Moskova, Esed’in 2013’teki ‘yardım feryadını’ neden şimdi ifşa etti?

Rusya, Suriye'de insansız bir saldırı uçağı test ediyor

Şam'da 7 Ocak 2020’de çekilen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun yer aldığı bir kare (Reuters)
Şam'da 7 Ocak 2020’de çekilen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun yer aldığı bir kare (Reuters)
TT

Moskova, Esed’in 2013’teki ‘yardım feryadını’ neden şimdi ifşa etti?

Şam'da 7 Ocak 2020’de çekilen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun yer aldığı bir kare (Reuters)
Şam'da 7 Ocak 2020’de çekilen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun yer aldığı bir kare (Reuters)

Rusya merkezli Zavtra (Yarın) gazetesi yazarı Rami eş-Şair tarafından kaleme alınan bir makale, Suriye yönetiminin 2013 yılında Moskova'ya kendisini yakında gerçekleşebilecek çöküşten kurtaracak bir Rus müdahalesi için yalvaran bir mektup gönderdiğini ilk kez ifşa etti. Makale, büyük tartışmaya ve soru işaretlerine neden oldu.
Rusya’nın bu mektubu neden tam da şimdi ifşa ettiğine dair soru işaretleriyle birlikte Rusya’nın o sıra ‘bu yardım feryadına’ verdiği karşılık ile ilgili şu önemli soru gündeme geldi; “Moskova, Eylül 2015 sonlarında Suriye savaşına doğrudan askeri müdahalede bulunmak için neden iki yıl bekledi?”
Makalede, 24 Kasım 2013 tarihli mektuptan harfi harfine alınan şu bölümler de yer aldı:
“Kimyasal silahları uluslararası topluma sunduk. Rusya'nın anavatanımıza yönelik terör saldırılarıyla mücadele etmek için gerekli alternatifleri sunacağına olan güvenimiz tamdır. Ancak dün Guta'daki en büyük beş beldeyi kaybetmemizin, militanların Şam Uluslararası Havaalanı’nın 3 kilometre yakınına kadar varmalarının ve Deyr Atiye beldesinin işgali sonrası Şam - Humus uluslararası karayolunu kesmelerinin ardından şuan yaşananlar, (Suriye rejiminin) birkaç gün içinde çökebileceğine işaret ediyor. İnsan gücümüz ve askeri teçhizatımız tükeniyor. Bu nedenle Rusya'nın doğrudan askeri müdahalesine büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Eğer müdahale edilmezse Suriye ve tüm sivil dünya radikal İslamcı teröristlerin eline geçecektir.”
Şarku’l Avsat’a konuşan yazar Rami eş-Şair, makaledeki verileri teyit ederken yaptığı açıklamada, “Bu mektup, rejimin girişimiyle etkinleştirilen birkaç iletişim kanalından biri aracılığıyla Rusya’ya ulaşan birkaç mektuptan biriydi. Benzer koşullarda farklı diyalog kanallarına başvurmak normal bir durumdur” ifadelerini kullandı.
Fakat mektup neden şimdi ortaya çıktı? Makalenin ‘Şam, İsrail ile normalleşmeye gidecek mi?’ şeklindeki başlığı da oldukça çarpıcıydı.
Bu başlık, Moskova çevrelerinde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in tıpkı makalede belirtildiği gibi artık Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanması çerçevesinde Suriye Anayasa Komisyonu’nun çalışmalarını ilerletmeyi amaçlayan Rusya’nın attığı adımları engelleyen, uluslararası toplumu alternatifi olmadığı iddiasıyla oyalayan, tek başına askeri çözümün yeni bir denklem oluşturabileceğini düşünmeye devam eden ve daha da önemlisi, başka roller ya da ‘İsrail ile normalleşme eğilimi gibi anlaşmalar’ üzerine bahis oynayan performansına karşı artan hoşnutsuzluğun bazı yönlerini yansıtıyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Rus kaynaklar, Rusya'nın arkasından İsrail ile normalleşme dosyasını kullanma girişimleri oldukça tehlikeli olduğunu söylediler. Çünkü kaynaklara göre Moskova'nın Golan Tepeleri ve diğer dosyalar ile ilgili herhangi bir diyalogu ilerletmek amacıyla uluslararası kararları uygulamanın önemini savunduğu sabit pozisyonlarından geri çekilme ihtimali söz konusu olabilir.
