Ukrayna'da aktiviste verilen hapis cezası protestoları devam ediyor

Ukrayna'da aktiviste verilen hapis cezası protestoları devam ediyor
TT

Ukrayna'da aktiviste verilen hapis cezası protestoları devam ediyor

Ukrayna'da aktiviste verilen hapis cezası protestoları devam ediyor

Ukrayna’nın Odessa şehrinde görülen davada, aktivist bir grubun liderine 7 yıl hapis cezası verilmesinin ardından büyük şehirlerde başlayan protestolar devam ediyor.
Ukrayna'nın Odessa şehrinde görülen mahkemede, Sergey Sternenko isimli aktivist liderin, Ukrayna Ceza Kanunu'nun "adam kaçırma ve yaralama" maddesi uyarınca suçlu bulunarak, 7 yıl hapis cezasına çarptırılmasının ardından mahkeme kararına yönelik protestolar devam ediyor. Ülkenin Odessa, Harkov, Livov ve Kiev gibi büyük şehirlerinde eş zamanlı düzenlenen gösterilerde, yüzlerce kişi sokaklara dökülerek, 7 yıl hapis cezasına çarptırılan Sternenko'nun özgürlüğüne kavuşması yönündeki çağrılarını tekrarladı. Protestocular, ellerinde meşalelerle yürüyüş gerçekleştirdi.
Devlet Başkanlığı binasından Ukrayna Başsavcılığı binasına doğru yürüyen başka bir grup ise Başsavcılığın önündeki araçlara pankartlar, Başsavcılık duvarına da Sternenko'nun resimlerini yapıştırdı.

"Ülkemizde adalet istiyoruz"
İsmini vermek istemeyen protestocular, "Bugün burada kanunsuz şekilde tutuklanan Sternenko ve Antonenko'ya destek için buradayız. Sternenko ve Antonenko davalarının yeniden görülmesini ve serbest bırakılmalarını istiyoruz. Ülkedeki adil hakimlerin yardımını istiyoruz" dedi.
Ukrayna'da hukuk sisteminin bozuk olduğunu belirten protestocular, ülkede birçok kişinin haksız yere ceza aldığını söyledi. Protestocular ayrıca, cinayet gibi suçlara hapis cezası verilmesi gerektiğinin altını çizerek, bu tür suçların failleri ile aktivistlerin aynı kefeye konmaması gerektiğini dile getirdi.
Protestocular, aktivistlerin serbest bırakılmasına yönelik protestolara devam edeceklerini söyledi.



Avrupa bilimde atağa kalkıyor: 4 maddede Bilim için Avrupa'yı Seç programı

Ursula von der Leyen, 5 Mayıs'taki konferansta "Hepimiz bilimin pasaportu, cinsiyeti, etnik kökeni veya siyasi partisi olmadığına hemfikiriz" dedi (Gonzalo Fuentes/AP)
Ursula von der Leyen, 5 Mayıs'taki konferansta "Hepimiz bilimin pasaportu, cinsiyeti, etnik kökeni veya siyasi partisi olmadığına hemfikiriz" dedi (Gonzalo Fuentes/AP)
TT

Avrupa bilimde atağa kalkıyor: 4 maddede Bilim için Avrupa'yı Seç programı

Ursula von der Leyen, 5 Mayıs'taki konferansta "Hepimiz bilimin pasaportu, cinsiyeti, etnik kökeni veya siyasi partisi olmadığına hemfikiriz" dedi (Gonzalo Fuentes/AP)
Ursula von der Leyen, 5 Mayıs'taki konferansta "Hepimiz bilimin pasaportu, cinsiyeti, etnik kökeni veya siyasi partisi olmadığına hemfikiriz" dedi (Gonzalo Fuentes/AP)

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen haftalarda dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar için heyecan verici bir duyuru yaptı.

Kıtayı bilim insanları için bir "çekim merkezi" haline getirmeyi amaçlayan bir hamleyle yarım milyar euroluk Bilim için Avrupa'yı Seç (Choose Europe for Science) girişimi başlatıldı.

Bu hafta Logos'ta bu yatırımın arka planını, detaylarını ve önündeki engelleri inceleyeceğiz. 

1) Bilim için Avrupa'yı Seç nedir?

