Bilim ‘radikal zihnin’ psikolojik parmak izini belirliyor

Cambridge Üniversitesi
Cambridge Üniversitesi
TT

Bilim ‘radikal zihnin’ psikolojik parmak izini belirliyor

Cambridge Üniversitesi
Cambridge Üniversitesi

İngiltere’de bulunan Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacılar, sosyal, politik veya dini açıdan aşırılık yanlısı duruşlar benimseme ve ideoloji adına şiddeti destekleme eğilimli olan insanların “psikolojik parmak izini” temsil eden bir harita hazırladılar.
Radikal araştırmaları temel olarak, yaş, ırk ve cinsiyet gibi temel demografik bilgilere, bilişsel ve kişisel değerlendirmelerin eklenmesine dayanıyor.
Cambridge Üniversite’nden psikoloji uzmanları, demografi faktörlerinden 4 ila 15 kez daha  güçlü bir model oluşturdular. Söz konusu model, aşırılık yanlısı eğilimleri olan insanın tanınmasında psikolojik parmak izini temsil ediyor.
Çalışmada, farklı ideolojilere karşı tutum ve duygularının gücünü belirlemek için 16 farklı anket kullanılarak, 334 kişi üzerinde bir dizi takip testi gerçekleştirildi. Dün “Philosophical Transformation of Royal Society” dergisinde yayınlanan model, aşırılık eğilimleri olan bir kişinin işleyen hafızasının zayıf olduğu ve “bilişsel stratejilerinin” daha yavaş olduğu, dürtüsellik ve heyecan verici haber arama eğilimlerine ek olarak, şekil ve renk benzeri değişken uyarıcıların bilinçsizce işlenmesi gibi, kişilik özellikleri ile zihinsel özelliklerin bir karışımını içeriyor.
Bilim adamları ayrıca, aşırılıkçı eğilimin, daha liberal zihinlerdeki hızlı ve hassas olmayan “bilişsel stratejiler” ile karşılaştırıldığında, bilinç dışı yavaş ve doğru karar verme anlamına gelen “bilişsel dikkate” bağlı olduğunu tespit ettiler.
Ayrıca, radikal eğilimleri olan insanların beyinlerinin algısal kanıtları işlemekte daha yavaş olduğunu, ancak tepkiler açısından daha dürtüsel davrandıklarını keşfettiler.
Bu araştırma hala ilk aşamalarında olsa da, bilim adamları bulgularının siyasi ve dini konularda aşırılığa karşı savunmasız kişileri daha iyi tespit etmeye yardımcı olabileceğine inanıyorlar.
Cambridge Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden araştırmanın başyazarı Lior Zmegrod, araştırmanın yayınlanması ile eş zamanlı olarak üniversitenin internet sitesinde yayınlanan raporda “Zihinsel ele alıştaki karmaşık zorluklar, insanları bilinçsizce dünya için daha net ve daha belirli açıklamalar sunan aşırılıkçı doktrinlere yönlendirebilir. Bu, onları ideolojik ve otoriter ideolojilerin zehirli şekillerine karşı savunmasız hale getiriyor” ifadelerine yer verdi.
Zmegrod “İdeolojik düşüncenin şekillendirilmesinde bilişsel işlevlerin oynadığı rolle ilgileniyoruz ve bu bağlamda çalışmamızın yararlı olduğunu iddia ediyoruz” dedi.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news