Bu durum, Moskova’nın rejime Rusya’nın onu kurtarmak için Suriye’deki olaylara müdahale etmesinden önceki durumu tekrar hatırlatarak kasıtlı olarak Şam’ın yardım mektubunu ortaya çıkarmasının nedenlerinden biri olarak görülüyor. Öte yandan hoşnutsuzluğa sebep olan faktörlerden biri de yaklaşan seçimlerle ilgili tartışmalardır. Çünkü olumsuz sonuçları olabilecek anayasal bir boşluğun ortaya çıkmasını önlemek için seçimlerin yapılmasını destekleyen Moskova, sanki Suriye hükümetine bağlı medya organlarının seçimleri Esed’in kazanacağının kesin olduğuna dair bilgi aktardıklarını onaylıyor ve farklı bir tutum sergilemek istemiyor gibi görünüyor. Makalede, Esed'in dört milyon oyu olduğuna dair çarpıcı bir veri de yer alıyor. Yani şu anda mesele Esed’in 4 milyon seçmen oyuna sahip olması değil, Suriye halkının çoğunluğunun desteğini harekete geçirebilecek en yetenekli kişi olmasıdır.
Bir başka önemli soru ise Moskova’nın mektuba yanıt vermek için neden iki yıl beklediği ve bu süre zarfında Esed’in yardım talebine nasıl bir karşılık verdiğiyle ilgilidir.
Makalede birçok kişinin, Suriye halkının yaşadığı bu kritik zamanlarda Rusya’nın garantör rolünü ve tüm ülke radikal grupların ve terör örgütlerinin eline düşmesinden günler önce Suriye uçurumun kenarındayken Moskova'nın oynadığı rolü merak ettiği belirtiliyor.
Makalenin yazarı Şair, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Moskova'nın bu sabırlı bekleyişinin rejime lojistik ve askeri yardım sağlamak için acele etmediği anlamına gelmediğini söyledi. Şair’in açıklamalarına göre Moskova bu süre zarfında Suriye’ye ordusunu güçlendirmesi için silah, mühimmat, askeri uzmanların ve diğer ihtiyaçların gönderilmesi, Şam'a istihbarat sağlamak için geniş çaplı bir faaliyetin başlatılması ve militanların yerlerini izleyen uydu görüntülerinin paylaşılması gibi yardımlarda bulundu.
Moskova’nın bekleyişinin ikinci sebebi, Suriye rejim tehlikede olduğuna dair mektubu gönderdiğinde İran, Türkiye ve ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı olduğunu söyleyen Şair, “Moskova, sonuçlarını hesaplamadığı bir müdahaleyle bir maceraya atılamazdı. Bu yüzden sahadaki güçlerle koordinasyonu yönetmek için kapsamlı bir çalışma gerekiyordu. Bu da Türkiye ve İran ile iletişim kanalları açmak anlamına geliyordu. Sahada yaşanabilecek sürtüşmelerden kaçınmak için Amerikalılarla bir koordinasyon mekanizması oluşturuldu. Sonrasında doğrudan askeri müdahalenin uluslararası hukuka uygun olması için Şam'dan resmi bir talep alınması gerekiyordu. İşler tehlikeli boyuta ulaştığında, Şam gerçekten bir tehdit karşı karşıya kalıp kuşatıldığında ve tüm veriler savaşın Şam’a doğru ilerlediğini gösterdiğinde Moskova, Şam'ı ve Suriye şehirlerinin geri kalanını kurtarmak için askeri müdahalede bulundu ve sivil kayıpların sayısında büyük bir artışa neden olan Dördüncü Zırhlı Tümeni ile birlikte kanlı bir çatışmaya girişti” yorumunda bulundu.
Diğer yandan Rusya merkezli Perviy Kanal haber bülteninde Rus Orion uzun menzilli insansız hava aracı (İHA) ile Suriye'deki silahlı örgütlere ait noktaların bombalandığını gösteren bir video yayınladı.
Haber göre 17 hedef bombalanırken bombardımanın ne zaman gerçekleştiği belirtilmedi. Videoda, İHA’dan güdümlü bombaların fırlatıldığı ve birçok noktanın imha edildiği görüldü. Haberde ayrıca İHA’nın yeteneklerini görmek için gece ve gündüz ayrı ayrı bombardımanlar gerçekleştirildi.
Moskova, Suhoy jetlerinin üretim fabrikalarında geliştirilen ve Eylül 2019'da Rus ordusunun hizmetine giren Orion İHA’larını sahadaki pratiklerini ilk kez yayınlarken projenin sorumlularından biri yaptığı açıklamada, “İHA, sonunda Suriye'de test edildi. Hedeflerine yönelik isabetli atışlarıyla yüksek kabiliyetlerini gösterdi” dedi.
Bu projeyle ilgili konuşan askeri kaynaklara göre Orion İHA’sını üretimi için çalışmalar, 2011 yılında başladı, ancak bu çalışmalar son üç yıl boyunca daha da yoğunlaştı.
Kaynaklar, uzun menzilli insansız hava araçları kategorisine giren Orion İHA’sının tam bir gün boyunca havada kalabildiğini, bin 100 kilogram ağırlığında olduğunu, 250 kilograma kadar yük taşıyabildiğini ve güdümlü füzeler ve kara hedeflerine yönelik bombalar ile donatılabildiğini belirttiler. 



Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Mısır medyası bugün, ‘200 yardım tırının Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne girdiğini’ bildirdi.

Kahire el-İhbariyye televizyonu, ‘insani yardım konvoyundaki yüzlerce tırın, kuşatma altındaki bölgeye yardımların girişi için belirlenen Kerem Şalom ve el-Avce sınır kapılarından Gazze Şeridi'ne girmeyi beklediğini ve İsrail işgal makamları tarafından inceleme ve denetime tabi tutulduğunu, bu makamların tırların girişine izin verebileceğini veya engelleyebileceğini’ belirtti.

Kanal, bugün yakıt ve gaz yüklü tırlar da dahil olmak üzere daha fazla tırın Gazze Şeridi'ne girmesini bekliyor.

Refah Sınır Kapısı’nın ne zaman açılacağı konusunda belirsizlik

İsrail medyası bugün, Mısır'dan Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırılması için Refah Sınır Kapısı’nın açılma tarihi konusunda farklı haberler yayınladı. İsrail Yayın Kurumu, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açılmasına izin vereceğini duyurdu. Kurum, internet sitesinde şu açıklamayı yaptı: “Birleşmiş Milletler (BM), akredite uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve bağışçı ülkeler tarafından insani yardım taşıyan 600 tır bugün Gazze Şeridi'ne gönderilecek.”

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a bağlı Ynet internet sitesi, bir güvenlik yetkilisinin, Refah Sınır Kapısı’nın bugün ve büyük olasılıkla yarın da açılmayacağını, açılış tarihinin ‘bilinmediğini’ söylediğini aktardı. Adı belirtilmeyen yetkili, sınır kapısının bugün açılmasının lojistik olarak imkânsız olduğunu, ‘önceden sahaya gidip doğrulama yapılması ve bir ekip gönderilmesi gerektiği için bunun zaman alacağını’ belirtti.

