Afrika Birliği Nahda Barajı krizinde arabuluculuk yapacak

Hartum Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ABD’nin Nahda Barajı müzakerelerine katılmasını istiyor

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (EPA)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (EPA)
TT

Afrika Birliği Nahda Barajı krizinde arabuluculuk yapacak

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (EPA)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (EPA)

Afrika Birliği (AfB) Suudi Arabistan’ın diplomatik girişiminin ardından Nahda Barajı krizinde Sudan ve Etiyopya arasında arabuluculuk yapacak.
AfB’nin Sudan Özel Elçisi Moritanyalı diplomat Muhammed Hassan Ould Labbat, Sudan geçiş yönetimindeki yetkililerle bir dizi konuyu istişare etmek üzere Hartum’u ziyaret etti. Toplantıların gündeminde doğu sınırında Etiyopya ile yaşanan gerginlikler ve Nahda (Hedasi-Rönesans) Barajı ile ilgili çıkmaza giren müzakereler vardı. Diğer taraftan Sudan Dışişleri Bakanlığı, Etiyopya ile Sudan arasında çözülmeyi bekleyen krizlerle ilgili gelişmeleri ele almak üzere Addis Ababa’daki büyükelçisini çağırarak bir istişare toplantısı düzenledi.
AfB’nin adımı Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Abdulaziz Kattan’ın Hartum’u ziyaret etmesinin akabinde geldi. Kattan ziyareti sırasında Suudi Arabistan’ın Arap ülkelerinin su güvenliğini sıkı bir şekilde savunduğunu ve Nahda Barajı dosyasını üç ülkenin haklarını garanti altına alacak şekilde çözüme kavuşturma çabalarını vurguladı.
Ould Labbat dün Sudan Dışişleri Bakanı Meryem el-Mehdi ile görüşmesi ertelenirken Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu ve Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk ile ayrı ayrı görüşmeler yaptı.
Ould Labbat, AfB Komisyonu Başkanı Musa Faki’nin AfB ile Sudan’daki geçiş yönetimi arasında ortak öneme sahip bazı konularla ilgili ayrıntılı bir mektubunu Egemenlik Konseyi Başkanı’na ilettiğini söyledi. Ould Labbat yaptığı açıklamada “AfB 2019 yılının Nisan ayından beri Sudan’daki gelişmelerle uyum içerisinde hareket ediyor. AfB geçiş yönetimindeki yetkililerin etkili, tutarlı ve Sudan halkının iradesinden hâsıl olmasını sağlamak için elindeki tüm imkanları kullandı” dedi.
Ould Labbat, mesajın içeriğinin Sudan’daki geçiş döneminin gidişatına ilişkin önemli gelişmelerden ve Sudan’ın oldukça önemli olan bazı dosyalarla ilişkilerindeki bir dizi hassas meselelerden oluştuğunu kaydetti. Ould Labbat, Başbakan ile yaptığı görüşme esnasında Nahda Barajı gibi bazı önemli Afrika konularını ve Sudan-Etiyopya sınırındaki son gelişmeleri ele aldıklarını ifade etti. Aynı zamanda AfB’nin Afrika ile ilgili problemlerde barışçıl Afrika çözümleri ilkesini gözettiğini ve ülkedeki geçiş dönemi için destek vermeye hazır olduğunu vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın kaynaklarından edindiği bilgilere göre Afrikalı diplomat hükümetteki üst düzey yetkililerle görüşmesini tamamlamasının ardından Sudan Dışişleri Bakanı ile ertelenen görüşmesini bugün yapması bekleniyor. Kaynaklar Dışişleri Bakanlığı’nın iki gün önce çağırdığı Sudan’ın Addis Ababa Büyükelçisi Cemal eş-Şeyh ile Sudan-Etiyopya sınırındaki gerginlik, Nahda Barajı dosyası ve görevinin başına dönmeden önce net bir vizyon benimsemesi ile ilgili olarak bir toplantı düzenlediğini bildirdi.
Basında AfB’nin, Ould Labbat’ı Sudan hükümeti yetkilileriyle Etiyopya-Sudan sınır krizini görüşmek üzere gönderdiği ifadeleri yer aldı. Çıkan haberlerde Dışişleri Bakanlığı’nın Afrikalı diplomatın Hartum’daki görevlerine ilişkin sunumunu dinleyeceği söylendi.
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk’un başkanlığındaki Nahda Barajı Yüksek Komitesi iki akşam önce olağanüstü bir toplantı düzenledi. Söz konusu toplantıda Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin AfB Dönem Başkanlığını devralmasının ardından Sudan’ın AfB’nin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin arabuluculuk yapmak üzere müzakerelere katılma önerisinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı. Sudan, ülkenin ulusal güvenliğine ve su tesisatlarına tehdit oluşturduğu gerekçesiyle Etiyopya’nın önümüzdeki temmuz ayında Nahda Barajı’nın ikinci dolum aşamasını başlatacağına yönelik açıklamalarını tekrar reddetti. Diğer taraftan Sudan hükümetine bağlı Nahda Barajı Takip Yüksek Komitesi, baraj konusunda dörtlü uluslararası arabuluculuk fikrini açıklamak üzere uluslararası taraflarla istişareye devam edilmesi yönünde bir karar aldı.
Ould Labbat, Sudan’daki Askeri Geçiş Konseyi (AGK) ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) arasındaki müzakerelere liderlik etmişti. Söz konusu müzakereler ülkedeki geçiş dönemini yöneten siyasi bir anlaşmanın imzalanmasıyla sona ermişti.
Etiyopya’nın, topraklarına yönelik saldırganlığını kınayan Sudan bunu egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün bir ihlali olarak nitelendirdi. Sudan bu saldırganlığın bölgenin güvenliği ve istikrarı üzerinde tehlikeli yansımaları olabileceğini kaydetti. Aynı zamanda bunun sonuçlarından tamamen Etiyopya’nın sorumlu olduğunu söyleyerek topraklarına yönelik saldırıları derhal durdurması, diyalog seçeneğini izlemesi, üzerinde anlaşılan sınırların yeniden çiziminin tamamlanması ve işaretlerin konulması çağrısında bulundu.



