Rusya ABD'nin Suriye'deki saldırılarından rahatsız ve “yeni bir strateji” konusunda endişeli

Fotoğraf altı: Deyrizor’daki Suriyeli aktivistler tarafından paylaşılan Suriye-Irak sınırında dün ABD’liler tarafından hedef alınan bir bölgenin fotoğrafı
Fotoğraf altı: Deyrizor’daki Suriyeli aktivistler tarafından paylaşılan Suriye-Irak sınırında dün ABD’liler tarafından hedef alınan bir bölgenin fotoğrafı
TT

Rusya ABD'nin Suriye'deki saldırılarından rahatsız ve “yeni bir strateji” konusunda endişeli

Fotoğraf altı: Deyrizor’daki Suriyeli aktivistler tarafından paylaşılan Suriye-Irak sınırında dün ABD’liler tarafından hedef alınan bir bölgenin fotoğrafı
Fotoğraf altı: Deyrizor’daki Suriyeli aktivistler tarafından paylaşılan Suriye-Irak sınırında dün ABD’liler tarafından hedef alınan bir bölgenin fotoğrafı

Moskova’dan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde harekete geçme çağrısı... Dosyayı “İran nükleer dosyası” ile ilişkilendirme işareti
Rusya, Suriye-Irak sınır bölgesinde dün( Cuma) ABD tarafından yapılan hava saldırılarına hızla tepki verdi. “Suriye’nin egemenliğinin tekrar ihlal edilmesini” kınayan Rusya’da bu saldırılar, Suriye'de yeni bir ABD stratejisinin başlangıcı olduğuna dair endişeleri artırdı.
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Washington’un bu ülkeden geri çekilme arzusuna şüpheyle bakarken Rusya Parlamentosu’nda “Washington’un Suriye’deki politikalarının İran’la yapılan Nükleer Anlaşmayı geri dönüşü olmayacak bir şekilde bozma” olasılığına ilişkin dikkat çeken imalarda bulunuldu.
Dün farklı düzeylerde yapılan açıklamalar Rusya’nın ABD saldırısını “sadece öncekilere benzeyen sıradan bir hava saldırısı olarak görmediğini, daha ziyade ABD’nin Suriye’deki stratejisinde yeni bir gelişmenin başlangıcı” olarak düşündüğünü ortaya çıkardı. Bir askeri analist, Washington’un görünüşe göre askerî harekâtın herhangi bir siyasi faaliyete veya diğer taraflarla yapılan diyaloglara denk olacağına dair bir mesaj göndermeye çalıştığını söyledi.
Bu çerçevede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in dün Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi’ni olağanüstü bir toplantıya çağırmak için neden acele ettiği anlaşılıyor. Söz konusu toplantının sonuçları paylaşılmadı ancak Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov daha önceden bir açıklama yaparak Putin’in “(Dün) önemli bir uluslararası telefon görüşmesi yapacağını ve birkaç kapalı toplantıya katılacağını” söyledi. Bu hareketliliğin Suriye’deki gelişmelerle doğrudan bir alakası olup olmadığı hakkında yorumda bulunmadı. Ancak bu hamlelerin duyurulması ABD saldırılarına ilişkin yorumla aynı zamana denk geldi. Peskov “Rusya, ABD’nin Suriye’nin doğusundaki Irak sınırında bulunan Elbu Kemal bölgesine başlattığı hava saldırılarıyla ilgili durumu yakından takip ediyor” ifadelerini kullandı.
Peskov Washington’un saldırılardan önce Moskova’yı bilgilendirip bilgilendirmediğine ilişkin soruyu yanıtlayamayacağını söyleyerek, “Ancak sahadaki durumu pürdikkat izlediğimizi ve Suriyeli meslektaşlarımızla sürekli iletişim halinde olduğumuzu teyit edebilirim” dedi.
Çok geçmeden Dışişleri Bakanı, Washington’un saldırılara “başlamadan 4-5 dakika önce” Rusya’ya haber verdiğini açıkladı. Lavrov açıklamasının devamında “Rus askerleri ABD tarafından yeni saldırılar yapılacağına ilişkin yalnızca 4-5 dakika önce bir uyarı mesajı aldı. Rusya ve ABD ordusu arasındaki ilişkilerde olası çatışmaların çıkmasını önlemek için tedbirlerden söz etsek bile saldırıların başlamasıyla eşzamanlı olarak gelen böyle bir uyarı mesajı herhangi fayda sağlamıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Burada dikkat çeken nokta, Moskova'nın haftalar önce askeri güvenlik birimlerini, İran’a bağlı birimlerin bulunduğu yere yakın bir şekilde Elbu Kemal bölgesine konuşlandırmış olması. Bu, Moskova’ya göre ABD'nin son saldırılarının tehlikesini daha da ciddileştiriyor.
