Cezayir’in başkenti protestoların ikinci yıldönümünde güvenlik kuşatması altında

Protestoların ikinci yıldönümünde polis memurları karşısında toplanan Cezayirliler (AFP)
Protestoların ikinci yıldönümünde polis memurları karşısında toplanan Cezayirliler (AFP)
TT

Cezayir’in başkenti protestoların ikinci yıldönümünde güvenlik kuşatması altında

Protestoların ikinci yıldönümünde polis memurları karşısında toplanan Cezayirliler (AFP)
Protestoların ikinci yıldönümünde polis memurları karşısında toplanan Cezayirliler (AFP)

Cezayir’in başkenti, bugün birkaç kişinin, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın beşinci kez cumhurbaşkanı adayı olma arzusuna karşı gerçekleştirilen protestoların ikinci yıldönümünün kutlanması münasebetiyle halka açık alanlarda bulunması nedeniyle gözaltına alınmasına tanık oldu.
Polis memurları bugün ‘merkez postanesi’, Maurice Audin Meydanı ve Mescidu’r Rahme Camii yakınlarında konuşlandı. Ayrıca 2019 yılı boyunca büyük protestoların çıkış noktası olan Kültür ve Demokrasi Mitingi Partisinin genel merkezi de sıkı bir güvenlik kordonu altına alındı. Bir gösteri hazırlığında olduğundan şüphelendikleri herkesi gözaltına alan çevik kuvvet polisinin adımları kararlılık düzeylerini yansıtıyordu. Bir gazeteci de başkentteki olağanüstü güvenlik koşullarının video ve fotoğraflarını çektiği için gözaltına alındı.
Başkente gelen yüzlerce kişi, güvenlik kontrol noktalarının yoğunluğundan dolayı uzun kuyruklarda beklemenin ve başkentin girişlerinde yolcuların titiz bir şekilde denetlenmesinin sıkıntısını yaşadı.
Gözlemciler, bugün protestoları işaret eden ‘halk ve ordunun bütünleşme’ yıldönümü kutlamaları hakkında yapılan resmi konuşma ve göstericilere baskı yapmak için sahadaki uygulamalar arasında bir çelişkinin bulunduğuna dikkati çekti. Geçtiğimiz günlerde aktivistlerin sosyal medya platformlarındaki hesapları üzerinden barışçıl gösteriler düzenleme konusunda çağrılar yapıldı.  Buna karşılık, devlet medyası ‘isyan’ ve ‘şiddete kayma ve kaosa sürüklenme tehlikesi’ uyarılarında bulundu.
Devlet radyosunun web sitesinde yayınlanan açıklamada, protestoların, halk ve ordunun demokrasi için bir araya gelmesine, ülkenin doğru yola dönmesine olanak sağlayan, halkın taleplerine yanıt veren yeni anayasa yapımının yolunu açan ve adalet reformu yolunun derinleşmesiyle sonuçlanan birçok olumlu duruma sebep olduğu ifade edildi. Ayrıca bunun yanı sıra gençler ve kadınların önünün daha fazla açıldığı, ülkede özgürlükleri ve barışçıl mücadeleyi artıracak şekilde insan hakları temellerinin pekiştirildiği ifade edildi.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.