Sudan'da savaş, çocuk yaşta evlilik olgusunu derinleştiriyor

Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
TT

Sudan'da savaş, çocuk yaşta evlilik olgusunu derinleştiriyor

Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters

Reşit olmayanların evlenmesi Sudan'ın bazı kırsal kesimlerinde yaygın bir olgu olsa da, savaş, geride bıraktığı feci koşullar nedeniyle yaygınlığını iki katına çıkardı ve bu, muhafazakar bir toplumsal yapıya sahip ailelerin kompozisyonunda bir değişikliğe yol açabilir.

Kız çocuklarını silahlı çatışmayla bağlantılı cinsel şiddetten koruma ihtiyacı, bazı ailelerin kızlarını evlendirmesine ve bu kızların kendi seçmedikleri yaşam koşullarının genç kurbanları haline gelmesine neden oldu.

15 Nisan'da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla insan öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi.

Özellikle en şiddetli çatışmaların yaşandığı iki bölge olan başkent Hartum ve Darfur bölgesinde çok sayıda cinsel saldırı ihbarı alındı.

Yeni deneyim

Erken evlilik, birden çok sosyal saikle, savaş nedeniyle artıyor ya da babanın kızını gerilim yaşanan bölgelerde kaçırılmaktan korumak için kızını evlendirmeye başvurması şeklinde kendini gösteriyor.

Mevcut savaş nedeniyle erken yaşta evlendirilenlerden biri olan Safiye, yaşadığı üzüntüyü şöyle anlattı:

Babam beni 13 yaşındayken aileye yakın biriyle evlenmem için teşvik etti. Haziran başında nikah kıydı. Hartum'dan uzak bir eyalete taşındım ve gelecekte ortaya çıkabilecek korkunç sonuçlardan çekiniyorum.

Ailesi, onu şu anda koşulların zor olduğuna ikna etti ve tüm taraflar için çözümün, silahlı çatışmayla ilgili artan şiddet olgusu ve savaş nedeniyle başkentteki günlük işini kaybettikten sonra, babasının onun eğitimini tamamlamasına yardım edememesi sebebiyle kendisini koruyacak bir erkekle evlenmek olduğuna ikna etti.

Safiye, "kocasının sevgisiyle çevrili, mutlu bir şekilde yaşamayı ve ailevi yükümlülüklerin onun eğitimini tamamlamasını engellememesini" umuyor.

Hedefleme ve saldırı

Ayrıca Save the Children (Çocukları Kurtarın Vakfı), yaptığı açıklamada silahlı savaşçıların genç kızlara "endişe verici sayıda" cinsel saldırı ve tecavüz ettiğini söylerken, Birleşmiş Milletler cinsiyete dayalı şiddette "gözle görülür bir artış" olduğunu bildirdi.

Sudan'daki Save the Children'ın direktörü Arif Nur, "Resmi rakamların buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu biliyoruz. 12 yaşındaki kız çocukları cinsiyetleri, ırkları veya savunmasızlıkları nedeniyle hedef alınıyor" dedi. Nur, "Bazı ebeveynler, kızlarını tacizden korumak için küçük yaşta evlendiriyor" diye ekledi.

Kızların günlerce gözaltında tutulduğu, cinsel saldırıya uğradığı ve kadınlara ve kız çocuklarına yönelik toplu tecavüz vakalarına dair haberler vardı.

Birleşmiş Milletler kuruluşları bu hafta yaptıkları ortak açıklamada, "Sağlık hizmeti sağlayıcıları, sosyal hizmet uzmanları, danışmanlar ve toplum koruma ağları, ülke genelinde çatışmalar devam ederken cinsiyete dayalı şiddet raporlarında belirgin bir artış olduğu konusunda" uyarıda bulundu.

