Katı ekonomik önlemler alan Sudan’da kur rejiminde değişiklik yapıldı

Sudan Maliye Bakanı: Karar, borç erteleme programından yararlanmak ve yatırım çekmek için atılmış bir adımdır

Sudan Maliye Bakanı, Merkez Bankası Başkanı ve Ticaret Bakanı dün Hartum'da ortak basın toplantısı düzenledi (AFP)
Sudan Maliye Bakanı, Merkez Bankası Başkanı ve Ticaret Bakanı dün Hartum'da ortak basın toplantısı düzenledi (AFP)
TT

Katı ekonomik önlemler alan Sudan’da kur rejiminde değişiklik yapıldı

Sudan Maliye Bakanı, Merkez Bankası Başkanı ve Ticaret Bakanı dün Hartum'da ortak basın toplantısı düzenledi (AFP)
Sudan Maliye Bakanı, Merkez Bankası Başkanı ve Ticaret Bakanı dün Hartum'da ortak basın toplantısı düzenledi (AFP)

Sudan hükümeti, ülke ekonomisinin karşı karşıya olduğu yapısal krizi ele almaya yönelik ekonomik önlemler çerçevesinde kur rejimini ‘esnek bir yönetim politikası’ uyarınca değiştirirken karaborsadaki ve resmi borsadaki döviz kurlarının değerini birleştirileceğini açıkladı. Açıklamanın hemen ardından Sudan’daki ticari bankalar, döviz kuru değişim oranını dolar başına 375 pound olarak belirledi.
Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim, Merkez Bankası Başkanı Muhammed el-Fatih Zeynelabidin ve Sudan Ticaret ve Sanayi Bakanı Medeni Abbas Medeni ile dün başkent Hartum’da düzenlediği ortak basın toplantısında, döviz kurunun birleştirilmesi kararının, borç erteleme programından yararlanabilmek için atılan ‘ilk adım’ olduğunu söyledi. Bakan İbrahim aynı zamanda yurt dışında çalışanların birikimlerini çekmenin ve yatırımları teşvik etmenin de hedeflendiğini belirtti.
Sudan Merkez Bankası’ndan dün sabah yapılan açıklamada, ekonomiyi istikrara kavuşturmayı ve ekonominin karşı karşıya olduğu yapısal dengesizlikleri gidermeyi amaçlayan ekonomi politikalarının gözden geçirilmesi çerçevesinde karaborsadaki ve resmi borsadaki döviz kurlarının değerini birleştirme kararı alındığı duyuruldu. Açıklamada, hükümetin döviz kuru sisteminde devalüasyona gitmek ve kur piyasalarını birleştirmek amacıyla bir politika ve prosedürler paketini onaylama kararı aldığı, böylece ‘yönetilen esnek bir döviz kuru rejimini’ benimsediği belirtildi.
Sudan’ın karşı karşıya olduğu zorlu ekonomik koşullar, ülkedeki döviz kurunda korkunç bir bozulmaya yol açtı. Bu nedenle karaborsada bir ABD dolarının değeri 400 Sudan pounduna kadar ulaştı. Resmi borsada ise döviz kuru değişim oranı uzun süre dolar başına 55 poundda kalması, döviz kaynaklarında azalmanın yanı sıra buğday ve akaryakıt gibi temel emtiaların fiyatlarında artışa yol açarken ürün kıtlığına neden oldu.
Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, kur rejiminde değişiklik yapıldığı duyurusuna bankalar ve döviz bürolarındaki devletin reform vizyonunu uygulamayı hedeflen yeni prosedürler, yayınlar ve düzenlemeler eşlik etti.
Hükümetin karaborsa ile resmi borsadaki döviz kurunu birleştirme adımının ülke ekonominin istikrar kazanmasına katkı sağlayacağı ifade edilen açıklamada, ayrıca yurtdışında çalışanların birikimlerini çekmenin, yabancı yatırımları teşvik etmenin, ülkenin bölgesel ve uluslararası finansman kurumları ile ilişkilerini normalleştirmenin, hibeler ve krediler çekmenin yanı sıra üretici ve ihracatçıları ve özel sektörü ‘ödüllendirici’ bir döviz kuru elde etmeye teşvik etmenin amaçlandığı kaydedildi. Açıklamada böylece kaçakçılık faaliyetlerinin azaltılarak kur spekülatörlerinin faydalandığı boşlukların kapatılacağına ve Sudan'ın Ağır Borçlu Yoksul Ülkeler (HIPC) İnisiyatifi’nden yararlanarak dış borçlarından muaf tutulmasına kapının aralanacağına işaret edildi.

