'Ayam Cemani' cinsi horoz ve tavuk görenleri şaşırtıyor: İç organları dahi kömür karası

'Ayam Cemani' cinsi horoz ve tavuk görenleri şaşırtıyor: İç organları dahi kömür karası
TT

'Ayam Cemani' cinsi horoz ve tavuk görenleri şaşırtıyor: İç organları dahi kömür karası

'Ayam Cemani' cinsi horoz ve tavuk görenleri şaşırtıyor: İç organları dahi kömür karası

Kırıkkale'de iç organları bile ömür karası olan "Ayam Cemani" cinsi horoz ve tavuklar görenleri şaşırtıyor. Dudak uçuklatan fiyatı ise 2 bin ile 2 bin 500 dolar arasında değişiyor.
Endonezya menşeli "Ayam Cemani" cinsi horoz ve tavuklar, renkleriyle ilgi çekmeye ve gün geçtikçe yaygınlaşmaya devam ediyor. İç organları bile kömür karası tavuklar, "beyaz et" sözünü ortadan kaldırıyor. Eti, tüyü, ibibiği, ağız içi, ayakları ve tüyleri kömür karası olan bu hayvanların fiyatı dudak uçuklatıyor. Türkiye'de sayıları az olan "Ayam Cemani" cinsi tavuk ve horozun piyasadaki değeri 2 bin ile 2 bin 500 dolar arasında değişiyor. Kümesteki diğer hayvanların yanında ‘Ayam Cemani' ırkında bir de beyaz tüylü horoz yetiştiriliyor. Dışı beyaz içi siyah olan bu horoz ise nadir bulunuyor. Kırıkkale'nin Hacılar Beldesi'nde yaşayan Kadir Yöndemli, oğlu Selahattin ile birlikte hobi olarak 11 çeşit ırktan oluşan 170 tane tavuk yetiştiriyor.
“Tavuk eti beyazdır” düşüncesini tamamen ortadan kaldıran “Ayam Cemani” cinsi tavukların Endonezya menşeli olduğunu belirten Selahattin Yöndemli (33), İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tavuk ve horozun takım olarak fiyatının 2 bin ile 2 bin 500 arasında olduğunu söyledi.

"2 bin ile 2 bin 500 dolar civarında"
Yöndemli, “Türkiye'de çeşitli yerlerde var. Alışık olmayan ‘tavuk eti beyazdır' düşüncesini tamamen ortadan kaldıran bir hayvanla tanışacağız. İsmi ‘Ayam Cemani' aslı Sumatra adalarından Endonezya'dan gelir. Kendi bulunduğu ortaya çıkan kasaba var Camani kasabası. Ondan alıyor adını. Türkiye'ye bildiğim kadarıyla 2001 yılında geldi. O zaman pek popüler değildi. Çünkü fiyatı da biraz yüksekti. Bir tavuğun horozun fiyatı bir takım olarak neredeyse 2 bin ile 2 bin 500 dolar civarında. Şuanda bu fiyat orijinal ırklarda devam ediyor” dedi.

"Yumurtası lezzetlidir"
“Ayam Cemani” ırkının özelliklerinden bahseden Yöndemli, “Etinin, kanının, ibiğinin, ağzının içi yani her şeyi siyah. Sadece yumurtası krem rengidir. Köy tavuklarına göre daha lezzetlidir. Çin'de, Japonya'da ve Endonezya'da bunların etlerinden kemiklerinden bildiğim kadarıyla ilaçlar yapılıyor. Biz bu hayvanların üretimine 2017 yılında bu horoz ile başlamıştık. Bu horozu bir arkadaşımızdan yumurta olarak getirmiştik. Sağ olsun o gönderdi. Sonra dedik beyazı var elimizde siyah cinsi de olsun diye. Bizde bunları yumurta olarak almıştık” diye konuştu.

