Servet hırsı ve İran’ın kontrolü Husileri savaşı bitirme fikrinden uzaklaştırıyor

Sana’daki bir hayır derneğinden gıda yardımı alan iki Yemenli. (EPA)
Sana’daki bir hayır derneğinden gıda yardımı alan iki Yemenli. (EPA)
TT

Servet hırsı ve İran’ın kontrolü Husileri savaşı bitirme fikrinden uzaklaştırıyor

Sana’daki bir hayır derneğinden gıda yardımı alan iki Yemenli. (EPA)
Sana’daki bir hayır derneğinden gıda yardımı alan iki Yemenli. (EPA)

Husi milisleri, Marib’deki askeri ilerleyişi durdurma, Suudi Arabistan topraklarını balistik füzeler ile hedef alma, savaşa son verme ve siyasi çözüme yönelme çağrılarına karşı çıkmaya devam ediyor.
Siyasi kaynaklar, milis güçlerin kanatları arasında mümkün olan en yüksek miktarda paranın kontrol altına alınmasının yanı sıra barış çağrıları ile ilgili anlaşmazlığın artmasının ardından İranlı Hasan Erlo’nun talimatlarını bekledikleri görüşündeler.
Sana ve Aden’den siyasi kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda “Sana’daki yeni İran Büyükelçisi Erlo’nun artık askeri uzmanlarla birlikte Husi milislerinin askeri ve siyasi sahnelerini tamamen kontrol ettiğini, savaşın durdurulmasına ilişkin tüm kararların Tahran’a ve bölgedeki temsilcisine bağlı olduğunu” aktardılar.
Kaynaklar ayrıca “muhaliflerin el konulan mülkleri, devlet kaynakları, ticari şirketlerin varlıkları ile bankaların ve kurumların sömürülmesinin milis güçleri arasında para çatışması yaşanmasına neden olduğunu kaydettiler.
Bu durum, Husilerin karar mekanizmasının İran’ın elinde olduğunu belirten meşruiyeti destekleyen Koalisyon ve Yemen’in açıklamaları ile de örtüşüyor.
ABD’nin Yemen’deki savaşı durdurma ve siyasi bir anlaşmaya varma çağrısının başarı şansını gündemlerine alan siyasetçiler, binlerce milisin toplandığı Marib’deki saldırılarda yaşanan artışın Washington’ın barış çağrısının ardından geldiğine dikkat çektiler. Siyasetçiler, Tahran’ın yaptırımların kaldırılması ve nükleer anlaşmanın yeniden başlaması konusunda istediklerini almadan önce, özellikle de Moskova dosyasını bu amaçla kontrol etme imkanını kaybetmesinden bu yana, Husileri dünyaya ve bölgeye şantaj aracı olarak kullanmayı bırakmayacağını ve barış anlaşması yapmalarına izin vermeyeceğini kaydettiler.
ABD yönetiminin uyguladığı sert yaptırımlardan muzdarip olan İran, bölgedeki baskı ve şantaj araçlarını kaybettiğini ve Yemen’deki Husiler dışında başka bir kartı kalmadığını anlamış durumda. Bu nedenle İran’ın nükleer programı başlığında ve ekonomik yaptırımlar konusunda ilerleme elde edilene kadar bölgedeki gerilimi artırmak için çalışmaya edeceği belirtiliyor. Herhangi bir siyasi anlaşma imzalanmasına yönelik girişimini de yok etmeye çalışacağı vurgulanıyor.
Ekonomi alanında çalışmalar yürüten kesimler, Sana’daki İran Büyükelçisi’nin Husi milislerinin siyasi ve askeri kararlarını yönettiğini ve Husi liderler arasında para, şirketler ve önemli mevkilere yönelik şiddetli bir çatışmanın kapısını araladığını belirtiyorlar. Nitekim Muhammed Ali el-Husi, kendisini adalet sisteminin başına getirdikten sonra emlak sektörünü kontrol eden kanadı yönetmeye başladı. El-Husi satış ve mülkiyet sözleşmelerine ilişkin yolsuzluk ile mücadele sloganı ile yüzlerce çalışanı yerlerinden etti.
Cumhurbaşkanlığı Ofisi Müdürü Ahmed Hamid de muhaliflere ait ticaret şirketlerini elinde tutarken bu konuda kendisine Husi milislerinin askeri kanadındaki lojistik destek yetkilisi Salih Al-Shaer destek veriyor.
Husilerin ileri gelen liderlerinin elde ettikleri servet göz önüne alındığında, barış çağrılarına cevap vermelerinin imkansız olduğu kaydediliyor. Zira Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam’ın başkent saldırısından herhangi bir varlığı bulunmuyordu. Kaynaklara göre kendisi bugün bazıları sahte isimlerle yönetilen 27 şirkete sahip. Ayrıca çeşitli yollardan elde ettiği 500 milyon doların üzerinde değere sahip özel bir finans ağını yönetiyor.
Mallarına el konulan muhaliflerin ve tüccarların yayınladığı belgeler, gerçek adı Abdusselam Felita olan sözcünün aralarında Macid Abdullah Ahsan Dabash’ın da bulunduğu bir ağı denetlediğini,  petrol türevlerinin ithalatına yönelik faaliyet gösteren “Oasis Oil” şirketinin ve Muhammed Ahmed el-Fakih ile ortak olduğu “Royal Plus Nakliye Hizmetleri ve Ticari Ajanslar” şiketinin sahibi ve yöneticisi olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca “el-Fakih Ticaret, Sanayi ve Petrol Hizmetleri” şirketi ve “Star Plus Yemen Ticaret Ltd.” şirketlerine de sahip olduğunu gösteriyor.