Yabancı döviz hareketlerine yönelik kısıtlamalar
Açıklamaya göre Merkez Bankası, yurtdışına çıkacak olan kişilerin yanlarına yalnızca bin dolar almasına izin vermek dahil olmak üzere yabancı döviz hareketlerine kısıtlamalar getirdi. Sudan’da bankalar, döviz kurlarını arz ve talebe göre değiştirme gücüne sahipti.
Öte yandan Maliye Bakanı İbrahim gazetecilere, hükümetin döviz kuru rejimini değiştirme adımıyla ekonominin istikrara kavuşmasını umduğunu ve böylece yurtdışında çalışanların birikimlerini çekmenin ve yabancı yatırımları teşvik edilmesinin hedeflendiğini söyledi. Bakan ayrıca Sudan’ın bu adımı uluslararası finans kuruluşlarına olan toplam 60 milyar dolarlık borcunu sildirmek amacıyla attığını da sözlerine ekledi.
Bakan İbrahim, hükümetin kararını yoksullar üzerindeki etkisini kişi başına aylık 5 dolarlık doğrudan destek sağlayarak hesapladığını söyledi. Ticaret Bakanı Medeni ise uluslararası bağışçılar tarafından desteklenen bir program başlatmak amacıyla vatandaşlara destek sağlamak için ayrılan tutarların bugün itibariyle Maliye Bakanlığı hesaplarına aktarılacağını belirtti.
Maliye Bakanı gümrükte kullanılan dolar kurunun karardan etkilenip etkilenmeyeceğine dair net bir bilgi vermezken buradaki döviz kurlarının gümrük oranlarıyla ve gümrükten geçen malın türüyle bağlantılı olduğu için incelemeye tabi olduklarını söyledi. Bakan İbrahim, “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile konuyu düzenleme, buna yönelik gerekli önlemleri alma sürecindeyiz” ifadelerini kullandı.  Bakan aynı zamanda üretim girdilerinin gümrük vergilerinden muaf tutulacağını kaydetti.

Uluslararası hibeler ve krediler
Sudan hükümetinin hibe ve kredi aldığını açıklayan, ancak rakamlardan bahsetmekten kaçınan Maliye Bakanı, “Para bize ulaştı, daha da gelecek. Fakat şimdilik rakamlarını açıklamamayı tercih ediyorum. Rakamların açıklanması, bu fonların çeşitli şekillerde geri çekilmesi riskini doğurabilir. Ama halkımızı Merkez Bankası’nın gerekli gördüğü her an müdahale edebilecek durumda olduğuna temin ederim” dedi.
Hükümetinin kur rejiminde yurt dışından gelen talepleri yerine getirmek amacıyla değişiklik yaptığı iddialarını yalanlayan Maliye Bakanı İbrahim, “Karar dışarıdan dikte edilmedi. Bu bizim kararımız. Ekonomimizin bu karar olmadan çözülemeyecek bir durumda olduğunu gördük. Fakat bazı yabancı tarafların, bu kararı verirsek bize yardım edeceklerini vermesek etmeyeceklerini ve HIPC’den yararlanamayacağımızı söyledikleri doğru” şeklinde konuştu.
Kaçakçılık faaliyetlerini engellemek için bir altın ve ihracat ürünleri borsasının oluşturulduğunu açıklayan Bakan İbrahim, “Rakamlar dünya piyasalarındaki rakamlara eşit olacak. Böylece altın kaçakçılığı yapılamayacak. Çünkü kaynak aradığı fiyatı bulacaktır. Elde edilen gelirler, komisyoncular tarafından kontrol edildikten sonra doğrudan ihracatta çalışacak üreticilere ulaşacak” ifadelerini kullandı.
Devletin ihracat kazançlarından, kredilerden veya hibelerden elde ettiği fonları temel ürünlerin ithal etmek için tahsis edeceğini ve bakanlığının temel ürünlerin sağlanması için orta ve uzun vadeli bir program hazırladığını ifade eden Maliye Bakanı, ‘bunun döviz kuru ya da başka bir faktörle ilişkili olmadığını söyledi.

