Güvenlik uzmanı emekli askerler anlattı: Akıllı bombalar ve SİHA'larla bombardıman artınca PKK "köstebek stratejisine" başvurdu

(İHA)
(İHA)
TT

Güvenlik uzmanı emekli askerler anlattı: Akıllı bombalar ve SİHA'larla bombardıman artınca PKK "köstebek stratejisine" başvurdu

(İHA)
(İHA)

Bilindiği gibi PKK'nın kaçırdığı görevlileri rehin tuttuğu mağaraya 10 Şubat 2020 Çarşamba günü Özel Kuvvetler Komutanlığı'nca operasyon düzenlendi.
Rehinelerin operasyon sırasında şehit edilmelerine karşın komandolar mağaraya girmeyi başararak rehinelerin naaşlarını da alarak ülkeye döndü.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Gürel, PKK'nın kullandığı Gara'daki mağaraya ile ilgili şu bilgileri verdi:
"Mağarada 3 giriş, 9 oda ve 7 tane de demir kapı var. Ayrıca mağaranın içerisinde sürekli zikzaklar var. Bazı noktalar da 1,20 metre yüksekliğinde, insanların sadece sürünerek veya çömelmiş vaziyette yürümek zorunda olduğu bir yapı oluşturulmuştur. Belli ki uzun bir süre çalışmadan sonra bu mağara meydana getirilmiş."
PKK ilk kurulduğu günden beri kırsal alanda doğal oyuklardan, mağaralardan barınma, saklanma amaçlı faydalanıyor.
Sonraki yıllarda toprağa kazdığı sığınakları da kullanmaya başladı.
Ancak sığınak delici özelliği de olan akıllı bombaları kullanan hava kuvvetlerinin bombardımanlarının geçmişe göre daha etkili hale gelmesi ve 2014'ten itibaren silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) kullanımı PKK'lıların açık arazide hareket kabiliyetini sınırlandırdığı gibi mevcut mağara ve sığınaklarının da daha kolay etkisiz hale getirilmesine neden oldu.
Son yıllarda, PKK'ya yönelik yapılan operasyonlarda geçmişten daha fazla sonradan insan eliyle genişletilmiş suni mağara ve tüneller ortaya çıkarılmaya başlandı.
Hatta operasyonlarda silah ve cephane kadar mağara genişletme ve tünel kazmada kullanılan küçük çaplı iş makineler de ele geçirildi.
PKK'nın tünel bağlantılı genişletilmiş mağaralara özellikle Irak'ın kuzeyindeki üstlenme bölgelerinde ağırlık verdiği belirtiliyor.

PKK, beş kişiyi aşmayan küçük gruplara bölündü
Ayrıca PKK'nın, TSK'nın artan hava hakimiyetinden korunmak için arazide beş kişiyi aşmayacak şekilde "tim" olarak adlandırılan gruplar halinde hareket etmeye başladığı da iddia edildi.

Ağar: Örgüt köstebek stratejisi uyguluyor
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz emekli subay ve stratejist Abdullah Ağar, "köstebek stratejisi" olarak nitelendirdiği tünel ve mağara yapılanmasının bugüne özgü olmadığını, örgütün geçmişten beri doğal oyuklardan, mağaralardan faydalandığını belirtti.
"Önceden sadece doğal oluşumlardan faydalanırken zaman içinde bunları geliştirdi" diyen Ağar, "Bunu yaparken de ciddi bir teknik destek almayı başardı. Bir mağara yapmak kolay bir şey değildir. Mağara kazarken tahribat oluşması durumunda çökme meydana gelir. Bu sonuçla karşılaşmamak için küçük iş makineleri kullanıyor. Örgütün büyük bir sopa yiyerek tecrübe oluşturduğunu söyleyebiliriz" dedi.

"SİHA'lar çıktıktan sonra örgüt yeraltına çekildi"
SİHA'ların 2014 yılında devreye girmesinin ardından örgütün üzerinde oluşan baskı nedeniyle toprağın altına indiğini savunan Ağar, "Bu baskı onların toprağın altında yaşam, depo alanları, silah mevzileri oluşturmaları gibi birtakım şeyler yapmalarına sebebiyet verdi. TSK ilerledikçe daha içlerde bu tür yapılar oluşturma, doğal mağaraları geliştirmek onlar açısından önemli" diye konuştu.

YPG'de tünellere ağırlık verdi
PKK ile irtibatlı olduğu iddia edilen YPG'nin de Suriye'deki üstlendiği çöl ya da düz alanlarda benzer bir şekilde tünel yapılanmasına ağırlık verdiğini öne süren Ağar, iddialarını şöyle sürdürdü:
Bunu Afrin ve Barış Pınarı Harekatı'ndan gördük. Toprağı kazarak modüler duvarı içine yerleştiriyor. Bu şekilde oluşturulmuş kilometrelerce uzunluğunda tünel, mevzi oluşumu var. Yine PKK'nın Kandil'de tahkimatla birlikte inşa edilmiş mağaraları var.