Ursula von der Leyen ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 5 Mayıs Pazartesi günü Paris'teki Sorbonne Üniversitesi'nde Bilim için Avrupa'yı Seç konferansında dünyanın dört bir yanından araştırmacıları kıtaya çekmeyi amaçlayan programı duyurdu.

Bilim için Avrupa'yı Seç girişimi, bilimin özgür kalması, yeteneğe yatırım yapılması ve Avrupa'da inovasyonun hızlandırılması gibi hedeflere sahip.

Program kapsamında çeşitli alanlardan uzmanların Avrupa'ya gidip çalışması için 2025-2027 döneminde 500 milyon euro yatırım yapılacak. Macron, Fransa'nın da ayrıca 100 milyon euroluk bir yatırım yapacağını açıkladı.

Girişimin hedefleri arasında AB üye devletlerin 2030'a kadar GSYH'lerinin yüzde 3'ünü Ar-Ge projelerine ayırmaları da yer alıyor.

Duyuruyu yapan von der Leyen, "Bilimin, Avrupa'daki geleceğimizin anahtarını elinde tuttuğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı. 

500 milyon euroluk hibenin, 2021-2027 için halihazırda 16 milyar euro bütçeye sahip Avrupa Araştırma Konseyi'ne (ERC) aktarılması bekleniyor.

Fransa'nın önerisiyle başlatılan girişim kapsamında ERC tarafından 7 yıllık bir "süper hibe" oluşturulması da sözkonusu. Uzun vadeli verilecek bu hibeyle, önde gelen araştırmacıların finansal istikrar sağlaması amaçlanıyor. 

Von der Leyen, ERC'nin Avrupa'ya taşınma ve yeni laboratuvar kurma masraflarını karşılayan hibe miktarını 1 milyondan 2 milyon euroya çıkaracaklarını da sözlerine ekledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı, "Avrupa'ya giriş ve Avrupa'da kalma sürecini hızlandıracağız" diyerek ekledi:

Marie Curie'nin bir zamanlar yaptığı gibi, yurt içinde veya yurt dışında her araştırmacıya, bilimde bir hayat hayal eden her genç kıza ve erkeğe mesajımız açıktır. Bilimi seçin. Avrupa'yı seçin.

2) ABD'de bilimsel çalışmalara gelen darbeler

Avrupa'nın bu hamlesinin arkasında, Donald Trump'ın bu yıl başlayan ikinci döneminde ABD'deki bilimsel çalışmaları sekteye uğratan adımlar atmasının olduğu düşünülüyor.

Trump göreve geldiği ocak ayından bu yana federal fonları dondurarak, soruşturmalar başlatarak ve yabancı öğrencilerin vizelerini iptal ederek üniversiteleri hedef alıyor.

2026 mali yılı için önerilen bütçenin kabul edilmesi halinde ABD Ulusal Bilim Vakfı bütçesi yüzde 56, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) bütçesiyse yaklaşık yüzde 40 azalacak.

Böyle bir atmosferde işlerini kaybeden, kaybetme endişesi yaşayan araştırmacılar veya sınır dışı edilme tehlikesindeki yabancı öğrenciler farklı ülkelere yöneliyor.

Sonuçları hakemli dergi Nature'da martta yayımlanan bir ankete katılan Amerikalı bilim insanlarının yüzde 75'i ülkeyi terk etmeyi düşünüyor.

Ayrıca dünyanın farklı yerlerindeki araştırmacıların ABD'ye ilgisi de azalmış görünüyor. 2025'in ilk çeyreğinde ABD'deki araştırma merkezlerine Çin'den yapılan başvuruların yüzde 39, Avrupa'dan yapılanlarınsa yüzde 41 düştüğü kaydedildi.

5 Mayıs'taki konuşmasında von der Leyen, ABD'den açıkça bahsetmeden "Günümüz dünyasında bilimin rolü sorgulanıyor" derken Macron da şu ifadeleri kullandı:

Birkaç yıl önce, dünyanın en büyük demokrasilerinden birinin, içinde 'çeşitlilik' kelimesi geçtiği için araştırma programlarını iptal edeceği kimsenin aklına gelmezdi.

3) Program hangi alanları kapsıyor?