Kur rejimi değişikliği kararının etkisi
Kararın ekonomi üzerindeki olumlu etkisinin orta vadede veya daha kısa bir sürede görülmesini bekleyen Bakan, “İnsanlar, kararın Sudan'ın ekonomik durumunda büyük dönüşümlere neden olan sonuçlarını görebiliyor. Yakında umut verici sonuçlar elde edilecek. Bu da herkesin çaba göstermesini, programın uygulanmasında iş birliği yapmamızı gerektiriyor. Böylece insanlar kararın meyvelerini toplayabilir ve yararlanabilirler.
Öte yandan Merkez Bankası Başkanı Muhammed el-Fatih Zeynelabidin, kararın, Sudan'ın dışarıdan dikte edilmeden hazırladığı ulusal bir programa dayandığını, aynı zamanda Sudan'a sağlanabilecek teşviklere de kapıları araladığını söyledi.
Sudan’da bankaların günlük faiz oranını belirleme konusunda işlem yapmaya yetkili olduklarını ifade eden Merkez Bankası Başkanı, “Bankalar, günlük faiz oranlarını ticari bankaların hareket edebileceği hareket marjına eklenen ortalama günlük oran ayarlanarak belirleyebiliyor. Bankanın yetkinliği, dış ilişkilerine bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Bu konuda meyveler veren büyük adımlar atıyoruz. Sonuçlarını yakında göreceksiniz” dedi.
Sudan Ticaret ve Sanayi Bakanı Medeni Abbas Medeni ise hükümetin, Doğu ve Güney Afrika Ülkeleri Ortak Pazarı (COMESA) ile imzalanan anlaşmaları ve Sudan'ın Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) katılımı sırasında taahhüt ettiği malların bildirilmesi işlemini dikkate alarak lüks malların ithalatını sınırlamak için gümrük vergilerini artırmaya çalışacağını açıkladı.
Hükümetin yatırımları teşvik eden ve yabancı yatırımcılara kapıyı aralayan yeni yasalar çıkaracağını söyleyen Bakan Medeni, “Yeni bir yatırım yasasının yanı sıra ticareti ve madenciliği düzenleyen başka bir yasa tartışılıyor. Aynı zamanda ABD ile tüm ticaret ve yatırım yasaları için Sudan'daki ticari yasalarda reform yapmaya, ileri adımlar atmaya yönelik bir destek programı için görüşmeler yapılıyor” ifadelerini kullandı.

ABD, karardan memnun
Sudan hükümetinim kur rejimi değişikliğini açıklamasının hemen ardından, ABD’nin Hartum Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada karardan duyulan memnuniyet dile getirildi. Büyükelçiliğin resmi Facebook sayfası üzerinden yapılan yazılı açıklamada, “Karar, borçların hafifletilmesinin önünü açarken resmi bir döviz kuru üzerinden harcanması gereken uluslararası yardımın etkisini de önemli ölçüde artırıyor. Bu yardımların potansiyel değerinin sadece bir kısmını Sudan halkına ulaşabiliyordu” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
“Sudanlı şirketlere büyük ölçüde yardımcı olacak olan karar, aynı zamanda diğer ülkeler için Sudan’a yatırım fırsatlarını artıracaktır. Artık ikili döviz kuru nedeniyle yerli ve yabancı şirketler Sudan'da iş yapmakta zorluk çekmeyecekler.”
Bu arada Sudan'ın en büyük ticari bankalarından biri olan Hartum Bankası (Bank of Khartoum) dün yaptığı açıklamada, önceki gün 360 pound bandında işlem gören bir ABD doları kurunun alış 375 pound satış 376,875 pounddan işlem gördüğünü duyurdu.
Sudan ekonomisi son dönemde kötü bir şekilde gerilerken fahiş fiyatlar ve temel ürünlerin kıtlığı nedeniyle geçtiğimiz Ocak ayında enflasyon oranı yüzde 300'ü aştı. Bu durum, ülkenin çeşitli yerlerinde ürün kıtlığı ve fahiş fiyatlara yönelik protesto gösterilerinin başlamasına yol açtı. Ancak hükümet, gösterilerden siyasal İslamcıları ve halk devrimiyle yıkılan eski rejimin destekçileri sorumlu tuttu.



Birleşmiş Milletler Yemen'deki Daimi Koordinatörlük ofisini Aden'e taşıdı

New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)
New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)
TT

Birleşmiş Milletler Yemen'deki Daimi Koordinatörlük ofisini Aden'e taşıdı

New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)
New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)

Birleşmiş Milletler, başkent Sana'da en az 18 BM personelinin gözaltına alınmasının ardından, Yemen'deki Daimi Koordinatör ofisini bir haftadan uzun bir süre sonra Aden'e taşıdı.

Yemen'deki Daimi Koordinatörlük Ofisi, salı günü ofisin Aden'e taşınmasına karar verildiğini duyurdu ancak Daimi Koordinatörün ülke genelindeki görevlerini sürdürmeye devam edeceğini belirtti.

Ofis, " Daimi Koordinatör Sana'da kalmaya devam edecek ve Sana da dahil olmak üzere ülke genelinde seyahat edecek" ifadesini kullandı.

