Uludağ’da ormanlık alanda kendi koluna açtığı damar yolundan vücuduna narkoz ve potasyum enjekte ederek ölüm uykusuna yatan asistan doktorun intiharı ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı düğmeye bastı

Uludağ’da ormanlık alanda kendi koluna açtığı damar yolundan vücuduna narkoz ve potasyum enjekte ederek ölüm uykusuna yatan asistan doktorun intiharı ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı düğmeye bastı
TT

Uludağ’da ormanlık alanda kendi koluna açtığı damar yolundan vücuduna narkoz ve potasyum enjekte ederek ölüm uykusuna yatan asistan doktorun intiharı ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı düğmeye bastı

Uludağ’da ormanlık alanda kendi koluna açtığı damar yolundan vücuduna narkoz ve potasyum enjekte ederek ölüm uykusuna yatan asistan doktorun intiharı ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı düğmeye bastı

Uludağ’da ormanlık alanda kendi koluna açtığı damar yolundan vücuduna narkoz ve potasyum enjekte ederek ölüm uykusuna dalan asistan doktorun intiharı ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı düğmeye bastı. Mustafa Yalçın’ın başasistan doktor olarak görev yaptığı kalp damar cerrahi kliniği çalışanları ifade için savcılığa çağrıldı. Geride 6 sayfalık mektup bırakarak canına kıyan genç doktorun kız arkadaşı da psikiyatri kliniğine yatırıldı.
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli asistan doktor Mustafa Yalçın, geçtiğimiz salı sabah 11:00’de girmesi gereken ameliyata gitmeyince arkadaşları tarafından merak edildi. Evden sabah saat 08:00’de otomobili ile ayrılan doktordan bir daha haber alınamayınca yakınları ve mesai arkadaşları durumu polis ile jandarma ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine harekete geçen ekipler, aracın Uludağ yoluna doğru gittiğini tespit etti. Bölgede yapılan arama çalışmasında, Yalçın’ın otomobili, Uludağ yolunun 11’inci kilometresinde terk edilmiş olarak bulundu. Otomobilin bulunduğu alan çevresine yoğunlaşan ekipler Yalçın’ın cansız bedenini, aracına 1,5 kilometre uzaklıktaki ormanlık alanda buldu. Yaklaşık yarım metre karın altında bulunan Yalçın’ın, potasyum ve çeşitli anestezide kullanılan ilaçlardan karışım yaptığı serumu damar yoluna bağlayıp, intihar ettiği tespit edildi. Yalçın’ın cansız bedeni, Cumhuriyet savcısının yaptığı incelemenin ardından otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Yapılan otopsinin ardından yakınlarına teslim edilen Yalçın’ın cenazesi memleketi Hatay’da toprağa verildi.

6 sayfalık mektupta mobbing iddiası
Mustafa Yalçın’ın yol kenarında park edip bıraktığı otomobilinde yapılan incelemede Yalçın tarafından yazıldığı tahmin edilen 6 sayfalık mektup buldu. Daha önceden bilgisayarda yazılıp 6 sayfa halinde çıktıları alınan notlarda, Yalçın’ın ilk kez Bursa’ya geldiğinde çok beğendiği Uludağ’da kamp yaptığı yerden bahsettiği, kız arkadaşına da ölümünün kendisiyle hiç bir ilgisinin bulunmadığını içinde bulunduğu duruma daha fazla katlanamadığı için bu yolu seçtiğini, intihar ederken neden böyle bir yol seçtiğini de anlattığı öğrenildi. Yalçın'ın bir kısmı halen günyüzüne çıkmayan notlarında aynı serviste görev yaptığı kız arkadaşı ile birlikte baskı gördüğü bazı kişilere özel notlar yazdığı iddia edildi.

Çalıştığı kliniktekiler ifadeye çağrıldı
Mustafa Yalçın’ın intiharı ve altında yatan sebebi araştıran Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili çok yönlü soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Yalçın’ın görev yaptığı klinik çalışanları savcılığa çağırılarak ifadelerine başvuruldu.
Asistan hekimlere mobbig uygulandığı iddiaları üzerine de harekete geçen savcılık çalışanların tek tek ifadelerine başvurdu.
Öte yandan Mustafa Yalçın’ın aynı klinikte görev yapan kız arkadaşının da yaşanan olayın ardından psikiyatri kliniğinde tedavi altına alındığı öğrenildi. Mustafa Yalçın’ın intiharının ardından açıklama yapan Uludağ Üniversitesi Rektörü Dr. Ahmet Saim Kılavuz da "Kurumumuz için gelecek vadeden çalışma arkadaşımız Dr. Mustafa Yalçın’ın kaybı tüm detaylarıyla savcılık tarafından araştırılmaktadır. Üniversite olarak süreci hassasiyetle takip ediyoruz" dedi.

Sağlık sektöründe de devrecilik mi var?
Mustafa Yalçın’ın hayatını kaybettiği olay sağlık camiasında da şok etkisi yaptı. Çok sayıda sağlık çalışanı sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda sağlık sektöründe bu güne kadar hiç söz edilmeyen mobbinge dikkat çekerek genç asistanında mobbing kurbanı olduğuna vurgu yaptı.
Olayın ardından konuşan bir sağlık çalışanı sağlık sektöründe mobbing var mı? sorusuna şu şekilde cevap verdi.
"Çayda dem bizde kıdem", kıdem önemli, herkes bir altını ezer, despot hocan varsa herkesi ezer, bazen fiziksel şiddet bile olur. Eskiden çok daha kötüydü. Şimdi yapamıyorlar o kadar. Hakarette kalıyor iş. Nöbet zaten olmazsa olmaz O işin kuralı. Ben hala nöbet tutuyorum. Uzman arkadaşların yükünü hafifletmek için. Kolay değil işleri. Asistanların arkasında durmak lazım. Bizde çok çektiğimiz için onlara öyle davranmıyoruz. Halden anlıyoruz. Ama anlamayanlar da olabiliyor. Ben çektim onlar da çeksin diyenler de oluyor."



Erdoğan, Şam'a, SDG'nin orduya entegre edilmesi kararını hayata geçirmesi çağrısında bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Şam'a, SDG'nin orduya entegre edilmesi kararını hayata geçirmesi çağrısında bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye hükümetine, çoğunluğu Kürtlerden oluşan ABD destekli “Suriye Demokratik Güçleri”ni (SDG) orduya dahil etme kararını uygulamaya çağırdı.

Cumhurbaşkanı Ahmed eş Şara hükümeti, geçtiğimiz mart ayında SDG liderliğiyle SDG savaşçılarının silahlı kuvvetlere dahil edilmesi konusunda bir anlaşmaya varmıştı.

Erdoğan, Budapeşte'den kalkan uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Özellikle (YPG) meselesini yakından takip ediyoruz. Şam yönetiminin bu konudan dikkatini başka yöne çevirmemesi önemlidir" ifadesini kullandı. Türkiye Cumhurbaşkanı, ülkesinin Suriye, Irak ve ABD ile birlikte, yıllardır SDG güçleri tarafından yönetilen Suriye'nin kuzeydoğusundaki gözaltı kamplarında bulunan DEAŞ militanlarının kaderini müzakere etmek üzere bir komite kurduğunu belirtti. Irak'ın “kamplar konusuna odaklanması gerektiğini, çünkü (Hol kampındaki) kadın ve çocukların çoğunun Suriyeli ve Iraklı olduğunu ve ülkelerine geri gönderilmeleri gerektiğini” söyledi.