PKK'nın mağara, tünel kriterleri
PKK'lıların ellerinde tünellerin nasıl yapılacağına dair talimname şeklinde hazır bilgilendirme metinlerinin olduğunu öne süren Ağar, geliştirilecek mağaraları seçerken dikkat ettikleri kriterler arasında şunların olduğunu söyledi:
"Tek çıkışlı olmaması, mümkün olduğu kadar yaşama kolaylıkları sunması, taktik olarak bir sorunla karşılaştıklarında mağaranın kendilerine kolaylık sunması, havalandırma, kaçış deliklerinin olması, zikzaklar bulunması, bombardımana karşı korunaklı olması, mağaranın derinlikte katmanlı olması pek çok kriteri var."

"Onlarca metrelik, birkaç katmanlı mağaralar var"
Suni bir mağaranın oluşturulmasının aylar aldığını kaydeden Ağar, buna karşın can korkusunun PKK'yı buna yönlendirdiğini belirterek, ele geçirilen yerler arasındaki iki-üç metrelik oluklar olduğu gibi onlarca metre uzunluğunda, katmanları olan derin mağaralar olduğunu da kaydetti.
Yüzlerce metre olarak adlandırılan mağaraların da olduğunu kaydeden Ağar, bunların doğal yollardan oluşmuş yerler olduğunu, örgütün bunları bulması halinde istifade ettiğini söyledi.

"Tünel ve mağara tekniği diğer örgütlerce de kullanılıyor"
21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Strateji Kurul Üyesi Emekli Albay Ünal Atabay da PKK'nın Gara'da ortaya çıkan mağara ve yeraltı sığınak yapımını yeni uygulamadığını, rehinelerin tutulduğu yeraltı sığınağı/mağarasında görülen yapım tekniğinin dünyada kırsal alanda gerilla taktik ve tekniğini uygulayan tüm örgütler tarafından kullanıldığını söyleyerek sözlerine başladı.

"Suriye'de edindikleri tünel deneyimini Kuzey Irak'a aktardılar"
Örgütün bu tip mağaraları daha çok barınma/gizlenme ve barındığı alan içinde tahkimli bir savunma mevzii oluşturarak ve de ihtiyaca göre lojistik maksatlı kullandığını belirten Atabay, şunları kaydetti:
"Tünel tarzı yapım alışkanlığı ise daha çok Suriye'nin kuzeyinde TSK operasyonlarına karşı savunma mevziileri arasında geçiş, kaçış ve gizlilik amaçlı kullandıkları süreçten intikal etmedir. Özellikle Afrin'de ve Barış Pınarı Harekât sahasında dış odaklı üst aklın eğitim ve desteğiyle yaptıkları bu tür tahkimatlardan elde ettikleri deneyimlerini Kuzey Irak sahasına da aktararak geliştirici tarzda uyguladıklarını söyleyebiliriz. Bununla birlikte örgüt mevziler arası, mağaralar arası tünel tipi yapılara öteden beri yabancı olmadığını bir kez hatırlatmak isterim."

"Gara'daki mağara gibi yüzlerce yapı var"
Atabay, örgütün uzun süreli gizlenme veya kalıcı olmak amacıyla üstlendikleri yerlerde bu tarz yapılara daha fazla ağırlık verdiğini öne sürerek, "Gara bölgesi de bu anlamda düşünülebilir, burada bu son operasyonda ele geçirilen sığınak, mağara gibi yapılardan onlarca belki yüzlerce bu tip yapılarla karşılaşılabilir" ifadelerini kullandı. 

"Barzani'ye bağlı Peşmergelerce geçmişte yapılan yerleri de kullanıyorlar"
Kuzey Irak'ta Saddam Hüseyin ile olan mücadeleleri sırasında Barzani'ye bağlı Peşmergelerce arazide yapılmış saklanma amaçlı yapıların da bulunduğunu söyleyen Atabay, "Bu ve benzeri yerleri terör örgütü yeniden onarmak suretiyle ya da yenilerini eklemek suretiyle kendisine yaşam alanları yaratmaya çalışmaktadır" diye konuştu.

"Kandil ve Sincar'da tünel destekli tahkimatlar bulunuyor"
Kandil bölgesinde de bu tarz tahkimatlarla karşılaşma ihtimalinin yüksek göründüğünü öne süren Atabay, "Aynı şekilde Sincar'da da çok sayıda tünel destekli yer altı sığınak ve mağaraların olduğu kuşkusuz. Bu noktada saha istihbaratı önem kazanıyor. Yani çatışma alanlarının tahkimat planının ortaya çıkarılması hayati bir konudur" yorumunda bulundu. 

"3-5 kişilik gruplar halinde dolaşmaları öne çıktı"
PKK'nın küçük gruplar halinde dolaşmaya başlamasını da değerlendiren Atabay, özellikle örgütün Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra yeniden silahlı saldırılara başladığı 1 Haziran 2004 yılından itibaren önceki yıllara göre daha küçük gruplarla hareket etmeye başladığını söyleyerek, iddialarını şöyle tamamladı:
"Son dönemde ise İHA gibi teknik keşif kabiliyetlerinin artmasıyla birlikte 3-5 kişilik gruplar halinde dolaşmalarının daha ön plana çıktığı görülüyor, gelinen noktada bunu Irak sahasında da uyguladıkları anlaşılıyor. İki terörist grup bir araya gelerek sözde takım gibi sıralı hiyerarşik yapılanmaları oluşturuyorlar. Özellikle son zamanlarda örgüte katılımlar azaldığı için zayiattan kurtulmak için barınma alanlarında da küçük grupları tercih ediyor olabilirler. Bir diğer ifadeyle amaçları; asgari zayiatla alanda varlığını sürdürmek.  Aslında örgüt TSK'nın etkin operasyonları sonucu küçük gruplar halinde barınma, dolaşma ve hareket etmeye zorlanmıştır. Bu durum aynı zamanda örgütün özellikle Irak'ta daha geniş bir coğrafyaya yayılmasına sebep olmuştur."

Independent Türkçe



Fidan, Şera ile görüşmek üzere Şam'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
TT

Fidan, Şera ile görüşmek üzere Şam'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)

Türkiye, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşmek üzere Şam'a bir ziyaret gerçekleştireceğini duyurdu.

Diğer yandan Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) Suriye devletine entegrasyon anlaşmasını uygulamamakla suçladı ve Suveyda ile SDG bölgeleri arasında bir koridor oluşturulmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı kaynakları bugün, Fidan'ın Şam'da Şera ile görüşeceğini, görüşmede Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarında kaydedilen ilerlemelerin değerlendirileceğini ve Suriye'nin istikrarı ve güvenliğine hizmet edecek şekilde ikili iş birliğinin güçlendirilmesinin ele alınacağını belirtti.

Kaynaklar, Fidan ile Şera'nın görüşmesinde Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki ulusal güvenlik endişelerinin ele alınacağını da bildirdi. Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin korunmasının her zamankinden daha önemli hale geldiğine dikkat çeken kaynaklar, iki ülke arasında terör örgütleriyle, özellikle de DEAŞ ve SDG’nin omurgasını oluşturan YPG ile mücadelede iş birliğinin değerlendirileceğini ifade etti.

Fidan ve Şera, İsrail'in saldırgan uygulamalarını ve Tel Aviv'in Suriye ve bölgenin istikrarı ve güvenliğine tehdit oluşturan söylemlerini de ele alacak.

Kaynaklar, Suriye'nin yeniden inşasına yönelik çabaların koordinasyonunun, Fidan ve Şera'nın görüşmesinde doğal olarak önemli bir konu olacağını belirtti.

rgtyu7
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera'nın geçtiğimiz mayıs ayında İstanbul'da yaptıkları görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

22 Aralık 2024'te Suriye'yi ziyaret eden Fidan, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Şam'ı ziyaret eden ilk dışişleri bakanı oldu. Ardından 13 Mart'ta Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile birlikte Suriye'ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi.

Şera, şubat, nisan ve mayıs aylarında Türkiye'ye 3 ziyaret gerçekleştirdi ve bu ziyaretler sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Ziyaretlerde Suriye'deki güvenlik durumu, ülkede tam istikrarın sağlanması için gerekli adımlar ve siyasi, ekonomik ve insani konular değerlendirildi. Ayrıca Türkiye ile Suriye arasındaki ikili iş birliğinin kurumsallaştırılmasına yönelik imkanlar vurgulandı ve Türkiye'nin Suriye'ye her alanda destek vermeye hazır olduğu yinelendi.

Bunun yanı sıra, iki ülke arasında farklı düzeylerde güvenlik ve ekonomi toplantıları düzenlendi. Bu toplantılarda, Suriye'de istikrarın sağlanması ve geçiş yönetiminin desteklenmesi amacıyla savunma, güvenlik, ekonomi, yeniden inşa ve enerji alanlarında atılacak pratik adımlar üzerinde duruldu.

hyu7
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile Suriye devletine katılma konusunda bir anlaşma imzaladı. Türkiye, Abdi'nin anlaşmaya bağlı kalacağından şüphe duyuyor. (AP)

Fidan'ın Şam ziyareti, Türkiye'nin SDG'yi 10 Mart'ta Şam ile imzalanan devlet kurumlarına entegrasyon anlaşmasını uygulamayı geciktirmekle suçladığı ve Suveyda ile SDG'nin kontrolündeki bölgeler arasında bir koridor oluşturma girişimlerine karşı çıkacağını vurguladığı bir dönemde gerçekleşiyor.