Aden merkezli Yemen hükümetinin Dışişleri Bakanlığı, salı günü BM kararını memnuniyetle karşılayarak diğer BM programlarının da aynısını yapması çağrısında bulundu.

Bakanlık yaptığı açıklamada, "Bakanlık, Husi milislerinin onlarca insani yardım çalışanını keyfi olarak gözaltına almaya devam etmesini şiddetle kınadığını yineliyor ve derhal ve koşulsuz serbest bırakılmaları çağrısında bulunuyor" denildi.


HDK’nın el-Faşir’de düzenlediği saldırıda en az 18 sivil öldü

El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)
El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)
TT

HDK’nın el-Faşir’de düzenlediği saldırıda en az 18 sivil öldü

El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)
El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan iki tıbbi kaynak dün Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde kuşatma altındaki el-Faşir kentinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından düzenlenen saldırıda en az 18 sivilin öldürüldüğünü söyledi.

Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri olan el-Faşir, HDK ile savaşın başlamasından iki yılı aşkın bir süre sonra, Sudan ordusunun ve müttefiklerinin kontrolü altında kalan geniş bölgedeki son büyük şehir.

Kimliklerinin gizli kalmasını isteyen iki tıbbi kaynak tarafından bildirilen ölü sayısı, Güney Hastanesi ve el-Faşir Hastanesi’ne kaldırılan kurbanlarla sınırlı. Kaynaklar ayrıca, özellikle şehrin kuzeyinde bulunan Ebu Şuk Mülteci Kampı’nın güney kesiminde, bilinmeyen sayıda cesedin hemen gömüldüğünü bildirdi.

Sudan’daki savaşın acılarını belgeleyen sivil gruplardan biri olan Yerel Direniş Komiteleri Koordinasyonu'na göre HDK pazartesi gününden bu yana saldırıların gerçekleştiği şehrin kuzey mahallelerinde ilerliyor.

Yerel Direniş Komiteleri Koordinasyonu tarafından dün yapılan açıklamada, “Birçok sivil evlerinde öldürüldü, diğerleri ise şehrin kuzeyindeki eş-Şufra Mahallesi’nde gizemli koşullar altında tutuklandı” denildi. Yerel Direniş Komiteleri Koordinasyonu, el-Faşir üzerinde ‘iki gün üst üste’ çatışmalar, bombardıman ve sürekli insansız hava aracı (İHA) uçuşları olduğunu belirtti.

AFP'ye konuşan bir görgü tanığı, HDK’nın Ebu Şuk’taki mülteci kamplarının her birine topçu birlikleri yerleştirip savunma hatları kurduğunu söyledi.

BM’ye göre HDK 500 günden fazla bir süredir, yarısı çocuklardan oluşan yaklaşık 260 bin sivilin yaşadığı el-Faşir’i kuşatma altında tutuyor ve bu bölgede insani yardım neredeyse tamamen kesilmiş durumda.

Sivil toplum kuruluşu Avaaz tarafından dün düzenlenen basın toplantısında konuşan uzman Shaina Lewis, “Şehir sabah saat beşten bu yana bombalanıyor” dedi.

AFP, bölgenin uzaklığı ve iletişim hatlarındaki kesintiler nedeniyle çeşitli kaynaklardan sağlanan bilgileri bağımsız olarak teyit edemedi.

Öte yandan Sudan ordusu dün şafak vakti düzenlediği karşı saldırıda HDK saldırılarını püskürttüğünü duyurdu.

Sudan’da 2023 yılının nisan ayında başlayan savaşta on binlerce kişi hayatını kaybetti ve milyonlarca kişi yerinden edildi.


Katar'dan Netanyahu'ya: Uluslararası hukuku ihlal etmeye hesap sorulmadan devam edilmeyecek

Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
TT

Katar'dan Netanyahu'ya: Uluslararası hukuku ihlal etmeye hesap sorulmadan devam edilmeyecek

Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)

Katar Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uluslararası hukuk ihlallerinin hesap sorulmadan devam etmeyeceğini vurgulayarak, Gazze Şeridi'nde ateşkes için arabuluculuk yapmanın "gerçekçi görünmediğini ve şu anda odak noktamızın ulusal egemenliğimizi savunmak ve hain İsrail saldırısına yanıt vermek olduğunu" belirtti.

Bu açıklama, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun dün Doha'ya yaptığı ziyaretin ardından düzenlenen basın toplantısında Bakanlık Sözcüsü Mecid el Ensari tarafından yapıldı. Ziyaret, İsrail'in Doha'daki birkaç Hamas liderinin ikametgahını hedef alan saldırısından bir hafta sonra gerçekleşti.

