Fatimiyyun Tugayı Haseke ve Kamışlı’da 250 milis topladı

İran Devrim Muhafızları’na bağlı Fatimiyyun milislerine ait bir fotoğraf (Arşiv)
İran Devrim Muhafızları’na bağlı Fatimiyyun milislerine ait bir fotoğraf (Arşiv)
TT

Fatimiyyun Tugayı Haseke ve Kamışlı’da 250 milis topladı

İran Devrim Muhafızları’na bağlı Fatimiyyun milislerine ait bir fotoğraf (Arşiv)
İran Devrim Muhafızları’na bağlı Fatimiyyun milislerine ait bir fotoğraf (Arşiv)

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Asgar Hacı; “İran’ın Suriye’deki varlığının istişare amaçlı olduğunu ve Suriye hükümeti ile halkı istedikçe devam edeceğini” vurgularken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) yayınladığı raporda, İran’ın Suriye’de sivilleri ve rejime bağlı savaşçıları kendi tarafına çekerek, kendine bağlı milislerin saflarında eğittiğini ve bu yolla Suriye topraklarındaki nüfuzunu sağlamlaştırdığına işaret etti.
Kaynakların aktardığına göre, İran yayılmacılığı, Fatimiyyun Tugayı eliyle Suriye’nin Kamışlı ve Haseke kentlerine uzandı. Kaynaklar, Fatimiyyun Tugayı’nın, rejime bağlı Ulusal Savunma unsurları ile sivilleri kendi saflarında eğittiğini ve kişi başı aylık yaklaşık 350 bin Suriye lirası maaş ödediğini (Suriye rejimi ise 50 bin lira ödüyor) bildirdi. Fatimiyyun Tugayı milisleri, bölgede milis toplama çalışmalarına, Kürt Asayiş Güçleri’nin rejim bölgelerini ablukaya aldığı geçen ocak ayının ortalarında başladı. Gözlemevi’ne göre şimdiye kadar Ulusal Savunma unsurlarından 205’ten fazla kişiyi ve yaklaşık 35 sivili kendi saflarına kattı. Kamışlı ve Haseke’deki milislerin kontrolünden İran uyruklu Hacı Ali isimli biri sorumlu. Yeni milisler eğitim almaları için Haseke’nin güneyindeki Tartab Alayı’na ve ardından Fırat’ın batısına gönderiliyorlar.
Kaynaklar, İran’ın milis toplama çalışmalarıyla Kamışlı ve Haseke’de varlık göstermesinin Rus tarafını rahatsız ettiğini ve aynı zamanda Ulusal Savunma Komutanlığı’nın Haseke’de kendisine bağlı milis sayısının ciddi ölçüde azalması üzerine iki gün önce Halk Konseyi’nin bir üyesini Haseke’deki Ulusal Savunma Güçleri’ne komutan olarak atadığını aktardı. Nitekim Ulusal Savunma Güçleri’nin Kamışlı ve Haseke’deki unsurlarının sayısı daha önce 800’e ulaşırken şimdilerde sadece 300 unsur kaldı. Zira bu unsurların çoğu maddi nedenlerle geçmişte Asayiş Güçleri’ne ve son olarak da Fatimiyyun Tugayı’na geçiş yaptılar.
İran, İsrail’in sürekli düzenlediği hava saldırıları veya Rusların İran destekli milislerin nüfuz alanlarında rolünü güçlendirmesi gibi İran’ın varlığını zayıflatmaya dönük çabalarına rağmen, Suriye topraklarındaki varlığını sağlamlaştırmaya çalışıyor. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Asgar Hacı, Rus haber ajansı Sputnik’e verdiği röportajda, “İsrail’in kırmızı çizgileri geçmesi halinde onu pişman edecek kararlı bir karşılık vereceklerini” söyledi. Hacı, “İran’ın Suriye’deki varlığı istişare amaçlıdır ve Suriye hükümeti ile halkı istedikçe devam edecek” dedi.
İsrail’in Suriye’de Hizbullah ve İran’a ait noktalara yönelik tekrarlanan hava saldırılarına değinen Hacı, “Suriye’de bulunmamızın amacı DEAŞ ve terör yapılarıyla mücadeledir. Fakat Siyonist yapı kırmızı çizgileri geçerse, bu davranışı kararlı bir karşılık bulur” ifadelerini kullandı.
Hacı, İran’ın Suriye’den çıkıp çıkmayacağı sorusuna, “İran, güçlerini Suriye’den çıkarmasını talep eden herhangi bir mektup almadı. Biz, Suriye hükümetinin talebi üzerine Suriye’de bulunuyoruz. Varlığımız askeri istişare amaçlıdır ve Suriye halkı ile hükümeti istedikçe devam edecektir” şeklinde yanıt verdi.
Hacı, konuşmasının devamında, “Suriye’yi terk etmesi gerekenler, gayrimeşru bir şekilde gelenler ve onun topraklarını işgal edenlerdir. Suriye topraklarını terk etmesi gerekenler bunlardır. Suriye’nin bölgeleri, Suriye’nin ve içinde güvenliği sağlamayı üstlenen Suriye hükümetinin egemenliği altında olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail’in geçen yıl boyunca Suriye topraklarını yaklaşık 40 kez hedef aldığını ve İsrail saldırılarının İran ordusu, İran yanlısı milisler ve Suriye rejimi güçlerinden yaklaşık 215 kişinin ölümüne yol açtığını kaydetti.
Gözlemevi’nin verilerine göre, Suriye'nin güneyinde İranlıların ve desteklediği milis güçlerin saflarındaki gönüllü sayısı 8 bin 600'e yükseldi. Ayrıca Deyrizor kırsalındaki Fırat Nehri'nin batısındaki bölgede yürütülen ‘Şiileştirme’ çalışmalarından sonra söz konusu bölgede değişik yaş grubundaki genç ve yetişkinlerden, İranlı güçlerin ve desteklediği milislerin saflarına katılanların sayısı son olarak 8 bin 350 kişiye ulaştı. Zira İranlı milisler, Rusya'nın, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye (Astana garantörü) ile anlaşma yapmakla meşgul olmasından faydalanarak milis toplama çalışmalarına hız vermiş durumda.



