ABD Savunma Bakanı: Washington, Afganistan’da diplomatik bir çözüm için kararlı

Brüksel'de Perşembe günü NATO savunma bakanları toplantısı gerçekleşti. (DPA)
Brüksel'de Perşembe günü NATO savunma bakanları toplantısı gerçekleşti. (DPA)
TT

ABD Savunma Bakanı: Washington, Afganistan’da diplomatik bir çözüm için kararlı

Brüksel'de Perşembe günü NATO savunma bakanları toplantısı gerçekleşti. (DPA)
Brüksel'de Perşembe günü NATO savunma bakanları toplantısı gerçekleşti. (DPA)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, NATO savunma bakanlarına hitaben yaptığı konuşmasında ABD’nin Afganistan’daki savaşı sona erdirmek için diplomatik çabalara bağlı olduğuna dair güvence verdi. Austin, Afganistan’da bulunan Amerikan kuvvetlerinin aceleyle ve örgütsüz bir şekilde çekilmeyeceğini ve herhangi bir kararın müttefiklerle koordineli olarak alınacağını da sözlerine ekledi.
Austin’in açıklamaları, NATO savunma bakanları tarafından düzenlenen iki günlük bir toplantının ardından geldi ve Pentagon toplantının sonuçlarıyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bakanlar, Afganistan'dan çekilme kararını ertelemeyi kabul etti. Pentagon, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Amerikan kuvvetlerinin dünyada, özellikle de Afganistan'da konuşlandırılmasına ilişkin kapsamlı bir inceleme yaptığını duyurmuştu. Eski Başkan Donald Trump yönetimi tarafından Taliban’la imzalanan anlaşmaya ABD askerlerinin 1 Mayıs 2021’e kadar Afganistan’dan tamamen çekilmesini öngörüyor. Amerikalı yetkililer, Trump döneminde yıllarca süren gerilimin ardından müttefiklerle ilişkilerini yeniden canlandırmak isteyen Bakan Austin'in müttefikleri dinleyeceğini ve görüşlerini Biden'a ileteceğini söylemişlerdi. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken Çarşamba günü Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’yi aradı ve ABD'nin müttefikleriyle ileriye dönük istişarelerde bulunacağına dair güvence verdi. Ancak sivillere ve Afgan güçlerine yönelik devam eden silahlı saldırılar ve aktivistlerin kaçırılması ve öldürülmesi eylemlerinin sürmesi hareketin amacının bir kez daha Afganistan'ı terör örgütleri için güvenli bir sığınak haline getirmek olduğuna dair korku ve eleştirilere yol açtı. Afganistan'da 9 bin 600 askeri bulunan NATO destek misyonunun kaderi, Washington'ın geçen yıl Taliban ile bir anlaşma imzalaması ve önümüzdeki Mayıs ayında çekilmesi öngörülen 2 bin 500 askeri ülkede tutması sonrasında NATO'nun gündeminin en başında yer aldı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Pek çok ikilemle karşı karşıyayız ve kolay seçenek yok. Bu aşamada, Afganistan’daki varlığımızın geleceği ile ilgili nihai bir karar vermedik, ancak yaklaşan geri çekilme tarihi ile birlikte, önümüzdeki haftalarda NATO üyeleri yakın istişare ve koordinasyon sağlamaya devam edecek" dedi. Afganistan'daki şiddet olaylarından Taliban'ı sorumlu tutan ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, “Bu ülkede şiddetin dozu çok yüksek. Bize veya NATO’daki dostlarımıza değil, orduya, güvenlik teşkilatlarına ve halka yönelik şiddet çok yüksek. Bunun ana kaynağı Taliban. Terör örgütü DEAŞ kesinlikle saldırılar gerçekleştirdi, ancak bu Taliban'ın yaptıklarına kıyasla hiçbir şey değil. Taliban’ın, Afgan güçlerine yönelik ülke çapındaki saldırılarını ve belirli kentsel alanlarda gerçekleştirdiği suikastları kınıyorum. Onların Taliban olduğu açık ve başkası olamaz. Çok net."



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.