"Ayam Cemani' ırkında bir de beyazımız var"
Türkiye'de “Ayam Cemani” ırkı tavuk ve horoz yetiştiriciliği yapan kişinin çok az sayıda olduğunu anlatan Yöndemli, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bunların en büyük özellikleri; gözlerinin içi kahverengi, ibikleri, ağzının içi, derisi, ayakları, tırnakları her şeyi sim siyah, kanı tüy rengi orijinalini bozmadan sadece bu ırkı besliyoruz. Diğer ırklarda çok çalışmamız oldu. Özellikle ‘Lakedenzi jegu' denen bir ırk var. Hem ‘Ayam Cemani' gibi siyah renklidir. Hem de mavi yumurtlar. Biz de o yumurta ırkını da bu şekilde ürettik. Ama biz dedik buna biraz daha estetik katalım. ‘Tepeli' olsun dedik. Bizim Türk halkının çok sevdiği tepeli tavuklar. Bunun da aynı şekilde yumurtası mavi ama kanı, derisi, eti her şeyi simsiyah. ‘Ayam Cemani' ırkında bir de beyazımız var. Beyaz ırkı bildiğim kadarıyla Türkiye'de orijinali bozulmamış 3 kişi de var. O 3 kişinin içerisinde de galiba biziz. Bu bahçede besleniyor. Bunun da eti simsiyahtır. Ağız içi siyaha yakın gri renktedir. Ayakları yeni gridir. Eti tamamen siyah renktedir. Bunların yanı sıra çok daha enteresan olacak ürettiğimiz bir ırk var şuan dünyada kimsede olmayan”

"İleriye dönük ticaretini de yapabiliriz"
11 ırktan oluşan 170'e yakın tavuğunun olduğunu belirten Kadir Yöndemli (66), “170'e yakın tavuğum var. Şuanda da çıkacak civcivlerim var. Şimdi şuanda hobi amaçlı yapıyoruz. İleriye dönük ticari amaçlı da yapabiliriz. Emek veriyoruz” ifadesini kullandı.



Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
TT

Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)

Mahmud Ebu Bekir

Somali medyası, yaklaşık 500 asker taşıyan iki Türk askeri uçağının, Ankara ile Mogadişu arasında artan askeri iş birliğini yansıtacak şekilde, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'na ulaştığını bildirdi.

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Türk medya kaynakları bu yıl toplam asker sayının 5 bini bulabileceğine işaret ediyor.

Bu kuvvetler, Somali hükümetinin eş-Şebab hareketine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Mogadişu’ya ulaştı. Hükümet, Türk savaş uçaklarının hava desteğiyle harekete ait hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştiriyor.

Temmuz 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Somali'de iki yıl süreyle konuşlanmasına izin veren tezkereyi onaylamıştı. Bu adım, bölgesel ve uluslararası ortaklarla iş birliği yaparak, Somali Federal Hükümeti'nin terörle mücadele çabalarına destek sağlamayı amaçlıyor.

Mogadişu ile Ankara arasında son dönemde imzalanan anlaşmaların özellikle bir yandan Somali-Etiyopya anlaşmazlığının, diğer yandan da Kızıldeniz Havzası'ndaki bölgesel gerginliğin yaşandığı bir döneme denk geldiği göz önüne alındığında gözlemciler, Türk kuvvetlerinin misyonunun yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmadığını, bunun siyasi, askeri ve ekonomik sonuçları da olduğunu düşünüyor.

Addis Ababa'nın Somaliland bölgesi ile denize erişim ve iki askeri üs kurmak amacıyla imzaladığı mutabakat zaptının ardından Mogadişu, Etiyopya'nın Somali kıyılarına yönelik müdahalelerinin önüne geçmek için bölgesel ittifaklar kurmaya çalışıyor. Mutabakat zaptı Etiyopya’nın bunlar karşılığında Somaliland'ın bağımsızlığını tanıyıp, uluslararası alanda tanınmayan bu Somali bölgesinin uluslararası toplum tarafından mümkün olan en üst düzeyde tanınması için uluslararası forumlarda çaba göstermesini öngörüyor.

