Kate Winslet, Titanik dönemindeki kilosuna yönelik eleştiriler hakkında konuştu

Winslet, yeni dizisi Mare of Easttown'da Mare Shehan isimli bir dedektifi canlandırıyor (AFP)
Winslet, yeni dizisi Mare of Easttown'da Mare Shehan isimli bir dedektifi canlandırıyor (AFP)
TT

Kate Winslet, Titanik dönemindeki kilosuna yönelik eleştiriler hakkında konuştu

Winslet, yeni dizisi Mare of Easttown'da Mare Shehan isimli bir dedektifi canlandırıyor (AFP)
Winslet, yeni dizisi Mare of Easttown'da Mare Shehan isimli bir dedektifi canlandırıyor (AFP)

Ünlü Hollywood yıldızı Kate Winslet, 1998'de vizyona giren Titanik (Titanic) filminde canlandırdığı Rose karakteriyle dünya çapında tanınırlık elde etmişti ancak oyuncu filmin başarısının ardından eleştirilere maruz kalmıştı.
Metro'nun haberine göre verdiği yeni röportajında Winslet, insanların kendisini kilosu nedeniyle acımasızca hedef aldığını hatırlattı. Şu an 45 yaşında olan oyuncu ünlü filmin çekildiği sırada henüz 21 yaşındaydı. Winslet o dönemde sürekli kilosuna dair sorular aldığını söyledi. 
Fiziksel özelliklerinin sürekli sorgulanması nedeniyle zorbalığa maruz kaldığını belirten Winslet şu ifadeleri kullandı:
"20'li yaşlarımda insanlar çok fazla kiloma dair konuşuyordu. Ve fiziğime dair yorum yapmam bekleniyordu. O sırada cesur ve konuşmaktan kaçınmayan etiketi üstüme yapıştı. Hayır, ben sadece kendimi savunuyordum."
Winslet özellikle çok genç olduğu düşünüldüğünde medyada kilosuyla ilgili yorumların ne kadar "şoke edici ve acımasız" olmasının "adeta gülünç" olduğunu söyledi. 
"Kim olduğumu anlamaya çalışıyordum. Ölçülerime dair yorum yapıyor, kaç kilo olduğumu tahmin ediyor ve nasıl bir diyet uygulamam gerektiğini konuşuyorlardı. Eleştirel ve korkunçtu, onları okumak çok üzücüydü."
Ünlü oyuncu kendisiyle ilgili eski haberlere dönüp baktığında şu an pek çok şeyin değişmiş olduğunu görmekten "etkilendiğini" belirtti. 
"Güvenimi zedeledi. Hollywood'a gitmek istemiyordum çünkü 'Tanrım İngiltere bunları söylüyorlarsa, oraya gittiğimde kim bilir ne olacak' diye düşünüyordum."
 
Independent Türkçe, Metro



İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
TT

İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)

Dinozorlar ve kuşlar arasındaki bağlantıyı ortaya koyan Arkeopteriks cinsine ait fosil, uzun zamandır devam eden bir tartışmayı noktaladı. Bilim insanları Arkeopteriks'in uçabildiğini tespit etti. 

İlk örnekleri 1861'de Almanya'da keşfedilen Arkeopteriks, tüyleri nedeniyle ilk başta kuş sanılmıştı. Ancak keskin dişlere sahip çenesi ve uzun kemikli kuyruğu gibi dinozorlara benzeyen özellikleri de vardı. 

"İlk kuş" diye de bilinen bu cins, kuşlar ve dinozorlar arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmasıyla tanınıyor. 

Öte yandan yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşayan Arkeopteriks'in uçup uçamadığı uzun zamandır tartışma konusuydu. Bilim insanları bu dinozora ait fosilleri inceleyerek kuşların ilk nasıl uçmaya başladığını anlamaya çalışıyordu. 

ABD'nin Şikago kentindeki Field Müzesi'nde tutulan son derece iyi korunmuş fosil örneği, bu soru işaretinin giderilmesini sağladı. Yıllarca özel koleksiyoncuların elindeki örnek 2022'de müze tarafından alınmıştı. 

Müzede çalışan Dr. Jingmai O'Connor ve ekip arkadaşları, bilgisayarlı tomografiyle fosili tarayarak iskeletin dijital bir haritasını oluşturdu. Araştırmacılar UV ışığı kullanarak yumuşak doku kalıntılarını açığa çıkarmayı da başardı.

Diğerlerinin aksine bu örnekteki kemiklerin üç boyutlu olarak korunması sayesinde hayvanın kafatası daha detaylıca incelendi. Ekip böylece tarih öncesi kuşların kafatasından modern kuşlarınkine geçişin ilk işaretlerini saptadı.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (14 Mayıs) yayımlanan çalışmadaki en kritik bulguysa Arkeopteriks'in kanatlarında gizliydi. 

Cinsin önceki örneklerinde sadece iki kat kanat tüyü varken, bu örnekte üç kat vardı. Üst kol kemiği üzerindeki bu tüyler kanattan vücuda doğru düzgün bir aerodinamik hat oluşturarak modern kuşların uçmasını sağlıyor. 

Bilim insanları uçamayan tüylü dinozorlarda olmayan bu tüylerin, Arkeopteriks'in uçmasını sağladığını belirtiyor. 

Dr. O'Connor "Arkeopteriks tüyleri olan ilk dinozor ya da 'kanatları' olan ilk dinozor değil. Ancak tüylerini uçmak için kullanabilen bilinen en eski dinozor olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor:

Kuşlarla yakın akraba olan ancak tam olarak kuş olmayan tüylü dinozorlarda bu tüyler eksik. Onların kanat tüyleri dirsekte bitiyor. Bu da bize kuş olmayan bu dinozorların uçamadığını, ancak Arkeopteriks'in uçabildiğini gösteriyor.

Öte yandan hayvanda göğüs kemiğinin olmamasından dolayı çok iyi uçamadığı düşünülüyor. Araştırmacılar Arkeopteriks'in tavuklar gibi kısa süren uçuşlar yaptığını ancak çoğunlukla yerde kaldığını tahmin ediyor.

Bilim insanları iyi korunmuş son örnek üzerine çalışmayı sürdürerek Arkeopteriks hakkında daha fazla bilgi edinmeyi planlıyor.

O'Connor "Vücudun koruduğumuz hemen hemen her parçasından heyecan verici ve yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ve bu çalışma gerçekten de buzdağının sadece görünen kısmı" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Guardian, Nature