Konferansta 500 milyon euronun tam olarak nasıl harcanacağı açıklanmadı. Ancak sağlık, yapay zeka, uzay, iklim, enerji, kuantum teknolojisi, yarı iletkenler, biyoçeşitlilik, dezenformasyon ve çevre dostu "döngüsel ekonominin" teşvik edilmesi gibi alanlardaki araştırmaları desteklemeye öncelik verileceği belirtildi.

Program kapsamında Marie Skłodowska Curie Uluslararası Burs ve Araştırma Dolaşım Destekleri (MSCA) Bilim için Avrupa'yı Seç pilot programı başlatıldı. 

Pilot program, akademik ve akademik olmayan kuruluşların, sadece belirli bir proje kapsamında değil, sonrasında da uzun vadeli istihdam sunmak amacıyla doktora sonrası araştırmacıları işe aldığı projeleri destekliyor. Girişimin esas farklılığının, bu kuruluşların uzun vadeli profesyonel hedefler koyması olduğu belirtiliyor.

Başvuru, AB üye devletinde veya Ufuk Avrupa (Horizon Europe) ülkesindeki bir tüzel kişilik tarafından yapılıyor ve araştırmacıların işe alınmasından da o sorumlu oluyor. 

2021'de Türkiye'nin de Ufuk Avrupa'ya katılması sayesinde buradaki araştırmacılar, Avrupa'daki meslektaşlarıyla eşit şartlarda fonlara başvurabiliyor.

Pilot programın tamamına 22,5 milyon euro ayrılırken bir yararlanıcı en fazla 3,5 milyon euro alabiliyor. Projelerin en az 3 araştırmacıyı 5 yıla kadar istihdam etmesi gerekirken, MSCA ilk iki ila üç yıla ortak finansman sağlıyor ve geri kalan iki yıldan kurumlar sorumlu oluyor.

Araştırmacılarda doktora derecesi aranıyor ancak hangi ülkeden geldiklerinin önemi yok.

MSCA Bilim için Avrupa'yı Seç programının başvuruları 1 Ekim'de başlayacak ve 3 Aralık'ta sona erecek. 

4) Avrupa bu programın altından kalkabilecek mi?

Avrupa Komisyonu'nun verilerine göre dünya genelindeki araştırmacıların 4'te biri, yani 2 milyonu Avrupa'da yaşıyor. 

Ayrıca 95,5 milyar euroluk bütçesiyle dünyanın en büyük uluslararası araştırma programlarından biri olan Ufuk Avrupa da AB tarafından yönetiliyor.

Öte yandan Avrupa'nın yeni programı hayata geçirme sürecinde yaşanabilecek zorluklara dair bazı endişeler var.

Uzmanlar, AB ülkeleri rekabetçi bir araştırma altyapısı ve yüksek bir yaşam kalitesi sunsa da araştırma fonlarının ve araştırmacıların ücretlerinin, ABD seviyelerinin çok gerisinde kalmasının bir engel teşkil edeceğini söylüyor.

Ayrıca von der Leyen ve Macron, Avrupa araştırma sisteminin bürokratik engeller ve araştırmaların ticari uygulamalara dönüştürülmesinde gecikmeler gibi zayıf yönleri olduğunu ifade ediyor.

Kanada Kanada Baş Bilim Danışmanı Mona Nemer de Avrupa'daki araştırmaların, Kuzey Amerika'daki kadar "çevik ve atik" olmasının önünde engeller olduğunu söylüyor. Nemer, "altyapıya yeterince yatırım yapmadan yetenekleri çekmenin işe yaramayacağını" belirterek ekliyor:

Avrupa, bilimsel ekosisteme bütüncül bir yaklaşım benimsemeli.

Von der Leyen konferansta, AB'nin bürokrasideki zorluklar ve işletmelere erişim gibi problemleri çözme yolunda adımlar atacağını dile getirdi.

AB'nin yeni bir yasal düzenlemeyle "bilimsel özgürlüğü güvence altına alacağını" da söyleyerek ekledi: 

Çünkü dünya çapında tehditler artarken, Avrupa ilkelerinden ödün vermeyecek. Avrupa, akademik ve bilimsel özgürlüğün yuvası olmaya devam etmeli.

Yararlanılan Kaynaklar: Science, Ars Technica, Reuters, AA, AP, Avrupa Komisyonu, Le Monde, Nature