Biden, ABD’lileri bölünmelerin üstesinden gelmeye çağırdı

Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)
Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)
TT

Biden, ABD’lileri bölünmelerin üstesinden gelmeye çağırdı

Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)
Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)

ABD’liler, Kovid-19 krizinin daha kötü bir hale getirdiği derin bölünmeler ve 3 Kasım’da gerçekleştirilen seçimlerle ilgili haftalar süren tartışmaların ardından dün en önemli ulusal bayramlarından biri olan Şükran Günü'nü kutladı. ABD’nin ölümcül virüs karşısında verdiği savaşı kaybetmeyeceğini vurgulayan Joe Biden “Bu mücadele, birbirimiz arasında değil” diyerek vatandaşları sabırlı olmaya çağırdı.
Şükran Günü münasebetiyle seçimlerden bu yana ilk kez siyasi içerikli olmayan bir konuşma yapan Biden, Delaware, Wilmington’daki karargahındaki açıklamalarında iyimser görünüyordu. Seçilmiş Başkan, ülkede sert kışın başlamasıyla birlikte çok sayıda Kovid-19 vakasının kaydedilmesine rağmen ABD’lileri dayanmaya ve ümide sarılmaya çağırdı.
Biden, 3 Kasım'daki seçimlerden bu yana Washington'da ortalarda görünmeyen Başkan Donald Trump'ın ardında bıraktığı boşluğu doldurmuş gibi görünüyordu.
Trump'ın yürüttüğü politikaları, koronavirüsü grip olarak ele alışını ve maske takanlar ile alay edişini üstü kapalı bir şekilde eleştiren Biden, “Ülke tarihine baktığınızda en zor koşullarda millet ruhunun ortaya çıktığını görürsünüz” ifadelerini kullandı. ABD’lileri salgınla mücadeleyi vatan görevi saymaya çağıran Biden, “Ülke, savaşmaktan usandı. Birbirimizle değil de virüsle savaş halinde olduğumuzu hatırlamalıyız” dedi.
ABD’lileri özellikle bayram döneminde maske takmaya, sosyal mesafeye bağlı kalmaya ve toplantıları sınırlandırmaya çağıran Biden, “İnsanlardan rica ettiğimiz bu hususların hiçbiri siyasi nitelikte değil” vurgusunda bulundu. Etkili aşılar hakkındaki iyi haberlerin salgını kontrol altına alma yönünde her ABD’linin bu basit adımları atmasına vesile olacağını söyleyen Biden, “Gerçek ve somut bir umut mevcut. Bu yüzden sabredin” ifadelerini kullandı.
Zaferini ilan etmesinden bu yana Trump'a oy veren yaklaşık 74 milyon ABD’liye ulaşma umuduyla birlik mesajları veren Biden, birçok yerel sağlık sisteminin bitkinlikle karşı karşıya kaldığını belirttiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu apaçık bir gerçektir. Hiçbir şey kurgu değil, gerçek. Bunları bilhassa başkanınızdan duymayı hak ettiğinizi düşünüyorum. Virüsü yavaşlatmak için hepimizin elimizden geleni yapması gerekiyor.”