ABD güçlerinin Suriye’deki varlığını gayrimeşru olarak nitelendiren Lavrov bunun “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye sorununun çözülmesine ilişkin 2254 sayılı kararı da dahil olmak üzere tüm uluslararası hukuk normlarına aykırı olduğunun” altını bir kez daha çizdi. Lavrov buna rağmen Rusya ve ABD ordusunun, çatışma çıkmasını engelleme mekanizmasının bir parçası olarak hala sürekli temas halinde olduklarını vurguladı. Ancak aynı zamanda “Moskova ve Washington arasında Suriye hakkında siyasi ve diplomatik düzeyde görüşmelerin yeniden başlaması oldukça önemli. Yeni yönetimin bu konu ile ilgilenecek ekiplerini yakında kuracağını umuyoruz” şeklinde bir açıklama da yaptı.
Lavrov’un ifadelerinde Washington’un planlarına ilişkin şüpheler gizliydi. Lavrov “ABD’nin Suriye’den asla çekilmeyi düşünmediğine dair teyit edilmemiş bilgiler” geldiğine dikkat çekerek, Moskova’nın bu meseleyi Washington ile yapacağı görüşmelerde açıklığa kavuşturma niyetinde olduğunu vurguladı. Lavrov “Son zamanlarda farklı kaynaklardan birbiri ile çelişen bilgiler duyuyoruz. Bunların doğruluğunu henüz teyit etmiş değiliz. ABD’lilere doğrudan bu konuyu sormak istiyoruz. Bu bilgiler, ABD’lilerin ülkenin yıkılmasına sebep olsa bile Suriye’den asla çekilmeme kararı aldıklarını öne sürüyor” dedi.
Bu bağlamda Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova Moskova’nın, ABD’nin Suriye’ye düzenlediği hava saldırılarını sert bir şekilde kınadığını vurgulayarak, “Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne kayıtsız şartsız saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz. Suriye topraklarını jeopolitik hesapların görüldüğü bir arenaya dönüştürme girişimlerini reddettiğimizin altını çiziyoruz” dedi. Zaharova’nın bu sözleri akıllara Lavrov’un iki hafta önce yaptığı açıklamasını getirdi. Lavrov söz konusu açıklamasında, “Rusya, Suriye’nin İsrail’e saldırılar düzenlemek için bir üs olarak kullanılmasını ve aynı zamanda Suriye’nin bölgesel taraflar arasında bir çatışma sahasına dönüştürülmesini kabul etmiyor” ifadelerini kullanmıştı.
Bununla eş zamanlı olarak görünüşe göre Moskova BMGK’da dosyayı ön plana çıkarmaya çalışıyor. Nitekim Rusya Federasyonu Konseyi Dış İlişkiler Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Jabarov yaptığı bir açıklamada “Şam’ın BMGK’ya şikayette bulunma ve egemen bir devletin topraklarını bombalayan ABD’nin gayrimeşru saldırılarının incelenmesi için acil bir oturum düzenlenmesine yönelik talepte bulunma hakkı” olduğundan söz etti. Jabarov “Yaşanan olaylar oldukça tehlikeli ve bölgenin tümünde tansiyonun yükselmesine yol açabilir. Bu gibi olaylar büyük bir çatışmanın patlak vermesine sebep olabilir” dedi.
Jabarov beklenmedik bir şekilde, Suriye hükümetinin ileride ABD saldırılarına askeri olarak karşılık verme ihtimaline değinerek, “Suriye’nin elinde S-300 hava savunma füze bataryaları da dahil olmak üzere modern silahlar bulunuyor. ABD'liler bu gibi eylemlerde bulunurken oldukça dikkatli olmalı. Olayların ayrıntıları henüz belli değil. Hala tam olarak açıklığa kavuşmadı. Ancak şu ana kadar her şey oldukça tehlikeli görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Uyarı niteliğinde olan bu açıklamanın, farklı bir boyut alan başka bir uyarı ile eş zamanlı olarak gelmesi dikkat çekici. Federasyon Konseyi Dışişleri Komitesi Başkanı Konstantin Kosachev bir açıklama yaparak, “ABD’nin Suriye’ye yönelik saldırıları bölgede gerilimin tırmanmasına yol açabilir ve Washington ile Tahran’ın Nükleer Anlaşma çerçevesinde ilişkilerindeki olası normalleşme durumunu bozabilir” dedi. Siyasi karar merciine yakın bir isim olan Kosachev “Yaşananlar oldukça tuhaf. Burada ABD, Irak, İran ve Suriye olmak üzere dört ülke var ancak sadece bir ülke -ABD- askeri gücünü açık ve aleni bir şekilde kullanıyor. Tüm bu yaşananlar, son zamanlarda Bağdat’taki Yeşil Bölge’yi hedef alan roketli saldırılar hakkında belirsiz kalan bir arka planda gerçekleşiyor” dedi.
Washington’un İranlıları herhangi bir kanıt sunmadan bu saldırılardan sorumlu tuttuğuna dikkat çeken Kosachev, “Bu durum, bölgedeki askeri çatışmanın artmasını beraberinde getirebilir. Ayrıca İran nükleer programına ilişkin Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) çerçevesinde ABD ile İran arasındaki olası normalleşmenin tamamen çökmesine yol açabilir” uyarısında bulundu.
 