Gazze Çocukları (Reuters)Gazze Çocukları (Arşiv-Reuters)

Güvenlik yetkilisi, anlaşma uyarınca insani yardım malzemesi yüklü 600 tırın Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan girdiğini söyledi. Bu arada Ynet internet sitesi, güvenlik kaynaklarına dayanarak, Hamas'ın dün teslim ettiği dört cesetten birinin İsrailli rehinelere ait olmadığını bildirdi.

BM ve yardım kuruluşları, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine saldırmasının ardından iki yıl süren savaş sonrası Gazze Şeridi'nin ciddi bir insani krizle karşı karşıya olduğu bir dönemde sınır kapısının yeniden açılması çağrısında bulundu. Ağustos sonunda BM Gazze'de kıtlık ilan etti.

BM, ‘siyasi liderlik’ tarafından alınan Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, Hamas'ın dün geç saatlerde, cuma günü yürürlüğe giren Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması kapsamında dört rehinenin cenazesini teslim etmesinin ardından geldiğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda imzalanan anlaşmaya göre, Hamas ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren 72 saat içinde hayatta olan ve ölü tüm rehineleri teslim edecekti. Yaşayan 20 rehinenin tamamı zamanında serbest bırakılırken, dün akşam itibarıyla İsrail, öldürülen 28 rehinenin cesetlerinden sadece sekizini teslim aldı.

Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (AFP)Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (Arşiv-AFP)

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın Gazze Şeridi'nden askerlerin cenazelerini iade etmemesi halinde Gazze'ye yardım malzemesi girişinin kesileceği tehdidinde bulundu. İsrail Yayın Kurumu, yardımların geçmesi için Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, İsrail'in Hamas'ın bugün diğer dört rehinenin cesetlerini iade etme niyetini bildirmesinin ardından alındığını bildirdi. Ancak Hamas bu kararı henüz doğrulamadı.


Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
TT

Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Gazze Anlaşması'na ilişkin yorumlarında, iki devletli çözüme dayalı barışçıl bir çözümden başka alternatif olmadığını belirtti.

Olmert, İngiliz The Independent gazetesinde yayınlanan yazısında, "Her iki tarafın karşılıklı haklarını tanıyan iki devlet çerçevesinde ilerlemek için herhangi bir ivmenin olmaması ve statükonun devam etmesi halinde tekrar savaşa döneceğimizi" ifade etti.

Eski İsrail başbakanı, “Şu anda önemli olan soru, savaşın geçici olarak durdurulması, İsrail'in Gazze'den kısmi çekilmesi ve Hamas'ın sınırlı faaliyetlerinin devam etmesinin, tüm Ortadoğu'yu değiştirecek ve iki devletli çözüme dayalı İsrail-Filistin barışına yol açacak cesur bir siyasi hamlenin başlangıç noktası olup olmayacağıdır” dedi.

Olmert makalesinde ayrıca barışın “1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan ve Kudüs'ün Eski Şehri'nin İsrail veya Filistin egemenliğine tabi olmadığı, İsrail Devleti'nin yanında bir Filistin devletinin kurulmasıyla” sağlanabileceğini belirtti. “Kendi ordusu olmayan, İsrail Devleti'ne komşu, silahsızlandırılmış bir Filistin devleti” ifadesini kullandı.

Barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması

2006-2009 yılları arasında görev yapan eski İsrail başbakanı, İsrail Knesset'inde olağanüstü ve duygusal bir törenle kutlanan Gazze anlaşmasını bir barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması olarak değerlendirdi. Olmert, bunun “Gazze savaşını sona erdirmek, esirleri (yaşayan ve ölenleri) iade etmek, Filistinli esirleri serbest bırakmak ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini sağlamak için yapılan bir anlaşma” olduğunu belirtti. Anlaşma, Gazze Şeridi üzerinde askeri kontrol sağlamak ve Hamas'ın askeri gücünü yeniden kazanma girişimlerini önlemek için Filistinli, Mısırlı ve Ürdünlü askerlerden oluşan ortak bir güvenlik gücü kurulmasını da içeriyor. Anlaşma ayrıca, Türkiye, Katar, Mısır, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ve ABD Başkanı'nın da dahil olduğu uluslararası denetim altında, Hamas yerine Gazze'deki hükümeti yönetmek üzere bir teknokratlar komitesinin kurulmasını da öngörüyor.