İsrail Gazze’de 17’si yardım bekleyenler olmak üzere 38 Filistinliyi katletti

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde açtığı ateş sonucu aralarında çocukların da olduğu 25 Filistinli öldü, onlarca kişi yaralandı (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde açtığı ateş sonucu aralarında çocukların da olduğu 25 Filistinli öldü, onlarca kişi yaralandı (AP)
TT

İsrail Gazze’de 17’si yardım bekleyenler olmak üzere 38 Filistinliyi katletti

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde açtığı ateş sonucu aralarında çocukların da olduğu 25 Filistinli öldü, onlarca kişi yaralandı (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde açtığı ateş sonucu aralarında çocukların da olduğu 25 Filistinli öldü, onlarca kişi yaralandı (AP)

Filistin medyası dün sabah Gazze Şeridi’nde İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucu 17’si yardım bekleyenler olmak üzere 38 kişinin öldüğünü bildirdi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal ve tıbbi kaynaklar bugün, Gazze Şeridi'nde İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu aralarında çocukların da bulunduğu en az 25 Filistinlinin öldürüldüğünü ve onlarca kişinin yaralandığını belitti.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan Mahmud Basal, İsrail güçleri tarafından açılan ateş sonucu beş kişinin öldüğünü ve 40'tan fazla kişinin yaralandığını, bunların Refah'ın güneyindeki Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (GHF) bağlı bir yardım merkezinin yakınlarındaki Şakuş bölgesinden nakledildiğini söyledi.

Görgü tanıklarının ifadesine göre neredeyse her gün olduğu gibi, binlerce Filistinli, İsrail ve ABD destekli GHF’ye ait Han Yunus ve Refah'taki iki yardım dağıtım merkezinin çevresinde yiyecek almak için toplanmıştı.

Öğleden sonra, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Sudaniye bölgesi yakınlarında, bazı yardım kamyonlarının geçtiği İsrail'in Zikim Askeri Geçiş Kapısı yakınlarında yardım bekleyen iki genç öldürüldü ve çok sayıda kişi yaralandı. Basal, İsrail uçaklarından ateş açıldığını söyledi.

Han Yunus’un kuzeybatısındaki Esdaa bölgesindeki bir mülteci kampında çadırındaki bir kız çocuğu, İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucu başından vurularak öldü. Bir başka kız çocuğu ise Gazze şehrinin kuzeydoğusundaki en-Nefek caddesinde İsrail askerlerinin açtığı ateş sırasında isabet eden mermi sonucu öldürüldü.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Basal, Gazze şehrinde ‘işgalci İsrail’e ait savaş uçaklarının Zeytun mahallesindeki iki evi hedef alan hava saldırısı sonucu’ sekiz kişinin, şehrin Tevaf mahallesindeki hava saldırısı sonucu iki kişinin ve Nuseyrat Mülteci Kampı’na (Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki) düzenlenen hava saldırısı sonucu evinin duvarının çökmesi sonucu bir çocuğun öldüğünü belirtti.

Nuseyrat Mülteci Kampı’nda aynı aileden beş kişi evlerine düzenlenen saldırıda öldürüldü.

Sivil Savunma Müdürlüğü, dün gece Gazze'nin merkezinde bir yardım kamyonunun devrilmesi sonucu 20 kişinin öldüğünü bildirdi.

Hamas hükümeti basın ofisinden yapılan açıklamada, daha önce bombalanmış ve geçişe uygun hale getirilmemiş güvenli olmayan yollardan geçmeye zorladığı için kamyonun devrilmesinden İsrail’i sorumlu tuttu.

Öte yandan Gazze'deki hastaneler son 24 saat içinde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle beş ölüm vakası kaydetti. Gazze Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre aynı sebepten ölenlerin sayısı 96'sı çocuk olmak üzere 193'e yükseldi.