Filistin Fetva Kurulu Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda uluslararası toplumu uyardı

Geçtiğimiz yaz Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da ibadet edenler. (AP)
Geçtiğimiz yaz Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da ibadet edenler. (AP)
TT

Filistin Fetva Kurulu Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda uluslararası toplumu uyardı

Geçtiğimiz yaz Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da ibadet edenler. (AP)
Geçtiğimiz yaz Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da ibadet edenler. (AP)

Filistin Yüksek Fetva Kurulu, “İsrailli yetkililer tarafından, işgal altındaki Kudüs şehrini daha çok Yahudileştirme noktasındaki eylemleri gerçekleştirme ve şehrin kültürel, tarihi ve coğrafi görüntüsünde bir değişiklik yapma girişimleri” ile yüzleşmeye çağırdı.
Kurul açıklamasında, “İsrail işgal yetkilileri, Kudüs’teki Yahudi varlığını artırmak ve coğrafi genişlemeyi önlemek için yerleşim yerleriyle bu noktaları çevrelemeye çalışıyor” dedi.
Kurulun açıklaması, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Kudüs çevresinde bir yerleşim bölgesi oluşturmayı hedefleyen ve Mescid-i Aksa’da ihlallere sebep olacak olan “E1” projesinin uygulanmaya başlamasına yeşil ışık yaktığı yönündeki açıklamasının ardından geldi.
Kurul, bölgedeki genel siyasi durumdan yararlanarak, Kudüs’teki Filistin varlığını ortadan kaldırmayı  hedefleyen yerleşim planının tehlikesi noktasında uyarıda bulundu. Ayrıca, Filistin halkının haklarının açık bir şekilde ihlal edilerek, şehir ve çevresindeki yerleşim yerleri ile yeni sömürge yerleşim projesinin güçlendirilmesi kapsamında, söz konusu projenin sürekliliği ve hızlanmasının tehlikeli olduğuna işaret etti.
Kurul, Arap ülkelerini ve uluslararası toplumu işgali sona erdirerek adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma noktasında tüm fırsatları ortadan kaldıran ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını baltalayan söz konusu projeyi durdurmak için işgalci hükümete acil baskı yapmaya çağırdı.
Ayrıca Mescid-i Aksa ve çevresinin zamansal olarak bölündükten sonra mekansal olarak da bölünmesini sürdürmek amacıyla işgalci güçlerin açık ve artan saldırılarını kınadı.
Önemli bir dini referans olarak kabul edilen Kurul, işgalcilerin kutsal olarak kabul edilen Mescid-i Aksa’yı hedef almaya devam etme tehlikesine ve buranın kontrolünü ele geçirme girişimlerine dikkat çekti. Ayrıca Müslümanların bu kutsal mekanlar üzerindeki haklarının uluslararası resmi kurumlar tarafından belirlendiğini vurguladı.
Filistin Yüksek Fetva Kurulu yaptığı açıklamada, işgal yetkililerinin Mescid-i Aksa muhafızları ile cami cemaatini mabetten çıkarma girişimlerini kınadığını bildirdi. Ayrıca son dönemlerde cami cemaati ve çalışanları ve muhafızların yargılanması noktasındaki artan ihlaller, camiyi boşaltmak için sahte iddialarla yapılan tutuklamalar ve dini tarihi ve hukuki statükoyu ele geçirme amacıyla yapılan değişiklikler kapsamında, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıların arttığı konusunda uyarıda bulundu.
Yahudi yerleşimciler İsrail korumasında periyodik olarak Mescid-i Aksa’ya baskınlar yapıyor.
Kudüs İslami Vakıflar Dairesi, 115 Yahudi yerleşimcinin İsrail polisi korumasında Mescid-i Aksa’nın güneybatısındaki el-Meğaribe (Fas) Kapısı’ndan Harem-i Şerif’e baskın düzenlediğini bildirdi. Yahudi grubun, Harem-i Şerif’in avlularında provokatif hareketlerde bulundukları kaydedildi.
Vakıflar Dairesi, Yahudilerin 2003’ten bu yana ilk kez İdarenin izni olmadan İsrail’in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede girdiğini bildirdi. Ayrıca şu açıklamalarda bulundu:
“Mescid-i Aksa’daki statükoyu istikrarsızlaştırma niyetlerinin tırmandığı tehlikeli bir dönemde, alışılmadık bir şekilde, İsrail polisi korumasındaki bir grup Yahudi yerleşimci baskın düzenliyor. Bu daha önceki baskınlardan farklı bir şekilde gerçekleşerek, baskınların düzenlemesine izin veren tehdit edici bir plana işaret ediyor”



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.