Trump'ın etkisi

Olmert, ateşkes anlaşmasını, kendi deyimiyle, “ABD Başkanı Donald Trump sayesinde birkaç hafta önce beklenmedik bir şekilde gerçekleşen etkileyici bir düzenleme” olarak değerlendirdi.

Olmert ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump müdahale edene kadar savaşı durdurmaya yönelik tüm uluslararası çabaların başarısız olduğunu da belirtti. Olmert şöyle yazdı: “Trump, Netanyahu'yu Katar Başbakanı'ndan özür dilemeye zorlamaya karar vermeseydi, hâlâ savaşın ortasında olurduk. Trump dışında hiçbir lider bu olaylar zincirini başlatamazdı.”

Olmert, “Emmanuel Macron, Keir Starmer, Kanada Başbakanı Mark Carney ve uluslararası toplumdaki birçok kişinin çabaları savaşın sona ermesine katkıda bulundu. Onlara teşekkür ve minnettarlığımızı sunmalıyız. Ancak, sadece bir lider radikal bir fark yarattı” dedi.

Hamas'ı yok etmeyen acı bir darbe

Olmert, Trump'ın İsrail Knesset'indeki konuşmalarının, özellikle “iki yıl süren kanlı ve acı verici çatışmaların hatıralarıyla dolu” dönemin ardından, henüz siyasi bir plan olmadığını belirtti.

Olmert, “İsrail hükümeti, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ifade ettiği sert tutumu terk etmeyi kabul etti” diye yazdı. Hamas'ı tamamen yok etmedi, ancak ona acı bir darbe indirdi. Gazze Şeridi neredeyse tamamen yıkıldı ve birçok Gazze sakini hala binaların enkazı altında gömülü durumda olabilir" diye yazdı.

Olmert, “Gazze'de öldürülenlerin büyük bir kısmı – 67 binden fazla – terörle hiçbir ilgisi olmayan kişilerdi, ancak 7 Ekim'deki saldırının ardından başlayan İsrail askeri harekatının kurbanlarıydılar” dedi.

Olmert, makalesini, birçok İsraillinin hala Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin tamamını ilhak etmeyi ve bu bölgelerin sakinlerini sürmeyi hayal ettiğini belirterek sonlandırdı. Şarku’l Avsat’ın The Independent’ten aktardığına göre Olmert, “Birçok Filistinli, çatışmayı yeniden başlatmak umuduyla Hamas'ın askeri kapasitesini yeniden inşa etmeyi umuyor ve hem Filistinliler hem de İsrailliler, yıkım ve tahribatın sürüklediği ütopik hayallerin tutsağı olmaya devam ediyor. Ancak sadece Trump iki halk için iki devlet çözümünü kabul ederek bu dönüşümü gerçekleştirebilir” ifadelerini kullandı.


Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
TT

Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan askeri kaynaklar ve tanıklar, bugün Sudan'ın başkenti Hartum'a insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlendiğini ve söz konusu saldırıların patlamalara neden olduğunu bildirdi.

‘Hava savunma sistemlerinin İHA’ların çoğunu düşürdüğünü’ doğrulayan askeri kaynaklar, “Aralarında kamikaze İHA’ların da bulunduğu on tanesi, Omdurman'ın kuzeyindeki Sarkab ve Halid bin Velid kamplarına saldırdı” dedi.

Omdurman sakinleri olan tanıklar, sabahın erken saatlerinden itibaren şehir üzerinde uçan İHA’ları gördüklerini ve kuzeyden gelen şiddetli patlama sesleri duyduklarını belirtti.