Tunuslu partilerden siyasi anlaşmazlıkları çözmek için sokaklara inme tehdidi

Tunuslu partilerden siyasi anlaşmazlıkları çözmek için sokaklara inme tehdidi
TT

Tunuslu partilerden siyasi anlaşmazlıkları çözmek için sokaklara inme tehdidi

Tunuslu partilerden siyasi anlaşmazlıkları çözmek için sokaklara inme tehdidi

Tunus’taki Nahda Hareketi’nin ve ana müttefiki Onur Koalisyonu’nun, "meşruiyeti desteklemek ve anayasanın hükümlerini uygulamak için" Tunus başkentinin merkezinde halk gösterisi düzenlemeye yönelik tehditlerinin ardından, muhalefetteki Abir Musa başkanlığındaki Özgür Anayasa Partisi, “savaş Tunus parlamentosundan sokaklara geçti" gerekçesiyle sokaklara inme çağrısında bulundu. Bu, Tunus Parlamentosu Başkanı Raşid Gannuşi'den güvenoyunu geri çekme konusunda tekrarlanan çağrılar, Parlamento’da siyasi İslam temsilcilerinin varlığına karşı çıkılması ve Nahda Hareketi ve Onur Koalisyonu liderleriyle ardı ardına gelen anlaşmazlıklar çerçevesinde geldi.
 Tunus'taki Nahda Hareketi Sözcüsü Fethi el-Ayadi, partinin yürütme ofisinin dün yapılması planlanan anayasayı ve hükümeti destekleme yürüyüşünün ertelenmesinin ardından, daha sonra açıklanacak bir sokağa inme kararı için diğer partiler ve ülkedeki demokratik deneyimi, parlamentoyu ve anayasayı destekleyen tüm güçlerle istişare etme kararı verdiğini belirtti. Nahda Hareketi'nin Başkan Yardımcısı Abdulfettah Moro ise "siyasi anlaşmazlıklarda sokak tahkiminin tehlikeli bir dönüm noktası olduğunu, kaosla sonuçlanabileceğini ve evi sakinlerinin üstüne yıkabileceğini" ifade etti. Moro açıklamasında, Nahda Hareketi’nin ve Özgür Anayasa Partisi’nin taraftarlarına sokaklara dökülmeleri için yaptığı çağrıların tehlikeleri konusunda uyarıda bulunarak, “var olan farklılıkların giderilmesi için tehlikeli sonuçları olan diğer yöntemlere başvurmak yerine hukuka uygun hakemlik yapılması” çağrısında bulundu.
 Abir Musa, destekçilerini ve tüm demokratik güçleri "meşruiyeti ve sivil devleti savunmak ve Tunus'u yok etme planıyla mücadele etmek için” sokağa çıkmaya çağırarak hükümeti, başkent sokaklarında uygulanması beklenen hamlelere karşı uyardı. Ayrıca Musa, Nahda Hareketi tarafından desteklenen Başbakan Hişam el-Meşişi ile muhalefet güçlerinin çoğu tarafından desteklenen Cumhurbaşkanı Kays Said arasındaki arabuluculuk çabalarının çoğunun başarısız olmasının ardından siyasi farklılıkların sokak tahkimi yoluyla çözümlenmesinde ısrarcı olunması gerektiğini öne sürdü.

Bazı parlamento blokları herhangi bir gruba dahil olmadı
Sokaklara inme konusundaki seferberliğe rağmen bazı parlamento blokları herhangi bir gruba dahil olmamayı seçti. Bunlar arasında yer alan Ulusal Reform bloğu, parlamento içindeki veya dışındaki herhangi bir ittifaka katılmadığını açıklayarak, "daha fazla ayrılığa neden olmaktan ve Tunusluları sonu olmayan bir labirente sürüklemekten kaçınmak için bu çağrıları kesin bir şekilde reddettiğini” ifade etti.
 Yerel siyasi kaynaklar, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ve Başbakan Meşişi arasındaki anayasal krizin gelişmeleri ile ilgili aktardıkları haberde, Meşişi hükümetini destekleyen bazı partilerin, mevcut krizi çözmek, Cumhurbaşkanı'nın önünü kesmek ve hatta anayasal inisiyatifin 2019’daki seçimlerde kazanan parti olan Nahda Hareketinin elinde kalması için mevcut hükümetten güvenoyunu geri çekme olasılığını öngören bir anayasal öneride bulunduklarını bildirdi. 
 Ayrıca, anayasanın 89. maddesine uygun olarak güvenoyunu geri çekerek Meşişi'yi yeni bir hükümet kurması için görevlendirme olasılığı da tartışıldı. Böylece konuyu Cumhurbaşkanı’na dayatarak ve Meşişi’nin yeni bir hükümet kurması halinde anayasa yeminini kabul etmeye zorlayarak Parlamento’nun da güvenoyu vermesi sağlanacak. Aynı kaynaklar, Tunus'un Kalbi Partisi, Ulusal Blok, Ulusal Reform bloğu ve Yaşasın Tunus Partisi ile anlaşmaya varılması halinde Nahda’nın bu öneride başı çekeceğini belirtti.
Tunus’un güneydoğusu’ndaki Medenin kentinde bulunan Birinci Derece Mahkemesi'nde, “el-Ayn es-Suhna” olaylarından sorumlu ilk soruşturma yargıcı, 7 kişinin hapsedilmesiyle ilgili 14 emir çıkardı. Bu karar, "el- Ayn es-Suhna olayları" olarak bilinen olayda Medenin Valiliğinde iki Tunuslunun hayatına mal olan iki cinayetin ardından başlatılan soruşturma çerçevesinde geldi. Bu olaylar, iki kişinin öldüğü ve bir dizi kişinin de yaralanmasına neden olan büyük turizm projeleri başlatıldığı söylentilerinin ardından tartışmalı bölgede şiddetin patlak verdiği geçen Aralık ayı ortasına kadar uzanıyor.



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)

Hamas, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi'ndeki ateşkeste varılan mutabakata aykırı yeni bir gerçeklik dayatma girişimlerini tamamen reddettiğini vurguladı.

Hamas açıklamasında, İsrail'in ihlallerinin artmasının, arabulucuları ve ABD yönetimini, ateşkes anlaşmasını baltalama girişimlerine karşı koyma sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Hamas, arabuluculara acilen müdahale etmeleri ve İsrail'in ateşkesi ihlallerini durdurması için baskı yapmaları çağrısında bulundu.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.