Harem-i İbrahim katliamının anısına düzenlenen gösterilerde onlarca kişi yaralandı

İsrail güçleri ile Filistinli göstericiler arasında dün el-Halil’de, Harem-i-İbrahim katliamının yıl dönümünde çatışmalar çıktı. (AFP)
İsrail güçleri ile Filistinli göstericiler arasında dün el-Halil’de, Harem-i-İbrahim katliamının yıl dönümünde çatışmalar çıktı. (AFP)
TT

Harem-i İbrahim katliamının anısına düzenlenen gösterilerde onlarca kişi yaralandı

İsrail güçleri ile Filistinli göstericiler arasında dün el-Halil’de, Harem-i-İbrahim katliamının yıl dönümünde çatışmalar çıktı. (AFP)
İsrail güçleri ile Filistinli göstericiler arasında dün el-Halil’de, Harem-i-İbrahim katliamının yıl dönümünde çatışmalar çıktı. (AFP)

İsrail askerlerinin dün Harem-i İbrahim Camii katliamının 27’inci yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen yürüyüşte müdahale etmesi sonucu El-Halil'de ve çeşitli Filistin bölgelerinde vatandaşlar gazdan etkilenirken iki Filistinli çocuk da vurularak yaralandı. 
Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, BM Genel Sekreteri'ne BM Güvenlik Konseyi (BMGK) şubat ayı dönem başkanı İngiltere’ye ve BM Genel Kurulu Başkanı’na, Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail'in Filistin halkına yönelik ihlallerinin artması nedeniyle yaşanan kritik durum hakkında bir mektup gönderdi.
Mansur, İsrail'in onlarca yıldır ev yıkımı, zorla yerinden etme ve "güvenlik endişesi" ve “vatandaşların mülklerini talep etmesi” gibi sayısız bahaneler altında Filistin'deki sömürgeci yerleşimlerin inşası olmak üzere yasa dışı politikalarını normalleştirmeye çalıştığını ifade etti. Ayrıca söz konusu suçlara gerekçe olarak dini sebepler ve inşaat ruhsatlarının olmamasının öne sürüldüğünü kaydetti.
Filistin halkına yönelik insani ihlallerin İsrail'in sivilleri sürekli olarak tutuklayarak alıkoyması ve hapishanelerinde bulunan yaklaşık 5 bin tutukluya kötü muamelede bulunması nedeniyle halen devam ettiğini vurgulayan Mansur sözlerini şöyle sürdürdü:
“Salgın nedeniyle Batı Şeria'da ilan edilen olağanüstü hali tamamen göz ardı ederek ve uluslararası insan hakları hukukunu ciddi bir şekilde ihlal ederek rutin olarak şiddetli baskınlar ve tutuklamalar gerçekleştiriyorlar.”
Dün çeşitli bölgelerde barışçıl yürüyüş ve gösterilere yönelik baskılara ve yerleşimcilerin saldırılarına tanık olundu. İsrail askerleri, Harem-i İbrahim katliamını anmak, işgalci İsrail’in eylemlerini ve saldırılarını kınamak için şehir merkezindeki Şeyh Ali el-Bakka Camii önünde başlayan yürüyüşü dağıtmak için ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kullandı. Saldırılarda bir dizi vatandaş gazdan etkilenirken onlarcası da yaralandı. Yürüyüşçüler, Filistin bayrağını ve Harem-i İbrahim katliamında şehit edilenlerin fotoğraflarını taşıyarak işgalci İsrail ve yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik suçlarını kınayan sloganlar attılar.
25 Şubat 1994 Cuma günü gerçekleşen Haremi-i İbrahim Camii katliamının, sabah namazı sırasında camiye giren ve Müslümanların üzerine ateş açan Yahudi yerleşimci Baruch Goldstein tarafından gerçekleştirildiği biliniyor. Saldırıda 29 Filistinli şehit olmuş, 150'den fazla kişi yaralanmıştı. Camide bulunan İsrail işgal askerleri, ibadet edenlerin çıkmasını engellemek için cami kapılarını kapattılar ve yaralıları kurtarmak için cami dışından gelenlerin sahaya ulaşmasını engellediler. Camideki diğer Müslümanlar da işgal askerleri tarafından şehit edildi. Böylece şehit edilenlerin sayısı 50 oldu.
Filistinliler dün Cuma Namazı’ndan sonra söz konusu katliamı ve baskı, Yahudileştirme, işgal ve yerleşim politikalarının devamını protesto etmek için gösteri düzenlediler. İsrail askerleri yürüyüşü dağıtmak için plastik kaplı metal mermiler, göz yaşartıcı gaz ve ses bombaları kullandı. Safa köyünde (Ramallah'ın batısı), 16 yaşındaki Ahmed Abdurrezzak Fellene, İsrail işgal güçlerinin ateş açması sonucu ağır yaralandı. İşgal askerleri çocuğu ambulansla Batı Kudüs'teki Hedasa Hastanesi’ne nakletti.
17 yılı aşkın süredir kapalı olan köyün ana yolunun açılmasının talep edildiği ve yerleşimlere karşı düzenlenen Kefr Kadum beldesindeki haftalık yürüyüşte 10 yaşındaki bir çocuk göğsünden vurularak yaralandı. İsrail işgal ordusunun işgal altındaki Deyr Cerir beldesi (Ramallah'ın doğusu) ve Nablus vilayetindeki Beyt Decen beldesinde olduğu gibi Batı Şeria'daki yerleşimleri kınayan yürüyüşleri dağıtmasının ardından dün bir dizi kişi boğuldu ve 5 kişi tutuklandı. Ayrıca dün sabah vakti, işgal ordusundan bir kuvvetin koruması altında bir dizi yerleşimci Salfit şehrinin kuzeyindeki Kefel Haris beldesinde baskın düzenledi.
Deyr Cerir köyünde hafta sonu işgal güçlerinin belediyesi tarafından yıkılan Alyan ailesinin evinin kalıntıları üzerinde dün Cuma Namazı kılındı. İşgal güçleri Alyan ailesinin evine baskın düzenlemişti. Binanın sahibi Ebu Emced Alyan yaptığı açıklamada, "İsrail askerleri, Aksa'da nöbetçi olarak çalışan oğlumuz Fadi nedeniyle bizi kışın soğuğundan koruyan bu çadırlarımıza saldırdı" dedi. Sağlık görevlileri de göz yaşartıcı gaz soluması nedeniyle sorun yaşayan bir dizi vatandaşa saha tedavisi sağladıklarını açıkladı. İsrail askerleri yürüyüşün dağıtılması sırasında 5 Filistinliyi tutukladı.
Yerleşimciler dün Beytüllahim’de de Kisan köyü topraklarından zeytin fidelerini söktüler. Kisan Köy Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Gazal, işgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimcilerin Ibei HaNahal yerleşimi yakınlarındaki Eyüp Yusuf Abeyat’ın topraklarından 20 zeytin fidanı söktüklerini belirtti. Gazal, köy sakinlerinin fidanları sökmeye devam etmelerini önleyerek yerleşimcilerle karşı karşıya geldiklerini kaydetti.



Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
TT

Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)

Hizbullah, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi nedeniyle, silahların devletin elinde toplanması için önerilen herhangi bir takvimi reddederek Lübnan devletinin otoritesine meydan okudu. Bu olay, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın başkanlık ettiği ve silahların devletin tekelinde olması konusunun görüşüldüğü Bakanlar Kurulu toplantısıyla aynı zamana denk geldi.

Bakanlar Kurulu dün bu konuyu dört saat boyunca görüştü. Lübnan ordusuna, bu yılın sonuna kadar silahların tamamen resmi güvenlik kurumlarının elinde toplanması için bir uygulama planı hazırlaması talimatı verildi ve bu planın ağustos ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu'na sunulması istendi. Başbakan Nevvaf Selam'ın açıklamasına göre, ‘silahların tek elden kontrolü’ konusu oturumda tam olarak tartışılmadı; yarınki (perşembe) oturumda görüşülmeye devam edecek.

Hizbullah, hükümetin takvim belirleme çabalarına iki yönlü bir tepki gösterdi. İlki, güney banliyölerinde onlarca gencin motosikletlerle yürüyüşler düzenlemesi şeklinde sokaklarda yaşandı. İkincisi ise siyasi alanda, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın Lübnan devleti ile İsrail arasında 27 Kasım'da imzalanan ateşkes anlaşması dışında herhangi bir yeni anlaşmayı kabul etmeyi reddetmesiyle ortaya çıktı. Kasım, “Silahlarımızı çekmeye niyetimiz yok” dedi ve ‘ulusal güvenlik ve savunma stratejisi hakkında ulusal bir tartışma’ çağrısında bulundu. Kasım ayrıca, İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir savaş başlatması halinde füzelerle saldırı tehdidinde bulundu.

Kasım, Lübnan hükümetine şu soruyu yöneltti: “Bakanlar Kurulu bildirisinin üçüncü maddesine göre, direnişi bırakıp İsrail'e teslim olmak ve silahları teslim etmek egemenliği korumak mıdır?”

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlar Kurulu bildirisi saldırganları caydırmaktan bahsediyor, ama Lübnan'ı felaketten kurtaracak devlet nerede? Sınırları ve hudutları kim savunacak? Eğer bunu yapamayacağınızı söylüyorsanız, o zaman bu yeteneği koruyalım ve geliştirelim.”

Hizbullah’ın ‘üç başkanla (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı) iş birliğini sürdürmeye kararlı olduğunu, tartışma, anlayış ve iş birliğine önem verdiklerini’ vurgulayan Kasım, “Kimsenin bize emir vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.