Güvenlik endişeleri

Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid ise Türk kuvvetlerinin Mogadişu'ya gelişinin, son dönemde Somali devletine karşı bir dizi askeri eylem düzenleyen Somalili terör örgütü Şebab'ın ilerleyişini durdurmak amacıyla Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un acil talebi üzerine gerçekleştiğini düşünüyor.

Seyyid, bu hareketin yönetimin dizginlerini ele geçirmesinin Somali'nin ulusal ve bölgesel istikrarının daha da kötüleşmesine yol açabileceğine inanıyor. Bunun yanı sıra ülkedeki Türk çıkarlarını, özellikle madencilik ve Somali kıyılarında petrol arama faaliyetlerini tehdit ettiğini belirtiyor. Ona göre Ankara, altyapı yatırımlarına katkıda bulunarak ve ekonomiyi canlandırarak Somali hükümetinin güvenlik, askeri ve ekonomik alanlardaki çabalarını desteklemekten de çekinmedi. Ayrıca Somalili öğrencilere Türk üniversitelerine kayıt imkânı sağlanarak iki ülke arasında bilimsel alanda da iş birliği bulunuyor. Buna bir de 2 bin 500 askere varan askeri iş birliği anlaşması ekleniyor. Seyyid, Türkiye'nin hayati jeopolitik ve ekonomik çıkarları olan bölgesel bir güç olduğunu, Akdeniz, Kızıldeniz, Ortadoğu ve Orta Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde fırsatları değerlendirip nüfuzunu artırmayı hedeflediğini belirtiyor.

Afrika Boynuzu uzmanı, Somali'nin Hint Okyanusu'na en uzun kıyı şeridine ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi bölgesine kadar uzanan stratejik bir coğrafi alana sahip olduğunu belirtiyor. Bunun da bilhassa uluslararası seyrüsefer açısından stratejik bir geçiş noktası olan Kızıldeniz havzasında yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, uluslararası ve bölgesel planlarda stratejik önemini iki katına çıkardığını ifade ediyor.

Seyyid’e göre Somali birçok alanda Türkiye'nin desteğine ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Mogadişu ayrıca Türkiye'yi, özellikle Etiyopya ve Kenya'nın yayılmacı emelleri karşısında Somali çıkarlarını savunmada güvenilir ve sadık bir müttefik olarak görüyor. Zira Türkiye'nin müttefiklerini savunma konusunda ciddi bir geçmişi var. Trablus'taki Libya hükümetinin Halife Hafter güçlerinin eline geçmesini engellemedeki rolü, Azerbaycan'ın 30 yıllık Ermeni işgali sonrasında Dağlık Karabağ'daki topraklarını geri almasına verdiği destek buna örnek verilebilir.

Güvenli ittifak

Seyyid, Ankara'nın Suriye, Azerbaycan ve Libya gibi çatışma bölgelerinde koordinasyon yeteneğini kanıtladığını, başka ülkelerle karşı karşıya geldiğinde bile, çoğu zaman bir iş birliği ve çatışmasızlık formülü bularak, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında herhangi bir çatışma ihtimalini ortadan kaldırdığını düşünüyor. Dahası anlaşma iki bağımsız devlet arasında yapılmış olup, belirli bir devleti hedef almıyor ve güvenliğin sağlanması ile terörle mücadele alanlarında iki başkentin hayati çıkarlarına odaklanıyor.