Rubio, Katar'ı Gazze'de ateşkes sağlanması için İsrail ve Hamas arasında arabuluculuk rolünü sürdürmeye çağırdı. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre açıklamalarında, "anlaşmaya varmak için çok kısa bir zaman dilimi var" dedi ve "Dünyada arabuluculuk yapabilecek bir ülke varsa, o da Katar'dır. Bunu yapabilecek olanlar onlar" ifadelerini kullandı.

El-Ensari ise bu arabuluculuğun "özellikle İsrail başbakanının kendisiyle müzakere eden herkesi öldürmek ve arabulucu ülkeyi bombalamak istemesi nedeniyle şu anda gerçekçi görünmediğine" inanıyor. Ülkesinin, ABD'nin bu konudaki rolünü ve Gazze'de ateşkes sağlanmasına verdiği desteği takdir ettiğini vurguladı. İki ülke arasındaki kapsamlı iş birliğini "sadece Gazze'de değil, dünya çapında da birçok konuda" memnuniyetle karşıladı.

"Katar'ın şu anda tamamen ulusal egemenliğini savunmaya, hain İsrail saldırısına karşılık vermeye, bunun tekrarlanmamasını sağlamak için gerekli tüm önlemleri almaya ve buna sebep olanlardan hesap sormaya odaklandığını" yineleyerek, "Diğer tüm siyasi mülahazalar, bugün uğraştığımız durum karşısında artık ikinci plandadır" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü Doha'ya yapılan saldırının başarısız olmadığı ve bunun bir mesaj olduğu yönündeki açıklamasına Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü şu yanıtı verdi: "Pervasız politikaları nedeniyle her başarısızlıktan sonra başarısızlığını haklı çıkarmaya çalışmasına alışkınız. Bu yüzden mesajı bu şekilde geldi."

Sözcü şöyle devam etti: "Ayrıca ona bir mesaj da iletmek istiyoruz: Uluslararası hukukun hesapsızca ihlal edilmesine devam edilmeyecek ve arabuluculuk yapan bir devleti hedef almak, uluslararası topluma veya arabuluculuğa saygı duymadığının ve Gazze Şeridi'nde rehin tutulan vatandaşlarının bile geri dönüşünü öncelik olarak görmediğinin açık bir mesajıdır." Sözcü açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu nedenle mesajı uluslararası toplum için açıktı ve Doha'daki acil Arap-İslam zirvesinin mesajına ilave olarak, Güvenlik Konseyi toplantısı aracılığıyla da kendisine yanıt verdiler."

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Rubio'nun ziyareti sırasında, Doha ile ilişkilerin gücünü yinelediğini ve "Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurma ve rehineleri iade etme çabaları için Doha'ya teşekkür ettiğini" belirtti. Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Rubio'nun "Katar Devleti'nin güvenliğine güçlü destek verdiğini ve daha güvenli bir bölge konusundaki ortak kararlılığımızı ele aldığını" ifade etti.

El-Ensari ayrıca, İsrail saldırısını görüşmek üzere pazartesi günü Doha'da düzenlenen acil Arap-İslam zirvesinin, Arap ve İslam dünyasının Katar ile dayanışmasının ve kararlılığının açık bir göstergesi olduğunu ve Katar'a yönelik saldırının reddedildiğini vurguladı.

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, pazartesi günü Doha'da düzenlenen olağanüstü Körfez zirvesi açıklamasının "bu saldırıya karşı net önlemler içerdiğini, bu dayanışma mesajının önemli olduğunu ve yalnızca Katar'da, Arap ve İslam ülkelerinde değil, aynı zamanda genel olarak dünyada uluslararası yankı bulduğunu" belirtti.

Açıklamada, "ülkelerinden biri saldırıya maruz kaldığında Konsey'in doğal mekanizmalarından biri olan bir mekanizmaya açıkça atıfta bulunulduğunu" belirten El Ensari, bu nedenle zirvenin "Doha'da Katar ile dayanışma içinde düzenlendiğini ve bunun Körfez İşbirliği Konseyi'nin herhangi bir dış güç tarafından üyelerinden herhangi birine yönelik saldırılara ilişkin tutumunu teyit etmede çok önemli bir adım teşkil ettiğini" söyledi. El Ensari, ülkesinin Körfez, Arap ve İslam ülkelerinin tutumuna duyduğu derin takdiri dile getirerek, "önümüzdeki günlerde yürütme düzeyinde adımlar atılacağını" ifade etti.