Trump: Putin ile görüşene kadar Ukrayna görüşmelerinde hiçbir şey olmayacak

TT

Trump: Putin ile görüşene kadar Ukrayna görüşmelerinde hiçbir şey olmayacak

ABD Başkanı Donald Trump, Katar ziyareti sırasında (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Katar ziyareti sırasında (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşene kadar Ukrayna barış görüşmelerinde ilerleme kaydedilemeyeceğini söyledi. Trump bugün, Ortadoğu turunun üçüncü ayağı olan Dubai'ye inmeden önce Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Putin ve ben buluşana kadar hiçbir şey olmayacak” dedi.

Trump, Rusya ile Ukrayna arasındaki görüşmelerde ilerleme kaydedilmesi halinde yarın Türkiye'ye gitme ihtimalinin olduğunu vurguladı.

Katar'da bulunduğu sırada, bir Rus heyeti Ukrayna ile üç yıl sonra yapılacak ilk doğrudan barış görüşmelerine katılmak üzere İstanbul'a gelirken Trump, “Biliyorsunuz, eğer bir şey olursa yarın Türkiye’ye gideceğim” dedi.

Trump, “Dünyaya psikolojik olarak yardımcı olabiliriz. Dolayısıyla Rusya ve Ukrayna ile iyi sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Trump dün yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılması halinde görüşmeler için Türkiye'ye gideceğini söylemişti.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin barış konusunda ciddi olduğunu göstermek için Putin'i görüşmeye çağırmasına rağmen Rusya, daha düşük seviyeli bir heyet gönderdi.

Trump, Putin'in yokluğuna şaşırmadığını ifade ederek, “Ben gitmiyorsam o neden gitsin?” diye sordu.

Trump göreve geldiğinde savaşın derhal sona erdirileceği sözünü vermiş, ancak Rusya, Ukrayna'nın da desteklediği ABD'nin 30 günlük koşulsuz ateşkes önerisini reddetmişti.

Ukrayna ile ABD yönetimi arasında iyileşen ilişkilere rağmen Trump, ülkesine milyarlarca dolarlık askeri yardım sağlamak için eski ABD Başkanı Joe Biden ile yakın çalışan Zelenskiy hakkında Katar'da yine aşağılayıcı ifadeler kullandı.

Trump, 28 Şubat'ta Beyaz Saray'da kendisi ve yardımcısı J.D. Vance ile gergin bir görüşme yapan Zelenskiy için “Bence o tarihin en büyük satıcısı” ifadesini kullandı.

Trump, yönetiminin Ukrayna'ya askeri yardımı azalttığını belirterek, “Bu çok kolaydı, bir çocuğun elinden şekerini almak gibi” dedi

Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakerelerde ilerleme kaydetmeyi ‘dört gözle beklediğini’ ve savaşın sürdürülebilir bir şekilde sona erdirilmesi için ‘her türlü mekanizmayı’ değerlendirmeye hazır olduğunu söyledi.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) dışişleri bakanlarının Türkiye'deki toplantısında konuşan Rubio, “Önümüzde yapılacak çok iş var ve biz bu sürece dahil olmaya devam ediyoruz. Herkes gibi biz de neler olacağını görmek için sabırsızlanıyoruz, ancak bu zor bir durum. Yakında bu konuda ilerleme kaydedileceğini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

fgrthyjukı
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile görüşmesi sırasında (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın RIA Novosti haber ajansından aktardığına göre bir Rus heyeti Ukrayna ile müzakerelere katılmak üzere bugün İstanbul'a geldi.

İstanbul’daki görüşmeler, Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlamasından birkaç ay sonra yapılan müzakerelerin başarısız olmasından bu yana Ukraynalılar ve Ruslar arasında çatışmayı sona erdirmeye yönelik ilk doğrudan barış görüşmeleri olacak. Her iki ülke de uzlaştırılması zor taleplerde bulunmaya devam ediyor. Rusya, Ukrayna'nın NATO’ya katılmaması ve ilhak ettiği Ukrayna topraklarını elinde tutması yönündeki talebini sürdürürken, müttefiklerinin desteğini alan Kiev bu koşulları kabul edilemez buluyor.

Buna karşılık Ukrayna, yeni bir Rus saldırısını önlemek için Batı'dan sağlam ‘güvenlik garantileri’ ve ülkenin yaklaşık yüzde 20'sini kontrol eden Rus ordusunun topraklarından tamamen çekilmesini istiyor.

NATO Genel Sekreteri bu müzakerelerde ilerleme kaydedilmesi konusunda ‘ihtiyatlı’ bir iyimserlik dile getirerek, Rusların Ukrayna ile ‘bir sonraki adımları atması’ gerektiğini söyledi.