Seyyid, son dönemde Kızıldeniz ülkelerinde bölgede artan yabancı askeri varlığına ilişkin bir hassasiyet oluştuğunu ve bu hassasiyetin, onları Kızıldeniz Ülkeleri Forumu adı altında bir oluşum kurmak zorunda bıraktığını belirtiyor. Ancak forum henüz kuruluş aşamasında ve bölgesel bir güvenlik sistemi oluşturacak çerçeve ve yapılar henüz tamamlanmadı. Ayrıca Türkiye, Etiyopya'da ekonomik varlığı, Sudan'da güvenlik ve askeri varlığı ve Somali ile yıllardır süren kapsamlı iş birliği ile bölgedeki nüfuzunu pekiştirme konusunda bu forumdan önce davrandı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bundan dolayı Türkiye’yi Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu denkleminin dışında tutmak zor. Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid, hayati çıkarları ile çatışmadığı sürece Türkiye’nin katılımının bu ülkeler için doğrudan bir endişe yaratmasının muhtemel olmadığını söylüyor.

Jeopolitik etkiler

Somalili siyasi analist İdi Muhammed ise Mogadişu'yu Ankara'ya bağlayan stratejik çıkarlar göz önüne alındığında, Türk askeri misyonunun görevinin terörizm ve organize suç ile mücadeleye odaklandığını düşünüyor. Somali'de inşaat ve altyapı gelişimine yönelik katkılarına ilave olarak, özellikle petrol arama ve madencilik alanlarında artan Türk yatırımlarına dikkat çekiyor.

Muhammed, Türk askeri varlığının misyonunun terörle mücadele ve Somali'deki Türk çıkarlarını koruma gibi güvenlik boyutuyla sınırlı olmasına rağmen, Somali kıyılarını bölgesel emellerden korumak da dahil olmak üzere birçok jeopolitik anlamı olduğunu da vurguluyor. Etiyopya'nın, ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı bölge ile imzaladığı mutabakatla Somali kıyılarını işgal etme ve kalıcı askeri üsler kurma çabaları da bu emellere dahil.

Muhammed, Türk askeri gücünün Somali'nin birliğini ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini korumaya katkı sağlayacağını vurguluyor. Buna ilaveten, Somali egemenliğindeki liman hizmetlerinden Etiyopya'nın yararlanmasını öngören Addis Ababa ile Mogadişu arasındaki Ankara Anlaşması'nın aslına sadık bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yönelik katkısının da altını çiziyor.

Siyasi analist, Türk askeri varlığının, Kızıldeniz'de bulunan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Cibuti'deki yabancı üslerle, uluslararası nakliye yolu olarak Kızıldeniz'in girişlerini güvence altına almak amacıyla, koordinasyon fırsatları yaratabileceğini ifade ediyor. Zira dünya deniz ticaretinin yüzde 12'si, Asya-Avrupa ticaretinin ise yaklaşık yüzde 40'ı buradan geçiyor.

Muhammed, Türk kuvvetlerinin Somali'ye konuşlandırılmasının, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesindeki aşırılıkçı grupların oluşturduğu tehdidi azaltacağına dikkati çekiyor. Nitekim el-Kaide örgütünün Doğu Afrika'daki bir kolu olan Somalili Şebab hareketi son dönemde varlığını güçlendirdi ve eylemlerini artırdı. Bu eylemlerinden biri de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in orada bulunduğu bir sırada Mogadişu Havaalanı’nı hedef alan saldırısıydı. Bu da Somali hükümetinin Türk kuvvetleriyle koordineli olarak hareketin mevzilerine karşı şiddetli saldırılar düzenlemesini gerektirdi. Zira hareketin askeri kabiliyetlerini geliştirdiği ve birçok cephede ilerlediği yönünde haberler geliyor.

İdi Muhammed, Türk kuvvetlerinin Kızıldeniz Havzası'nda yaşanan gerginlikte olumsuz bir rolünün olduğu iddialarını reddediyor. Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Ürdün, Eritre ve Sudan ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ayrıca Mısır ile de yakın zamanda ilişkilerini normalleştirdiğini belirtiyor. Dahası Etiyopya'nın Kızıldeniz'de askeri üs kurma planlarına karşı çıkan kararlı duruş ile kıyaslandığında, Somali ile Türkiye arasındaki Türk kuvvetlerinin konuşlandırılması anlaşmasının, Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelerde herhangi bir sonuca ve tepkiye neden olmadığını söylüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.