İnsanlık suçu

Sudan'da yüzlerce kız çocuğu erken evlilik nedeniyle okulu bırakmakta, sağlıklarına verdiği zararın yanı sıra, kapasitelerini aşan büyük bir yükün altına girmekte ve bir kısmı çeşitli biçimlerde şiddete maruz kalıyor.

Sosyal araştırmacı Sarah Süleyman, bu olguyu şöyle tanımladı:

Reşit olmayanların evlenmesi, tüm insani, yasal ve sosyal standartlara göre bir suç. Savaşların etkileri, özellikle çatışmaların yaşandığı şehirlerde ve sonuçları ne olursa olsun ailelerin kentsel alanlardan yerinden edilmiş kamplara taşınmasında genç yaşta evlilik oranlarının artmasına katkıda bulundu. Aslında, kırsal topluluklarda küçüklerin evlenmesi, onların sosyal gelenek ve göreneklerinin bir parçası.

Süleyman, "binlerce kız çocuğunun eğitim ve hayat arkadaşı seçme hakkından mahrum bırakıldığı" konusunda uyardı.

Süleyman ayrıca, bu evliliklerin çoğunun mahkemeler dışında ve sadece yasal bir görevli tarafından onaylanan bir evlilik akdi ile gerçekleştiğini ve bu nedenle çoğunun boşanma davasına dönüştüğünü belirtti.

Sosyal araştırmacı, genç yaşta evliliğin Sudan toplumunun sorunlarını çoğalttığı çünkü genç kadınların evlilik hayatının yüklerini taşıyamadığı ve aileye ve zaman zaman ortaya çıkan çatışmalara uyum sağlayamadığı değerlendirmesinde bulundu.

Süleyman, "Evli kadınların çoğu fakir ailelerden geliyor. Ayrıca bunlar genellikle eğitimsiz veya yetim kızlar oluyor. Hali vakti yerinde bir ailede yaşarken bu yaşta evlenen birine nadiren rastlanır" ifadelerini kullandı.

Bozuk koruma

Sudan hükümetinin Kadına Yönelik Şiddet Birimi, rakamların toplam sayının yalnızca yüzde ikisini temsil ettiğini tahmin ediyor.

Birim başkanı Salime İshak, "Başkent Hartum'da kadınlara yönelik belgelenmiş 51 cinsel şiddet vakası varken, Darfur bölgesinde 46 vaka kaydedildi" dedi.

İshak, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Koruma mekanizmaları çarpıtılmış ve kızları çatışma kaynaklı şiddetten koruyamıyor çünkü aileler tecavüz korkusuyla veya ülkenin bilinmeyen geleceği sebebiyle, özellikle yer değiştirme döneminde, yeni bir hayatı güvence altına almak için erken evliliğe başvuruyor.

İshak, çatışma bölgelerinde kız çocuklarının, özellikle de reşit olmayanların kaçırılma vakalarının artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Savaş ülkenin bazı bölgelerine sıçradığı için İshak, "Sudan'daki tüm kadınların cinsel şiddete karşı savunmasız olduğuna" dikkat çekti.

Sağlık sorunları

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Tağrid Ömer, reşit olmayan yaşta evlilik mağdurlarının sağlık üzerindeki etkilerine açıklık getirmek için, "Genç yaşları nedeniyle aile sorunlarına katlanamama sonucu intihar eden bazı evli kadınlar var. Erken yaşlarda evlenenlerde rahim ağzı kanseri görülme sıklığının yüksek olmasının yanı sıra evlilik ilişkisinin başlangıcında üreme sisteminin kaybına ek olarak cerrahi müdahale gerektirecek kanamalar da oluşabiliyor" dedi.

Ömer, konuyla ilgili açıklamalarına şöyle devam etti:

Hamilelik gerçekleştiğinde, küçük kız çocuğu, rahim tam olarak gelişmediği için ve kadın hormonlarındaki dengesizlik nedeniyle 36. haftadan önce düşük ve erken doğum insidansındaki artışla kendini gösteren birçok sağlık sorununa maruz kalıyor.

Ömer ayrıca, "Sezaryen ile doğum oranlarındaki artışın yanı sıra ergen kızların gebelik komplikasyonları nedeniyle doğum sırasında ölme olasılıklarının daha yüksek olduğunu" kaydetti.

Reşit olmadan yapılan evliliklerin psikolojik etkileri ise "histerik durumlar, korku, kaygı ve depresyon" şeklinde kendini gösterebilmekte ve zamanla obsesif-kompulsif bozukluk ve şizofreniye dönüşebiliyor.

Bu da ancak birkaç kızın intihar ederek hayatlarını sonlandırmaması veya bazılarının uyuşturucu maddelere başvurarak bağımlı olmamasına bağlı.

Independent Arabia, Independent Türkçe