Yardımcıları, Biden’ın ABD’lilere söz konusu mesajı Şükran Günü'nde vereceğini günler öncesinden duyurmuştu.
Seçimleri kazandığını öne süren Trump, Biden’ın bu açıklamaları yaptığı sırada  Pensilvanya’daki Cumhuriyetçi milletvekillerini eyaletteki oylamada usulsüzlük iddialarını tartışmak üzere toplantıya çağırdı. Seçim kampanyasındaki bir danışmanın koronavirüs testinin pozitif çıkması üzerine toplantıya katılımı aniden iptal olan Trump, Michigan milletvekillerine yaptığı gibi Pensilvanya’daki bazı milletvekillerini de “seçimlerdeki usulsüzlükleri” tartışmak üzere Beyaz Saray'a davet etti.
Söz konusu açıklamalarında seçimlere ve salgına rağmen rekor sayıda oy kullanan ABD’lilere övgüde bulunan Biden ise “Demokrasimiz bu yıl teste tabi tutuldu. Neticesinde şunu öğrendik ki bu milletin insanları vazifeye hazırdır. ABD’de kusursuz, adil ve özgür seçimlerimiz var. Sonuçlara saygı duyuyoruz” dedi. Seçimleri ‘şiddete başvurulmayan protestoların en asil aracı’ olarak nitelendiren Biden, salgını ‘yaklaşık bir yıl süren ve bu ulusu yerle bir eden bir savaş’ olarak değerlendirdi. “ABD, bu savaşı kaybetmeyecek. Kendinizi bitkinliğe teslim etmeyin” ifadesini kullandı. Mevcut krize rağmen gelecek için iyimser bir tablo çizmeye çalışan Biden, vatandaşları ‘yeniden hayal kurmaya’ çağırdı.
Biden konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sadece gücümüzün örneğiyle değil, örneğimizin de gücüyle dünyaya liderlik edeceğiz. İklimi ve bu gezegeni kurtarmak konusunda da dünyaya liderlik yapacağız. Size söz veriyorum ki kanser, Alzheimer ve diyabet hastalıklarına tedavi bulacağız.” 
Sözleriyle 2015'te oğlu Beau Biden'ı kaybetmesi gibi ağır aile trajedilerine şahitlik eden kişisel deneyimini yansıtan Biden, “İlk Şükran Günü’nü, o boş kalan sandalyeyi ve sessizliği hatırlıyorum da nefesler kesiliyor. Dikkat kesilmesi gerçekten zor. Şşükran duymak da zor. İleriye bakabilmek, bir şeyler umut etmek hiç kolay değil. Anlayabiliyorum” dedi.
Gazeteciler ile video konferans gerçekleştiren geçiş süreci yetkilileri, Genel Hizmetler İdaresi Direktörü’nün seçim sonuçlarına resmi onay vermesiyle gerekli adımları atmak için Biden’ın Trump'ın yenilgiyi kabul etmesine ihtiyacı olmadığını vurguladı. Biden'ın seçim kampanyası direktörlerinden Kate Bedingfield, “Seçilmiş Başkan Biden'ın Başkan Trump ile konuşmasının gerekli olduğu düşüncesinde değiliz. Ekiplerimizin ihtiyaç duyduğu bilgileri sağladığımıza inanıyoruz” açıklamasında bulundu.