedbirleri 3 hafta daha uzatıldı

Tunus’ta Kovid-19 tedbirleri 3 hafta daha uzatıldı

Tunus Koronavirüsle Mücadele Bilim Kurulu, salgının önlenmesi amacıyla 25’Ocak’ta ilan edilen tedbirlerin 3 hafta daha, 7 Mart’a kadar uzatıldığını duyurdu. Ülkede, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ortaklığında yürütülen COVAX aşı projesine bu ayın ortalarında başlanması bekleniyor.
Tunus Sağlık Bakanı, söz konusu tedbirlerin uygulanmasına devam edilmesinin gerekçesi olarak toplumdaki kayıtsızlığın neden olduğu endişe olduğunu kaydetti. Söz konusu durumun, koronavirüsten kaynaklanan yeni vakaların ve ölümlerin sayısında artışa yol açabileceği vurgulandı.
Tunus Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, tedbirlere uyulmamasının salgının seyrini değiştireceğine ve virüsün yayılma hızının artacağına dair ciddi endişeler bulunduğu kaydedildi. Bu kapsamda alınan tedbiler şu şekilde sıralandı:
- Tunus genelinde akşam sokağa çıkma yasağı akşam saat 20:00’den sabah 05:00’e kadar devam edecek
- Özel ve toplu ulaşım araçlarında şehirlerarası yolculuk yasaklanacak ve bu yolla sosyal hareketlilik ve etkileşim engellenecek
- Kamu dairelerinde çalışmalar vardiyalı olarak yapılacak
- İdari yöneticiler, işlerin tamamlanamadığı günlerde uzaktan çalışma sistemine geçecek
- Tüm toplantı, parti ve toplu buluşmalar yasaklanacak
- Temel ihtiyaçların karşılanması dışında 65 yaş üzeri vatandaşlar kalabalık ve kapalı alanlardan uzak durarak evde kalacak
- Kafe ve restoran gibi işletmelerin kapalı alanlarında kapasitenin en fazla yüzde 30, açık alanlarında ise yüzde 50 oranında müşteri alacak
- Mekanlarda akşam 16:00’dan sonra sandalye ve masalar toplanacak, servis içeride yapılamayacak
- Mekanlarda nargile içilmeyecek ve kağıt oyunları oynanmayacak
- Mağazalarda gerekli havalandırma sağlanacak
- Sosyal mesafe kuralına uyulacak ve bu tedbirleri ihlal eden herkes denetlenerek daha sorumlu davranmaları yönünde çaba sarf edilecek
Tunus’ta koronavirüs salgınında ölenlerin sayısı, üç aylık karantina döneminin ardından, sınırların açıldığı 27 Haziran’da 50’den fazla değildi. Ancak sınırların açılması ve sağlık protokollerinin uygulanmasındaki gevşeme, geçtiğimiz aylarda rekor sayıda ölümlere yol açtı.  Ülkede şu ana kadar toplam 221 bin vaka tespit edildi. Ölü sayısı ise 7 bin 461’e ulaştı.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters