Şukri ve Blinken ilk görüşmelerinde insan hakları ve askeri konuları ele aldılar: Mısır’ın Rusya’dan Su-35 savaş uçağı alma girişimi ABD’yi endişelendiriyor

İki bakan terörizmle mücadelenin yanı sıra Libya ve Filistin'deki gelişmelere değindiler

Anthony Blinken, Samih Şukri ile telefonda görüştü (Reuters)
Anthony Blinken, Samih Şukri ile telefonda görüştü (Reuters)
TT

Şukri ve Blinken ilk görüşmelerinde insan hakları ve askeri konuları ele aldılar: Mısır’ın Rusya’dan Su-35 savaş uçağı alma girişimi ABD’yi endişelendiriyor

Anthony Blinken, Samih Şukri ile telefonda görüştü (Reuters)
Anthony Blinken, Samih Şukri ile telefonda görüştü (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden’ın Beyaz Saray’a gelişinden bu yana Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken arasında telefonla yapılan ilk görüşmede İnsan hakları ve askeri konuların yanı sıra bölgedeki barış süreci ve Libya dahil olmak üzere bir dizi bölgesel mesele ele alındı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre iki bakan, ülkeleri arasında, özellikle güvenlik ve terörle mücadele alanında iş birliğinin sürdürülmesi konusunda güçlü stratejik ortaklığın önemini vurgularken bölgesel konular hakkında görüş alışverişinde bulundular.
Açıklamada, Bakan Blinken’ın ABD ve Mısır arasındaki ilişkilerin merkezinde yer alan Mısır'daki insan hakları meselesiyle ve Mısır'ın Rusya'dan Su-35 savaş uçağı satın alma ihtimaliyle ilgili endişelerini dile getirdiği belirtildi.
Başta RT olmak üzere Rus medya kuruluşları 2019 yılında, ‘Kahire'ye bir milyar dolar karşılığında 20 adet Suhoy Su-35 savaş uçağı tedarik edilmesi anlaşması’ yapıldığına dair haberleri aktarırken Kahire ve Moskova anlaşmayla ilgili resmi olarak herhangi bir açıklamada bulunmadılar. Kasım 2019'da dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi ve Askeri İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Rene Clarke Cooper yaptığı bir açıklamada, Mısır'ın Rusya’dan savaş uçağı satın almasının Mısır’ı ABD yaptırımlarının yanı sıra gelecekte ABD’den askeri ürünler satın alma konusunda çıkabilecek sorunlarla karşı karşıya bıraktığını söyledi. Buna karşın Mısırlı milletvekilleri Cooper'ın açıklamalarını ‘devlet egemenliğiyle ilgili bir meseleye kabul edilemez bir müdahale’ olarak nitelendirdiler.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Dr. Cemal Abdulcevad, iki bakanın telefon görüşmesinin ‘önümüzdeki süreçte iki ülke arasındaki ilişkilere yön verecek genel atmosferi ve ilgi alanlarını’ yansıttığını söyledi.
Mısır ve ABD dışişleri bakanları arasındaki telefon görüşmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi'nin ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth F. McKenzie’yi Kahire'de kabul etmesinden bir gün gerçekleşirken Cumhurbaşkanı Sisi, Orgeneral McKenzie ile görüşmesinde, Kahire ile Washington arasındaki ‘köklü stratejik ilişkilere’ vurgu yaptı.
Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Dr. Abdulcevad, Mısır ile ABD arasındaki ilişkiler için birden fazla yol olduğunu söyledi. Beyaz Saray'da meydana gelen yönetim değişikliğini dış ilişkilerin yansıttığını belirten Dr. Abdulcevad, daha istikrarlı olan yolun genellikle ABD ordusu ve Kahire ile askeri ilişkilerle ilgi olduğunu belirtti. Dr. Abdulcevad, CENTCOM Komutanı’nın ziyaretinin bu bağlamda ve yaklaşık bir hafta önce Mısır ile yapılan Amerikan füze anlaşmasının sonuçlandırılması bağlamında gerçekleştiğini kaydetti. Biden yönetimi 17 Şubat'ta Mısır'a 197 milyon dolar değerinde füze satışını içeren anlaşmayı onaylamıştı.
Tüm bu işaretleri ve gelişmeleri değerlendiren Dr. Abdulcevad, “Buradan anlaşılacağı üzere yeni ABD yönetimi, güvenlik ve savunma konularında insan hakları sorunu yokmuş gibi çalışacaktır. Buna karşın insan hakları dosyasını sanki iki ülke arasında askeri ve güvenlik ilişkileri yokmuş gibi ele alacaktır. Bu imkansız bir formül olabilir, ancak yeni yönetimin bunu gerçekleştirmek istediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Şukri ile Blinken arasındaki telefon görüşmesinin ‘iki ülkenin vizyonlarının birçok bölgesel ve uluslararası dosya ve meselede yakınlaştığını gösterdiğini ve Libya ile Filistin meselesindeki son gelişmelerin yanı sıra terörizmle ve bölgenin karşı karşıya olduğu diğer zorluk ve tehditlerle mücadele için ortak çalışmaların sürdürülmesi ihtiyacının ele alındığı’ belirtildi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre görüşmede karşılıklı saygı, ortak menfaat ve tüm siyasi, ekonomik ve kültürel yönleriyle ilişkilerin geliştirilmesi temellerine dayanan tarihi ortaklığa vurgu yapıldı. Ayrıca iki ülkenin insan hakları alanındaki çabalarının yanı sıra ortak çıkarlara ulaşmanın ve ilerleyen süreçte Mısır ve ABD’yi ilgilendiren tüm konularda koordinasyona ve istişarelere devam etmenin önemine işaret edildi.
Mısır Dışişleri Bakanı Şukri iki hafta önce televizyonda yayınlanan açıklamalarında, Mısır ile ABD arasındaki ilişkileri ‘ister Kahire ister Washington için olsun, birçok iş birliği alanı ve ortak kazanımları olan, kırk yılı aşkın bir süredir devam eden bir strateji’ olarak tanımladı. Şukri kendisine yöneltilen ‘Mısır Dışişleri Bakanlığı'nda yeni ABD yönetimiyle çalışma konusunda herhangi bir endişenin olup olmadığıyla’ ilgili bir soruya, “Uluslararası ilişkiler çerçevesinde bir endişe yok. Yeni ABD yönetimi, birçok bölgesel meseledeki görüşlerini henüz netleştirmedi. Bunları öğrenmemiz gerekiyor. Şu an kesinlikle endişelenecek bir alan görmüyorum, ama iyimserliğe de gerek yok. Bunun yerine sadece ilişkileri doğal seyrinde sürdürüyoruz” yanıtını verdi.



ABD, İran'ın gölge filosu içindeki 29 tankere yaptırım uyguladı

ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)
ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)
TT

ABD, İran'ın gölge filosu içindeki 29 tankere yaptırım uyguladı

ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)
ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)

ABD, İran'ın "gölge filosu"nu hedef alan ve İran petrolü ile petrol ürünleri ihraç ettiğini söylediği operasyon kapsamında dün 29 gemi ve gemi yönetim şirketine yaptırım uyguladı.

Reuters'e göre, ABD Hazine Bakanlığı, hedef alınan gemi ve şirketlerin "aldatıcı nakliye uygulamaları" yoluyla yüz milyonlarca dolar değerinde mal taşıdığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre “Gölge filo” terimi, yaptırım uygulanan petrolü taşıyan gemileri ifade eder. Bu gemiler genellikle eski, sahipleri belirsiz ve büyük petrol şirketleri ile birçok liman için uluslararası standartlar gereği zorunlu olan kapsamlı sigorta kapsamı olmadan seyrediyorlar.

Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı John Hurley, yaptığı açıklamada, Hazine Bakanlığı'nın “rejimin askeri ve silah programlarını finanse etmek için kullandığı petrol gelirlerini engellemeye devam edeceğini” söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Tahran'ın nükleer programı ve Ortadoğu'daki silahlı gruplara verdiği destek nedeniyle İran'a yaptırımlar uyguladığını söylüyor. İran ise nükleer programının sivil amaçlı olduğunu savunuyor.

İki ülke arasında yapılan beş tur dolaylı nükleer müzakerenin ardından Tahran ve Washington arasındaki gerilim arttı. Bu müzakereler haziran ayında 12 gün süren bir hava savaşıyla sonuçlandı; bu savaş sırasında İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri İran'ın nükleer tesislerini bombaladı.

ABD, bu ay halihazırda İran petrolü taşıdığı için ABD yaptırımları altında olan Venezuela ham petrolü taşıyan bir petrol tankerine karşı ek önlemler aldı.

Washington, 10 Aralık'ta Venezuela kıyıları açıklarında Venezuela'dan petrol taşıyan Skipper adlı petrol tankerine el koydu; bu hamle Washington ve Karakas arasındaki gerilimi daha da artırdı.

Eski Başkan Joe Biden'ın yönetimi, 2022'de "Adisa" adıyla anılan tankere, İran petrol ticaretine karışması gerekçesiyle yaptırımlar uygulamıştı.


ABD'de meydana gelen uçak kazasında eski NASCAR pilotu Greg Bevel de dahil olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti

Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)
Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)
TT

ABD'de meydana gelen uçak kazasında eski NASCAR pilotu Greg Bevel de dahil olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti

Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)
Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)

Ulusal Otomobil Birliği (NASCAR), dün Kuzey Carolina'daki Statesville'de bir Cessna 550 özel uçağının düşmesi sonucu, eski NASCAR pilotu Greg Bevel de dahil olmak üzere 7 kişinin öldüğünü açıkladı.

Kuzey Carolina Eyalet Karayolu Devriyesi, Bevel ve aile üyelerinin ölenler arasında olduğuna inanıldığını, ancak kazadan sonra çıkan büyük yangın nedeniyle bunun henüz resmi olarak doğrulanmadığını söyledi. Uçak, Bevel ile bağlantılı bir şirkete kayıtlıydı. Yetkililer, adli tıp ofisi isimleri doğruladıktan sonra 7 yolcunun listesini yayınlayacak.

Uçuş takip sitesi FlightAware, uçağın Florida'ya doğru gittiğini ancak kalkıştan kısa bir süre sonra, yerel saatle 15:15 civarında kötü hava koşulları nedeniyle Kuzey Carolina'daki havaalanına geri dönmeye çalıştığını gösterdi. Yerel medya ve sosyal medyada yayınlanan bir fotoğrafta, enkazın ortasında pistte büyük bir yangın görülüyordu. Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu, kaza yerine bir ekip göndereceğini ve bugün soruşturmayla ilgili olarak medyaya bilgi vereceğini açıkladı.

Yetkililer düzenledikleri basın toplantısında, olaydan sonra havaalanının kapatıldığını ve yeniden açılabilmesi için pistten enkazın kaldırılması gerektiğini belirtti.

Havalimanının internet sitesinde, Statesville Bölgesel Havalimanı'nın Amerika'daki Fortune 500 şirketlerine ve çeşitli NASCAR yarış takımlarına özel havacılık hizmetleri sağladığı belirtiliyor.


Amerika'da Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırının şüphelisi ölü olarak bulundu

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
TT

Amerika'da Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırının şüphelisi ölü olarak bulundu

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)

Fox News, bir kaynağa dayandırdığı dünkü haberinde, Brown Üniversitesi'nde birkaç gün önce meydana gelen toplu silahlı saldırı şüphelisinin silahla intihar ettiğinin tespit edildiğini bildirdi.

Yerel polisin X platformunda yaptığı paylaşıma göre, ABD yetkilileri geçen cumartesi günü Brown Üniversitesi'nde 2 kişinin ölümüne ve 9 kişinin yaralanmasına neden olan silahlı saldırıyla bağlantılı olarak ikinci bir kişiyi arıyordu. Polis soruşturmacıların, şüpheliye yakın yerde görülen bir kişinin kimliğini belirlemek için bölge sakinlerinden yardım istediğini belirtti.

Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğusunda yer alan Rhode Island eyaletinin Providence şehri polisi, yüzü net olarak görünmeyen şahsın üç fotoğrafını yayınladı. Şahsın lacivert kıyafetler giydiği, başının örtülü olduğu ve bir çanta taşıdığı görülüyor.

Güvenlik güçleri daha önce, "yaklaşık 1,73 metre boyunda ve iri yapılı", koyu renk kıyafetler, yüz maskesi ve yün şapka giyen bir şüphelinin çeşitli fotoğraflarını ve videolarını yayınlamıştı. Şüphelinin kimliği henüz bilinmiyor.

Yetkililer, failin tespit edilip tutuklanmasına yol açacak her türlü bilgi için 50 bin dolarlık ödül teklif etti ve şüphelinin "silahlı ve tehlikeli" olduğu konusunda uyarıda bulundu.